Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/587 E. 2023/421 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/587
KARAR NO : 2023/421

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :24/09/2021
NUMARASI :2020/437 Esas – 2021/525 Karar

DAVACI : … (T.C.No: … – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :25/09/2020
KARAR TARİHİ :16/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :14/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında akaryakıt sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin davalı tarafa 0089966 seri nolu ve 01.02.2019 tarihli faturada yazılı malları teslim ettiğini ancak davalı tarafça fatura bedelinin tamamen ödenmediğini, faturalara yasal süresi içinde itiraz da edilmediğini, davalı yana teslim edilen mallara karşı BA-BS formları düzenlendiğini, bilirkişi incelemesi sonucu alacaklı olduklarının anlaşılacağını beyan ederek; 32.533,86 TL faturadan kaynaklı alacağın 18.03.2019 tarihinde itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya fatura borcuna karşılık 30/04/2019 tarihli 68.500,00-TL ve 30/05/2019 tarihli 68.500,00-TL bono verdiğini, fatura borcuna istinaden verilen bonolara ilişkin mutabakatı gösterir mail yazışmaları ve tanık olduğunu ayrıca davacı tarafın müvekkiline dava konusu olan dava konusu fatura tarihi olan 01.02.2019 tarihinden sonra 05.03.2019 tarihinde “33.86 (B) TL alacağınız bulunmaktadır” şekilinde müvekkilinin alacaklı olduğunu gösterir mutabakat sözleşmesi gönderdiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulü ile; 32.533,86-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu fatura karşılığı verilen 2 adet bono müvekkilinin elinde olup bu bono bedellerini ödeyip davacıdan bonoları aldığı ve faturaya istinaden borcu bulunmadığını, davacının yargılama aşamasında söz konusu bu iki bononun faturaya karşılık verilip verilmediği konusunda herhangi bir beyanı alınmadığını, 05/03/2019 tarihli mutabakat sözleşmesinde “33.86 TL” alacağınız bulunmaktadır şeklinde mutabakat yapıldığı, bu durum da fatura alacağı 2 adet bonoya bağlandığını, söz konusu bu bonolarda müvekkilin elinde bulunduğundan fatura borcunun ödendiğine karine teşkil etmekte olup mahkemece bu bonolar dosyaya istenmediğini, davacı taraf iyi niyetli olmayıp icra dosyası üzerinden Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemelerinde itirazın iptali davası açması gerekirken, haksız olduğunu bildiği için iş bu alacak davasına yöneldiğini yani davalı aleyhine açılan Kocaeli 8. İcra Müd. 2019/48819 E. sayılı dosyası aynı alacak konusu yani 0089966 seri numaralı 01/02/2019 tarihli faturaya dayalı icra takibi şu an halen açık itiraz edilmiş bir şekilde durmuş durumda olup bu durumda derdestlik konusu dikkate alınması gerektiğini ayrıca tanık ve yemin deliline dayanmış iseler de bu deliller dikkate alınmadığı bu durumlar yargılamanın eksikliği gösterdiğini beyan ederek, davanın reddi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2021 tarih, 2020/437 Esas – 2021/525 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine ilişindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı tarafından, davalı ile aralarında akaryakıt satış sözleşmesi imzalandığı, davacının bu sözleşme gereğince davalı tarafa 0089966 seri nolu ve 01.02.2019 tarihli faturada yazılı malları teslim ettiği, ancak davalı tarafça fatura bedelinin tamamen ödenmediği, davalı tarafından teslim alınan faturalara yasal süresi içinde itiraz da edilmediği belirtilerek, 32.533,86 TL faturadan kaynaklı alacağın 18.03.2019 tarihinde itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsili için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 05/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacıya ait 2019 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin …K’nun 69. ile 213. sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222.inci maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulmuş olduğu, tutulması zorunlu defterlerin birbirlerini doğruladığı, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 32.533,86 TL alacaklı göründüğü, davalının cevap dilekçesinde bahsetmiş olduğu 2 adet 68.500 TL’lik bonolarla ödemenin davacı ticari defterlerinde sadece 15.05.2019 tarihinde birinin kayıtlı olduğunun görüldüğü…” şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; tarafların iddia ve savunmaları, faturalar, tarafların ticari defter ve belgeleri, yaptırılan bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamından; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davacı tarafça davalıya satılan malların bedeli olarak davalıdan tahsili gerekir 32.533,86-TL tutarında alacağının bulunduğu, bu hususun davacıya ait ticari defterlerde yer aldığı, davalı tarafça ticari defterlerin yapılan ihtara rağmen ibraz da edilmediği anlaşıldığından davacının ticari defterlerine itibar edilerek davanın kabulüne şeklinde karar verilmişse de verilen karar doğru olmamıştır.
Eldeki uyuşmazlık, taraflar arasında faturaya dayalı, daha doğru deyişle, davacının davalıya satıp teslim ettiği akaryakıt bedelini tahsil edememesi nedeniyle satışı yapılan akaryakıt için düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi nedenine dayalı alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Öncelikle hemen belirtmek gerekir ki, Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin kararları ile Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya ilişkin kararlarında, gerekçeli karar hakkının adil yargılanma ilkesinin somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasanın 141/3. maddesine göre, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur.
Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK’da da yer verilmiştir. HMK‘nın 297. maddesine göre, hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler yer almalı, sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK’nın 298/2. maddesinde ise “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz” hükmü düzenlemiştir.
Somut davada, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı tarafından düzenlenen ve davalıya gönderilen ve aynı zamanda eldeki davaya da konu edilen faturanın, taraflar arasında yapılan 05/03/2019 tarihli mutabakat sözleşmesinde ödendiği ve hatta bu fatura ve fatura ödemesi sonrasında “33.86 TL” davalının davacıdan alacaklı olduğu şeklinde mutabakat yapıldığı görülmüş, bu aşamada, artık davacının davalıdan alacaklı olmadığı, hatta küçük bir miktarda davalının davacıdan alacaklı olduğu anlaşılmış, bu durumda artık, mahkemece dosya arasında bulunan bu mutabakat belgesi gereğince davaya konu edilen faturaya dayalı alacağın olmadığının sabit olması karşısında davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı kanaatle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş bu nedenle de verilen kararın kaldırılması gerektiği anlaşılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının davalı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davalının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 24/09/2021 tarih, 2020/437 Esas ve 2021/525 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın REDDİNE,
b)Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 555,60 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 375,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c)Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
ç)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
e)6325 sayılı HUAK’ın 18-(A)-11) maddesi uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
d)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b)İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
c)Davalı tarafından yapılan 162,10-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 111,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 273,10 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davalının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
e)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*