Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/585 E. 2023/408 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/585
KARAR NO : 2023/408

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2021
NUMARASI : 2019/608 Esas – 2021/752 Karar

DAVACI :YILDIZ ENTEGRE AĞAÇ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :MAVİ GERİ DÖNÜŞÜM VE ATIK DEĞERLENDİRME HİZMETLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …

DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :23/12/2019
KARAR TARİHİ :16/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :14/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/95879 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun takibe haksız bir biçimde itiraz ettiğini, dava şartı olan arabuluculuk kanun yoluna başvurulduğunu ancak davalı borçlu tarafın oturuma katılmaması nedeniyle anlaşamama ile sonuçlandığı, davalı-borçlunun yetki itirazının hukuka aykırı olduğu, yerleşik Yargıtay İçtihatları gereğince, davacının yerleşim yer olan icra dairesinin yetkili olduğunu, icra takibine yapılan itirazın kötü niyetli ve takibi durdurmaya yönelik olduğunu, icra takip dayanakları incelendiğinde; 03.05.2018 düzenleme 30.07.2018 ödeme tarihli 7.681,80 TL tutarlı, 30.05.2018 düzenleme 30.07.2018 ödeme tarihli 16.696,00 TL tutarlı faturaların icra takibine konu yapıldığını ancak borçlu tarafından bu faturalara hiçbir beyanda bulunmadan itiraz edildiğini, taraflar arasındaki ticari ve borç ilişkinin, müvekkili şirketin ticari defterleri ve cari hesap kayıtlarından ortaya çıkacağını belirterek; itirazın iptalini, takibin devamını ve %20′ den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine açılacak davalarda yetkili yerin Sakarya Mahkemesi ve İcra Dairesi olduğunu, icra takibindeki adres ile müvekkilinin adresinin bir ilgisi olmadığını, müvekkili davalı şirket ile davacı şirket arasında hiçbir ticari işlem olmadığını, bu sebeple alacağa dayanak olarak gösterilen tüm faturalara vc fatura içeriklerine itiraz ettiklerini, dava dilekçesinde faturalara itiraz edilmediği yönündeki beyanları kabul etmediklerini, icra takibine konulan faturaların incelenmesi sonucu davalı şirketle ilgisinin olmadığının anlaşılacağını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında mal ve hizmet alımı gibi ticari bir ilişki olmadığından ve davacı tarafından müvekkili davalı şirkete teslim edilen bir malda söz konusu olmadığını belirterek; davanın yetki ve esas yönünden reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kısmen kabulü ile; Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/95879 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile; takibin 7.681,80 TL üzerinden devamına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, 7.681,80 TL üzerinden hesap edilecek %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle Yerel Mahkemece verilen kararda; “davalının defter kayıtlarında, 2 adet fatura kaydının sadece 1 adedinin kayıtlı olduğu, ve bu fatura bedelinin de banka ödeme kaydı ile kapatıldığı” yönünde hatalı bir değerlendirme yapıldığı oysaki 14.12.2021 tarihli celsede davalı vekili ” 7.681,80 TL’lik faturanın kayıtlı olmamasının nedeni muhasebesel hatadır” şeklinde beyanda bulunduğunu, dosyada alınan tüm bilirkişi raporları iddialarını destekler nitelikte olduğunu eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini ayrıca davalı taraf arabuluculuk görüşmelerine katılmamış olup, bu hususta Yerel Mahkemece gözden kaçırılmış olup, kabul – red oranına göre arabuluculuk ücretinin 903,88 TL’sinin müvekkil firmadan alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Yerel Mahkemece işbu bilirkişi raporu hatalı yorumlanmış ve 16.686,00 TL’lik fatura ödenmiş gibi karar tesis edildiğini beyan ederek, yerel mahkeme kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarih, 2019/608 Esas – 2021/752 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından, davalı aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/95879 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine itirazın hükümden düşürülmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2019/95879 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; taraflarının dava dosyası tarafları ile aynı olduğu, toplamda 24.367,80 TL alacak yönünden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Dosya arasına alınan 11/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın incelenen 2018 yılı ticari defter kayıt ve belgelerine göre davacı tarafın davalı taraftan alacağının gözükmediği, davacı firma dava dosyasında 2 adet fatura ile toplam 24.367,80 TL alacak talebinin mevcut olduğu, davalı tarafın 2018 yılına ait ticari defterlerin açılış onaylarının yasal süresinde yaptırıldığı ancak defter kapanış onaylarının yapılmadığı için davalı ticari defterlerinin HMK nın 222. Maddesi çerçevesinde delil teşkil edemeyeceği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.

Dosya arasına aldırılan 22/03/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın incelenen 2018 yılı ticari defter kayıt ve belgelerine göre dava konusu 2 adet faturadan 7.681,80 TL olanı resmi kayıtlara intikal ettiği, davalı tarafın davacı tarafa Turkish Bank Adapazarı Şubesi banka hesabından 7.681,80 TL ödeme yapıldığı kaydı ile hesap bakiyesinin kapandığı gözüktüğü, davacı firmanın dava dosyasında 2 adet fatura ile toplam 24.367,80 TL alacak talebi irsaliye, kantar fişi ve teslim alan ve verenlerin imzaları ile dosyada mevcut olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 09/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu e-faturalarda irsaliye tarih ve sayısı ve ödeme vadesinin yazılı olduğu, malların sevkine ilişkin nakil belgeleri ve irsaliyelerin düzenlendiği, irsaliyelerde malı teslim eden, kontrol eden ve teslim alanların ismi ve imzalarının bulunduğunun görüldüğü, davacı şirketin incelenen defter kayıtlarına göre; 2018 yılında yapılan hurda tahta ve hurda demir satışından kaynaklı davalıdan toplam 24.367,80 TL tutarında alacaklı olduğu, davalı şirketin defter kayıtlarına göre ise, davacıya borcu olmadığının bilirkişi tarafından tespit edildiği, bu durumda tarafların defter kayıtlarının mutabık olmadığı ve birbirini doğrulamadığı, sonuç itibariyle, dosya kapsamı ve davacı şirketin defter kayıtlarının incelenmesi ve davalının ticari defterler üzerinde bilirkişi tarafından yapılan incelcme sonucunda düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesi sonucunda: taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve ticari defter tutma zorunlulukları olduğu, dava konusu faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve herhangi bir tahsilat kaydı bulunmadığı, davalının defterinde ise dava konusu 2 adet faturadan sadece 1 adedinin kayıtlı olduğu ve bu fatura bedelinin de banka ödeme kaydı ile kapatıldığı ve davacıya borcunun görülmediğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bu nedenle tarafların defter kayıtlarının mutabık olmadığı ve birbirini doğrulamadığı, davacı şirketin defter kayıtlarının incelenmesinden, takip tarihi itibariyle dava konusu faturalar nedeniyle davalının davacıya toplam 24.367.80 TL borçlu olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Eldeki davada, davacının ticari ilişkiden kaynaklanan alacağını tahsil etmek amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine açılan eldeki davanın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği alacağın miktarının ve takip dayanağı faturalara konu malların davalıya teslim edilip edilmediğinin tespiti hususunda toplandığı anlaşılmıştır. Mahkemece; mali müşavir bilirkişi aracılığı ile davalı şirketin ticari kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Dosya arasına alınan bilirkişi raporunda ;davalının kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu davalı kayıtlarına göre dava konusu 2 adet faturadan sadece 1 adedinin kayıtlı olduğu ve bu fatura bedelinin de banka ödeme kaydı ile kapatıldığı ve davacıya borcunun görülmediği yönünde görüş belirtilmiştir. Mahkemece, Davacının ticari defterleri üzerinde de inceleme yaptırılmış, dava konusu faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve herhangi bir tahsilat kaydı bulunmadığı davacının takip tarihi itibariyle davalıdan takip miktarınca alacaklı olduğu, tarafların defter kayıtlarının birbirini doğrulamadığı, irsaliye belgesinin düzenlendiği tarih itibariyle irsaliye belgesinde teslim alan olarak isim ve imzası bulunan …’nın davalı şirket çalışanı olmadığı, ancak 31/05/2018 tarihli faturaya konu malları teslim alan …’ın davalı şirketini SGK’lı çalışanı olduğu, davacının defterinde banka kanalıyla yapılan ödeme bankasından sorulduğunda davacının defterdeki kayıtlarla uyumlu bir hesap hareketinin ve hesabının bulunmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar neticesinde, somut uyuşmazlıkta; davacının diğer faturalara konu malların davalı şirkete teslim edildiğini ispat edemediği, bu aşamada 7.681 TL tutarlı faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinin kabul edilmesinin gerektiği, davalının ise fatura bedelinin ödendiği hususunu ispat edemediği göz önünde bulundurularak, mahkemece, davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçesinin davacının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davacının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacı ile taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*