Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/577 E. 2023/474 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/577
KARAR NO : 2023/474

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/12/2021
NUMARASI :2020/240 Esas – 2021/736 Karar

DAVACI :S.S. KARAMÜRSEL ESNAF VE SANATKARLAR KREDİ VE KEFALET KOOPERATİFİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR :1-… (T.C.No: …) – …
:2-… (T.C.No: …) – …
DAVA :Alacak (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :11/03/2016

KARAR TARİHİ :21/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :30/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31 Ekim 2003 tarihli Halkbank Kooperatif Kredileri garantörlüğünde … tarafından kredi alındığını ve söz konusu kredi sözleşmesine davalıların müşterek müteselsil kefil olduklarını, …’ın vefat ettiğini, mirasçılarının reddi miras yaptıklarını, taksitlerin ödenmediğini, … tarafından alınan kredi taksitlerinin bankaca kooperatif hesabından alınması sonucunda Karamürsel İcra Dairesi’nde davacı kooperatif tarafından icra takipleri başlatıldığını, bir kısım tahsilatların yapıldığını ancak dava tarihi itibariyle halen alacaklı olduğunu beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 15.702,19-TL ana para, 42.924,56-TL faiz olmak üzere toplam 58.626,75-TL alacaklarının dava tarihinden itibaren %27 temerrüt faizi ile müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının iddia ettiği gibi ödeme yapılan tarihlerin ve takip tarihlerinin bilinmesi karşısında ödeme yapılan tarihlerden itibaren en geç bir yıl içinde talepte bulunması gerektiği halde davacının bu süreyi geçirdiğini, bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın her ne kadar kredi sözleşmesinde müşterek müteselsil kefil olduklarını belirtmekte ise de sorumlu oldukları tutarın sözleşmede belirli olmadığını, bu nedenle Borçlar Kanunu’na uygun olmayan ve yasal şartları oluşmayan kefillikten dolayı herhangi bir borçlarının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın kısmen kabulü ile,
-2.817,59 TL asıl alacak ve 5.159,12 TL işlemiş faiz olmak üzere 7.976,71 TL nin davalı …’ dan tahsili ile davacıya verilmesine, 2.817,59 TL ye dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
-2.817,59 TL asıl alacak ve 5.159,12 TL işlemiş faiz olmak üzere 7.976,71 TL nin davalı …’ den tahsili ile davacıya verilmesine, 2.817,59 TL ye dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davacı kooperatifinde alınan kredide kefil olduğu kabul edilerek hüküm kurulduğunu, oysa davacının kredinin kefili olmadığını, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifleri Ana Sözleşmesi’nin 6. maddesine göre kooperatif ortaklarının bankadan kredi alabilmesi için bankaya karşı garantör olduğunu ve sözleşmenin 62. maddesine göre kooperatif tarafından sermayesinin tamamı veya bir kısmının banka ile yapmış oldukları anlaşma doğrultusunda bankaya terhin edildiğini, dolayısıyla üyenin almış olduğu krediye karşılık davacı kooperatifin sadece ve sadece bankanın yapmış olduğu takipte bankaya karşı ve kredin tümünden sorumluluğunun mevcut olduğunu, yine aynı sözleşmenin 66. maddesine göre de bankaya ödemiş olduğu tüm borç için de asıl borçlu ve kefillerine rücu etme hakkı bulunduğunu, fakat yerel mahkemece davacı kooperatifinde alınan ve ödenmeyen kredi de kefilliği olduğu kabul edilerek bilirkişi hesaplaması yaptırıldığını ve talep edilen alacağın 1/3 oranında sorumlulukları olduğu kabul edilerek hüküm kurulduğunu, istinaf aşamasından sonra dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edilerek rapor alındığını ve söz konusu rapora 24/052021 tarihli dilekçe ile faiz oranına ve hesaplama yapılır iken alacağın tahsili için yapılan masraflar dikkate alınmadan hesaplama yapıldığı hususunda itiraz edilmiş olmasına rağmen bilirkişiden tekrar rapor alınmadan hüküm kurulduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalılar tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 tarih, 2020/240 Esas – 2021/736 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı kooperatifin, dava dışı … tarafından kullanılan ve davalılar ile birlikte müteselsil kefil ve müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmesi nedeniyle, dava dışı banka tarafından, davacıdan tahsil edilen ödemelerin rücuen tahsili istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair 2016/308 Esas, 2019/214 Karar sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin, 2019/1635 E. 2020/552 K. sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verilmiş, ilk derece mahkemesinin kaldırma ilamı sonrasında yapılan yargılaması sonucunda; “… Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu kredi sözleşmesinde davacı ve davalıların, davadışı …’ın kredi sözleşmesinde aynı borca birlikte kefil oldukları, birlikte kefaletin TBK’ nin 587. maddesinde (BK 488. md) kefile kefil ve rücua kefilin TBK’ nın 588. Maddesinde (BK 489. md) düzenlendiği, dava dışı …’ın bankaya olan kredi borcundan dolayı, davacı ve davalıların müteselsil kefil ve müşterek ve müteselsil borçlu olmaları ve davalıların asıl borçlu olmamalarından dolayı ve iç ilişkide borcun tamamını ödeyen kefilin yasa gereği diğer kefillere payı oranında rücu edebileceği, davacının kendisi gibi kefil olan davalılara 1/3 oranında rücu edebileceği, Sakarya BAM 7. Hukuk Dairesinin 03/06/2020 tarih, 2019/1635 Esas 2020/552 Karar sayılı ilamı doğrultusunda Mahkememizce yeni bir bilirkişi raporu aldırıldığı, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kaldırma ilamındaki hususlar dikkate alınarak hazırlanmış olduğu, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde belirttiği davalıların alacağın tamamında sorumlu olduğuna yönelik itirazının yerinde olmadığı, zira bam kaldırma kararında da davacının davalılara 1/3 oranında rücu edebileceğine karar verildiği, dava dilekçesinde %27 oranı ile işlemiş faiz talep edildiği, itirazların yerinde olmadığı anlaşılmakla bilirkişi raporundaki hesaplamaya itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile, 2.817,59 TL asıl alacak ve 5.159,12 TL işlemiş faiz olmak üzere 7.976,71 TL nin davalı …’ dan tahsili ile davacıya verilmesine, 2.817,59 TL ye dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
2.817,59 TL asıl alacak ve 5.159,12 TL işlemiş faiz olmak üzere 7.976,71 TL nin davalı …’ den tahsili ile davacıya verilmesine, 2.817,59 TL ye dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur …” şeklindeki gerekçeyle,davanın kısmen kabulü ile 2.817,59-TL asıl alacak ve 5.159,12-TL işlemiş faiz olmak üzere 7.976,71-TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 2.817,59-TL’ye dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, 2.817,59-TL asıl alacak ve 5.159,12-TL işlemiş faiz olmak üzere 7.976,71-TL’nin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, 2.817,59-TL’ye dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birliği ana sözleşmesi hükümlerine göre; bu tür kooperatiflerin amacı ortakların kredi ihtiyaçlarının karşılanmasında, bankalar ile diğer kurum ve kuruluşlarla olan ilişkilerinin düzenlenmesinde ve sorunlarının çözümlenmesinde yardımcı olmak ve ilgili bankalarla gerekli iş birliğini sağlamaktır. Anılan ana sözleşmenin, 57 ila 66. maddeleri arasında ödenmeyen kredilerin ne şekilde tahsil edileceğine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 587. maddesinin son fıkrasına göre; “birbirlerinden bağımsız olarak aynı borç için kefil olanlardan her biri, borcun tamamından sorumlu olur. Ancak, borcu ödeyen kefil, aksine anlaşma olmadıkça toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahiptir.
Taraflar, dava dışı asıl borçlu …’ın T. Halk Bankası A.Ş.’den kullandığı krediye birlikte müşterek borçlu ve müteselsil kefildirler. Davacı kooperatif hesabından, kredi alacaklısı banka tarafından tahsil edilen miktarın tamamının rücuen tahsili, dava dışı kredi borçlusundan talep edilebilir ise de; müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalının diğer kefil davacıya karşı sorumluluğu, 6098 sayılı TBK’nın 587. maddesinin son fıkrası uyarınca; her bir kefile düşen pay ile sınırlıdır.
Somut olayda; davacının, dava dışı kooperatif üyesinin kredi borcu nedeniyle ödediği miktar için kredinin diğer kefili olan davalıya payı oranında rücu etme hakkı bulunduğu, davacının kredi borcunu ödediği ve davalının kredi borcu için herhangi bir ödeme yapmadığının sabit olduğu, Dairemiz kaldırma ilamı doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporuna göre rücu edilebilecek miktarın, davalı … yönünden 2.817,59-TL asıl alacak ve 5.159,12-TL işlemiş faiz olmak üzere 7.976,71-TL, diğer davalı … yönünden 2.817,59-TL asıl alacak ve 5.159,12-TL işlemiş faiz olmak üzere 7.976,71-TL olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın, dosya kapsamına ve 6098 sayılı TBK’nın 100. maddesi hükümlerine uygun olarak saptandığının anlaşılmasına göre, dosya kapsamı delillerle, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacı vekilinin adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 272,45-TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 92,55-TL istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*