Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/551 E. 2023/272 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/551
KARAR NO : 2023/272

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
NUMARASI : 2020/446 Esas – 2021/696 Karar

DAVACI : T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : DESTEBAŞI GRUP İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … (T.C. NO: …) – …

DAVA TÜRÜ : Alacak (Kayıt Kabulden Dönüşen)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 20/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Alacağın kaynağı olan müflis şirket ile Ziraat Finansal Kiralama A.Ş. ile 24.07.2015 tarih ve 15004060_R1 nolu finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklandığını, söz konusu Ziraat Finansal Kiralama A.Ş.‘nin Ziraat Katılım Bankası A.Ş. ile birleşmesi sonucunda sözleşmeye ilişkin tüm haklarının birleşilen Ziraat Katılım Bankası A.Ş.’ye devir edilmiş olduğunu, davacı T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ile alacaklarını temlik eden Ziraat Katılım Bankası A.Ş. arasında Beyoğlu 48. Noterliğinin 25.03.2019 tarih ve 42019 yevmiye nolu Temlik sözleşmesi ile müflis şirketteki alacağın temlik edildiğini, alacaklarının 2.271.255,00.- EURO (iflas tarihi itibarıyla ) karşılığı 14.676.849,81.-TL ve 27.277,00.-TL ve ayrıca vekalet ücreti olarak 183.075,80.-TL olmak üzere 14.887.202,61.-TL alacak kayıtlarının yapılması için başvuru yapıldığını, başka anlatımla 2.271.255,00 EURO karşılığı alacakları ile 27.277,00.-TL ve 183.075,80.-TL vekalet ücreti alacaklarının mevcut bulunduğu halde bunların kabul edilmemesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, borçlu şirket ve aval verenler için İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün 2018/46378 Esas sayılı takip dosyası ile yapılan icra takibinde (kambiyo yolu ile) 1.826.738,88.-EURO alacaklı olduklarının da anlaşıldığını, müflis şirket ile yapılan finansal kiralama sözleşmesi kapsamında borçlarını ödemedikleri için Beyoğlu 40. Noterliğinin 16 Ekim 2018 tarih ve 6329 yevmiyeli ihtarı ile sözleşmenin feshi ve alacak miktarlarının bildirilmiş olduğunu, bu nedenle İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/222 Esas sayılı dava dosyası ile Mal iade davası açıldığını ve mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu mahkeme dosyasında alacak miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yapıldığını ve alacaklı bulunduklarının saptandığını, davalı Müflis İdaresi’nin bilerek ve kasten alacak taleplerinin reddine karar verdiğini çünkü, İflas İdaresi tarafından Müflis Şirket yetkilileri lehine öncelikle mülkiyeti müvekkiline ait taşınmazın fiilen kullandırılmasının başarılı ile yürütüldüğünü, aynı zamanda davaların uzun sürmesi nedeniyle mülkiyeti kendilerine ait olan taşınmazın taraflarına teslim edilmemesi için özel bir gayret içinde olduklarının anlaşıldığını, bütün bu belgelere rağmen alacak taleplerinin reddi kararının bilerek ve kasten müflis şirket yetkililerine haksız çıkar sağlamaya yönelik olduğu düşüncesinde olduklarını, bu nedenle İflas İdaresi hakkında ceza hukuku bakımından gerekli işlemlere başlanacağını, müvekkilinin alacağının kayıt ve kabulü için iflas dosyasına borçlarını gösterir genel kredi sözleşmesinin suretleri, hesap kat ihtarnamesi ve tebliğ şerhlerinin suretleri ve hesap icmal tabloları sunulmasına rağmen; ret edilen (kur farkından doğan alacak haklarımız, fazlaya ilişkin ve hesap hatasından doğan her türlü haklarımız saklı kalmak kaydıyla) 2.271.255,00.-EURO (iflas tarihi itibarıyla) karşılığı 14.676.849,81.-TL ve 27.277,00.-TL ve ayrıca vekalet ücreti olarak 183.075,80.-TL olmak üzere 14.887.202,61.-TL alacaklarının tesbiti ile tamamının iflas masasına kaydına karar verilmesi yönünde İ.İ.K.md.235 hükmü uyarınca dava açmak zorunluluğu doğduğunu beyanla, davalarının kabulü ile Davalı İflas Destebaşı Grup İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. iflas İdaresinin 28.07.2020 tarihli kararı ile 42 başvuru nosu ile yaptıkları (kur farkından doğan alacak haklarımız, fazlaya ilişkin ve hesap hatasından doğan her türlü haklarımız saklı kalmak kaydıyla) 2.271.255,00.-EURO(iflas tarihi itibarıyla ) karşılığı 14.676.849,81.-TL ve 27.277,00.-TL ve ayrıca vekalet ücreti olarak 183.075,80.-TL olmak üzere 14.887.202,61.-TL alacak kayıtlarının yapılmasını, kur farkından doğan alacak haklarının saklı tutulmasına, (kur farkı hariç) 14.887.202,61.-TL alacaklarının sıra cetveline kaydı taleplerinin reddi kararının kaldırılarak davacı bankanın (kur farkı hakkı ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere) 14.887.202,61.-TL alacağının bulunduğunun tespiti ile alacak kayıtlarının kabulüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın finansal kiralama sözleşmesi kapsamında ödenmediğini iddia ettiği kira bedellerinin tamamına karşılık aldığı sıralı bonolarını icraya koyduğunu, masaya alacak kaydı dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacının alacağının bu bonoların icrasına ilişkin İstanbul 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/46378 esas sayılı dosyasına dayandığını, ödenmediği iddiasıyla bahsedilen dosya ile icraya konulan kira bedellerinin toplamı 1.813.128,00 € olduğunu, bu miktara 13.610,88 € faiz işletilerek toplam 1.826.738,88 € takip çıkışı miktar üzerinden icra takibi başlatıldığını, kira bedellerinin tamamı için icra takibi başlatıldığından davacının bu dosyada talep ettiğinden fazlasına ilişkin kira bedeli talebinin dikkate alınmaması gerektiğini, kiracı şirketin icraya koydukları dahil varsa ödenmemiş kira bedellerinin tespit için müflis şirketin ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, kira bedellerine ilişkin bonolardaki muacceliyet kaydının geçerlilik şartlarını taşımadığından, bonoların vadesinden önce icraya konulması ve kiracı şirket temerrüte düşürülmeden takip öncesi faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca bonolarda faiz kararlaştırılmamış olduğundan, davacının yabancı paraya uygulanacak kanuni avans faiz oranından daha yüksek oranda faiz talep etmesinin de mümkün olmadığını, davacı tarafın masaya alacak kaydı dilekçesinde alacağının TL karşılığını belirttiğini, kur farklına ilişkin bir talepte bulunmadığını, dava dilekçesinde ise kur farkından doğan alacağının saklı tutulmasını talep ettiğini, yabancı para cinsinden alacakların masaya kaydının ancak TL cinsinden ve iflasın açıldığı tarihindeki kur üzerinden yapılabileceğinden davacının kur farkına ilişkin talebinin reddedilmesi gerektiğini, icraya konulan bonolarda alacağın TL karşılığı hesaplanırken alış/satış kurlarından hangisinin uygulanacağına dair bir kayıt bulunmadığından alış kuruna göre hesaplama yapılması gerektiğini, davacının alacak kaydı dilekçesindeki hesaplamada kullandığı kurun ise satış kuru olduğunu, bu hesaplama davacının alacağını arttırdığından kur makası farkından doğan fazlaya ilişkin talebin reddedilmesi gerektiğini, davacının icra takibine konu alacağının miktarının değişmesi halinde icra vekalet ücretinin de miktarı değişeceğinden masaya kaydı talep edilen 183.075,80.-TL’nin de değişen duruma göre yeniden değerlendirilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “… 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 29/08/2019 tarihi itibariyle 13.867.370,06.-TL alacak, 183.075,80.-TL icra vekalet ücreti ve 51,85.-TL icra takip masrafı olmak üzere toplam 14.050.497,71.-TL tutarın, İstanbul 31.İcra Müdürlüğü’nün 2018/46378 Esas sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek üzere, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporunda ilk 35 adet taksitin/kiranın ödendiği kalan anapara borç bakiyesinin 1.722.722,37 Euro olduğu belirtilmişse de bu tutar yanlış hesaplandığını; bilirkişi ek raporunda da hiçbir gerekçe göstermeden aynı hatalı hesaplamasını yaptığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf rapora itirazını süresi içinde yapmadığını; nitekim bu husus mahkeme tarafından da tespit edilmiş olup yerel mahkemenin 4 nolu celsesinin ilk ara kararında “Davacı vekilinin başka bir bilirkişiden rapor alınması talebinin, süresi içinde bilirkişi raporuna itiraz edilmediğinden reddine” ifadeleri ile davacının rapor istemi reddedildiğini beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2021 Tarih – 2020/446 Esas – 2021/696 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; finansal kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; Ziraat Finansal Kiralama A.Ş. ile davalı arasında 24/07/2015 tarih 15004060RI numaralı 4.990.000 EURO bedelli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığı, Ziraat Finansal Kiralama A.Ş.’nin, Ziraat Katılım Bankası A.Ş. ile birleştiği, Ziraat Katılım Bankası A.Ş.’nin sözleşmeden kaynaklanan alacağının Beyoğlu 48. Noterliği’nin 25/03/2019 tarih 42019 yevmiye nolu temlik sözleşmesiyle davacı Ziraat Bankası A.Ş.’ye temlik ettiği, davacının temlik aldığı alacağını iflas tarihi itibariyle 2.271.255 EURO karşılığı 14.676.849,87 TL ve 27.777,00 TL ile vekalet ücreti alacağı olan 183.075,80 TL olmak üzere toplam 14.887.202,81 TL olduğunu, İstanbul 31. İcra Dairesi’nin 2018/46378 Esas sayılı icra takibinde 1.826.733,88 EURO alacaklı olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine Beyoğlu 40. Noterliği’nin 16/10/2018 tarih, 6329 yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin fesih edildiği, mal iadesi davasının İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/22 Esas sayılı dosyasında kabul edildiğini belirterek eldeki davayı açtığı, davalı şirket iflas idaresinin davacının alacağının İstanbul 31. İcra Dairesi’nin 2018/46378 Esas sayılı icra takibinde konu edildiği ve bu alacaktan daha fazla olmadığını, bonolardaki muacceliyet kaydının geçersiz olduğunu, faiz talebinin yanlış olduğunu belirterek davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bankacı bilirkişiden 14/01/2021 tarihli rapor ile 08/06/2021 tarihli ek raporun alındığı, ek rapora göre davacı alacağının iflas tarihi itibariyle 10.971.261,72 TL asıl alacak, 2.428.001,17 TL temerrüt faizi, 468.107,17 TL iflas öncesi işlemiş faiz olmak üzere 13.867.370,06 TL olduğunun belirlendiği, ilk derece mahkemesince 13.867.370,06 TL alacak, 183.075,80 TL icra vekalet ücreti ve 51,85 TL icra takip masrafı olmak üzere 14.050.497,71 TL alacağın İstanbul 31. İcra Dairesi’nin 2018/46378 Esas sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davalının iflası tarihinde davacının taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı alacağının ne kadar olduğu noktasındadır.
Dava dışı temlik eden ile davalı arasında 24/07/2015 tarih 15004060RI numaralı 4.990.000 EURO bedelli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığı, ödeme planında ilk ödemenin 75.547,00 Euro ve sonraki 59 taksitin aylık 71.937,23 Euro olarak belirlendiği, aynı alacak için her biri 75.546,00 Euro bedelli 59 adet bono düzenlendiği, davacının ödenmeyen kira alacağı, faizi ve bonolara ilişkin İstanbul 31. İcra Dairesi’nin 2018/46378 Esas sayılı icra takibindeki vekalet ücreti alacağının kayıt ve kabulünü talep ettiği görülmektedir.

İlk derece mahkemesince bilirkişiden 4/01/2021 tarihli rapor ile 08/06/2021 tarihli ek raporun alındığı, ek rapora göre davacı alacağının iflas tarihi itibariyle 10.971.261,72 TL asıl alacak, 2.428.001,17 TL temerrüt faizi, 468.107,17 TL iflas öncesi işlemiş faiz olmak üzere 13.867.370,06 TL olduğunun belirlendiği ve ilk derece mahkemesince ek raporun hükme esas alındığı görülmektedir. Eldeki davanın dayanağı finansal kiralama sözleşmesi olup, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada sözleşme kapsamında hazırlanan ödeme planı ile davacının hesap kat ihtarnameleri dikkate alınmıştır. Ödeme planında ise ödenmeyen kira taksitlerinin aylık 71.937,23 Euro olması dikkate alındığında hesaplamaların doğru olduğu görülmekle, davacının aylık taksit miktarının bono bedeli olarak alınması istemine yönelik istinafının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Diğer yandan, 6098 sayılı TBK’nın 133. maddesinde borcun yenilenmesi; “Yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur.
Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz” şeklinde düzenlenmiştir.
Yenilemenin doğurduğu ilk sonuç eski borcun sona ermesidir. Eski borç ortadan kalkarken, onun yerine geçecek yeni borç doğar. Yeni borç kendi bağımsız niteliğine bürünür. Yenilemeyle birlikte eski borçtan doğan def’iler de ortadan kalkar. Bu nedenle, eski borca ait ödemezlik def’i ile zamanaşımı def’i yeni borç için ileri sürülemez (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt II, Gözden Geçirilmiş 5. Bası, Beta Yayınları, İstanbul, 1999, s:1254-1255).
Bu durumda, bonoların düzenlenmesi borcun yenilendiği anlamına gelmeyeceği ve bilirkişi ek raporunda sözleşme hükümleri ile ödeme planına göre belirlenen alacak miktarının hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*