Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/501 E. 2023/282 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/501
KARAR NO : 2023/282

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :29/09/2021
NUMARASI :2018/831 Esas – 2021/746 Karar
ASIL DAVA
DAVACI :… (T.C.No:…) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :GEBZE PLASTİKÇİLER ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :18/10/2018
BİRLEŞEN :Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/329 Esas sayılı dosyası
DAVACI :… (T.C.No:…) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :GEBZE PLASTİKÇİLER ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :26/06/2020
KARAR TARİHİ :06/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :05/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi olan …’nın ruhsat kaydı müvekkilinin üzerine olan dava konusu dorse ve buna ek olarak çekici ile taşımacılık yaptığını, işbu davaya konu … plaka sayılı SCHIMITZ marka 2007 model tenteneli dorse ile …plaka sayılı SCANIA marka çekici ile aracın şoförü olan … tarafından 31.07.2018 günü akşam saatlerinde davalı tarafa ait otoparka çekildiğini, 31.07.2018-09.08.2018 tarihleri arasında çekicinin bakım yapılması için otoparkta bırakılmamış olup, sadece dorsenin otoparkta kaldığını, müvekkilinin çalışanı ve aynı zamanda dorseyi davalıya ait otoparkta bırakan … isimli çalışanın dorseyi almaya gittiğinde orada görevli olan kişinin 34 plakalı bir çekicinin çıkardığı şeklinde bir cevap aldığını, ancak ne müvekkilinin ne de müvekkilinin eşinin bahse konu dorseyi otoparktan çekmesi için talimat vermediğini, müvekkilinin eşinin dorseyi çalan şahıslardan ve GEPOSB otopark yetkililerinden davacı ve şikayetçi olduğunu, orada bulunan güvenlik görevlisinin ruhsata yahut alınan fişi görerek teslim etmesi gerekirken hiç bir kontrol yapmadan teslim ettiğini, ayrıca otoparkta ve Organize Sanayi Bölgesi içerisinde bulunan güvenlik kameralarından plaka ve şahsın tespitinin yapılamadığını, davalı tarafın tüm özen ve dikkati göstermemekle birlikte bir an aksi düşünüldüğünde kendi nezdinde bulunan aracın çalınmasından sorumlu olduğunu, bu durumun 15.08.2018 tarihli yazıyla müvekkili tarafından GEPOSB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na bildirildiğini, davalı tarafın Gebze 7. Noterliği’nin 17.08.2018 tarih ve 07055 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle konu ile ilgili adli soruşturmanın devam ettiği, ortada bir hırsızlık olayı olduğuna dair kesin ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, dorseyi tır parkına teslim eden kişi veya kişiler hakkında hiçbir bilgi verilmediğinden ve adli soruşturmanın sonuçlanması veya netleşmesi halinde taleplerinin yeniden değerlendirileceği şeklinde cevap verdiğini, davalı tarafın vermiş olduğu cevapta dava konusu müvekkiline ait dorsenin kendilerine ait otoparkta bulunduğunu kabul ettiğini, dorseyi teslim ettiğini de söyleyen davalı tarafın dorseyi müvekkiline/görevlendirdiği kişiye/ işçisine kısacası ilgili kişiye teslim ettiğini ispatlayamadığını, sadece teslim ettiğini beyan ettiğini, müvekkilinin söz konusu olay nedeniyle dorsenin bulunmaması nedeniyle işlerini sürdürebilmek amacıyla dorse kiraladığını ve kiralamaya devam ettiğini, bu nedenden dolayı da müvekkilinin dorse kiralaması için harcadığı bedelin davalı tarafça karşılanması gerektiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, bilirkişilerce yapılacak tespitten sonra harcı tamamlamak üzere şimdilik 40.000 TL dorse bedelinin ve 500,00 TL kira bedelinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-birleşen davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız fiile dayalı olarak açılmış tazminat davası olduğunu, davanın temeli haksız fiile dayalı olduğu için Ticaret Mahkemesinde görülmesinin mümkün olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacı tarafın talebinin dorse bedeli ve kira olduğunu, söz konusu dorsenin bedelini tespit etmenin davacı açısından mümkün olduğunu, yeni talep edilen kira konusunda da ne kadar kira bedeli ödendiğinin dava açılırken mevcut olması gerektiğini, davadan önceki davacı taleplerinde de kira bedelinin 3.000 TL olduğunun açık olarak beyan edildiğini, HMK 107. Madde hükmüne göre hukuki yarar yokluğu sebebi ile davanın reddi gerektiğini, söz konusu dorsenin davacı adına gelen kişiye teslim edildiğinden müvekkili OSB’nin hiçbir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, söz konusu dorse otoparkta zaten boş olarak durduğundan başka bir dorse kiralanarak kira parası ödendiği talebi ile kira bedeli talep edilmesinin kabul edilemeyeceğini, olayın bir hırsızlık veya emniyeti suistimal olayı olup olmadığının ceza yargılaması sonucunda ortaya çıkacağını, adli soruşturma ve açılacak kamu davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle görev itirazlarının kabulüne, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle reddine, aksi halde davanın esastan reddine, kira talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi olan …’nın ruhsat kaydı müvekkilinin üzerine olan dava konusu dorse ve buna ek olarak çekici ile taşımacılık yaptığını, iş bu davaya konu … plaka sayılı SCHIMITZ marka 2007 model tenteneli dorse ile … plaka sayılı SCANIA marka çekici ile aracın şöförü olan … tarafından 31/17/2018 günü akşam saatlerinde davalı tarafa ait otoparka çekildiğini, 31/07/2018-09/08/2018 tarihleri arasında çekicinin bakım yapılması için otoparkta bırakılmadığını sadece dorsenin otoparkta kaldığını, dorsenin otoparkta kaldığına dair 31/07/2018 tarih saat 18:18 ve 6056 nolu fişin mevcut olduğunu, fişin birleştirilmesi talep edilen Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/831 Esas sayılı dosyasında bulunduğunu, müvekkilinin çalışanı ve aynı zamanda dorseyi davalıya ait otoparkta bırakan … isimli çalışanın dorseyi almaya gittiğinde orada görevli olan kişinin … plakalı bir çekicinin çıkardığı şeklinde bir cevap aldığını, ancak ne müvekkilinin ne de müvekkilinin eşinin bahse konu dorseyi otoparktan çekmesi için talimat vermediğini, müvekkilinin eşinin dorseyi alan şahıslardan ve Geposb otopark yetkililerinden davacı ve şikayetçi olduğunu, buna ilişkin olarak 09/08/2018 tarihli şikayetçi ifade tutanağının mevcut olduğunu ve Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/831 esas sayılı dosyasında mevcut olduğunu, orada bulunan güvenlik görevlisinin, ruhsata yahut alınan fişi görerek teslim etmesi gerekirken hiçbir kontrol yapmadan teslim ettiğini, ayrıca otoparkta ve Organize Sanayi Bölgesi içerisinde bulunan güvenlik kameralarından plaka ve şahsın tespitinin yapılamadığını, kaldı ki davalı tarafın tüm özen ve dikkati göstermemekle birlikte bir an aksi düşünüldüğünde yani gerekli özen ve dikkati gösterseler dahi, kendi nezdinde bulunan aracın çalınmasından davalının sorumlu olduğunu, bu durumun 15/08/2018 tarihli yazısıyla müvekkili tarafından GPOSB Yönetim Kurulı Başkanlığına bildirildiğini ve yazının elden teslim edildiğini, davalı tarafından Gebze 7.Noterliğinin 17/08/2018 tarih ve 07055 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, konu ile ilgili adli soruşturmanın devam ettiğini, ortada bir hırsızlık olayının olduğuna dair kesin ve inandırıcı delillerin bulunmadığını, dorseyi tır parkına teslim eden kişi veya kişiler hakkında hiçbir bilginin verilemediğinden ve adli soruşturmanın sonuçlanması veya netleşmesi halinde taleplerin yeniden değerlendirileceği şeklinde cevap verildiğini, kaldı ki davalı tarafın vermiş olduğu cevapta dava konusu olan müvekkiline ait olan dorsenin kendilerine ait otoparka bulunduğunu kabul ettiklerini, dorseyi teslim ettiklerini de söyleyen davalı tarafın dorseyi müvekkiline/görevlendirdiği kişiye/işçisine kısacası ilgili kişiye teslim ettiğini ispatlayamadığını, sadece teslim ettiklerini beyan ettiklerini, ancak müvekkilinin söz konusu olay nedeniyle dorsenin bulunmaması nedeniyle işlerini sürdürebilmek amacıyla dorse kiralamış bulunduğunu, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/831 Esas sayılı dosyası üzerinden çalınan dorsenin bedeli ve kiralama bedeli (31/08/2018 tarihli 050677 numaralı fatura) için dava açtıklarını, ayrıca müvekkilinin iş bu dorsenin çalınmasından dolayı on günlük kiralama yaptığını (birleştirilmesi istenilen dosyada bulunan kiralama döneminden önce) ve 3.540,00 TL ödeme yaptığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, 10/08/2018 tarihli 050676 numaralı 3.540 TL ödenen faturadan kaynaklanan 3.540TL’nin 10.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-birleşen davalı vekili birleşen davaya vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının tek yanlı ve asılsız beyanlarına dayanılarak açılmış bulunan işbu davanın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğunu, bu sebeple Ticaret Mahkemesi olarak Mahkememizin görev alanına girmediğini, davacının, Mahkememizde açmış bulunduğu davayı, yasa koyucunun kendisine tanımış olduğu yasal süre içerisinde açmadığını, süresi içerisinde açılmayan davaya zamanaşımı itirazında bulunduklarını, işbu davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmayıp, davacı vekilince gereksiz yere yapılan arabuluculuk giderlerinden müvekkili davalının sorumlu tutulamayacağını, haksız fiil iddiaları ile talepte bulunan davacının, yasal faiz üzerinde ticari temerrüt faizi talep etmesinin taraflarınca kabul edilmediğini, müvekkili OSB’nin somut olayda kusurunun bulunmadığının Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/752 soruşturma numaralı dosyasında verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararı ile de açıklığa kavuştuğunu, somut olayda; davacının ruhsat sahibi olduğu ve eşi tarafından kullanıldığı beyan edildiği dorsenin çalınmış olduğu iddiası ile şikayetçi olunmuş ise de; dorseyi tır parkından alan şahsın davacı yan ve eşi ile ilgisi bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmadığı gibi, davacının bu şahsı tanıma ihtimalinin de yüksek olduğunu, savcılık soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin verilen kararın davacının davasını ispat edemediğini gözler önüne serdiğini, bu nedenle 4721 sayılı TMK 6. Maddesi uyarınca ispat külfeti kendisinde bulunan ve bu yükümlülüğünü yerine getiremeyen davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi gerektiğini, davacının 2018/831 Esas sayılı dosyada kira bedeli talep ettikten sonra işbu birleşen dava dilekçesi ile mükerrer olarak yeni bir kira bedeli talep etmiş olmasının taraflarınca anlaşılamadığını, davacı tarafından açılan Mahkeme 2018/831 E. sayılı dava dosyası ile belirsiz alacak talebi ile 500,00 TL kira bedeli talep edildiğini, daha sonra işbu dava ile birleşen dava dilekçesinde faturalandırılan ve mükerrer talep oluşturulan kira bedeli olarak 3.540,00 TL bedel talep edilmesine bir anlam verilemediğini, tüm bu Sebeplerle öncelikle görevsiz mahkemede ve zamanaşımı geçtikten sonra açılan işbu davanın esasa girilmeden usulden reddine, haksız fiil iddiaları ile açılan işbu davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmamasına rağmen itirazları görmezden gelinerek yapılan arabuluculuk giderlerinden müvekkil OSB’nın sorumlu tutulmamasına, davanın tümden reddi gerektiğine ilişkin itirazlarını tekrar etmekle ve aksi anlamına gelmemekle birlikte; haksız fiil iddiaları ile dava açan davacının, yasal faiz üzerinde talep etmiş olduğu ticari temerrüt faizinin de tümden reddine, birleşen dava dosyasında belirsiz alacak talebi ile günlük kiralama bedeli talebinde bulunan davacının, işbu birleşen dava dosyası ile fahiş oranda talepte bulunduğu kira bedelinin de mükerrer talep oluşturması ayrıca tutar yönünden belirtmiş oldukları itirazları da gözönüne alınarak tümden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, Davacının dorse bedeline yönelik talebinin kabulü ile 40.000,00.-TL’nin 09/08/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacının dorse kiralama bedeline yönelik talebinin reddine;
Birleşen dava yönünden; davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “…müvekkilimiz taşımacılık işi ile ilgilenmektedir. Davaya konu dorsenin çalındığı zamanlarda müvekkilimizin işleri büyümüş ve bu nedenle yeni bir çekici ve dorse almak zorunda kalmıştır. Gerekçeli kararda belirtilen … plakalı dorse (her ne kadar gerekçeli kararda … olarak belirtilse de plakası …’dir.) çalınan dorseye ikame olarak alınan bir dorse olarak değerlendirilip dorse kiralama bedeli taleplerimiz reddedilmiş olsa da söz konusu dorse çalınan dorseye ikame olarak alınan bir dorse değildir. Keza dorsenin alınma süreci de (uygun dorsenin araştırılması, karar verilmesi, satın alınması vs.) düşünüldüğünde alınan dorsenin ikame dorse olmadığı anlaşılacaktır. Müvekkilimiz çalınan dorse ile orantılı zamanda dorse almış olsa da işlerinin büyümesi nedeniyle mevcut dorseler yetersiz olmuş, işlerini sürdürebilmesi için dorse kiralamak zorunda kalmıştır. Keza buna ilişkin faturalar da tarafımızca dosyaya sunulmuştur. Kiralama bedeli taleplerimiz her ne kadar dorsenin çalındığı günün ertesinde, 10/08/2018 tarihinde … plakalı dorseyi (her ne kadar gerekçeli kararda … olarak belirtilse de plakası …’dir.) satın aldığı gerekçesiyle reddedilse de müvekkilimiz alınan dorseyi çalınan dorseye ikame olarak satın almamıştır. Bu nedenle dorse kiralama bedeli taleplerimizin reddedilmesi hukuka aykırıdır. Yerel mahkeme her ne kadar asıl dosya ve birleşen dosya yönünden reddedilen dorse kiralama bedelleri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmetmiş olsa da bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Zira reddedilen miktarların toplamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir…” beyanında bulunarak, yerel mahkeme kararında yer alan aleyhe hususların itirazları dikkate alınarak kaldırılmasına, asıl dosya ve birleşen dosya yönünden dava ve tüm taleplerinin kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslah yolu ile olay tarihinden itibaren alacağa faiz işletilmesi yasal olarak doğru olmadığı, dava dilekçesi incelendiği zaman faiz talebi yapılmadığı, böyle bir durumda artık ıslah yolu ile faizin olay tarihinden başlatılması yasal olarak söz konusu bulunmadığını; Gerek olay ve gerekse bedel ile ilgili olarak yeterli araştırma yapılmadığını, söz konusu dorsenin davalı Tır parkından nasıl ve ne şekilde teslim alındığı yönünde ve dorseyi teslim almış bulunan kişi ile ilgili taleplerine rağmen hiçbir araştırma yapılmadığı, dorse bedelinin belirlenen bedel olmadığı dosyaya sunulmuş bulunan emsal ilanlar ile sabit olduğu halde mahkeme son alınmış bulunan bilirkişi raporuna göre belirlenmiş bulunan değerin doğru bedel olduğunu kabul etmiş, raporlar arasındaki dorse bedeline ilişkin çelişkiler sağlıklı olarak giderilmediğini aynı şekilde söz konusu olay sebebi ile davalı müvekkile %70 oranında kusur verilmiş ki bu orana da itiraz edilmiş ancak mahkemece bu yönde de hiçbir araştırma yapmadığı çünkü müvekkil OSB’nin muhtemel aleyhine çıkacak bir karar sebebi ile ödeme yapması halinde zorunlu olarak çalıştırmış olduğu kişilere rucu hakkı olacağı, söz konusu rucu hakkı kullanılırken alınmış bulunan bu eksik ve yetersiz karar müvekkil açısından sorunlar yaratacağı, böyle bir olay sebebi ile müvekkile kusur verilmesi yasal olarak mümkün bulunmadığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının asıl dava yönünden verilen kısmen kabul kararının kaldırılmasına, davanın bu yönden de reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2021 tarih, 2018/831 Esas – 2021/746 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; asıl dava, davacının davalıya ait otoparka bıraktığı dorsesinin çalınması nedeni ile dorse bedeli ile ikame dorsenin kira bedeli istemi,
Birleşen dava; dava konusu çalınan dorsenin yerine (asıl dosyada talep edilen dönemden önceki zamana ait) 10 günlük dorse kiralama bedeline ilişkin fatura bedelinin sorumludan tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; davacının eşi üzerine kayıtlı … plaka sayılı SCHIMITZ marka 2007 model tenteneli dorse ile … plaka sayılı SCANIA marka çekicinin şoför … tarafından 31.07.2018 günü akşam saatlerinde davalıya ait otoparka çekildiği, 31.07.2018-09.08.2018 tarihleri arasında çekicinin bakım yapılması için otoparkta bırakılmadığı, dorsenin ise otoparkta kaldığı, çalışan, … tarafından davalının otoparkına bırakılan dorsenin alınmaya gidildiğinde dorsenin başka bir çekici tarafından alındığı yönünde bir beyanla karşılaştığı belirtilerek; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere, 40.000 TL dorse bedeli ve 500,00 TL kira bedelinin davalıdan tahsili için eldeki davanın açıldığı, yine, aynı davacı tarafından aynı davalıya karşı dorse kira bedeli olarak 3.540,00 TL daha kira bedelinin davalıdan tahsilinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince açılan asıl dosyanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verildiği, verilen karara karşı asıl dosya davacı vekili ile asıl dosya ve birleşen dosya davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen dosya davacısının istinafı yönünden;
6100 sayılı HMK’nın 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca; Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2021 yılı için HMK’nın 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL olmuştur.
Mahkemece; asıl dava yönünden kısmen reddedilen ve istinaf incelemesine konu edilen miktar karar tarihi itibarı ile HMK’nın 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altında olup, ilk derece mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir.
Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi sonuca etkili değildir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere karar tarihi itibariyle miktar olarak kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine;

Asıl dosya ve birleşen dosya davalısının istinafı yönünden;
Dosya arasına alınan 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu … plakalı Schmitz marka SPR 24 L 13.62 EB. tipi 2007 model, … Şase No’lu yarı römorkun çalındığı iddia edilen tarih itibariyle piyasa değerinin (rayiç bedelinin) yaklaşık 32.000,00 TL olduğu, dava konusu dorseye ikame araç bedelinin günlük 300,00 TL olarak alınabileceği, söz konusu dorseye ait iddia olunan hırsızlık olayında tarafların kusur oranları noktasında hukuki kapsamda değerlendirme yapılması gerektiğinden tarafınca bir kanaat oluşmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 26/07/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; tarafların kök rapora itirazlarının yerinde görülmediği, kanaatinde bir değişiklik olmadığı, dava konusu … plakalı Schmitz marka SPR 24 L 13.62 EB. tipi 2007 model, … Şase No’lu yarı römorkun çalındığı iddia edilen tarih itibariyle piyasa değerinin (rayiç bedelinin) yaklaşık 32.000,00 TL olduğu, dava konusu dorseye ikame araç bedelinin günlük 300,00 TL olarak alınabileceği, söz konusu dorseye ait iddia olunan hırsızlık olayında tarafların kusur oranları noktasında hukuki kapsamda değerlendirme yapılması gerektiğinden tarafınca bir kanaat oluşmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 25/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı vekilinin dilekçe ekinde sunmuş olduğu internet ilanlarında yer alan yarı römorklar ile davaya konu yarı römorkun ebatlarının ve teknik özelliklerinin farklı olduğu, ilanlardaki römorkların uzunlukları 7 Metre civarında iken dava konu yarı römorkun uzunluğunun 13.60 metre olduğu, davaya konu yarı römorkun marka ve model yılı dikkate alınmak suretiyle internet ortamında gerekli incelemelerin yapıldığı, 21 Temmuz 2018 tarihli internet ilanında Schmitz marka 2007 model yarı römork için istenilen bedelin 49.000 TL olduğu, ilan tarihinin davaya konu olayın gerçekleştiği tarihi yakın olması ve marka ve model yılının dava konusu yarı römorkla aynı olması dikkate alındığında davaya konu yarı römorkun değeri belirlenirken yukarıdaki ilanın dikkate alınmasının uygun bulunduğu, yarı römorkların fiyatı belirlenirken marka, model yılı dışında mevcut durumunun da büyük bir önem arz ettiği, davaya konu aracın mevcut durumunu gösteren fotoğraf v.s. gibi bir belgeye dosya içerisinde rastlanılmadığı, davaya konu yarı römorkun ruhsatında brandalı olduğu yazılı olduğu dikkate alındığında piyasada tenteli dorse olarak ifade edilen dorselerden olduğu, dosyada tente sistemiyle ilgili detaya rastlanılmadığı, piyasa koşullarındaki pazarlık payları ve 2. el dorse piyasası üzerinde yapılan araştırma sonucunda davaya konu yarı römorkun olay tarihi itibariyle değerinin 40.000,00 TL civarında olacağı, dosya içerisinde bulunan Nakliyeci Mehmet TOPÇU tarafından USB Nakliyat … adına düzenlenmiş olan 31.08.2018 tarihli 11 günlük dorse kiralama fatura fotokopisinde yarı römork kiralama bedelin 11 gün için 3.000,00 TL olduğu, günlük kiralama fatura bedelinin 3.000,00 TL / 11 = 272,73 TL + KDV % 18 = 321,82 TL olduğu, günümüz piyasa koşullarında yalnız dorse (yarı römork) kiralama işleminin sık görülen bir uygulama olmadığı, genellikle çekiciyle birlikte dorse kiralandığı, kısa süreli kiralama işleminde kira bedeli yüksek olmakla birlikte kira süresinin uzamasıyla kiralama bedelinin düştüğü, dosya içerisinde bulunan dorse kiralama faturasının kısa süreli olduğu dikkate alındığında faturada yazılı olan kiralama bedelinin yerinde olduğu, kısa süreli kiralama işlemi için faturada yazılı olan miktarın esas alınmasının uygun görüldüğü, yapılan araştırma sonucunda, davaya konu yarı römorkun benzerlerinin uzun süreli kiralamalarda aylık kiralama bedelinin 3.000,00 TL olduğu, piyasa koşullarında yaygın olarak çekiciyle birlikte dorse kiralaması yapıldığından, çekicili dorse kiralama ücretleri ve yalnız çekici kiralama bedellerinin de dikkate alındığı, davaya konu … plaka sayılı SCHMITZ marka SPR 24 L 13.62 EB tipindeki 2007 model brandalı yarı römorkun olay tarihi itibariyle değerinin 40.000,00 TL civarında olduğu, davaya konu yarı römorkun benzerlerinin kısa süreli günlük kiralama ücretinin kısa süreli kiralamalarda 272,73 TL + KDV % 18 = 321,82 TL olduğu, uzun süreli kiralamalarda kiralama bedelinin aylık 3.000,00 TL ve 3.000 / 30 = 100,00 TL + %18 KDV = 118,00 TL civarında olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan07/08/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davalı vekili tarafından “Organize Sanayi Bölgesi tarafından tır parkı ile ilgili herhangi bir güvenlik firması ile imzalanmış bir sözleşme yoktur” beyanında bulunulduğu ancak bilgisi alınan …’in ifadesinde özetle; 2001 yılından beri Gebze OSB Bölge Müdürlüğü İdari İşler ve güvenlik yöneticisi olarak çalıştığını beyan ettiği, yetki belge sahiplerinin … ve … olduğu; GEPOSB Tır parkın Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi Bölge Müdürlüğü tarafından işletilmekte olduğunun bildirildiği, mevcut otopark hizmeti verdiği ve bu hizmet karşılığı ücret alındığı, ticari faaliyetin yapılmış olduğu, davalı vekili her ne kadar güvenlik firması ile bir sözleşme yapılmadığını beyan etmiş ise de güvenlik personelinin de kendi bildiğine göre burada çalışamayacağı, güvenlik yöneticisinin … olduğu, bu nedenle Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi Yönetim kurulu sorumluluğunda bulunduğu, GEPOSB Yönetim Kurulu cevabi yazılarında “24 saat süre dolduktan sonra ödeme fişinin tır parkı görevlisine gösterilmesi sonrası araç gelen kişiye teslim edilmektedir” denildiği, güvenlik yöneticisi …’in ise “Ancak bununla ilgili bizim çalışan güvenlik personeline yazılı ve sözlü olarak tarafımızdan yapılmış talimatlar vardır. Çıkışları sırasında girişte verilen fişi ibraz etmek zorundadırlar. Girişte kendisine verilen fişi çıkış sırasında ibraz edemeyen sürücünün çıkışına müsaade edilmez,” güvenlik personel … ise “(dorseyi çıkaran kişiye) fişin var mı diye sorduğumda fişinin olmadığını, dorseyi bırakan şoförde olduğunu söyledi. Firmayı aramasını söyledim. Telefonla birilerini aradı ve her arama sonrasında kulübemden dışarı çıktı. Tekrar geri geldi. Telefonu açmadıklarını söyledi. Bir günlük fişini kes dedi. Ben de yarın gelirsin daha fazla kalmışsa o günlerin ücretini de senden alırım dedim. Tamam dedi ve bir günlük ücreti ödeyip gitti. Şahıs aceleci davranıyordu. Bu aceleciliğinden dolayı ben dorsenin çıkışına izin verdim” beyanı ile görev sorumluluğunu yerine getirmedikleri, ödeme fişinin gösterilmeden, yarı römorku çıkaran kişinin kimlik bilgilerini kaydetmeden araç çıkışını sağlamış olduğundan kusurlu olduğu; yetki belgesi sahiplerinin hizmetten yararlananlara kusursuz hizmet vermek zorunda olduklarını, hizmet karşılığı ücret alındığından, otopark içindeki yükü eşyayı korumak zorunda olduğundan, yetki sahibi GEPOSB Yönetim kurulu olduğundan yetki belgesi sahiplerinin, nitelikli ve yeterli sayıda personel istihdam etmediklerinden % 70 kusurlu olduğu, … Gebze OSB Bölge Müdürlüğü İdari İşler ve Güvenlik Yöneticisinin gerekli eğitim ve denetimleri yapmadığı ve nitelikli personel istihdam etmediğinden %20 kusurlu olduğu, …’ın bahse konu olayda görev sorumluluğunu yerine getirmediği için % 10 kusurlu olduğu, davaya konu … Plaka sayılı SCHMITZ Marka SPR 24 L 13.62 EB tipindeki 2007 model brandalı 13.60 metre uzunluğundaki yarı römorkun olay tarihi itibarı ile değerinin 40.000,00 TL olduğu, davaya konu yarı römorkun günlük kiralama ücretinin 321,82 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 20/04/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; taraflarca yapılan itirazların davayı uzatmak amacı olduğu; kovuşturmaya yer olmadığı kararının farklı konu içerdiği itiraz ve savunmalarda dikkate alınarak kök raporla birlikte değerlendirilerek piyasa rayiç bedelinin değerlendirildiği, davacının rayiç bedeli düşük gördüğü, davalının ise fazla gördüğü, bedellerin sebepsiz zenginleşme unsurunu oluşturacağından piyasanın makul olan o günkü değeri üzerinden pazarlık payı da gözetilerek makul olan rayiç bedel oluştuğu kanaati ile kök rapordaki aynı kanaat oluştuğu, davacı …’nın 2017-2018 yılı ticari defterlerinin delil kudretine haiz olduğu, dava dışı …’nun, davacı …’ya 2018 yılında toplam 7.080 TL tutarlı dorse kira bedeli karşılığı 2 adet fatura düzenlediği, davacı …’nın dava dışı …’ya 2018 yılında toplam 33.080 TL ödeme yaptığı ve davacı …’nın dava dışı …’dan 2018 yılı sonu itibari ile 26.000 TL alacaklı olduğu, davacı …’nın dava konusu olan … 2007 Model Schmitz Yarı Römork haricinde, 27.10.2016 tarihinde aldığı … 2009 Model Yarı Römork, 10.08.2018 tarihinde aldığı … 2003 Model Caea Yarı Römork olmak üzere 2018 yılı sonu itibari ile davacı …’nın 2 adet (Römork) dorsesi olduğu, taşıma işinin sürekli olduğu, düzenli aralıklar ile taşıma işinin yapıldığı, OSB Yönetimine ait otoparka giriş için fiş kesilerek kazanç elde edildiği, ticari faaliyet yapıldığı, davacı tarafından otoparka girişi ile ücret ödemiş olduğu, ticari ilişki gerçekleşmiş olduğu, teslim edilen emtianın teslim alındığı gibi teslim edilmediği, yetki belgesi sahiplerinin hizmetten yararlananlara kusursuz hizmet vermek zorunda olduğu, hizmet karşılığı ücret alındığından, otopark içindeki yükü eşyayı korumak zorunda olduğundan, yetki sahibi GEPOSB Yönetim kurulu olduğundan yetki belgesi sahipleri, nitelikli ve yeterli sayıda personel istihdam etmediklerinden %70 kusurlu olduğu; …’in Gebze OSB Bölge Müdürlüğü İdari İşler ve Güvenlik Yöneticisi gerekli eğitim ve denetimleri yapmadığı ve nitelikli personel istihdam etmediğinden %20 kusurlu olduğu; …’ın bahse konu olayda görev sorumluluğunu yerine getirmediği için %10 kusurlu olduğu, davaya konu … Plaka sayılı SCHMITZ Marka SPR 24 L 13.62 EB tipindeki 2007 model brandalı 13.60 metre uzunluğundaki yarı römorkun olay tarihi itibarı ile değerinin 40.000,00 TL olduğu, davaya konu yarı römorkun günlük kiralama ücretinin 321,82 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/752 sayılı soruşturma dosyasının yapılan incelemede; müşteki …’nın … plakalı dorsesini 31/07/2018 günü Gebze Plastikçiler OSB tır parkına bıraktığı, 09/08/2018 günü otoparka gittiğinde dorsenin yerinde olmadığını görmesi üzerine dorseyi otoparktan çalan kişiden şikayetçi olduğu, yürütülen soruşturmada incelenen kamera kayıtları kapsamında henüz faili meçhul şüpheliye ulaşılamadığı, söz konusu dorse için aranma yakalanma kararı çıkarıldığı, dosyadaki mevcut şüpheli …’ın otoparkın giriş çıkışında görevli personel olduğu, 08/08/2018 günü akşam saatlerinde çekici ile 170 cm boylarında, hafif kilolu, 80-90 kg civarında, kirli sakallı, kısa düz saçlı, 25-30 yaşlarında, şivesi olan bir şahsın gelip dorseyi alıp çıktığı, çıkarken kendisinden otopark fişi sorduğu, şüpheli şahsın yanında fiş olmadığını, fişin diğer şoförde olduğunu söylemesi üzerine şüpheli …’ın uyarması üzerine faili meçhul şüphelinin dışarı çıkıp birileriyle telefonda görüşmesi ve işi aceleye getirip giriş çıkış bölgesinde görevli olan …’ı yanıltıp yarın fişi getirirler demesi üzerine ikna edip çekiciye taktığı dorse ile otoparktan çıkıp gittiğinin anlaşıldığı, somut olayda şüpheli …’ın hırsızlık olayında bir kastının olmadığı, acemiliğinden faydalanılarak böyle bir olayın gerçekleştiği, Türk Ceza Kanunu’ndaki diğer ilgili suçlar da değerlendirildiğinde …’ın kanuna uyan bir suçunun bulunmadığı ayrıca güveni kötüye kullanma suçu da değerlendirildiğinde muhafaza etmek için kendilerine teslim edilen eşya hakkında zilyetliğin devri dışında kendisine veya başkasına yarar sağlama gibi bir amacının olmadığı ve bu nedenle söz konusu güveni kötüye kullanma suçunun da kanundaki maddi unsurlarının oluşmadığı, hırsızlık suçu açısından da her ne kadar dosyaya şüpheli olarak ifadesi alınıp girilmiş ise de bu suçun kanundaki yasal unsurlarının da şüpheli … açısından oluşmaması sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, hırsızlık olayının asıl faili veya failleri hakkında meçhul şüpheli sıfatıyla soruşturmanın devam ettiği, zamanaşımı süresinin bitimine kadar daimi arama kararı verildiği görülmüştür.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; asıl dosya ve birleşen dosya davalı vekilince, hem asıl dosyada hem de birleşen dosyada görev itirazında bulunmuş olup, dava konusu çalınan dorse ticari araç niteliğinde olup taraflar arasındaki ilişki, tacirler arasındaki haksız fiil ve saklama sözleşmesinden doğduğundan görev itirazının reddine ve davalı-birleşen davalı vekilince birleşen dosya yönünden zamanaşımı definde bulunulması üzerine, dava konusu olayda uzamış ceza zamanaşımı (TCKm 66/1-d) uygulanabileceğinden söz konusu eylem 09/08/2018 tarihinde gerçekleşmiş olup, birleşen dava 26/06/2020 tarihinde ikame edildiğinden zamanaşımı defiinin reddine ve son olarak ,davalı-birleşen davalı vekilince birleşen davaya cevap dilekçesinde derdestlik itirazında bulunulması üzerine, birleşen dosya ve asıl dosyadaki alacak taleplerinin farklı dönemlere ait olduğu anlaşıldığından derdestlik itirazının reddine şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; denetime elverişli ve hukuka uygun görülerek kısmen hükme esas alınan 20/04/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporuyla da belirlendiği üzere, davalı tarafça işletilmekte olan tır parkına teslim edilen davacıya ait dorsenin çalındığı, bu nedenle yapılan ceza soruşturmasında hırsızlık suçu bakımından davalı çalışanı hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, soruşturma kapsamında daimi arama kararı verilerek soruşturmanın devam ettiği, taraflar arasında saklama sözleşmesinin kurulduğu, TBK 579. maddesi gereğince otopark işletenlerinin motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından zarara uğramasından ve çalınmasından kusuru bulunması halinde sorumlu olunacağının hüküm altına alındığı, dava konusu olayın meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğu, bu sözleşme gereği davalının muhafaza borcunu yerine getirmediği, davacının çalınan dorsesinin piyasa koşullarına göre rayiç bedelinin 40.000,00.-TL olduğu anlaşılmakla asıl davada dorse bedeline yönelik talebin kabulüne, davacı vekili dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmamışken, ıslahla birlikte olay tarihinden faiz işletilmesini istediğinden, dava konusu aynı zamanda haksız fiile dayandığından, talep gibi olay tarihinden itibaren faiz talebi haklı görülerek (Yargıtay 13. H.D.’sinin 2015/5340 Esas, 2016/11824 Karar sayılı ilamı) kabul edilen bedele 09/08/2018 olay tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacının asıl ve birleşen davadaki dorse kiralama bedellerine yönelik talepleri değerlendirildiğinde; davacının dorsenin çalınması nedeniyle, yeni bir dorse alınması konusunda makul süre belirlenerek, emsal dorse kira bedellerine göre, dorseyi kullanamamaktan kaynaklananan tazminat hesabı yapılması gerektiği, somut olayda ise davacının dava konusu dorse çalınmadan evvel bir adet daha dorsesinin olduğu, davaya konu dorsenin çalındığı günün ertesinde,10/08/2018 tarihinde … plakalı dorseyi satın aldığı, bu durumda makul süreye ve ihtimallere dayalı hesaplanan ikame dorse kira bedeli taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından asıl ve birleşen davadaki dorse kiralama bedeline yönelik taleplerin reddine şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçesinin asıl ve birleşen dosya davalısının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, asıl ve birleşen dosya davalısının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-Davacı yönünden; İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının mahkemesince istinaf edene iadesine,
4-Davalı yönüden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.732,40 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 685,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2047,40 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf edenlerin İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harçlarının hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden taraflara iadesine,
8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
10-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*