Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/454 E. 2023/283 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/454
KARAR NO : 2023/283

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI : 2019/207 Esas – 2021/499 Karar

DAVACI : T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1-ATİLLA MAKİNA MONTAJ İZOLASYON TAAHHÜT İNŞAAT TURİZM NAKLİYE SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. – …
: 2-… (T.C. No: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 05/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile Atilla Mak. Montaj İzo. Taah. İnş. Tur. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen kredi sözleşmesi ile kredi kullandırımı yapıldığını, kredi sözleşmesi davalı … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davalı şirket tarafından kredi sözleşmesi yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle borçlu ve kefillere muacceliyet ihtarnamesi keşide ve elden huzurda tebliğ edildiğin, borçlular hakkında Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9927 Esasına kaydeden genel haciz yolu ile takip işlemlerine başlandığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edilerek durmasına sebebiyet verdiğini belirterek davanın kabulü ile davalı tarafından Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9927 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı tarafından mezkur takibe haksız ve kötüniyetle itiraz edilerek takibin durmasına sebebiyet verilmesinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesindeki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, belirtilen hususlar hakkında delil bildirme ve beyanda bulunma hakkını saklı tuttukları ve açıklamalarının herhangi bir davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla yaptıklarını, müvekkillerinin davacı bankaya belirtilen miktarda borcunun bulunmadığını, söz konusu banka yapılan ödemeleri dikkate almadan yapılan hesaplamalarla söz konusu takibi başlattığını, belirtilen miktarda borcun bulunmadığı mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde açığa çıkacağını, 6098 sayılı TBK 88 ve 120 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde ticari kredilerde dahi temerrüt faizi oranı avans faizi oranının %100’ünden fazla olmayacağını, T.C Merkez Bankası verilerine uygun olarak uygulanabilecek en yüksek temerrüt faizi oranının %19,50 olabileceğini, dosya kapsamında yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde davacı tarafça talep edilen faizin fahiş olduğunu, usul ve yasaya aykırı oluğu hususlarının açıkça görüleceğini, davacı tarafından müvekkillerine gönderilen ihtarname ile belirtilen miktarda borcun ödenmesi için 1 gün süre verildiğini, iyi niyet kuralları gereği verilen sürenin makul bir süre olmadığını, belirtilen miktarda borcun 24 saat içerisinde ödenmesinin beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davayı dayanak icra takibinde 30/05/2018 den itibaren temerrüt faizi işletilmiş ise de temerrüt tarihinin 31/05/2018 olduğunu, bu hususun mahkemece dikkate alınması talep ettiklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafça açılan haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu davanın tüm müvekkilleri bakımından reddine, dayanaktan yoksun ve haksız olarak başlatılan icra takibi nedeniyle davacı taraf aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kısmen kabulü ile; Davalıların Kocaeli 8.İcra Müdürlüğü’nün 2019/9927 Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile 9.899.674,76 TL asıl alacak, 560.631,58 TL işlemiş faiz, 53.105,14TL BSMV olmak üzere toplam 10.513.411,48 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek % 25,68 oranında temerrüt faizi ile takibin devamına, hüküm altına alınan 10.513.411,48 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; Gayri nakdi alacak yönünden 447.017,01 TL’nin davacı bankanın faiz getirmeyen bir hesabına davalı … Makina Montaj İzolasyon Taah. İnş. Turizm Nakliye San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından depo edilmesine; Davalı … yönünden gayri nakdi alacak talebinin reddine, Nakdi alacak ve gayri nakdi alacak üzerinden alınması gerekli olan toplam 718.230,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 133.058,15 TL harcın mahsubu ile kalan 585.172,28 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, Nakdi alacak yönünden; Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 193.759,11 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil Banka ile Atilla Mak. Montaj İzo. Taah. İnş. Tur. Nak. San.Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen kredi sözleşmesi ile kredi kullandırımı yapılmış olup bahse konu kredi sözleşmesi davalı … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, borçlu Atilla Mak. Montaj İzo. Taah. İnş. Tur. Nak. San.Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edilen ihtarnameye riayet edilmemesi nedeniyle davalı/borçlular hakkında Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9927 Esasına kayden genel haciz yolu ile takip işlemlerine başlanılmış ancak davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edilerek durmasına sebebiyet verildiği itiraz neticesinde açılmış olan itirazın iptali davasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği ancak kısmen reddedilen kısım eksik inceleme neticesinde tespit edildiğini, … yönünden gayrinakdi talebin reddine verilen kararın gerçek ile örtüşmediğini, bilirkişi raporu ile yapılan tespitler hatalı olup yerel mahkeme tarafından talep ve itirazları doğrultusunda yeni bir rapor hazırlanması talebi dikkate alınmadığını, müvekkil banka asıl alacağı her defasında farklı -üç rapor arasındaki farklılığın sebebi belirtilmemiş- hesaplanmış ve alacağın ka’t edildiği nazara alınmadan faiz alacağı eksik hesaplandığını, protokol hükümleri tam olarak değerlendirilmediğini, 03.08.2018 tarihli bahse konu protokolün akdedilmesinin borcun ertelenmesi ve yenilenmesi anlamı taşımadığı vurgulanmış olup temerrüt hükümleri nedeniyle bilirkişi tarafından kök rapordaki asıl alacağın nazara alınması gerektiğini, vekalet ücreti hesaplaması açıklanması gerektiğini, nakdi alacak miktarının reddedilen kısmın ne olduğu dikkate alınmadan hangi miktar üzerinden hesaplandığı belli olmayacak şekilde davalı yararına (41.928,18 TL) vekalet ücretine hükmedilmesi de hukuka aykırı (Yargıtay 19. HD., E. 2015/11742 K. 2016/3811 T. 4.3.2016) bulunduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının reddedilen alacak yönünden kaldırılmasına, davalının borcun aslına, faizine, faiz oranlarına, fer’ilerine ve yetkiye yönelik itirazlarının iptaline, takibin takip talebinde yazılı şartlarla Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9927 E. sayılı dosyası üzerinden devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalılar vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiaları hakkaniyete aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olup davacı tarafın istinaf talebinin reddi gerektiğini, davacı tarafça gayrinakdi krediden kefilin de sorumlu olmasına yönelik iddiaları geçerli olmadığı zira gayrinakdi krediden kefillerin de sorumlu olduğunun imzalanan sözleşmede açıkça belirtilmesi gerektiğini, davacının hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı tespitlerin olduğu iddiaları ile faiz tablolarını sunduğu, sunulan tablodaki faiz oranları oldukça yüksek olup bilirkişice faiz oranının %25,68 olarak kabul edilip hesaplanması usul ve yasaya aykırılıkla istinaf nedenlerini ve bilirkişi raporunu bu sebeple kabul etmediklerini, davacının protokol hükümlerinin değerlendirilmediğine yönelik iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı vekilinin davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik itirazı ise değerlendirilmeye alınacak itiraz olmadığını, müvekkile yapılan tebligat usulsüz olduğunu, davacı tarafın elden tebliğ ettiği ihtarname, kanunun emredici hükmü gereğince müvekkilin temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge sayılmayacağı keza protokolde tebliğin geçerli olduğu belirtilmediğini, temerrüt tarihinin, davacı tarafın iddia ettiği şekilde 30.05.2018 veya 21.08.2018 değil; takip tarihi olan 06.02.2019 olarak kabul edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı bankanın müvekkillerden fazla alacak talep ettiği bilirkişi raporuyla da sabit hale geldiğinden, müvekkkiller aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini ayrıca davacı banka müvekkillerden kötüniyetli olarak fazla alacak talep ettiğinden davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesindeki beyanı katılma yoluyla istinaf talebi olarak değerlendirildiği, eksik istinaf harçlarını yatırması için ilk derece mahkemesine geri çevirme kararı verildiği, ilk derece mahkemesince çıkartılan muhtıraya cevaben davalı vekili sunduğu beyanda; “istinaf kanun yoluna başvurmadıklarını, sadece davacı tarafın istinaf dilekçesine karşı beyan dilekçesi sunduklarını, her ne kadar karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmamış olsalarda, müvekkiller adına hak kaybına sebebiyet vermemek adına, taraflarına gönderilen muhtıra gereği gerekli giderleri mahkemeler veznesine yatırdıkları” beyanında bulununmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2021 tarih, 2019/207 Esas – 2021/499 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı davacı vekili ve davalı vekili katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı ile davalılardan Atilla Mak. Montaj İzo. Taah. İnş. Tur. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen kredi sözleşmesi ile kredi kullandırımı yapıldığı, taraflar arasında yapılan kredi sözleşmesine diğer davalı …’nın müteselsil kefil sıfatıyla kefil olduğu, davalı şirket tarafından kredi sözleşmesi yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle borçlu ve kefillere davacı tarafından muacceliyet ihtarnamesi keşide edildiği, akabinde davacı tarafından davalılar aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9927 Esas sayıla dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine itirazın hükümden düşürülmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açıla davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Davacının istinaf başvurusunun incelemesinde;
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince;”… davacı banka ile davalı … Mak. Montaj İzo. Taah. İnş. Tur. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davalı …’nın müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı,borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, hesap kat ihtarnamesinin davacı banka tarafından elden tebliğ edildiği, davalı tarafça hesap kat tebliğinin usulsüz olduğu iddia edilmiş ise de; tebligatın amacının belirli bir işlemden etkilenecek olan kimseye bu durumun bildirilmesi olup, hesap kat ihtarnamaesinin davalılara elden tebliğ edilmesi ile davalıların hesabın kat edilmiş olduğunu öğrenmiş olmaları sebebi ile tebliğin geçerli olduğu kabul edilmiş, bankacı bilirkişiden alınan kök raporda (ihtarnamenin tebliğinin geçerli kabul edildiği duırumda) davacı bankanın 10.362.427,15 TL asıl alacak, 279.367,99 TL faiz, 10.221,66 TL BSMV olmak üzere toplam 10.652.016,80 TL olduğu belirtilmiş, itiraz üzerine alınan ek raporda 03.08.2018 tarihli protokol şartlarının incelenmesi sonucunda hesapların revize edilmesi gerektiğinin tespit edildiği ve davacı bankanın alacağının 9.899.674,76 TL asıl alacak ,1.004.455,22 TL faiz, 55.405,22 TL BSMV olmak üzere toplam 10.959.535,19 TL olduğu belirtilmiş, ek rapora itiraz üzerine düzenlenen 18.05.2021 tarihli ek raporda taraflar arasında akdedilmiş 03.08.2018 tarihli protokolün varlığı bilinmeden düzenlenen kök raporda akdi faiz oranı ile hesaplanan faiz tutarının anapara tutarına ilave edildiği, ek raporda ise kök raporda akdi faiz oranı ile hesaplanan döneme ilişkin faizin ,protokol şartları gereği temerrüt faizi oranı işletilerek hesaplanması ve bu nedenle de ana para tutarına ilave edilmemesinden kaynaklandığının belirtildiği, 03.08.2018 tarihli protokolün içeriğinde taraflar arasında imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmesinini bu sözleşmelere ek olarak hazırlanan kredi sözleşmelerinin, ipotek belgelerinin ayrılmaz bir eki ve cüzü olduğunun belirtildiği, İİK hükümlerine göre bankanın alacağının muaccel hale geldiği, 6102 sayılı TTK nun 8/1 maddesine göre ticari işler de faiz oranın serbestçe belirleneceği düzenlenmiş olup, protokol şartlarının davalı tarafın protokol kapsamında kullandırılmış kredilerle ilgili geri ödeme taahhütlerinin yerine getirilmemesi suretiyle ihlal edildiği ve bu durumda protokol şartları kapsamında yeniden yapılandırılan ana para tutarının temerrüt faiz oranı ile faizlendirilmesi gerektiği bilirkişi raporunda belirtilmiş olup bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması ve denetime elverişli olması nedeniyle mahkememizce hükme esas alınmış, 9.899.674,76 TL asıl alacak, 560.631,58 TL işlemiş faiz, 53.105,14TL BSMV, olmak üzere toplam 10.513.411,48 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek % 25,68 oranında temerrüt faizi ile takibin devamına karar verilmiş, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş, 12.07.2021 tarihi itibari ile davacı bankanın gayri nakdi riskinin 447.017,01TL olduğu belirtilmekle gayri nakdi alacak yönünden 447.017,01 TL’nin davacı bankanın faiz getirmeyen bir hesabına davalı … Makina Montaj İzolasyon Taah. İnş. Turizm Nakliye San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından depo edilmesine karar verilmiş, gayri nakdi alacak yönünden kefillerin sorumlu olmaları için sözleşmede açıkça hüküm bulunması gerekmekte olup davaya konu genel kredi sözleşmesinde kefillere ilişkin olarak bu konuda açık hüküm bulunmadığından davalı … yönünden gayri nakdi alacak talebinin reddine…” gerekçeleriyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf ve yargı denetimine elverişli ve dosya kapsamı delillere uygun olduğu, davacının talep edebileceği asıl alacak ve fer’ilerinin doğru hesaplandığı, Yargıtay 11. Ve (Kapatılan) 19. Hukuk Daire’lerinin kökleşmiş İçtihatlarına göre kefiller yönünden gayri nakdi alacaklara ilişkin olarak bankanın depo isteminde bulunabilmesi için sözleşmede hüküm bulunması gerektiği, dairemizce incelenen genel kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hükmün bulunmadığı, davacının istinaf dilekçesinde değindiği maddelerin de davalı kefilin gayri nakdi alacaktan sorumlu olacağına ilişkin olmadığı, diğer yandan ilk derece mahkemesince nakdi ve gayri nakdi alacaklar dikkate alınarak vekalet ücretinin hesaplandığı, buna göre reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereğince vekalet ücretinin de doğru hesaplandığı anlaşıldığından, davacının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalının istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü yönünde karar verilmesinden sonra, mahkeme gerekçeli kararı taraf vekillerine tebliğ edildiği, tebliğ sonrasında, kararın davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun davalılar vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusuna davalılar vekilince 18/11/2021 tarihinde cevap verildiği, verilen cevap dilekçesinde; “… müvekkkiller aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini ayrıca davacı banka müvekkillerden kötüniyetli olarak fazla alacak talep ettiğinden davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği…” şeklinde beyanının Dairemizce katılma yoluyla istinaf talebi olarak değerlendirildiği, eksik istinaf harçlarını yatırması için ilk derece mahkemesine geri çevirme kararı verildiği, ilk derece mahkemesince çıkartılan muhtıraya cevaben davalı vekili sunduğu beyanda; “…istinaf kanun yoluna başvurmadıklarını, sadece davacı tarafın istinaf dilekçesine karşı beyan dilekçesi sundukları…” şeklinde beyanda bulunulmuşsa da; bu beyanın açıkça istinaf başvurusu olarak değerlendirilmemesinin gerektiği; ancak, herhangi bir hak kaybı olmaması için belirtilen miktarda istinaf kanun yolu başvurusu için gerekli harçların yatırıldığının belirtildiği görülmüş, bu aşamada dairemizce davalılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurmadıkları yönündeki bu açık beyan karşısında, davalılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru iradesinin olmadığına kanaat getirilerek davalılar vekilinin bu yöndeki beyanı esas alınarak bu konuda herhangi bir inceleme yapılmasına gerek olmadığı anlaşılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında; davacı ve vekilinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda (1) nolu bentte yazılan gerekçelerle; davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun usulden reddine, (2) nolu bentte yazılı gerekçelerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesi tarafından kendisine iadesine,
4-Bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.’nun 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK.’nun 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

9-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*