Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/450 E. 2023/260 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/450
KARAR NO : 2023/260

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2021
NUMARASI : 2020/13 Esas – 2021/792 Karar

DAVACI : PRODEM TEKNİK MALZEME MÜHENDİSLİK TAAHHÜT ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : ERDE MAKİNA İMALAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 21/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı firmanın, davacı müvekkili şirkete; fatura konusu ürünleri sipariş ettiğini, fatura konusu ürünleri satın alan davalı borçlunun, fatura konusu mal bedeli borcunu ödeyeceğini taahhüt ettiği halde, aradan geçen zamana rağmen ödemesini yapmadığını, sürekli müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla, davalı borçlu hakkında Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/48442 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatmak zorunda kalındığını, kötü niyetli davalı borçlunun, borcunu ödemeyi geciktirmek maksadı ile, hiçbir yasal gerekçe ileri sürmeksizin borcu olmadığı iddiası ile hakkında başlatılan takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, oysaki takip dayanağı fatura, sevk irsaliyesinin davacının alacaklı, davalının borçlu olduğunun açık kanıtı olduğunu, davalı şirketin itirazının kötü niyetli olduğunu, davalı borçlu şirket hakkında yapılan araçtırma neticesinde, mallarını kaçırma girişiminde olduğu, piyasaya kullanmış olduğu çeklerinin yazıldığının tespit edildiğini, müvekkilinin alacağının ekteki belgelerle sabit olduğunu ve müvekkilinin alacağının teminat altına alınmadığını, İİK 257 madde ve devamı hükümlerinin şartları gerçekleştiğini, davanın neticelenmesi beklendiğinde müvekkilinin alacağına kavuşamamasının kuvvetle muhtemel olduğunu, iş bu nedenle davalı borçlunun 3’cü kişilerdeki hak ve alacakları ile menkul ve gayrimenkuller malları üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir kararı konulmasını talep ettiklerini, yasal düzenleme gereği zorunlu arabulucuk başvurusu yapıldığını ve anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, tüm bu nedenlerle; fazlaya dair tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile; öncelikle İİK 257 ve devamı hükümlerince, davacı müvekkili alacağı olan 49.409,45 USD karşılığı, davalı borçunun 3 kişilerdeki hak ve alacakları ile menkul, gayrimenkul malları üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına, davalı/ borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptaline, müvekkilinin 49.409,45 USD alacağının takip tarihinden takibe konu faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının, takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı (alacaklı) taraf arasında yapılan satış uyarınca davalı firmanın davacı firmadan endüstriyel ürünler satın almış olmakla birlikte; vadesi gelmiş olan tüm alacaklarını vade tarihinde davacı şirkete süresi içinde ödediğini ve ödenmeye devam ettiğini, ancak davacı yan alacaklarının ödenmediğinden bahisle Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/48442 E. Sayılı dosyası ile kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını ve vadesi gelmeyen alacaklarını da icra takibine koyarak tahsilini talep ettiğini, davalıya haksız ve hukuka aykırı icra takibine itiraz edilmiş olduğundan da davacı tarafça huzurdaki iş bu dava ikame edildiğini ve davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığını, davacının dava dilekçesinde kötü niyetli ve asılsız bir şekilde belirttiği üzere davacıyı oyalama gibi bir girişimin hiçbir zaman olmadığını, davalının uzun yıllardır Gebze/Kocaeli bölgesinde faaliyetlerini sürdüren saygın bir firma olduğunu, yıllardır ikametinin değişmediğini, davalı şirketin mal kaçırma hazırlığında olduğu iddiasının tutarsız olduğunu, tüm bu nedenlerle; davacı tarafın haksız ve kötü niyetli davasının reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 3.036,45.-USD’nin 08/01/2020 dava tarihinden itibaren devlet bankalarına USD cinsinden açılmış, 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak işleyecek faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki kur karşılığının (Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/48442 sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek üzere) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporları ile alacaklı olduklarının ispatlandığını; yerel mahkemenin gerekçeli kararında belirttiği hususlar en başta ıslah kurumunu yok saymakla hukuka aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali davasının davacı tarafın ıslah talebi ile alacak davasına dönüştürülmesi TMK’nın md. 2. anlamında açıkça hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğinden ıslah talebinin reddi gerektiğini; sayın mahkemece arabuluculuk toplantısına katılmadığından bahisle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olup söz konusu toplantıya katılmama nedeni dosya arabulucusunun haksız ve hukuka aykırı tutumları olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ödeme tarihi belirtilen faturaların ödeme günü gelmeden icra takibine konulduğu bariz bir şekilde ortada olduğunu; davalı zarara uğratılmış ve haksız bir şekilde açılan itirazın iptali davası alacak davasına dönüştürülmüş olup faturalar muaccel hale gelmediğinden başlatılan icra takibi dayanaktan yoksun olduğunu beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dosyada mübrez belgeler ve Bilirkişi raporu ile davacının alacaklı, davalının borçlu olduğu açıkça ortada olduğunu; davalı taraf anlaşamama son tutanağından da görüldüğü üzere arabuluculuk faaliyetlerine katılmadığını, dolayısıyla vekalet ücretine ilişkin talepler, “Dava Şartı Olarak Arabuluculukta Arabuluculuk Ücreti ve Giderler” yönetmeliğine göre açıkça aykırı olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2021 Tarih – 2020/13 Esas – 2021/792 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; faturadan kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının davalıya mal satıp karşılığında USD cinsinden fatura düzenlediği, davalının fatura bedellerini ödemediği gerekçesiyle faturadan kaynaklanan alacağının tahsili için Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2019/48442 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davalının faturalar bedellerinin muaccel olmadığı gerekçesiyle davanın reddini istediği, davacının 08/12/2020 tarihinde davasını tümden ıslah ederek alacak davasına dönüştürdüğü, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının takip ve dava konusu faturalar nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacağın dava ve ıslah tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı noktasındadır.
Dava itirazın iptali davası olarak açılmış, daha sonra tamamen ıslah edilerek alacak davasına dönüştürülmüştür.
Davanın itirazın iptali davası olarak açıldığı 08/01/2020 tarihi itibariyle davacı alacağını; Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/48442 Esas sayılı icra takibine dayanak yaptığı 03/10/2019 tarihli, 1.622,81 USD bedelli, 01/01/2020 ödeme tarihli, – 09/10/2019 tarihli, 1.413,64 USD bedelli, 07/01/2020 ödeme tarihli, – 21/10/2019 tarihli, 1.958,13 USD bedelli, 19/01/2020 ödeme tarihli, – 06/11/2019 tarihli, 1.479,93 USD bedelli, 04/02/2020 ödeme tarihli, – 15/11/2019 tarihli, 42,673,02 USD bedelli, 13/02/2020 ödeme tarihli ve 27/11/2019 tarihli, 261,57 USD bedelli, 25/02/2020 ödeme tarihli faturalara dayandırmıştır.
İlk derece mahkemesince SMM bilirkişilerden 09/03/2021, 22/06/2021 ve 23/06/2021 tarihli kök ve ek raporların alındığı, 09/03/2021 tarihli rapor ile 23/06/2021 tarihli ek rapora göre, davacının kendi defterlerine göre 49.049,45 USD, davalı defterlerine göre 47.995,46 USD alacaklı olduğu, aradaki farkın 1.413,64 USD bedelli 374 nolu faturadan kaynaklandığının belirtildiği, 22/06/2021 tarihli raporda, davacının kendi defterlerine göre 49.049,10 USD, davalı defterlerine göre davalının KDV’siz 40.212,69 USD bedelli faturaları kendi defterlerine kaydettiği, 386 nolu KDV’siz 1.254,18 USD faturanın kayıtlı olmadığının bildirildiği, ilk derece mahkemesince dava tarihi itibariyle 03/10/2019 tarihli 1.622,81 USD, 01/01/2010 ödeme tarihli 09/10/2019 tarihli 1.413,64 USD ve 07/01/2021 ödeme tarihli faturada dışındaki faturaların muaccel olmadığı kabul edilerek davacının 3.036,45 USD alacağının 08/01/2020 tarihli dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu aşamada uyuşmazlık, davanın tamamen ıslahı nedeniyle davacının alacağının tamamının muaccel hale gelip gelmediği noktasındadır.
Davanın tamamen ıslahı 6100 sayılı HMK’nın 180. maddesinde “Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi halde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Davanın tamamen ıslahında dava dilekçesinin verilmesi dâhil o ana kadar yapılan tüm usûl işlemleri geçersiz kılınmakta adeta yargılamanın en başına dönülmektedir (Yargıtay HGK., 15.11.2022 tarih, 2020/2-362 E., 2022/1514 K.). Ancak, davanın tamamen ıslahında eldeki dava yeni bir dava olmayıp eski davanın devamı niteliğindedir. Bu durumda, dava tarihi de eski davanın açıldığı tarihtir. Bunun sonucu olarak, zamanaşımının kesilmesi, hak düşürücü süre vs. Yönünden ilk dava tarihi esas alınmalı ve dava ilk açıldığı dava tarihindeki koşullara göre sonuçlandırılmalıdır.
Eldeki uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesince belirtildiği üzere, ilk dava tarihi itibariyle 03/10/2019 tarihli 1.622,81 USD, 01/01/2010 ödeme tarihli 09/10/2019 tarihli 1.413,64 USD ve 07/01/2020 ödeme tarihli faturada dışındaki faturaların muaccel olmadığı görülmekle davanın bu üç fatura bedeli olan 3.036,45 USD yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ancak muaccel olmayan diğer faturalar yönünden erken açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken hükümde “fazlaya ilişkin istemin reddine” denilerek davanın esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf isteminin açıklanan nedenlerle esastan reddine, davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE;
2-)Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2021 Tarih – 2020/13 Esas – 2021/792 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın KISMEN KABULÜNE, 3.036,45.-USD’nin 08/01/2020 dava tarihinden itibaren devlet bankalarına USD cinsinden açılmış, 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak işleyecek faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki kur karşılığının (Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/48442 sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek üzere) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b-Fazlaya ilişkin istemin USULDEN REDDİNE,
c-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.239,71.-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta peşin alınan 3.442,58.-TL harç ve 1.600,58.-TL tamamlama harcından mahsubu ile artan 3.803,45.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
ç-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ile 1.239,71.-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 263,50.-TL posta ve diğer giderler ile 1.100,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere olmak üzere toplam 1.363,50.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. 13/1-2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 4.080,00.-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,,
f-HUAK Yönetmeliği 25/9 maddesi gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
g-Dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecine yönelik, 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanuna ve HUAK Yönetmeliği 25/9 maddesine göre davalıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,

h-Davacı tarafça ihtiyati haciz kararı için yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
ı-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
3-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
Davalı Yönünden
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.239,71 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 391,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 848,31 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,

Davacı Yönünden
-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
-Davacı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 33,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 253,70 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
5-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-)Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-)Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*