Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/443 E. 2023/308 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/443
KARAR NO : 2023/308

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2021
NUMARASI : 2021/76 Esas – 2021/1033 Karar

DAVACI : ORIENT SİGORTA A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. …- …
DAVALI : AKTAY SOSYAL HİZMETLER İNŞAAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/08/2020
KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 23/03/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.08.2019 tarihinde … plakalı araç seyir halinde iken … plakalı aracın U dönüşünün yasak olduğu yerde dönüş yapmasından ötürü çarpıştığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı şirkete ait … plakalı araç sürücüsü …’nın olay yerini terk ettiğinin tespit edildiğini, meydana gelen olay nedeniyle şirketin hasar gören araç malikine 26.778.00 TL tazminat ödediğini, olayda davalı şirketin aracının sürücüsünün olay yerini terk etmesi ağır kusur olarak görüldüğünden sigorta şirketinin ödemek zorunda kaldığı tazminat için sigortalı Aktay Sosyal Hizmetler İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti’ne rücu ettiğini, maddi hasarlı trafik kazası meydana gelen hadisede … plakalı aracın sürücüsü kusurlu olup olay yerini terk ettiğini, Karayolları trafik kanunu 81. maddesi uyarınca, sürücülerin, sorumluluğun saptanmasında yararlı olacak kanıt ve izler dahil kaza yerindeki durumu değiştirmemek yükümlülüğü altında olup, aksi halde aynı kanunun 95. Maddesi ve Trafik Sigorta Poliçesinin Genel Şartları’nın B.4/F maddesi gereğince, sürücünün kazanın meydana gelişinde kusurlu olması ve olay yerini terk etmesi ağır kusuru nedeniyle sigorta şirketinin ödemek zorunda kaldığı tazminatı rücu ettiğini, müvekkili şirketin ödediği tazminat bedeli için TTK hükümleri gereği, sigortalısına halef olup hasar bedelinin rücuan tahsili amacı ile davalı şirket aleyhinde İstanbul 27.İcra Müdürlüğünün 2019/46744 E sayılı dosyası ile icra takibine geçilmişse de davalının borca itirazı üzerine icra takibi durduğunu, taraflarınca arabuluculuk süreci başlatılmışsa da davalı tarafın arabuluculuk görüşmesine katılmayarak, bu hususu belirten arabuluculuk son tutanağı düzenlenerek e-imza ile imza altına alındığını, davalı tarafın meydana gelen bu hasardan tam kusurlu olduğunu, bu duruma rağmen davalı tarafından takibi sürüncemede bırakmak amacı ile icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, dava konusu aracın 3.kişilere devri suretiyle alacağın tahsilinin imkansız hale gelmesinin önlenmesi amacı ile davalı adına kayıtlı bulunan … plaka sayılı aracın üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz koyulmasını talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle İstanbul 27 İcra Müdürlüğünün 2019/46744 E sayılı dosyasına davalı tarafından yapılmış bulunan itirazın iptali ile takibin devamına, takibe ilişkin haksız ve dayanaksız, kötü niyetli itirazı nedeni ile davalı taraf aleyhinde takip bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sürücü … kusurlu hareketiyle K.T.K. Madde 47 kuralını ihlal ederek kazaya ağır kusuruyla sebep olmuş ve olay yerini terk ederek K.T.K. Madde 81/1-C kuralını ihlal etmiştir, bu sebeple müvekkil sigorta şirketinin ödediği tazminat tutarını sigortalısına rücu etme hakkı doğmuş olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince hatalı değerlendirme neticesinde Olay Yerinin Terk edilmesi ve kazanın sigortalı araç sürücüsünün ağır kusuruyla gerçekleşmesinin rücu sebebi olmadığı yönünde karar verildiği, sürücünün olay yerini terk ederek sorumluluğun saptanması ve rücu durumlarını değerlendirmede hayati önem teşkil eden alkol raporu teminini imkansız hale getirdiği, yerel mahkemece kararının usule, yasaya ve içtihatlara aykırı karar verildiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2021 tarih, 2021/76 Esas – 2021/1033 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesine dayalı, davacı trafik sigorta şirketinin dava dışı zarar görene ödenen tazminat tutarının, kaza yerini terk sebebine dayalı olarak davalı sigortalısına rücuen tazmini istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davacının, davalı tarafın ZMMS sigortacısı olduğu, zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesine dayalı olarak davacı trafik sigorta şirketinin, dava dışı zarar görene bu kaza nedeniyle tazminat ödediği, ödenen tazminat tutarını, kaza yerini terk sebebine dayalı olarak davalı sigortalısından rücuen talep ettiği, bunun için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı ve itirazın iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Sigortacı 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 95/2. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4 maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Taraflar arasında geçerli zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe genel şartlarının B.4. maddesinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sigortalısına rücu edebileceği haller belirtilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde rücu nedeni olarak; ZMMS genel şartları B.4-f maddesi uyarınca, olay yerinin sebepsiz bir şekilde terk edilmesi sebebine dayanmaktadır.
Somut davada, ilk derece mahkemesince; TTK’nın 1409. maddesi hükmüne göre, sigortacının, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükü sigortacıda olup, sigortacının rizikonun teminat dışında kaldığını somut delillerle ispatlaması gerektiği, ZMSS Genel Şartları madde B.4/a maddesinde zararın meydana gelmesinde sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi yahut ağır kusuru bulunması halinde rücu hakkının doğacağı düzenlenmiş olmakla, salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesinin rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığı gibi sigortalıya rücu sebebi de olmadığı, davaya konu kazada maddi hasara neden olan sürücü asli kusurlu olup olay yerinden uzaklaşmış olsa dahi bu durum tek başına onun zararın meydana gelmesinde kastının yahut ağır kusurlu olduğu göstermeyeceğinden (Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. H.D.’nin E:2018/645 K:2018/676 sayılı ilamı, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. H.D.’nin 04/12/2020 tarih, 2020/73 E., 2020/1605 K. sayılı ilamı), kasti yahut ağır kusurlu davranışın ispat yükü davacıda olup, bu yönde bir delil ileri sürülmediği, meydana gelen kazaya davalı şirkete ait aracın neden olduğuna ve kaza yerini terk ettiğine dair sadece kazaya karışan diğer aracın sürücüsünün beyanına göre tutulmuş olan kaza tespit tutanağının bulunduğu, tutanağı düzenleyen trafik polislerinin kaza ile ilgili görgüye dair bilgilerinin bulunmadığının tutanaktaki beyanlarından anlaşıldığı, kazanın tek taraflı ve dava dışı … plakalı aracın duvara çarpması şeklinde gerçekleştiği, dava dışı … plakalı araç sürücüsünün U dönüşünü tamamladıktan sonra arkasında kalan ve diğer şeritte gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazasını fark etmemesi hayatın olağan akışına göre mümkün görülmekle dava dışı araç sürücüsünün olay yerinden firar ettiğinin kabulünün mümkün olmadığı, dosyada rizikonun teminat dışında kaldığını kabul etmeye yetecek bilgi ve bulgu bulunmadığı, 2918 sayılı yasanın 92/i. maddesine göre; bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin, zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar arasında sayıldığı, 2918 sayılı yasanın 92/i. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli ve 2019/40E. 2020/40K.sayılı kararı ile de iptal edildiği, bu iptal kararının görülmekte olan tüm davalara uygulanmasının hak ve nesafet kurallarına uygun olacağı bu halde de Anayasa’ya aykırı görülerek iptal edilen genel şartlar nedeniyle rücu talebinde bulunulamayacağı anlaşılmakla, aksi yöndeki bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek ispatlanamayan davanın reddine şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçesinin davacının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davacının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*