Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/437 E. 2023/287 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/437
KARAR NO : 2023/287

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2021
NUMARASI : 2020/63 Esas – 2021/273 Karar

DAVACI : TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR : 1-… – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
MÜTEVEFFA : … (…-Ölüm T:03/03/2020)
MİRASÇILARI : 2-… – -… – …
: 3-…- -… – …
: 4-… – … – …
: 5-… – … – …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020

KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 23/03/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Baç Kocaeli Şubesi ile dava dışı Özkar Konaklama Tesisleri A.Ş arasında imzalanan kredi sözleşmesini … ve …’ün müşterek müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, borçluların taahhütlerini yerine getirmemiş olmalarından dolayı şubece hesap kat edilerek bu durumun Kocaeli 6. Noterliği’nin 15/08/2019 tarih, 19051 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlulara bildirildiğini, kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan kefiller hakkında Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/126184 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinde davalıların her ikisinin de asıl borca, faiz ve fer’ilerine itiraz etmeleri üzerine yapılan takibin durdurulmasına karar verildiğini, yapılan itirazın tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tarafından 31/12/2019 tarihinde dava şartı zorunlu arabuluculuğa müracaat ettiklerini, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile son bulduğunu ve takiplerin devamını sağlamak adına dava açma zorunluluklarının doğduğunu belirterek Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/126184 Esas sayılı dosyasında borca ilişkin yapılan itirazın iptaline, davalı … Açısından takibin takip tarihi itibariyle 650.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktarda takip tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faiz oranı üzerinden devamına, davalı … Açısından takibin takip tarihi itibariyle 455.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktara takip tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faiz oranı üzerinden devamına, davalının borçluların haksız itirazı sebebiyle alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürmüş olduğu sebeplerin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davaya konu icra takibinin sebebi olan kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesinin dava dilekçesi ekinde veya dosyada yer almadığından taraflarınca incelenemediğini, müvekkilinin kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmelerine ilişkin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde müvekkilleri için sorumlu oldukları miktarın ayrı gösterildiğini, bunun neden kaynaklandığını,, sebebinin ne olduğunun anlaşılmadığını, davacı ile dava dışı Özkar Konaklama Tesisleri A.Ş arasında imzalandığı iddia edilen kredi sözleşmesinin asıl muhatabının Özkar firması olduğu bütün sorumluluk ve yükümlülüklerin de şirkete ait olduğunu, müvekkili …’ün dava dışı firmanın yetkilisi konumunda olduğunu, firma hakkında Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/253 Esas sayılı dosyası ile 31/05/2019 günü konkordato kapsamında üç ay süreyle geçici mühlet verildiğini, 28/08/2019 günü 1 yıl süreyle kesin mühlet kararı verildiğini, verilen geçici ve kesin mühlet kararlarında yer aldığı üzere şirket hakkında ilamsız takip başlatılamayacağını, başlatılmış olan icra takibinin duracağını, müvekkillerinin borç miktarının iddia edilen kadar olmadığını, davalı müvekkillerini davacıya yaptıkları kısım kısım ödemelerin borçtan düşülmemiş, eksik düşülmüş olduğunu, icra takibinde yer alan faiz oranlarının oldukça fahiş olduğunu, müvekkillerinin icra takibine yaptıkları itirazın davacının iddia ettiği gibi hukuka aykırı olmadığını, faize ve faiz oranlarına ilişkin itirazların yerinde ve hukuka uygun olduğunu, aslen dava dışı şirketin konkordato kapsamında mühlet içerisinde olduğunu bilen davacı tarafın buna rağmen icra takibine girişmiş olmasının haksız olduğunu belirterek davanın öncelikle usul ve devamında esas yönünden reddine, alacaklının %20’den az olmamak şartıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kısmen kabulü ile; davalıların Kocaeli 8.İcra Müdürlüğünün 2019/126184 E sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile takibin; Davalı … yönünden; Ticari nitelikli kredi borcu için 254.272,67 TL asıl alacak, 14.113,39TL işlemiş faiz, Taksitli ticari kredi için 162.895,54 TL, Ticari kredili mevduat borcu için 21.943,45 TL asıl alacak olmak üzere toplam 453.225,05 TL üzerinden, Davalı … yönünden; Ticari nitelikli kredi borcu için 254.272,67 TL asıl alacak, 12.823,05 TL işlemiş faiz, Taksitli ticari kredi için 162.895,54 tl asıl alacak, Ticari kredili mevduat borcu için 21.943,45 TL asıl alacak, Bayi kart için 142.429,40 TL asıl alacak, Ticari kredi kartı için 51.337,86 TL asıl alacak olmak üzere toplam 645.701,97 TL üzerinden ticari nitelikli kredi borcu için 254.272,67 TL asıl alacak ile taksitli ticari kredi için 162.895,54 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %48, ticari kredili mevduat borcu için 21.943,45 TL asıl alacak ile bayi kart için 142.429,40 TL asıl alacağa ve ticari kredi kartı için 51.337,86 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %28,80 oranında temerrüt faiz uygulanmasına …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil banka aleyhine hükmedilen 4.080,00 TL karşı vekalet ücreti haksız ve hukuka aykırı olmakla yapılacak inceleme neticesinde kısmen kabul kararının kaldırılması ve davanın dosyada mübrez bilirkişi raporları doğrultusunda ve 28.01.2020 tarihli dava dilekçesinde belirtilen tutarlar üzerinden (yerel mahkeme gerekçeli kararında; taleple bağlılık gereği karar verdiğini belirtmiş ise de) kabul edilmesini, ihtarname tarihi itibarıyla asıl alacak ve faiz alacağı yönünden de alacak tutarının kesinleştiğini, dosyada aksini bildirir ek ya da kök başka bir rapor da bulunmadığı halde bilirkişi raporundaki talep üzerinde hesaplanan sorumluluk tutarları göz önüne alınmadan tam kabul kararı verilmek yerine kısmen kabul kararı verilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı bulunduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tam kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2021 tarih, 2020/63 Esas – 2021/273 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı banka ile dava dışı Özkar Konaklama Tesisleri A.Ş arasında imzalanan kredi sözleşmesini … ve …’ün müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, tüm borçluların, ödenmesi gereken borcu ödememesinden dolayı, davacı banka tarafından hesap kat işlemlerinin yapıldığı, buna rağmen dahi borcun ödenmemesi üzerine davacı tarafından davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe davalıların itiraz etmesi üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Somut davada, ilk derece mahkemesince; davacı banka ile dava dışı Özkar Konaklama Tesisleri A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davalıların müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, Kocaeli 6. Noterliği’nin 15/08/2019 tarih, 19051 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin borçlulara gönderilmiş olmakla alacağın İİK hükümlerine göre muaccel hale geldiği,her ne kadar asıl borçlu şirket hakkında 31.05.2019 tarihinde geçici mühlet , 28.08.2019 tarihinde kesin mühlet verilmiş ise de Ankara BAM 21.H. D’nin E: 2019/1526 K: 2019/1271 sayılı ilamında ”….Her ne kadar asıl borçlu şirket dışındaki diğer borçlular yönünden geçici mühlet kararı verilmemiş ise de yukarıda izah edildiği ve ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere asıl borçlu şirketin kullanmış olduğu kredinin geri ödenmesinde herhangi gecikme söz konusu olmadığı, asıl borçlu şirketin kullanmış olduğu kredinin muaccel olmadığı görülmekle…” belirtilen hususlar gözönüne alındığında asıl borçlu şirketin kullanmış olduğu kredinin geri ödenmesinde herhangi gecikme söz konusu olup olmadığı, asıl borçlu şirketin kullanmış olduğu kredinin muaccel olup olmadığı yönünde alınan bilirkişi raporunda ödemelerde gecikme yaşandığı anlaşılmakla TBK nun 586.maddesi gereği müteselsil kefillere başvurabileceği kabul edilmiş, bilirkişi raporu ve taleple bağlılık ilkesi gözönüne alındığında davacı bankanın davalı …’ten ticari nitelikli kredi borcu için 254.272,67 TL asıl alacak, 14.113,39TL işlemiş faiz, taksitli ticari kredi için 162.895,54 TL, ticari kredili mevduat borcu için 21.943,45 TL asıl alacak olmak üzere toplam 453.225,05 TL, davalı …’ten ticari nitelikli kredi borcu için 254.272,67 TL asıl alacak, 12.823,05 TL işlemiş faiz, taksitli ticari kredi için 162.895,54 TL asıl alacak, ticari kredili mevduat borcu için 21.943,45 TL asıl alacak, bayi kart için 142.429,40 TL asıl alacak, ticari kredi kartı için 51.337,86 TL asıl alacak olmak üzere toplam 645.701,97 TL alacağı olduğu kabul edilmekle davanın kısmen kabulüne şeklinde karar verilmişse de verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalı yanılgılı kanaatle verildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; HMK’nun 6100 sayılı HMK’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/1. maddesinin (c) bendinde de;
“Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” ile aynı maddenin 2. fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır.
Anayasa’nın 141. maddesinin amir hükmü gereğince tüm mahkeme kararların gerekçeli olması gerekir. Bu nedenlerle; mahkeme kararları tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri mutlaka kapsamalıdır. Gerekçe, doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukuki gerekçeyle ve hangi deliller değerlendirilmek suretiyle verildiği hususlarını içermelidir. Tarafların o dava ve talep yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı ya da haksız olduğunu anlayıp değerlendirilebilmeleri ve istinaf dairesinin hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçenin bulunması 6100 Sayılı HMK’nın 2004 sayılı İİK’nın ve Anayasada gösterilen düzenleme karşısında zorunludur.
Somut davada, mahkemece; davacının talebinin hangi hususlarda olduğu, davalıların davacının iddiasına karşı getirdiği savunmalar tespit edilmiş, taraflar arasındaki ilişkinin dava dışı şirket ile davacı arasındaki genel kredi sözleşmesine davalıların kefil olmasından ve bu borcun ödenmemesi nedeniyle de kefillerden ödenmeyen borcun tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine itiraz ve eldeki davanın bu itirazı hükümden düşürmek için açıldığı değerlendirilmiş, bu minvalde başlanılan tahkikatta, mahkemece, taraflar arasındaki kefillik ilişkisinin teknik verilere dayanması nedeniyle bilirkişi raporuna ihtiyaç duyulmuş, bu doğrultuda bilirkişi raporları dosya arasına alınmış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının dava dilekçesinde belirttiği tutarlara benzer alacak çıkmasına rağmen, bilirkişi raporundan ayrılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş, gerekçeli kararda bilirkişi raporundan ayrılma gerekçesi de açıklanmadığından bu husus tam olarak denetlenememiş ve bu haliyle kararın kaldırılmasına karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle davacının dava dilekçesindeki talebi ile dosya arasına alınan birikişi raporları incelenmeli, alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli nitelikte olup olmadıkları değerlendirilmeli, sonrasında oluşacak kanaate göre olumlu ve ya olumsuz bir karar verilmeli ve verilen kararda yukarıda belirtilen şekilde tarafların anlayabilecekleri ve üst yargı mercilerince de denetlenebilir bir gerekçe yazılmasından ibarettir.
Gerekçeli karar başlığında; davacı ile taraflar vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 31/03/2021 tarih, 2020/63 Esas ve 2021/273 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İİK’nın 36/5 maddesi gereğince davacı vekilince Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesi 27/12/2021 tarih 2021/25 D.İş – 2021/25 Karar sayılı dosyasına sunulan teminatın yatırana iadesine,
9-Davalılar hakkında düzenlenen 22/10/2021 tarihli ve 37.807,18 TL (36.447,18 TL
Bakiye Karar Harcı -… 23.299,08 TL’sinden sorumlu-) bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 06/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*