Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/429 E. 2022/861 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/429
KARAR NO : 2022/861

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2021 (ek karar)
NUMARASI : 2021/310 D.İş – 2021/309 Karar

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN : …
VEKİLİ : Av. …
İHTİYATİ HACZE
İTİRAZ EDEN/
KARŞI TARAF : …
VEKİLİ : Av. …
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
TALEP TARİHİ : 01/12/2021

KARAR TARİHİ : 25/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 24/05/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; öncelikle ihtiyati hacze konu senetten de görüleceği üzere, söz konusu senedin Ankara’da tanzim edildiğini ve ihtilaf halinde Ankara Mahkemeleri yetkilidir ibaresinin yer aldığını, ayrıca taraflarca senet üzerinde özel yetki belirlenmemiş olsaydı dahi genel yetki kuralı olarak ihtiyati hacze konu yapılmak istenen kambiyo senedinin borçlunun yerleşim yeri sayılan yerdeki asliye ticaret mahkemesinden talep edilmesi gerektiğini, müvekkilinin yerleşim yerinin de Ankara’da bulunduğunu, dolayısı ile ihtiyati haciz kararına dayanak belge olarak gösterilen bonada yer alan özel yetki ve HMK’da yetkiye dair düzenlenmiş genel hükümlerce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisiz olup müvekkilinin yerleşim yerinde bulunan Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, bu kapsamda değerlendirildiğinde ihtiyati haciz kararının usulsüz bir şekilde Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan dava ile alındığını, usulsüz bir şekilde alınmış ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan keşidecisi müvekkili …, lehtarı … olan bononun … tarafından Gebze İcra Müdürlüğü’nin 2021/28939 E. Sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, icra takibine konu edilmiş olan bonodaki imzanın müvekkiline ait olmaması nedeni ile söz konusu takip için yetkiye, imzaya ve borca itiraz edildiğini, itirazları ile birlikte alacaklı tarafından başlatılmış olan icra takibinin Gebze 1. İcra Hukuk Mahkemesince 2021/624 E. Sayılı dosyası ile durdurulduğunu, ancak alacaklı … tarafından kötü niyetli ve müvekkilini tamamen zor duruma düşürmek kastı ile Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinden 2021/310 D.İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, söz konusu kararın hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati hacze konu edilmiş olan bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve alacaklı …’a müvekkilinin bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin hiçbir şekilde takibe konu senedi doldurup imzalamadığını, söz konusu senedin varlığını alacaklı …tarafından icraya konulması ile fark ettiğini, esasen senede göz gezdirildiğinde dahi söz konusu imzanın taklit edilmiş olduğu ve senet üzerinde lehtar olarak adı yazan, müvekkilinin de hiçbir şekilde tanımadığı …tarafından atılmış bir imza ile senedin doldurulduğunun anlaşıldığını, söz konusu iddialarına ilişkin imzaya itiraz davası açılmış olup yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile de iddialarının ispatlanacağını, alacaklı …’un ihtiyati haciz talebine dayanak yapmış olduğu bonoyu daha önce icra takibine koymuş olup söz konusu takibin itirazları üzerine durması ile kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı aldığını, müvekkilinin hiçbir şekilde borçtan kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemediğini, mallarını kaçırmadığını, sadece kendisine haksız bir şekilde başlatılmış olan icra takibine itiraz ettiğini, ayrıca müvekkili adına halihazırda … tarafından açılmış icra takiplerinden başkaca icra takibi de bulunmadığını, bu durumun bile müvekkilinin adına ihtiyati haciz kararı almayı gerektirecek haklı bir sebebin olmadığını gösterdiğini, işbu sebeple müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin müvekkilini zor duruma düşürdüğünü, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı tarafından teminat yatırılması gerektiğini, İİK. Madde 259’a göre ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahısın bu yüzden uğrayacakları zarardan mesul olduğunu, söz konusu ihtiyati haciz kararının alacağın yüzde on beşi oranında teminat karşılığında verildiğini, haksız ihtiyati haczin icrası sebebiyle müvekkilinin banka hesapları, gayrimenkulü ve aracının haczedildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, alacaklı …’un iş bu takipte haksız olup bu oranın müvekkilinin zararını karşılayabilecek düzeyde olmadığını, işbu sebeple ihtiyati haciz kararının asıl alacağın yüzde yirmi beşinden az olmayacak şekilde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, Gebze İcra Müdürlüğünün 2021/29861 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine Gebze 1. İcra Hukuk Mahkemesince 2021/624 E. Sayılı dosyası ile itiraz etmiş olduklarından dava sonuçlanıncaya kadar alacaklının mahkeme nezdindeki teminatı üzerine tedbir konularak teminatın alacaklıya iade edilmemesine karar verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle, iş bu itirazlarının kabulü ile, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, Mahkeme aksi kanaatte ise teminat oranının yüzde yirmi beşten az olmayacak şekilde yeniden değerlendirilmesine, alacaklı … tarafından başlatılan Gebze İcra Müdürlüğünün 2021/29861 esas sayılı icra takibine itiraz etmeleri nedeniyle itirazları sonuçlanıncaya kadar teminatın tedbiren alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 10/12/2021 TARİHLİ EK KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 26/11/2021 tarihli Değişik İş Değerlendirme kararı ile; “… Alacaklının ibraz ettiği dilekçe ve Gebze İcra Müdürlüğü 2021/28939 Esas sayılı dosya içinde bulunan bono aslıincelendiğinde İİK’ nun 257 vd. maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin kabulüne, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının ihtiyati haczine…” dair verilen karara ihtiyati haciz talep eden tarafından yapılan itiraz üzerine;
Yerel mahkeme 10/12/2021 tarihli ek kararı ile; ” … mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın yetki yönünden kabulü ile; mahkememizce verilen 2021/310 D.İş Esas 2021/309 D.İş Karar sayılı kararı ile … aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, bu nedenle iş bu karardan bir suretin Gebze İcra Müdürlüğü 2021/29861 sayılı dosyasına müzekkere ile bildirilmesine …” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; usule yönelik olarak, iş bu ihtiyati haczin konusu para borcu olup, para borçlarının götürülecek borç olduğu, dolayısıyla para borçlarında yetkili mahkemenin alacaklının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu (TBK 89-1), …’un yerleşim yerinin Gebze olması sebebiyle Gebze Asliye Ticaret Mahkemeleri olmakla, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, esasa yönelik olarak, karşı tarafın, ihtiyati haczin konusu senetteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının haksız, kötü niyetli ve yalnız borçtan kurtulmaya yönelik bir itiraz olduğunu, ilk derece mahkemesi bilgilerine sunulan borçluya ait imza beyannamesi incelendiğinde; borçlunun tüm itirazlarının kötü niyetli olduğu görüleceğini, karşı taraf soyut beyanlar ile ihtiyati haciz kararı sebebiyle zarara uğradığını iddia etmişse de; ilk derece mahkemesi dosyasına bunun ispatına yönelik herhangi bir delil sunulmadığı ayrıca karşı taraf her ne kadar ilk derece mahkemesi huzuruna sunulan itiraz dilekçesi ile banka hesaplarının haczedildiğini iddia etmişse de; karşı tarafın tüm banka hesaplarına 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesine rağmen, hiçbir banka hesabında para bulunamadığı, sırf bu durum dahi borçlunun mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini tek başına kanıtlamasına rağmen ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi hukuka aykırılığını, eksik inceleme ile karar verildiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, karşı tarafın ihtiyati hacze itirazlarının reddine karar verilmesini talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 Tarih – 2021/310 D.iş – 2021/309 Karar sayılı ek kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına itiraz isteminin kabulüne ilişkindir.
Mahkemece; 10/12/2021 tarihli ek karar ile “… ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın yetki yönünden kabulü ile; mahkememizce verilen 2021/310 D.İş Esas 2021/309 D.İş Karar sayılı kararı ile … aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına…,” karar verilmiş olup, hüküm ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İİK.’nun 257-(1) maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir”.
İİK.’nun 257-(2) maddesi; “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder”.
İİK.’nun 258-(1) maddesi; ” … Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur … ” hükmü düzenlenmiştir.
Rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağın var olması halinde ihtiyati hacze karar verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şart olmayıp alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir. Başka bir söyleyişle alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi gerekli ve yeterlidir.
İhtiyati haciz kararlarına itiraz ise; 2004 sayılı İİK’nun 265-(1) maddesinde düzenlenmiş ve itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre; ”Borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.”
Dosya içerisinde bulunan talep konusu bononun incelenmesinde, bononun; düzenleme yeri Ankara ve yetki kaydına göre Ankara Mahkemeleri’nin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür. Bonodaki yetki kayıtları, 6100 sayılı HMK.’nun 17. maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesidir. 6100 sayılı HMK.’nun 17. maddesine göre yetki sözleşmesi ancak kamu tüzel kişileri ile tacirler arasında yapıldığında geçerlidir. Bono 6102 sayılı TTK.’da düzenlemiş ise de gerçek kişiler de bono düzenleyebilirler. Bu açıklamalara göre bonodaki yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı anlaşılmıştır (Yargıtay 12. HD. 22/02/2018 tarih, 2016/29320 E. 2018/1765 K.).
İcra ve İflas Kanunu, kambiyo senetleri (çek, poliçe ve bono) hakkında genel haciz yoluyla takip usulünden farklı olarak özel takip usulleri (İİK m. 167-176-b) öngörmekle birlikte; bu takip usulünde yetkiye ilişkin herhangi bir düzenleme içermemektedir.
İhtiyati hacizde yetkiye ilişkin olup da; aşağıda incelenecek olan yetkili mahkemeler, dava açılmadan önceki ihtiyati haciz talebine ilişkindir. Zira; dava açıldıktan sonraki ihtiyati haciz taleplerinde yetkili mahkeme; asıl davaya bakan mahkemedir. Her ne kadar ihtiyati hacizde yetkiyi düzenleyen 258. maddede bu konuda bir açıklık yok ise de; gerek ihtiyati hacizde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması, gerekse ihtiyati haczin bir ihtiyati tedbir türü olduğu düşünülürse bu sonuca varılmaktadır.
Poliçe, bono ve çek birer ibraz senedidir. Ancak; bu kıymetli evrakların ibrazı, yapıldığı kişi ve sonuçları bakımından farklılık gösterir. İbraz; poliçede muhataba, bonoda tanzim edene, çekte ise muhatap bankaya yapılır. Poliçede muhatap; bonoda tanzim eden asıl borçlu olmasına rağmen, çekte muhatap banka asıl borçlu değildir. Bunun yanında; ibraz, bono ve poliçe de borçlunun ödeme yapacağı kimseyi öğrenmesini sağlayıcı bir fonksiyona sahip ise de; çekte ibrazın böyle bir fonksiyonu yoktur. Bu sayede ibraz üzerine poliçe ve bono borcu götürülecek borç haline dönüşürken, çekte muhataba bankaya ibraz ile borçlunun ödeme yapacağı kimseyi tespit ettiği ve aramanın tüketildiğini kabul etme ve bunun sonucu olarak da çek borcunun götürülecek borca dönüştüğünü kabul etme olanağı yoktur. Ayrıca; kambiyo senetlerinde ve bu meyanda bonoda hak doğrudan doğruya bonoya ait kayıtları ihtiva eden varakada tecessüm ettiği için bonodaki borcu tek başına para borcu sayma olanağı da yoktur. Bu yönüyle de; TBK.’nun 89-(1). maddesine göre bonodaki borcun götürülecek borç olduğunu kabul etme olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle; TBK.’nun 89. maddesine dayanarak ibraz sonucu bonodaki borcunun götürülecek borca dönüştüğünün kabulü ile alacaklının ikametgahı mahkemesinde ihtiyati haciz isteme ayrıcalığı bulunmamaktadır.
İİK.’nun 258. maddesinde; ihtiyati hacze aynı Kanunun 50. maddesine göre yetkili olan mahkemece karar verileceği hükme bağlanmış olup, İİK.’nun 50. maddesinde para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK.’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanacağı belirtilmiştir. Yine HUMK.’nun 447-(2). maddesinde; “Mevzuatta yürürlükten kaldırılan 18.06.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Hamilin; bono borçlusuna takip ve senedi ibraz zorunluluğu bulunması nedeniyle; başka bir deyişle bonodan kaynaklanan borç aranacak borçlardan olduğundan bonolarda hamilin yerleşim yeri mahkemesi yetkili olmayıp, TBK.’nun 89-(1). maddesi hükmü uygulanmaz.(Benzer mahiyette Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2020/503 Esas 2020/609 Karar sayılı ilamı)
Eldeki uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesince; İİK’nın 50. maddesi yollaması ile uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca yetkili mahkeme, borçlunun yerleşim yeri mahkemesidir. Diğer yandan, 6102 sayılı TTK’nın 777-(3) maddesi uyarınca ödeme yeri gösterilmeyen bonoda düzenleme yeri ödeme yeri olarak kabul edileceğinden ve eldeki uyuşmazlıkta borçlunun hem yerleşim yerinin hem de bononun düzenleme yerinin Ankara olması nedeni ile ihtiyati hacze konu bono yönünden mahkemenin yetkisiz olduğu, itiraz edenin itiraz tarihi itibariyle; yetki itirazında haklı olduğu, bu nedenle ihtiyati hacze yapılan itirazın kabulüne şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati haciz talep edenin itiraz sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep edenin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/04/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*