Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/353 E. 2022/374 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/353
KARAR NO :2022/374

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :02/12/2021
NUMARASI :2021/799 Esas – 2021/970 Karar

DAVACI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :HASIMSIZ

DAVA TÜRÜ :Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ :28/10/2021

KARAR TARİHİ :21/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ :01/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait ticari defterlerin şirket yetkilisinin aracında iken kaybolduğunu, davacı şirkete ait Yönetim Kurulu Karar defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere defteri ve Ortaklar pay defterinin müvekkili firmanın yetkilisi tarafından aracında taşınmakta iken zayi olduğunu, şirketin halen faal bir şirket olduğundan bu defterleri ivedi olarak yeniden çıkarma ihtiyacı hasıl olduğunu, iş bu nedenle yeniden belirtilen defterleri çıkarabilmeleri için zayi belgesine ihtiyaç bulunduğunu beyanla davacı şirkete ait Yönetim Kurulu Karar defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere defteri ve Ortaklar pay defterinin zayi olduğunun tespitine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanını reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasalara aykırı olması sebebiyle taraflarınca kabulüne imkan olmadığını, anılan kararının istinaf etme zaruretinin hasıl olduğunu, dava dilekçemizde belirttikleri ve duruşma esnasında davacı şirket temsilcisi tarafından da beyan edildiğini ve davacı şirketin ofisinin üst kattan alt kata taşınması esnasında, şirkete ait ticari defterlerin (Yönetim Kurulu Karar defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere defteri ve Ortaklar pay defteri) kaybolmaması amacıyla şirket yetkilisinin aracında muhafaza altına alındığını, ancak defterleri almak üzere aracın yanına gidildiğinde defterlerin bırakıldığı yerde olmadığını davacı şirkete ait ticari defterlerin, gerekli dikkat ve özenin gösterilmiş olmasına rağmen zayi olunduğunu, bu sebeple Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nde zayi belgesi verilmesi istemli dava açıldığını, ancak mahkeme tarafından hukuka aykırı bir şekilde ticari defterlerin kaybolması hususunun TTK’nın 82/7’de sayılan hallerden olmaması sebebiyle davalarının reddine karar verildiğini, yerel mahkemecede işbu kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu ve ivedi bir biçimde kararın kaldırılarak yeniden belirtilen defterleri çıkarabilmeleri için zayi belgesi verilmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini, dosyalarının incelenerek zayi belgesi verilmesine karar verilmesi gerekmekte olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2021 tarih, 2021/799 Esas – 2021/970 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zayi belgesi verilmesi istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait ticari defterlerin şirket yetkilisinin aracında iken kaybolduğunu, müvekkili şirkete ait Yönetim Kurulu Karar defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere defteri ve Ortaklar pay defterinin müvekkili firmanın yetkilisi tarafından aracında taşınmakta iken zayi olduğunu, şirketin halen faal bir şirket olduğundan bu defterleri ivedi olarak yeniden çıkarma ihtiyacı hasıl olduğunu, iş bu nedenle yeniden belirtilen defterleri çıkarabilmeleri için zayi belgesine ihtiyaç bulunduğunu beyanla, müvekkili şirkete ait Yönetim Kurulu Karar defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere defteri ve Ortaklar pay defterinin zayi olduğunun tespitine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde zayi sebepleri tahdidi olarak sayılmamıştır. Diğer bir deyişle; maddede geçen “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi” denilmek suretiyle bu gibi olayların benzerlerinin de bu kapsama girebileceği anlatılmaktadır. Bu meyanda, tacirin elinde olmayan benzer olaylarda maddenin kapsamı içindedir. Ancak, hangi olaya dayandırılırsa dayandırılsın zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olması, hayatın mutad cereyanına açıkça aykırı düşmemesi gerekir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/6084 Esas, 2018/155 Karar). Yine tacirin defterlerini gerekli özen ve dikkatle saklaması icap etmektedir. Somut olayda, dava dilekçesiyle bina içi taşınma ve dekorasyon işlemleri sırasında soyut bir kayıp/hırsızlık iddiasında bulunulmuş olup istinaf dilekçesindeki beyandan defterlerin kayıp olduğunu öğrenme tarihi ile dava tarihi arasında on beş günlük hak düşürücü sürenin geçtiği sonucuna ulaşılabileceği gibi bina içi taşınma sırasında defterlerin kaybolması, tacirin defterleri özenle saklama yükümlülüğünü yerine getirmediğini gösterdiğinden mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/02/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*