Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/352 E. 2023/186 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/352
KARAR NO : 2023/186

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :21/04/2021
NUMARASI :2020/473 Esas – 2021/364 Karar

DAVACI :T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :DESTEBAŞI GRUP İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Sıra Cetveline İtiraz
DAVA TARİHİ :27/08/2020

KARAR TARİHİ :13/02/2023
KR. YAZIM TARİHİ :06/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/08/2019 tarih 2019/179 Esas, 2019/732 Karar sayılı kararı ile davalı müflis Destebaşı Grup İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini, Gebze İcra Dairesi’nin 2019/20 Esas sayılı iflas dosyası ile müflisten alacaklı olanların alacaklarını yazılı olarak bildirmeleri gerektiğinin ilan edildiğini, bunun üzerine taraflarınca davalı kurumun borçlu müflisten olan alacaklarını gösterir e-imzalı kurum evrakları, ödeme emirleri, mahkeme kararları ve icra dosyaları için dosya kapak hesapları ve ilgili evrak eklenerek alacaklarının iflas masasına kaydının muhtelif dilekçeler ile talep edildiğini, dosyada hazırlanan sıra cetveli ilanına dair tebligatın 13.08.2020 tarihinde taraflarına tebliğ edildiğini, tebliğ edilen 28.07.2020 tarihli İflas İdaresi kararında “Kayıt No:21 Talep evrakları incelendi. Alacak kayıt dilekçesinde talep edilen alacağın, şirket kayıtlarında da mevcut olduğu görülmekle kabulüne ve 4. Sıraya kaydına karar verildi.” şeklinde karar verildiğini, iflas dosyasında mevcut olan ve ilan edilen sıra cetveli incelendiğinde 21 kayıt nolu 2.043.236,52-TL alacak tutarının kabul edilerek 3. sıraya kaydedildiğinin görüldüğü, ancak dosyaya birden fazla dilekçe ile değişik tarihlerde alacak kaydı talebinde bulunulmuş olmasına rağmen sadece 02.10.2019 tarihli ilk dilekçelerindeki alacak tutarı olan 2.043.236,52-TL hakkında karar verildiğini, ek dilekçeleri ile bildirdikleri alacakları hakkında kabul ya da red kararı verilmediğini, ek dilekçeleri ile bildirdikleri alacaklarının farklı kalemlerden oluşan farklı sebeplerden doğmuş olan kurum alacakları olduğunu, 15.10.2019 tarihli dilekçeleri ile bildirilen; Gebze 5. İş Mahkemesi’nin 2018/225 Esas sayılı dosyasına ilişkin 124,71-TL, Gebze 7. İş Mahkemesi’nin 2017/388 Esas sayılı dosyasına ilişkin 23.254,42-TL, 03.12.2019 tarihli dilekçeleri ile bildirilen; Kadıköy SGM’nin 21.11.2019 tarihli yazısında bildirilen borca ilişkin iflas tarihi itibari ile işlemiş faizi tutarı olan 3.712,20-TL, 24.01.2020 tarihli dilekçeleri ile bildirilen; Pendik SGM’nin 21.01.2020 tarihli yazısında bildirilen güncel borca ilişkin kabul edilmeyen 230.927,71-TL, 14.02.2020 tarihli dilekçeleri ile bildirilen; Kocaeli 2.İdare Mahkemesi’nin 2013/1031 Esas 2014/407 Karar sayılı 08/04/2014 tarihli ilamına ilişkin 1.145,18-TL, 27.02.2020 tarihli dilekçeleri ile bildirilen; Körfez İcra Dairesi’nin 2018/1581 Esas sayılı dosyasına ilişkin 26.126,69-TL olmak üzere toplam 285.290,91-TL daha alacakları bulunduğunu, iş bu alacakları hakkında kabul ya da ret kararı verilmediğini, müflis şirket aleyhine Gebze 5. İş Mahkemesi’nin 2018/225 Esas sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 100,00-TL’lik ilk peşin sermaye değerli gelirine ilişkin alacaklarının ilk onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili için 01.08.2018 tarihinde rücuen tazminat davası açıldığını, iflas tarihi itibariyle (ilk psd gelirin onay tarihi olan 30.11.2016 tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş 24,71-TL yasal faizi ile birlikte) şimdilik toplam 124,71-TL alacakları bulunduğunu, dava dosyasındaki alınacak kusur oranlarına göre taleplerinin arttırılacağını, müflis şirket aleyhine Gebze 7. İş Mahkemesi’nin 2017/388 Esas sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 13.809,86-TL ilk peşin sermaye değerli gelir, 1.566,38-TL geçici iş göremezlik ödeneği ve 1.632,28-TL tedavi masrafı olmak üzere toplam 17.008,52-TL alacaklarının gelirin onay, masraf ve ödemelerin ise ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili için 10.10.2017 tarihinde rücuen tazminat davası açıldığını, iflas tarihi itibariyle (iflas tarihine kadar işlemiş 6.245,90-TL yasal faizi ile birlikte) şimdilik toplam 23.254,42-TL alacakları bulunduğunu, dava dosyasındaki alınacak kusur oranlarına göre taleplerinin arttırılacağını, davalı kurumun müflisten olan alacaklarını 03.12.2019 tarihli dilekçeleri ile yeniden bildirip masaya kaydını talep ettiklerini, talep dilekçeleri ekinde daha önce sunulan evraklardan farklı olarak 21.11.2019 tarihli Kadıköy SGM’nin iflas tarihi itibariyle güncel borç bildirim yazısını ekte sunduklarını, ancak Kadıköy SGM’nin 21.11.2019 tarihli yazısında bildirilen güncel 82.823,71-TL’lik alacaklarının değil, daha önceden bildirilen 05.09.2019 tarihli yazıdaki 79.111,51-TL’lik kısmının kabul edildiğini, alacaklarının iflas tarihi itibari ile işlemiş faiz tutarı olan 3.712,20-TL’lik kısmı hakkında herhangi bir karar verilmediğini, bu nedenle Kadıköy SGM’nin 21.11.2019 tarihli yazısında bildirilen 82.823,71-TL’lik alacaklarından sıra cetveline kabul edilmemiş olan iflas tarihi itibari ile işlemiş faiz tutarı 3.712,20-TL’nin de kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, Pendik SGM’nin 21.01.2020 tarihli yazısı ile bildirilen, müflis şirketin güncel 1.314.893,83-TL’lik alacaklarının değil, daha önceden bildirilen 1.083,966,12-TL’lik kısmının kabul edildiğini, alacağın 230.927,71-TL’lik kısmı hakkında herhangi bir karar verilmediğini, bu nedenle Pendik SGM’nin 21.01.2020 tarihli yazısında bildirilen alacaklarından sıra cetveline kabul edilmemiş olan 230.927,71-TL’nin de kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, müflis şirket tarafından davalı kurum aleyhine açılan Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nin 2013/1031 Esas 2014/407 Karar sayılı 08/04/2014 tarihli ilamı ile davanın reddine karar verildiğini ve söz konusu kararın Danıştay 10. Hukuk Dairesi’nin 2019/4527 Esas 2019/7539 Karar sayılı 07/11/2019 tarihli ilamı ile onandığını, yerel mahkeme kararı ile lehlerine 750,00-TL vekalet ücretine hükmedildiğini, 13.02.2020 tarihi itibariyle 1.145,18-TL alacakları bulunduğunu, iş bu 1.145,18-TL’nin de kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, müflis şirket aleyhine davalı kurum tarafından açılan “rücuen tazminat” davasında Gebze 3. İş Mahkemesi’nin 2014/494 Esas 2018/179 Karar sayılı 26/04/2018 tarihli ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi’nin 2018/2130 Esas 2020/161 Karar sayılı 13/02/2020 tarihli ilamı ile kesinleştiğini, yerel mahkeme kararı ile lehlerine hükmedilen alacakların tahsili talebiyle taraflarınca Körfez İcra Dairesi’nin 2018/1581 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dosyada alınan 25.02.2020 tarihli dosya hesabı uyarınca 26.126,69-TL alacakları bulunduğunu, iş bu 26.126,69-TL’nin de kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, iflas idaresi tarafından davalı kurum alacaklarının tamamının usule ve hukuka aykırı şekilde kabul edilmediğinden hatalı düzenlenen sıra cetveline göre paraların paylaştırılmaması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davalı kurumun 285.290,91-TL tutarındaki alacaklarının kabulü ile imtiyazlı olarak iflas masasına kaydı ile sıra cetveline yazılmasına, sıra cetvelinin buna göre yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı her ne kadar 285.290,291-TL’nin iflas masasına kaydedilmesini ifade etse de iflas masasının eylemlerinden kaynaklanan bir durumdan dolayı davalı şirketin mağdur olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı şirketin hiçbir eylemi olmamasına karşın aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin masum tarafın mağdur edilmesine ve bu cihette adalet anlayışına ters bir yaklaşım olacağını, davaya konu olan durumun yukarıda belirtilen mahkemelerde görülüyor olmasının davanın derdest olduğu bu sebeple derdestlik, dava şartı olduğu için davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davanın konusuz kaldığı kabul edilse dahi HMK’nın md. 331/1 “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” maddesi gereğince tarafların haklılık durumuna göre hakimin hakkaniyete uygun şekilde yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmetmesi gerektiğini, açılan dava, mahkemenizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz davası olduğu o tarihte davalı şirket iflas sürecinde bulunduğundan husumetin iflas idaresine yöneltilmesi gerektiğini, aksi halde davalının zarara uğrayacağını ve bu durum hakkaniyete aykırı olacağını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın istinaf gerekçelerinin hukuki dayanağının olmadığını, dava tarihi itibarı ile taleplerinin haklı olduğunu davacı kurum lehine yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf dilekçesinde iş bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını belirttiğini, davalarının kayıt kabul davası olup dava tarihi itibarı ile şirket hakkında iflas kararının mevcut olduğunu, dolayısıyla istinaf dilekçesinde ileri sürülen derdestlik iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını, 6100 sayılı yasanın 331/1. maddesinin ” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmünü düzenlediğini, yasal düzenlemenin açık olduğu dava tarihi itibarı ile iflas halinde olan davalı şirketin istinaf gerekçelerinin haksız ve hukuki dayanaksız olduğunu belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/04/2021 tarih, 2020/473 Esas – 2021/364 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda,”… Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.
İİK’nın 235. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. Bu davada, iflas idaresi müflis şirketi temsilen hasım konumundadır. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları davalar olup, genel mahkemelerdeki alacak davalarından farkı, süreye tabi olması, yetkinin kesin yetki olması, ticaret mahkemesinin görevli olması ve İİK’nın 235/3. maddesine göre basit yargılama usulünün uygulanmasıdır. Diğer yandan, genel mahkemelerde görülen alacak davası esnasında davalının iflasının açılması halinde dava, kendiliğinden kayıt kabul davasına dönüşür.
Öğreti ve uygulamada genel kabul gören tanımıyla dava konusu, davacının belirli bir vakıaya dayanarak hukuki talepte bulunmasıdır. Yargılama esnasında davanın konusunun ortadan kalkması hâlinde artık esas talep hakkında yargılama yapılmasına gerek kalmayacağından mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilir (Kuru, B./Arslan, R./Yılmaz, E; Medeni Usul Hukuku, 14. Baskı, Ankara, 2002, s. 543).
Kayıt kabul davalarındaki esas talep, genel alacak davalarından farklı olmayıp, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak amacıyla iflas sıra cetvelinde alacağın kayıt ve kabulüne karar verilmesi isteğidir. Bu açıdan kayıt kabul isteği, alacak davalarının özel bir görünüm şeklidir ve niteliği gereği alacağın tahsiline ilişkin isteği de içeriğinde barındırır.
Celse arasında re’sen mahkememizin 2019/179 Esas sayılı dosyası incelenmiş Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 03/02/2021 tarih, 2020/1688 Esas – 2021/202 Karar sayılı ilamından bir suret dosya içine alınmıştır, yapılan inceleme neticesinde davalı firma hakkında her ne kadar Mahkememizin 2019/179 Esas – 2019/732 Karar sayılı kararı ile 29/08/2019 tarihinde iflas kararı verilmiş ise de Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 03/02/2021 tarih, 2020/1688 Esas – 2021/202 Karar sayılı ilamı ile iflas kararının kaldırıldığı görülmüştür.
Somut olayda, davacı kurum, Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nin 08/04/2014 tarih, 2013/1031 Esas 2014/407 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınan vekalet ücreti, Gebze 3. İş Mahkemesi’nin 26/04/2018 tarih, 2014/494 Esas 2018/179 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınan rücuen tazminat alacağına ilişkin Körfez İcra Dairesi’nin 2018/1581 sayılı icra dosyası kapsamında alacak, Gebze 5. İş Mahkemesi’nin 2018/225 Esas sayılı dosyası ile derdest olan alacak, Gebze 7. İş Mahkemesi’nin 2017/388 Esas sayılı dosyası ile derdest olan alacakları ile Kadıköy SGM’nin 21.11.2019 tarihli yazısı ve Pendik SGM’nin 21.01.2020 tarihli yazıları gereğince alacak istemlerinin iflas masasına kaydını talep etmiş olup, iflas hâli ortadan kalkmış ve iflas masası dağılmış olduğundan, kesinleşen ve yargılaması başkaca Mahkemelerde devam eden talepler yönünden işbu davanın konusu kalmamış ise de; davaya konu Kadıköy SGM’nin 21.11.2019 tarihli yazısı ve Pendik SGM’nin 21.01.2020 tarihli yazıları gereğince alacak istemi hâlen varlığını devam ettirdiğinden bu talepler yönünden davanın konusuz kaldığından söz edilemez. Aksi halde, kayıt kabul istemine dönüşen alacak davalarında da davalının iflas halinin ortadan kalkması durumunda davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilecek olup, bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık varlığını devam ettirmesine rağmen çözüme kavuşmamış olur ve 1982 tarihli Anayasamız’ın 36. ve AİHS’in 6. maddesi anlamında hak arama hürriyetinin ihlali gündeme gelir.
Bu durumda, mahkemece, kayıt kabul isteminin alacağın tahsili istemini de içeriğinde barındırdığı ve uyuşmazlığın devam ettiği göz önünde bulundurulup, müflis şirket hakkındaki iflas kararı ortadan kalktığı için şirket tüzel kişiliği davaya dahil edilerek, yapılacak yargılama sonucu bir karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17/03/2016 tarih, 2015/4567 Esas, 2016/1695 Karar sayılı ilamı)
Bu nedenlerle; Mahkememizin 21/04/2021 tarihli celsesinde davacının dava dilekçesindeki Kadıköy SGM ve Pendik SGM’nin yazılarına ilişkin taleplerinin iş bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde; Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 03/02/2021 tarih, 2020/1688 Esas – 2021/202 Karar sayılı ilamı doğrultusunda davalının iflas etmiş bir şirket olmadığı, davacı kurumun Kadıköy SGM ve Pendik SGM’nin yazılarına ilişkin taleplerinin iş bu dosyadan tefriki sonucu, dava dilekçesindeki diğer talepler olan Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nin 08/04/2014 tarih, 2013/1031 Esas 2014/407 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınan vekalet ücreti, Gebze 3. İş Mahkemesi’nin 26/04/2018 tarih, 2014/494 Esas 2018/179 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınan rücuen tazminat alacağına ilişkin Körfez İcra Dairesi’nin 2018/1581 sayılı icra dosyası kapsamında alacak, Gebze 5. İş Mahkemesi’nin 2018/225 Esas sayılı dosyası ile derdest olan alacak, Gebze 7. İş Mahkemesi’nin 2017/388 Esas sayılı dosyası ile derdest olan alacak istemleri konusunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın adı geçen Mahkemeler tarafından çözümlenmiş ve çözümlenmekte olduğu, bu durumda işbu davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla; karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, konusuz kalan talepler yönünden iflas müdürlüğü tarafından iflas masasına kayıt talebine ilişkin olarak herhangi bir karar verilmediğinden ve dava açıldığı tarihte davacı davasında haklı olduğundan lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı müflis şirket hakkında Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/08/2019 tarih 2019/179 Esas, 2019/732 Karar sayılı kararı ile iflasına dair verilen karara yönelik yapılan istinaf başvurusu sonunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 03/02/2021 tarih, 2020/1688 Esas – 2021/202 Karar sayılı ilamı ile iflas kararının kaldırıldığı yapılan incelemeden anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığa konu işbu davada davalı müflis şirket hakkında verilen iflas kararının kaldırılmasına dair verilen kararı nazara alınarak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve işbu karara yönelik davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 05.04.2012 tarih ve 459/2652 sayılı ilamında iflas sıra cetveline itiraz davası devam ederken iflasın kaldırılmasına karar verilmesi sonucu davanın konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken reddine dair karar verilmesi doğru olmadığı belirtilmiştir. Yargıtayın iş bu ilamının incelenmesinde, yargılama sırasında müflis şirketin iflasının kaldırılmasına karar verildiği bu kararın da kesinleştiği, bu haliyle iflas idaresinin taraf ehliyetinin son bulması ve müflisin davayı takip etmemesi nedeniyle konusuz kaldığı belirtilmiştir. Bu haliyle iş bu ilamın davaya konu olayda uygulanamayacağı açıktır. Zira istinafa konu edilen iş bu davada müflis şirket hakkında verilen iflas kararı kaldırmış olup yargılaması devam etmektedir.
Emsal nitelikte yer alan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 21.11.2018 tarih ve 2016/2027 E., 2018/5433 K. sayılı ilamında ise ”… Dosya incelendiğinde, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/57 Esas 2013/340 Karar sayılı dosyasında, iflas kararı verildiği, iflas kararının Dairemizin 2014/880 Esas 2014/3851 Karar’ıyla bozulmuş olması nedeniyle davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, davalı hakkında verilen iflas kararının bozulduğu ve iflas davasının derdest olduğu gözetilerek, derdest davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” belirtilmektedir.
Mahkemece, davalı hakkında verilen iflas kararının kaldırıldığı ve iflas davasına ilişkin yargılamanın devam ettiği gözetilerek, derdest davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/2027 E., 2018/5433 K. sayılı ve 2016/1045 E. 5403 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının unvanında “T.C.” ibaresinin ve adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, iflas davasının derdest olduğu gözetilerek, derdest davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada sair husular incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/04/2021 tarih, 2020/473 Esas ve 2021/364 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalı hakkında düzenlenen 10/01/2022 tarihli ve 59,30-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.13/02/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*