Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/333 E. 2023/145 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/333
KARAR NO : 2023/145

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2021
NUMARASI : 2019/179 Esas – 2021/597 Karar

DAVACI : METOLOJİSTİK NAKLİYAT PETROL ÜRÜNLERİ İNŞAAT İTH. İHR. TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 13/02/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 10/03/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait olup 01.05.2017 tarihli Sigorta Sözleşmesi ile davalı sigorta şirketinin güvencesi altında bulunan … plaka sayılı dorse, arkasına bağlı bulunduğu nan … plaka sayılı çekici ile beraber çalındığını, müvekkil, çalınma olayından sonra derhal sözlü bildirimde bulunduğunu, devamında da 10.12.2018 tarihinde sigorta şirketine yazılı olarak başvurduğunu, ancak sigorta şirketi 22.02.2019 tarihli cevabi yazısında 2018 K 2597987180001 sayılı hasar dosyası kapsamında müvekkil şirkete hasar tazminatı ödenmeyeceğini bildirdiğini, davalı sigortanın “Yapılan araştırma ve değerlendirme sonucu çalınma olayının belirtildiği şekilde olmadığı” gerekçesiyle müvekkilin tazminat talebini reddetmesinin kabul edilebilir bir yanı olmadığını, müvekkil şirket tarafından dava konusu araç, 2017 yılı Eylül- Ekim aylarında ikinci el olarak alınmış ve şirket yetkilisine satıcı tarafından çekicinin tek anahtar verildiğini, anahtar hali hazırda müvekkil şirkette olduğunu, müvekkil şirket tarafından davalı ile 01.05.2018 tarihinde genişletilmiş kasko sözleşmesi akdedildiğini, 2018 Ekim ayında şoförün dava konusu aracı geri kaçırarak imdadı çekmesi üzerine aracın diski kırıldığını, araç, çekici yardımıyla Kartepe Sarımeşe’de bulunan Alpet petrol ofisinin arkasına çekildiğini, müvekkil şirket, aracın hasarlı parçalarını zamanla temin etmiş ve aracı onarmaya başladığını, aracın hareket kabiliyetini kazanmasından sonra müvekkil şirket yetkilisi, araçla, 23.11.2018 günü sanayiye gidip işini gördükten sonra aracı arkasında ekli bulunan … plaka sayılı dorsesiyle beraber her zaman bıraktığı park yeri olan evinin karşısında bulunan Kartepe Ulus Pazarı mevkiindeki alana bıraktığını, müvekkil ertesi sabah aracı almak için gittiğinde bıraktığı yerde bulamadığını, bunun üzerine kolluk kuvvetlerine başvurarak durumu bildirdiğini, sonrasında Uzunçiftlik Polis Merkezi’ne giderek suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkil şirket 10.12.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvurarak 2018 K.2597987180001 sayılı hasar dosyasını açtırdığını, davalı sigorta şirketi, 2018 K.2597987180001 sayılı hasar dosyasına ilişkin yazdığı sonuç yazısında müvekkilin ödeme talebini geçerli bir gerekçe olmaksızın reddettiğini, dava konusu araca ilişkin davalı şirketin Kocaeli acentesi olan Ertuğral Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. ile müvekkil arasında 01.05.2018 tarihinde 259798718 poliçe numaralı Genişletilmiş Kasko poliçesi düzenlendiğini, müvekkil şirket tarafından sigorta bedelleri düzenli ödendiğini, müvekkil şirketin bir aracından olan kazancı 12.000,00 TL olduğunu, çalınan aracın bedeli sigorta tarafından karşılanmadığı için yeni bir araç alınamadığını ve bugüne kadar dava konusu araçtan elde edilen aylık kazançtan yoksun kalındığını, haklı davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla müvekkilin müsbet zararına karşılık 2.000,00 TL, yoksun kalınan karına karşılık 500,00 TL ve munzam zararına karşılık 500,00 TL olmak üzere şimdilik 3.000,00 TL’nin ticari temerrüt tarihi olan 26.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plaka nolu dorse, müvekkil şirket tarafından 01.05.2018-01.05.2019 vadeli 259798718 nolu poliçe ile Birleşik Kasko Sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alındığını, çalınan çekicinin müvekkil şirkette poliçesi bulunmamakta olup poliçenin mevcut olması teminatın tamamen ve otomatik ödeneceği anlamına gelmeyeceğini, talep edilen haşar tazminatı kasko sigorta policesi teminat kapsamı dışında kaldığını, dava dilekçesi ile talep edilen hasar tazminatı haksız ve fahiş olup kabul etmediklerini, dava dilekçesi ile talep edilen munzam zarar kazanç kaybı talebi dolaylı zarar olup istikrarlı yargıtay kararları gereği poliçe teminat kapsamı dışında kaldığını, öncelikle müvekkil şirket, çalınan çekicinin değil dorsenin sigortacısı olduğunu, bu sebeple çekicinin yerine başka bir çekici alınamayarak “K belgesinin” kaybedilmesi müvekkilin sorumluluğunda olmayıp işbu dolaylı zararlar kasko poliçesi kapsamı dışında olduğunu, yine davacı tarafın munzam zararına müvekkil şirket değil hırsızlar sebebiyet vermiş olup işbu talebin hırsızlardan talep edilmesi gerektiğini, müvekkil şirketçe düzenlenmiş olan kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın kullanılamamasından kaynaklı zararlar teminat kapsamına alınmadığını, bu sebeple müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, munzam zarar ve kazanç kaybı talepleri poliçe teminat kapsamı dışında kaldığından huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, davacı taraf, müvekkil şirketi temerrüde düşürmeden işbu davayı açtığını, mütemertit olmayan müvekkil şirket aleyhine kaza tarihinden itibaren faiz uygulanması yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda mümkün olmadığını, müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediğinden hakkında faize hükmedilmesi haksız olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … plakalı araç üzerinde haciz, rehin, tedbir vs bulunup bulunmadığının sorulmasına, talep edilen hasar miktarının poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı ve gerçek zarar miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, Toplam 48.167,00 TL tazminat bedelinin 26.01.2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsil edilerek davacıya verilmesine, Fazlaya yönelik talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava belirsiz alacak davası şeklinde ikame edilmemiş olup hasar tarıhinin üzerinden 2 yılı aşkın süre geçmiş olduğundan alacak zamanaşımına uğradığını (Yargıtay HGK 07.07.2021 tarihli, 2021/485 E. – 2021/971 K.), dava dilekçesi incelendiğinde davacı tarafın belirsiz alacak davası ikame etmediği, bu hususta açık bir beyanının olmadığını, ıslah tarihi itibariyle süresi içinde ıslah beyanına zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığı ve bu savunmanın reddine ya da kabulüne ilişkin bir karara yer verilmediğini, bilirkişi raporu ile çalınma hadisesine ilişkin ceza dosyası incelenmemiş olup ceza dosyasının incelenerek itirazlarının yeniden değerlendirilmesi ve araç bulundu ise hasar tutarının bu hale göre hesaplanması gerektiğini ayrıca ikrar anlamına gelmemek üzere, alacağın zamanaşımına uğradığı mahkemece kabul edilmediği takdirde, müvekkil şirket aleyhine islah tarihi gözetilmeksizin faize hükmedilmesi haksız ve hukuka aykırı bulunduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde de belirtildiği gibi dorsenin değerinin ve kazanç kayıplarının net miktarı ancak bir bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkacağından davayı açarken alacak likit olmayıp taraflarından belirlenmesi olası bulunmadığından bu durum dava dilekçesinde açıkça ifade edildiği, açılan dava tahsil talepli bir belirsiz alacak davası olduğunu (HMK madde 107– “(1) – (2) – Yargıtay 17. HD 2015/7833 E. -2017/7917 K. – Yargıtay 23. HD 2015/2784 E. – 2017/1150 K.), bu itibarla yerel mahkemeye sunulan 06.10.2021 tarihli alacağın belirli hale getirilmesi dilekçesi bir ıslah dilekçesi olmayıp davalı tarafın zamanaşımı itirazının kabul edilebilir bir yanı bulunmadığı, dava açılmakla zamanaşımı tüm alacak için kesildiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının onanmasına, davalı tarafın haksız zamanaşımı ve davanın kısmi dava olduğu yönündeki istinaf itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2021 tarih, 2019/179 Esas – 2021/597 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait olan ve 01.05.2017 tarihli Sigorta Sözleşmesi ile davalıya sigortalı olan … plakalı dorse ve arkasına bağlı bulunduğu … plakalı çekicinin çalındığı, davacının, çalınma olayından sonra davalıya sözlü bildirimde bulunduğu, sonrasında da 10.12.2018 tarihinde davalıya yazılı olarak başvurduğu, başvuru sonrasında, davalı tarafından ilgili başvuruya istinaden ödeme yapılmayacağının bildirildiği, bunun üzerine davacı tarafından eldeki davanın açıldığı ve açılan davada, davacının müsbet zararına karşılık 2.000,00 TL, yoksun kalınan karına karşılık 500,00 TL ve munzam zararına karşılık 500,00 TL olmak üzere şimdilik 3.000,00 TL’nin talep edildiği, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının … plakalı dorsesinin çekici ile birlikte hırsızlık konusu olup olmadığı, dorsenin taraflar arasında imzalanan kasko poliçesine dahil edilip edilmediği, meydana gelen zararda davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve davacının zarar miktarının ne olduğu noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Sigorta hukuku ve poliçeye ilişkin düzenlemeler 6102 sayılı TTK.’nun 1401. vd. maddelerinde ve Kasko Poliçesi Genel Şartlarında düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK.’nun 1409-(1) maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın, sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Kasko Sigortası Genel Şartları’nın teminat dışında kalan zararları düzenleyen A.5. maddesinin 10. bendi incelendiğinde zararın sigorta poliçesinde teminat altına alınan haller dışında meydana geldiğini ispat yükümünün davalı şirket üzerinde olduğu görülmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK.’nun 1446-(2) maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer (Yargıtay 13. H.D. 04/04/2019 tarih, 2016/9594 E. 2019/4109 K.).
Dosya arasına alınan 18/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu … Plaka sayılı Krone marka, 2007 model, SDP 27 (Profi-Liner) tipindeki Yarı Römorkun (tenteli Kasa) olay tarihi itibarı ile değerinin 42.028,00 TL olduğu, davaya konu yarı römorkun günlük kiralama ücretinin 250,00 TL, aylık kiralama ücretinin 5.000,00 TL olduğu, davacı şirket defter kayıtlarına göre hesaplanan günlük kazanç 53,93 TL, aylık kazanç 1.665,30 TL civarında olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 30/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davaya konu … Plaka sayılı Krone marka, 2007 model, SDP 27 (Profi-Liner) tipindeki Yarı Römorkun (tenteli Kasa) olay tarihi itibarı ile piyasa araştırmasına göre 2. el değerinin 48.167,00 TL olduğu, Kasko Poliçesi teminat kapsamında hırsızlık teminatı bulunmakta olup, Kasko Poliçesi kapsamında sigortalı aracın kullanılamamasından kaynaklı zararlar ve Kazanç kaybı ile ilgili talepler, Kasko Poliçesinde teminat altına alınmayıp, poliçede ek kloz da bulunmadığını, temerrüt tarihi ile dava tarihi arasında geçen 95 günlük kar kaybının 5.123,35 TL olarak hesaplandığı, poliçede K belgesiyle ilgili her hangi bir teminat yükümlülüğü bulunmadığından, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince; “… davacıya … plakalı dorsenin çekicisi ile birlikte 23/11/2018 tarihinde davacının evinin yakınlarında bulunan Kartepe ulus pazarı adresinden park halinde bulunduğu sırada çalındığı iddia edilmektedir. Soruşturma dosyasına göre aracın çalındığı adres davacı şirtket yetkilisinin evinin yakınında olup sunulan beyanlara göre 2. el olarak alınan aracın yalnızca bir anahtarı satın alınan kişi tarafından teslim davacıya teslim edilmiştr. Dosya kapsamından, çalınma üzerine davacının davalı sigorta şirketine ve CBS’ye ihbarda bulunduğu, soruşturma dosyasının faillerin tespit edilmemesi nedeniyle daimi aramada beklediği, sigorta şirketinin ise davacıya ödeme yapmadığı anlaşılmıştır. Dorsenin çalındığı bildirilen tarihte davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu dava dilekçesi ekinde ve sunulan hasar dosyasında bulunan poliçeden anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi vekilinin savunmalarında davacının kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğuna yönelik beyanı ispatlanamamış, çekicinin motorunun farklı bir yerde olmasının maddi vakıanın aksine delalet etmediği anlaşılmıştır. Ayrıca cevap dilekçesinin ekinde sunulan eksper raporundaki tespitler TCK kapsamında düzenlenen hırsızlık suçunun maddi koşullarının ve nitelikli hallerinin sübutuna yönelik olup zararın teminat kapsamı dışında olduğunu gösterir bir delil sunulmamıştır. Yapılan açıklamalar, düzenlemeler ve emsal kararlara göre davalı sigorta şirketi ispat yükünün üzerinde olmasına rağmen gerçekleşen rizikonun teminat dahilinde olmadığını ortaya koyamadığından tazminat ödemekle yükümlüdür. Soruşturma dosyası daimi aramada olduğundan dolayı akıbeti beklenmemiş ve gerekli tahkikat yapılarak ihtilaf giderilmiştir. Soruşturma dosyası, Kocaeli 1. ATM’nin 2019/193 Esas, 2020/337 Karar sayılı dosyası ve mahkememizce toplanan deliller dikkate alındığında davacı şirkete ait dava konusu dorsenin çekicisi ile birlikte çalınmadığına ve kasıtlı olarak davacı tarafından gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğuna yönelik ispat külfetini üzerinde bulunduran davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya mevcut delillerin aksine bir delil sunulmadığı, bilirkişi raporlarında mahkemedeki kanıyı destekler tespitler yapıldığı, ek rapor ile eksik hususlar netleştirilerek davacının dorsesinin 2. el değerinin 48.167,00 TL olduğu ile poliçede rayiç değer teminat altına alındığından davacının bu bedeli talep etmekte haklı olduğu sabit görülmüştür. Bununla birlikte davacının dava dilekçesi ile kar kaybı ve K belgesinin iptal edilmesi nedeniyle yansıma zararını talep ettiği anlaşılsa da poliçede sayılan hususlarda teminat bulunmadığından söz konusu taleplerin reddine karar verilmiştir…” gerekçeleriyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, tahkikatta eksiklik bulunmadığı, hırsızlığın sabit olup zararın bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalının zamanaşımı def’inin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 3.290,28 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 823,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 2466,98 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/02/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*