Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/32 E. 2022/2143 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/32
KARAR NO : 2022/2143

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (.. )
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2021
NUMARASI : 2020/795 Esas – 2021/845 Karar

DAVACI : EFA MAKİNA KALIP SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : TEKMOD OTOMOTİV METAL SANAYİ VE TİC. A.Ş.- …
VEKİLİ : Av. …- …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020

KARAR TARİHİ : 08/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin 23.318,12.-TL cari hesap alacağı için İstanbul Anadolu 25. İcra Dairesi’nin 2019/17056 Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalı tarafça 25.05.2019 tarihinde yetkiye ve borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalı tarafın yetki itirazı nedeniyle dosyanın Gebze 4. İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek 2019/40637 Esas sayılı dosyasından yeniden ödeme emri gönderilmişse de borçlunun borca ve tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, taraflarınca Gebze Arabuluculuk Bürosu’na 2019/125478 başvuru numarası ile başvurulmuş olup, cari hesabın tahsilinin talep edildiğini, tarafların anlaşamadığını, tüm bu nedenlerle Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/40637 E. sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile asıl alacak yönünden takibin devamına, davalı tarafın alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; davacının müvekkili aleyhine açmış olduğu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/40637 Esas sayılı icra dosyası ile müvekkili aleyhine takip yaptığını ve müvekkili tarafından takibe itiraz edildiğini, takibe konulan alacağın neye dayanılarak hesap edildiğine ilişkin taraflarına ulaşmış herhangi bir belge ve dayanak olmadığını, bu açıdan müvekkili şirket aleyhine yapılan ilamsız takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup, takibi ve davayı hiçbir şekilde kabul etmediklerini, öte yandan davacının icra dosyasındaki takibe dayanak olarak gösterdiği cari hesap alacağına ilişkin olarak taraflarından bir alacağı olmadığını, hatta cari hesap ilişkisine dayalı olarak yapılacak hesaplamada davacının taraflarına borçlu olduğunu, bu sebeple asıl alacağa, tüm ferilere ve faize itiraz ettiklerini, davacı tarafın cari hesap ilişkisine dayalı olarak taraflarına borçlu olduğunu, ticari defterleri incelendiğinde görüleceğini, en son davacıya Gebze 3. Noterliği’nin 12.07.2019 tarih ve 47481 yevmiye numaralı ihtarnamesine ekli olarak 25.06.2019 tarihli yansıtma faturası gönderildiğini, davacı ve vekili tarafından tebliğ alınan iş bu faturaya hiçbir şekilde itiraz edilmediğini, davacının müvekkiline ekte sipariş fişinde yazılı olan ve başka bir firmaya sipariş ettikleri malların sipariş fişindeki standartlara uymayan şekilde ayıplı olarak teslim ettiğini, ekte sunulan ihtarnamede ayıpla ilgili ayrıntılı hususların mevcut olduğunu ayrıca ekte sunulan ve davacıyla yapılan yazışmalar, mailler ve görüşmeler nedeniyle davacının ayıpları kabul ettiğini ve müvekkilinin uğradığı zararı karşılayacağının taahhüt edildiğini, ancak davacının iş bu ayıp ve fatura alacaklarını kabul etmesine ve ayrıca taraflarına borçlu olmasına rağmen müvekkili aleyhine takip yaptığını, işbu takibin kötü niyetli bir takip ve dava olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tüm bu nedenlerle dosyaya sunulan delillerinin toplanmasını, tanıklarının dinlenmesini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/40637 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 23.318,12.-TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında olan 4.663,62.-TL icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararında davacıdan cari hesap ilişkisine göre alacaklı olmalarına rağmen sundukları hiçbir delil dikkate alınmamış ve ne esas mahkemesinde lehe olan bilirkişi raporu, ne de diğer delil ve tanıkları dinlenerek karar verildiği, süresinde davaya cevap vermediklerinden bahisle hiçbir delil ve talepleri kabul edilmediğini oysa ki müvekkilinin UETS hesabının bağlı olduğu cep telefonu müvekkilinin şirket yetkilisinin yanında olup müvekkili şirket yetkilisin de o tarihlerde askeri gemi inşa projesi için Türkmenistan’da olduğundan cep telefonuna hiçbir bildirim alamadığını, o tarihlerde yurtdışında olduğu giriş çıkış kayıtlarından bellidir ayrıca hem UETS kaydının yeni alınmış olması hem de pandemi dönemi şartlarında dava dilekçesinden geç haberi olmuş ve müvekkille görüşüldükten sonra davaya en kısa sürede cevap verildiğini, davacı taraf ayıp ve fatura alacağını kabul etmesine ve ayrıca tarafına borçlu olmasına rağmen müvekkil aleyhine haksız ve kötü bir takip yaptığı iş bu takiple birlikte açılan dava hem kötü niyetli bir takip ve dava hem de haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup davacının kötüniyetli olmasına ve cari hesap ilişkisine göre de davacıdan alacaklı olunmasına rağmen yüzde 20 oranında icra inkar tazminatına hükmettiğini iş bu husus da haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf kötüniyetle icra takibine itiraz ettikten bir ay sonra alacaklı duruma gelmek için bir yansıtma faturası kesmiş olduğu kaldı ki davalı tarafça dosyaya sunulan evrakların hiçbirinde ayıptan bahsedilmemekte ve davalı tarafın iddiaları yargılamayı uzatmaya yöneliktir, Kanunun açık hükmü karşısında huzurdaki davada gizli bir ayıbın varlığından bahsetmek mümkün olmadığı, kalıp malzemesinin ölçülerinin siparişe uygun olmamasının gizli bir ayıp olamayacağı ortadadır, emsal Yargıtay kararları bu hususta yerleşiktir. Davalı tarafın hiçbir delilinin dikkate alınmadığı iddiası doğru değildir, süresinden sonra olsa dahi sunmuş olduğu tüm deliller bilirkişi raporunda incelenmiş ve değerlendirilmiştir, davanın kabul edilmiş olmasının sebebi davalının cevap dilekçesinin süresinde verilmemiş olması değil iddialarının kanunun açık hükmüne ve Yargıtay kararlarına aykırı olmasıdır, beyanında bulunarak, davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 22/10/2021 tarih, 2020/795 Esas – 2021/845 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; cari hesap alacağı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve takibin asıl alacak yönünden devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki sebebiyle davacının 23.318,12.-TL cari hesap alacağı için davalı aleyhine İstanbul Anadolu 25. İcra Dairesi’nin 2019/17056 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafça takibe itiraz edildiği, itiraz üzerine dosyanın Gebze 4. İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek 2019/40637 Esas sayılı dosyasından davalı adına yeniden ödeme emri gönderildiği, davalının gönderilen ödeme emrine itiraz ettiği, itiraz üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasında bulunan Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/40637 Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından, davalı aleyhine 23.318,12.-TL asıl alacak ve 174,41.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.492,53.-TL alacak için İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün 2019/17056 sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı üzerine alacaklı vekili tarafından yetki itirazının kabul edilmesi neticesinde dosyanın Gebze İcra Dairelerine gönderilmesine karar verildiği, Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/40637 sayılı takip dosyasında alacaklı vekilinin ödeme emri gönderilmesini talep etmesi üzerine toplam 23.492,53.-TL toplam alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu vekiline tebliğinin üzerine borçlu vekilinin süresinde borca ve fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 28/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamı incelenerek, davalıya ait alt hesap kayıtları ve ticari defterler, tarafların iddia ve savunmaları, dosyada mübrez belgeler üzerine araştırma, inceleme, hesaplama ve değerlendirmeler yapılarak, tespit ve incelemeler neticesinde davalı; Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret AŞ’nin 2018-2019 yılı yasal defterlerin 6102 sayılı yeni TTK. ilgili hükümleri yönünden ticari defterlerin ispat kuvveti bakımından açılış ve kapanış tasdiki olarak görüldüğü, bu yönüyle sahibi lehine delil sayılması gerektiği, iki tarafın da tacir sayıldığı ve aralarında fiili bir cari hesap ilişkisi bulunduğu, dava ve takip konusu cari hesap muavin kayıtlarındaki işlemlerin (Fatura, Ödeme, vb.)davalı yasal defter kayıtlarına Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine ve VUK usulüne uygun olarak kaydedildiği, davalının 20/05/2019 tarihi itibariyle 23.318,12.-TL davacı tarafa borçlu olduğu, davalı şirketin 25/06/2019 tarih, 157918 nolu fatura ile 77.470,01.-TL yansıtma faturası kestiği, Mahkememizin gizli ayıplı ürün iadesi kanaati verir ise; davalı taraf ticari defterleri üzerinden bakıldığında, dava konusu kestiği yansıtma faturasını 77.470,01.-TL defter kayıtlarına işlediği, davacı taraftan 54.151,89.-TL alacaklı olduğu şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 06/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; incelenmesi istenen hususlarda yapılan inceleme tespit ve değerlendirmeler sonucunda; davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Mahkememizin takdirinde bulunduğu, davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı yandan 31.12.2019 tarihi itibariyle kaydi olarak 23.318,12.-TL alacaklı göründüğü, davalı yanın davacı yana gönderdiğini iddia ettiği Gebze 3. Noterliği$nin 12.07.2019 tarih ve 47481 yevmiye no’lu ihtarnamesine ekli 25.06.2019 tarihli yansıtma faturasının davacının ticari defterlerine işlenmediği, dava ve takip konusu Cari Hesap (Muavin Hesap) kayıtlarındaki işlemlerin (fatura, ödeme, havale, vb.) davacının ticari defter kayıtlarına Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine ve Vergi Usul Kanununa göre uygun olarak kaydedildiği, Cari Hesap (Muavin Hesap) kayıtlarındaki faturaların ilgili dönem BS ve BA formlarında beyan edildiği kaydi olarak tespit edildiği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; davacı/satıcı takibe konu faturadaki ürünleri teslim ettiğini ispat etmiş olup, davalı tarafın süresinden sonra bildirdiği ayıp savunmasının dinlenme olanağı bulunmadığından dava konusu ürünler üzerinde teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmeyerek, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporlarına göre davalının kayıtlarında bulunan ve yukarıda açıklandığı üzere geçerliliği bulunmayan kayıtlar düşüldüğünde (54.151,89-77.470,01=-23.318,12TL), davalının davacıya 23.318,12 TL borcu bulunduğu, dava dilekçesinde işlemiş faize yönelik itirazın iptaline yönelik taleplerinin bulunmadığı, itirazın iptali talep edilen kısmın yalnızca asıl alacak olduğu anlaşılmakla talep ile bağlı kalınarak takip dosyasındaki asıl alacak miktarı üzerinden davanın kabulüne, davalı taraf itirazında haksız bulunduğundan ve alacak da faturaya dayalı olup likit olduğundan (davalı tarafından hesaplanabilir) kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçesinin davalının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.592,86 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 398,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.194,36 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*