Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/285 E. 2023/53 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/285
KARAR NO : 2023/53

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2021
NUMARASI : 2019/221 Esas – 2021/757 Karar

DAVACILAR : 1- … – …
2- … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. …- …

DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2019

KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 21/02/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; icra takibinde alacaklı olarak görünen …’ın davacı tarafından hiçbir şekilde tanınmadığını davacının asıl borçlu olan …’ün şahsi olarak alacaklı ile hiçbir tanışıklığı olmadığı gibi aralarında hiçbir ticari iş olmadığını, yine senette kefil sıfatı ile borçlu olan davacının …’ün yetkilisi olduğu şirket Hamarat Baklava Börek Yemek Turizm Sosyal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin de alacaklı olan kişi ile hiçbir ticari bağı olmadığını, bu nedenle alacaklı sıfatı taşıyan … ile müvekkillerin hiçbir ticari ve şahsi işi olmaması sebebiyle böyle bir senedin davacılarca hiç bir şekilde düzenlenmediğini, davacılar açısından telafisi imkansız zararlara sebep olmaması ve hak kaybı da yaşanmaması için öncelikli olarak takibin teminatsız veya Mahkememiz tarafından uygun görülecek bir teminat karşılığında tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etme zarureti doğduğunu, söz konusu senetteki sahtelik iddialarının davacı … yönünden sadece imzaya itiraz olmayıp senedin sahte olduğu iddialarının da bulunduğunu, ayrıca bu süreçte haciz yapılması halinde tedbir kararıyla birlikte “borçlu tarafından cebri icra tehdidi altına ödenecek her türlü paranın alacaklıya ödenmemesi” şeklinde bir tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, senetteki hiç bir yazının davacılara ait olmadığı gibi …’ün şahsi olarak bu senedi imzalamadığını, senedin sahte olduğunu, davalı ne şekilde temin edildiği bilinmeyen bir şekilde hamarat şirketinin kaşe ve imzasını açığa bir şekilde dolandırıcılık faaliyeti yürütülerek temin ettiğini, … ile Hamarat şirketinin hiçbir şekilde davalıyla ne bir şahsi ne bir ticari borç ilişkisi bulunmadığını ve şahsı tanımadığını, alacaklının hileli işlem ile davacı firmadan imza ve kaşe almak suretiyle açığa imza alarak davacıların sorumlu olmadığı bir borca sokmaya çalıştığını, ayrıca kefil olan davacı şirket Hamarat Baklava Börek … Ltd. Şti.’ne ait imza ve kaşe almış olmaları bir yana diğer davacının asıl borçlu sıfatı taşıyan … söz konusu senetteki imzasının kendisine ait olmadığını beyan ettiğini, buna ilişkin olarak Gebze 2. İcra Hukuk Makemesi 2019/151 E.sayılı borca itiraz talepli davalarında gerekli incelemeler yapılacağını, ancak davacıların aslında hiçbir şekilde borçlu olmadıkları bir kişiye karşı bu alacağı ödemekten ancak bu dava yolu ile kurtulabilecek olup ivedilikle tedbir kararı alınmasını talep ettiklerini, iş bu icra takibi sebebiyle alacaklı … tarafından dolandırıcılık, senette sahtecilik sebebiyle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyası numarası 2019/8899 olduğunu, bu nedenlerle icra takibi sahte senede dayanarak açılmış olduğunu, itirazlarının dikkate alınarak davacıların borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline ilişkin açmış oldukları iş bu davalarının kabulü ile davalının kötü niyetli olarak hareket etmesi sebebiyle yüzde 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; icra takibi ve davaya konu senet, davacılar ile davalı arasında olan şahsi borç ilişkisi nedeniyle düzenlendiğini, vadesinde ödenmemesi üzerine de yasal yollara başvurulduğunu, davalı, davacıya verdiği borç miktarı değerinde senet aldığı için başkaca bir yazılı belge almaya ihtiyaç duymadığını, daha sonrasında da verilen borcun davalıya geri verilmemesi neticesinde yasal yollara başvurulduğunu, taraflar arasındaki bu borç ilişkisi hakkında doğrudan bilgi sahibi tanıklar da bildirileceğini, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi davacının davalının tanımama ihtimali olmadığını, zira bir kişinin tanımadığı birine senet vermesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın, borçtan kurtulma amacıyla böyle iddialarda bulunup, borcu ödemekten kaçındığını, davacıların, borçlu olmadıkları iddiasını yazılı delille ispat etmeleri gerektiğini; dava dilekçesinde hiçbir delil ve dayanak gösterilmeksizin ileri sürülen iddialara itibar edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle, açılan dava haksız olup, reddi gerektiğini, borca karşılık senet alınmasının hukuki mantığı alacaklının açıklama yapmaksızın alacağını garanti altına almak istemesi olduğunu, aksi halde kambiyo vasfına duyulan güvenin bir anlamı olmayacağını, müvekkilinin davalı taraf ile arasında olan şahsi ilişkiden kaynaklı senedin sahte olduğunu ileri sürmek hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle davacının hukuki dayanaktan yoksun iddialarının reddi gerektiğini, davacı taraf, kambiyo senedine karşı borçlu olmadığını, İİK’nın md. 169/1., 168/5 ve 169/A gereğince yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davaya konu senet hakkında davacı aleyhine Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/7352 E. Sayılı dosya numarası ile takip başlatıldığını, her ne kadar davacı taraf icra takibinin kötü niyetli olduğundan bahisle icra takibinin tedbiren durdurulmasını talep etmişse de davacının bu talebinin hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, Zira İİK m. 390/3’de “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmü yer aldığını, ancak davacı tarafın dava dilekçesi tamamen soyut ve tek taraflı iddilardan oluşmakta olduğunu, davacı tarafın haklılığını yeterince ispat edemediğini, bu nedenlerle, yargılama neticesinde davanın reddi ile haksız ve kötüniyetli olarak dava açan davacı taraf aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibinde alacaklı olarak görünen … davacılar tarafından hiçbir şekilde tanınmadığını; mahkemece tanık dinletme taleplerinin reddinin yasaya aykırı olduğunu; davacıların olayın mağduru iken suç niteliğinde bir eylemle davacılardan senet elde eden bir kişiye karşı hangi gerekçe ile kötüniyet tazminatına hükmedildiğinin anlaşılmadığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davanın değeri, senede karşı tanıkla ispat yasağı kapsamında olduğundan davacıların tanık dinletme talebi usul ve yasaya aykırı olduğunu; davacıların dava konusu dışındaki iddialarına itibar edilmemesi, dava konusu hususlarda ise yazılı delilinin bulunmadığının nazara alınması, talepleri ise usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ile; davacılar tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2021 Tarih – 2019/221 Esas – 2021/757 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalı alacaklının düzenleyeni davacı …, lehtarı alacaklı …, düzenleme tarihi 10/12/2018, vade tarihi 20/01/2019, avalisti davacı şirket olan 30.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklı alacağının takibi için Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2019/7352 esas sayılı icra takibini başlattığı, davacıların eldeki dava ile bonodaki imzaların kendilerine ait olmadığını ve bononun kendilerinden hile ile alındığı gerekçesiyle borçlu olmadıklarının tespitini talep ettikleri, davalının davanın reddini istediği, davacıların şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada Gebze CBS’nin 2019/8899 sor. Sayılı dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ilk derece mahkemesince İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 30/06/2021 tarih 2021/33351 sayılı bilirkişi raporunda, imzaların kuvvetle muhtemel davacı …’e ait olduğunun belirtildiği, davacının 24/12/2019 tarihli duruşmada alınan beyanında, imzaların kendi imzasına benzediği, şirket kaşesi üzerine atılan imzanın kendisine ait olduğu ancak kendi adına atılan imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık dava konusu bono üzerinde davacılar adına atfen atılan imzaların davacılara ait olup olmadığını noktasındadır.
İlk derece mahkemesince İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 30/06/2021 tarih 2021/33351 sayılı bilirkişi raporunda, imzaların kuvvetle muhtemel davacı …’e ait olduğunun belirtildiği, davacının 24/12/2019 tarihli duruşmada alınan beyanında, imzaların kendi imzasına benzediği, şirket kaşesi üzerine atılan imzanın kendisine ait olduğu ancak kendi adına atılan imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği görülmektedir.
Kambiyo senetlerindeki, imzaların istiklali prensibi (6102 sayılı TTK. m. 677) gereğince her imza sahibi senetteki kendi imzasından sorumludur. Davacı şirket Hamarat Baklava Börek Yemek Turizm Sosyal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin tek yetkilisinin diğer davacı … olması nedeni ile …’ün 24/12/2109 tarihli duruşmadaki beyanı davacı şirket yönünden bağlayıcıdır. İlk derece mahkemesince bu beyan da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, hükme esas alınan İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 30/06/2021 tarih 2021/33351 sayılı bilirkişi raporunda, imzaların kuvvetle muhtemel davacı …’e ait olduğunun belirtildiği ve kesin bir kanaat içermediği görülmektedir. Kesin kanaat içermeyen raporun hükme esas alınması doğru olmamıştır (“… Adli Tıp Kurumundan alınan ve davacıya atfen atılan imzaların teşhise götürerek önemli materyal ve yazı unsuru içermeyen karalama tarzında çizgilerden ibaret basit tersimli imzalar olmaları nedeniyle davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilmediği yolunda verilen rapora göre karar verilmiş ise de söz konusu raporda kesin bir görüş belirtilmediğinden Güzel Sanatlar Akademisi öğretim üyelerinden oluşturulacak uzman bilirkişi heyetinden Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” Yargıtay 19. HD. 21/04/2011 tarih, 2010/10135 E., 2011/5408 K.). Davacının kendi adına atfen atılan imza yönünden bir kabulü yoktur. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Bu durumda ilk derece mahkemesince yapılması gereken iş; imzası inkar edilen kambiyo senedinde … … adına atfen atılan imzanın bu davacıya ait olup olmadığı İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 30/06/2021 tarih 2021/33351 sayılı raporunda kesin olarak belirlenemediğinden artık bu imzanın davacıya ait olduğunu ispat yükü davalı alacaklıya geçtiğinden, davacının incelemeye esas varsa eski tarihli başka imza örnekleri ile varsa davalı delilleri toplandıktan sonra oluşturulacak üç kişilik Grafoloji bilirkişi heyetinden yeniden imza incelemesi raporu alınması, davacı … adına atfen atılan imzanın bu davacı eli ürün olup olmadığı kesin olarak belirlenmesi, bu halde dahi belirlenememesi halinde de ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu dikkate alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2021 Tarih – 2019/221 Esas – 2021/757 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talepleri halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
3-İstinaf edenler tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/01/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*