Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2641 E. 2022/2261 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2641
KARAR NO : 2022/2261

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… … (…)
ÜYE :… … (…)
ÜYE :… … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :31/10/2022 tarihli ara karar
NUMARASI :2022/848 Esas (derdest dosya)

DAVACI :YAŞAR TEKNİK HIRDAVAT PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :31/10/2022
TALEP :İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ :31/10/2022

KARAR TARİHİ :27/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ :27/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete karşı davalı tarafından Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2022/28098 Esas sayılı icra dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığını, bu takibin dayanağı olarak davalı, … … tarafından keşide edilen 11/02/2019 düzenleme tarihli; 31/12/2019 vadeli ;1.000.000,00 TL bedelli, 11/09/2019 düzenleme tarihli; 30/03/2020 vadeli ;1.000.000,00 TL bedelli, 11/09/2019 düzenleme tarihli; 30/06/2020 vadeli ;1.000.000,00 TL bedelli, 11/09/2019 düzenleme tarihli; 30/09/2019 vadeli ;1.000.000,00 TL bedelli, 11/09/2019 düzenleme tarihli; 31/10/2019 vadeli ;500.000,00 TL bedelli, 11/09/2019 düzenleme tarihli; 31/01/2020 vadeli ; 500.000,00 TL bedelli, 11/09/2019 düzenleme tarihli; 28/02/2020 vadeli ; 500.000,00 TL bedelli, 11/09/2019 düzenleme tarihli; 30/05/2020 vadeli ;500.000,00 TL bedelli, 11/09/2019 düzenleme tarihli; 30/04/2020 vadeli ;500.000,00 TL bedelli, 11/09/2019 düzenleme tarihli; 30/11/2019 vadeli ;500.000,00 TL bedelli senetlerin gösterildiğini, söz konusu senetlerin tamamında müvekkili şirketin kefil bölümünde kaşe ve kaşe üzerine imza ile aval olarak yer aldığını, davalının bu kaşe ve imza ile müvekkili şirketten senet bedellerini talep ettiğini, ancak ortada davalının, senetleri keşide eden … …’in ve senetlerde ciranta olarak yer alan ,… …’nun eylem birliği içerisinde gerçek olmayan bir alacağı tahsil etmek ve haksız kazanç elde etmek çabası bulunduğunu, senetleri keşide eden … …’in, müvekkili şirketin eski ortağı ve yetkilisi olduğunu, bu kişinin 12/11/2010 tarih, 2010/1 nolu karar ile 10 yıllığına şirket müdürü olarak seçildiğini bu kararın 29/11/2010 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiğini, bu kişinin şirketteki yetkilerinin istifası üzerine Bakırköy 39. Noterliği’nin 25/07/2019 tarih, 28746 sayı ile tasdikli 2019/2 sayılı genel kurul kararı ile sona erdirildiğini, bu kararın 16/08/2019 sayı ve 9889 sayılı Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde ilan edildiğini, … …’in yerine … …’ın müdür olarak atandığını, … …’in daha sonra şirketteki hisselerini 03/09/2019 tarihinde devrettiğini, bu devir sonrasında da kendisi ile şirket arasında ihtiyari arabuluculuk belgesi imza edildiğini, … …’in şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra şirketten haksız kazanç elde etmek, şirketi batırmak adına kötü niyetli olarak bilerek kendi yetkili olduğu dönemde düzenlenmiş gibi davaya konu senetleri düzenlediğini; şirketi de bu senetlere aval yaptığını, senetlerin sonradan düzenlendiği ve müvekkili şirketin senetler vasıtası ile borçlandırıldığının aşikar olduğunu, … …’in TTK 395. maddesi hükmüne aykırı davrandığını, kabul etmemekle birlikte bir an için senetlerin sahte olmadığı kabul edilse dahi TTK 395. maddesi gereğince müvekkili şirketin senetlerden sorumluluğunun bulunmadığını, … …’in asıl borçlu olarak keşide ettiği senetlere şirketi aval yaptığını, böylece kendi lehine şirket ile hukuki işlem yaptığını, bu nedenle aval işleminin müvekkili şirket bakımından batıl olduğunu bu sebeple; ihtiyati tedbir istemlerinin kabulü ile; öncelikle teminatsız, mahkeme aksi kanaatte ise mahkemenin belirleyeceği müvekkili şirketin ödeyebileceği uygun bir miktar teminat karşılığında Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2022/28098 Esas sayılı icra dosyasının işbu davanın sonuna kadar durdurulmasına, Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2022/28098 Esas sayılı icra dosyasına konu senetlerden dolayı müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2022/28098 Esas sayılı icra dosyasına konu takibin iptaline; davalının takibe konu alacağın en az %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacı vekilinin takibin durdurulması talebinin REDDİNE, İİK’nın 72/3 maddesi gereğince %15 teminat karşılığında (nakdi teminat veya teminat mektubu) mukabilinde yalnızca icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davacı tarafından teminat yatırıldığına dair makbuz mahkememize ibraz edildiği takdirde icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin verdiği tedbir kararının müvekkil şirketin haciz tehdidi altına girmesine engel olmadığından, müvekkilin icra dosyasına ödeme yapma zorunluluğu devam ettiğinden gerçek anlamda bir tedbir kararı olmadığını, bu nedenle usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul etmemekle birlikte bir an için senetlerin sahte olmadığı kabul edilse dahi TTK’nın 395. maddesi gereğince müvekkil şirkettin senetlerden sorumluluğu olmadığını, çünkü … …’in asıl borçlu olarak keşide ettiği senetlere şirketi aval yaptığını, böylece kendi lehine şirket ile hukuki işlem yaptığını, bu nedenle aval işleminin müvekkil şirket bakımından TTK’nın 395. maddesi hükümne göre batıl olduğunu, takip konusu senetlerin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin sabit olup, müvekkil şirketin işbu tedbir talebini istemekte hukuki yararının mevcut olduğunu, aksi durumda telafisi mümkün olmayan hak kayıpların ve huzurda görülmek olan davanın kazanılması halinde dahi yerine getirilemeyecek olumsuzlukların yaşanacağının sabit olup müvekkil şirketin hukuki yaranının korunabilmesi ve adaletin zamanında tecelli edebilmesi maksadıyla tedbiren ilgili icra dosyasının durdurulmasına karar verilmesinin elzem olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, yerel mahkeme tarafından verilmiş olan 31.10.2022 tarihli tedbir kararına karşı istinaf yoluna başvurmaya çalıştığı dilekçesi, “tedbir kararına itiraz” konusunda düzenlemenin yapılmış olduğu 6100 sayılı HMK. m.394/2.f.sındaki usul hükümleriyle uyumlu olmadığını, davacının dava dosyasına sunmuş olduğu Vakıfbank 02.11.2022 tarihli, No:7100595228 sayılı teminat mektubunun içeriğinin somut olayla ve tedbir kararıyla uyumlu olmaması, İİK.m.72/3.f. ve 4.f.sı hükmünde gösterilmiş olan usuli şartları taşımaması nedeniyle, tedbir kararının şartlarının davacı tarafından yerine getirilmemiş olmasından dolayı yerel mahkeme tarafından verilen 31.10.2022 tarihli tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, davacı firmanın “dava konusu bonoların 9 adedinin tanzim tarihlerinin 11.09.2019 olduğu” beyanında bulunarak almış olduğu tedbir kararının, yerel mahkemenin iradesine karşı yanıltma ve muvazaa unsurunu içermekte olduğundan dolayı hukuken geçersiz ve butlan müeyyidesine tabi olup bu nedenle tedbir kararının tamamen kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/10/2022 tarih, 2022/848 Esas sayılı ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine yöneliktir.
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir( Takibin Durdurulması)
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının icra takibinden sonra açtığı eldeki menfi tespit davasında İİK’nın 72-(2) maddesi uyarınca takibin durdurulmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince 31/10/2022 tarihli ara karar ile takibin durdurulması talebinin reddine, İİK’nın 72-(3) maddesi uyarınca alacağın %15’i kadar teminat karşılığında tedbiren icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Dava takipten sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Bu belirlemelere göre, eldeki dava icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olup ancak İİK’nın 72-(3) maddesi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bunun dışında, takibin veya satış işleminin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbire hükmedilemez. İlk derece mahkemesince de davanın niteliğine uygun tedbir kararı verilmiş olup, yasanın açık hükmüne aykırı olarak icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2022

… …
Başkan …
¸e-imzalıdır

… …
Üye …
¸e-imzalıdır

… …
Üye …
¸e-imzalıdır

… …
Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*