Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/262 E. 2023/40 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/262
KARAR NO : 2023/40

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :30/03/2021
NUMARASI :2020/56 Esas – 2021/260 Karar

DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :SİDER DIŞ TİCARET A.Ş. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :23/01/2020

KARAR TARİHİ :18/01/2023
KR. YAZIM TARİHİ :03/02/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirketten ticari ilişkiden kaynaklanan 34.114,06-TL tutarında alacağı bulunduğunu, borçlu şirket aleyhine davacı şirket tarafından Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2019/53934 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve kendisine ödeme emri tebliğ edildiğini, ödeme emrini tebellüğ alan davalı borçlu ödeme emrinde belirtilen borca itiraz ettiğini, davacı şirketin tamil tahliye taşımacılık sektöründe faaliyet göstermekte olup davalı şirket ile 2016-2017 yılları arasında çalıştığını, bu süre içerisinde davacı şirketin, davalı şirketin kütük demir formundaki malzemelerin nakliyesini yaptığını, davalı şirkete faturasını kestiğini, davalı şirket kendisine kesilmiş olan faturalardaki ödemeyi belirli dönemlerde kısım kısım yaptığını yani cari hesap usulü çalıştığını, davacı şirketin en son olarak 07/07/2017 tarihli cari hesaptan kaynaklanan 25.949,00-TL tutarında davalı şirketten alacağı bulunduğunu, bu alacağın tahsili için yetkili kimselerle görüşüldüğünü, ödeme vaadi verildiğini ancak ödeme yapılmadığını, akabinde ise davacı şirketin Derince Noterliği’nin 05/09/2016 tarihli 013645 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle faturadan ve cari hesaptan kaynaklı olan alacağını talep ettiğini, bu ihtarnameyle beraber davalı şirket tarafından davacı şirkete yine kısım kısım ödeme yapıldığını ancak borcun tam anlamıyla ödenmediğini belirterek borca ilişkin haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline takibin devamına, 34.114,06-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte tahsiline, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek banka reeskont faizi ile birlikte tahsiline, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının adresinin Aliağa/İzmir idari sınırları içerisinde olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte taraflar arası mevcut ticari ilişkinin niteliği göz önünde tutulduğunda karakteristik taşıma ediminin davalı şirketin bulunduğu yerde gerçekleştirildiğini, dolayısıyla her iki HMK hükmünün de davalı şirketin ikametgah yeri olan Aliağa/İzmir mahkemelerinin yetkili olduğunu, dosyanın Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, davacı alacaklı takipte dayanmadığı belgeler dışında davaya belge getiremeyeceğini, alacağı ispatın davacı yan üzerinde olduğunu, davacının Kocaeli 8. İcra dosyası ile davalıya karşı başlattığı icra takibinde takibe konu alacak fatura borcuna dayalı cari hesap alacağı olarak belirtildiğini, alacaklı taraf tarafından yalnızca iç muhasebe tarafından tutulan cari hesap tablosu takip talebine eklenerek icra müdürlüğüne sunulduğunu, alacaklı davacı yan takip talebinde bahsettiği faturanın tanzim tarihini, seri numarasını belirtmediğini, fatura suretini icra takibine eklemediğini, Yargıtay’ın müstakar içtihatları uyarınca alacağı ispat yükü davacı yanda olduğunu ve icra takibinde dayanılmayan belgeler itirazın iptali davasında sonradan ikame edilemeyeceğini, alacaklının takip talebinde sunduğu cari hesap tablosu incelendiğinde belirtilen 25/05/2017 tarihinde 25.949,00-TL tutarında bir fatura bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte sunulan cari hesap tablosu incelendiğinde 25/05/2017 tarihinde girişi yapılmış olan 038487 seri numaralı fatura 15.530,74-TL bedelinde olduğunu, alacaklının icra takibinde belirttiği 25.949,00-TL değerinde bir faturanın mevcut olmadığını, talep edilen fatura bedeli ile takip talebi ekinde sunulan belgenin çelişkili olduğunu, davacı ile davalı arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacı yan dava dilekçesinde davalı ile akdedilmiş bir cari hesap sözleşmesinden bahsetmediği gibi delillerinde veya dilekçesinin ekinde de böyle bir sözleşme yer almadığını, alacaklı davacı yazılı bir anlaşma olmaksızın muhasebe kayıtlarını düzenli şekilde tutabilmek adına oluşturduğu belgeyi cari hesap cetveli olarak adlandırmakla hukuki hataya düştüğünü, davacı iddia ettiği alacak konusu işin gerçekleştirildiğine dair herhangi bir belge ibraz etmediğini, taraflar arasında cari hesaba ilişkin yazılı bir sözleşme yapılmadıkça cari hesap dökümü hukuken yok hükmünde olduğunu, bu halde cari hesap dökümü sıradan bir muhasebe kaydından farksız olacağını, somut olayda ispat yükü davacı tarafın üzerinde olup, iddia ettiği alacağı ispatlamak için delil ikame etmek durumunda olduğunu, cari hesabı oluşturan faturalar ya da dayanak belge de sunulmadığını, icra takibine konu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, davacı taraf alacağını cari hesap kayıtlarına dayandırarak davalı şirket aleyhine Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2019/53934 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, takibine dayanak olarak davacı şirketin cari hesap dökümünü icra dosyasına eklediğini, müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın icra dosyasına sunmuş olduğu cari hesap dökümü taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi ispatlama gücünden yoksun olduğu için takibe dayanak olamayacağını, müvekkil şirket aleyhine başlatılan takip haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, ne geçerli bir faturaya ne de sözleşmeye dayandığını, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gerekli olduğunu, somut olayda ise karşı tarafın müvekkil aleyhine başlatmış olduğu alacak miktarı geçerli bir hukuki dayanaktan yoksun dolayısıyla alacak olup olmadığı yargılama yapılmadan belirlenemeyecek mahiyette olduğunu, bu durumda davacı tarafın iddia ettiği alacak miktarının likit olmayacağını, davacının itirazın iptali talebinin ve icra-inkar tazminatı talebinin reddine, davacı alacaklı hakkında %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın Kısmen Kabulü Kısmen Reddi ile,

Davalının Kocaeli 8. İcra Dairesi 2019/ 53934 E sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin toplam 25.949,00-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına,
2- Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Hüküm altına alınan 25.949,00-TL ‘nin üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, davacı alacaklı takipte dayanmadığı belgeler dışında davaya belge getiremeyeceğini, alacağın ispatının davacı yanın üzerinde olduğunu, davacı ile davalı arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının iddia ettiği alacak konusu işin gerçekleştirildiğine dair herhangi bir belge ibraz etmediğini, açıklanan sebeplerle icra takibine konu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2021 tarih, 2020/56 Esas – 2021/260 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemi ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, ticari ilişkiden kaynaklanan 34.114,06-TL tutarında alacak için davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibi itiraz edilmesi üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 15/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinin 6102 TTK’nın 64 maddesine göre 2016 ve 2017 dönemlerine ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, lehe delil olup olmaması hakkındaki takdirin Mahkemeye ait olacağını, davacının 2016 ve 2017 yılında davalıya toplam 648.949,04-TL’lik satış yaptığı, davalıdan satışlara karşılık 623.000,04-TL ödeme aldığı, davacının davalıdan 25.949,00-TL cari hesaptan kaynaklanan alacağının ticari defter kayıtlarında olduğu, davacı tarafından düzenlenen satış faturalarının ilgili dönemlerde bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan ettiği BS formlarına bildirimde bulunduğu şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan bilirkişi raporunda özetle; dava dosyasında davacı yandan 25.949,00-TL fatura + 8.023,56-TL. işlemiş faiz (Avans faizi S.K) + 141,50-TL ihtarname gideri + 34.114,06-TL toplam alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %19,50 avans faizi (3095 S.K.) ve değişen oranlardaki ile icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili istemi ile, dava konusu edildiği, ilgili mevzuat gereği davalı şirketin 2016 – 2017 yılları inceleme dönemlerinde e-defter tuttuğu, 12/2016 ve 12/2017 dönemlerine ait tutulan Yevmiye Defteri ve Defter-i Kebirin E-Defter Beratları incelenmiş olup, oluşturma tarihlerinin yasal süresi içinde yapıldığı, taraflar arasında 2016 – 2017 inceleme dönemlerinde ticari bir ilişkinin var olduğu, ticari ilişkiye istinaden, her ne kadar davalı resmi defter kayıtlarında 25.03.2019 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 27.436,92-TL tutarında alacaklı olduğu görülmüşse de; dava dilekçesi ekindeki davacının sunduğu C/H Ekstresinde ve yapılan icra takibinde 25.949,00-TL tutarındaki alacak için takip başlatıldığı görüldüğünden; taleple bağlılık gereği, 25.949,00-TL alacak üzerinden faiz hesap edileceğini, Mahkeme tarafından temerrüde düşürüldüğü kanaati hasıl olur ise; tarafından alternatifli faiz hesap edilmiş olup ihtarname tarihi ile takip tarihi arasındaki faizinin hesaplanılması; 05.09.2016 tarihli ihtarnamenin 21.09.2016 tebliğ tarihine +30 gün ilave edilmek suretiyle 21.10.2016 tarihi ile 25.09.2019 takip tarihi arasındaki 885 gün için 25.949,00-TL tutarlı anaparaya değişen oranlarda ticari temerrüt faizi üzerinden 8.023,56-TL tutarında faiz hesap edilmiş olup, fatura tarihi ile takip tarihi arasındaki faizinin hesaplanılması; davacı tarafından davalı adına en son düzenlenen 25.05.2017 fatura düzenleme tarihi ile 25.09.2019 takip tarihi arasındaki 669 gün için 25.949,00-TL tutarlı anaparaya değişen oranlarda ticari temerrüt faizi üzerinden 6.487,96-TL tutarında faiz hesap edilmiş olup, fatura tarihi ile takip tarihi arasındaki faizinin hesaplanılması; davalı tarafından davacı banka hesabına en son yapılan 07.07.2017 banka ödeme tarihi ile 25.09.2019 takip tarihi arasındaki 626 gün için 25.949,00-TL tutarlı anaparaya değişen oranlarda ticari temerrüt faizi üzerinden 6.189,90-TL tutarında faiz hesap edilmiş olup, ayrıca dosya içeriğindeki tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerinden, Mahkemenize gönderilen cevabi yazılar ekindeki tarafların BA-BS form bildirimleri karşılaştırıldığında, bildirilen belgelerin adet ve tutarlarının birbiriyle uyum içinde yani birebir aynı olduğu da görüldüğünden; dosya içeriğine sunulan davacı tarafından davalı adına düzenlenen nakliye faturaların tamamının, davalıya teslim edildiği şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesince, davalı tarafından icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yapılan itirazın; ilamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK’nın 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanun’un 10. maddesine göre ise, sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden davalı tarafın icra dairesinin ve Mahkemenin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine şeklinde karar verilmesi doğru olmuştur.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece; “…Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2019/53934 Esas sayılı dosyası, dosya kapsamından alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamından, davacı tarafın Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2019/53934 Esas sayılı dosyası ile davalı tarafa karşı 25.05.2017 tarihli fatura borcuna dayalı cari hesap nedeni ile 25.949,00-TL asıl alacak, 8.023,56-TL işlemiş faiz, 141,50-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 34.114,06-TL nedeni ile ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içinde, borca, faize, faiz oranına, yetkiye itiraz ettiği,tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, taraf defterlerinin usulüne uygun tutularak, delil olma özelliğine sahip olduğu, davacının defter kayıtlarına göre, davalıya 2016 yılında toplam 459.681,37-TL tutarlı fatura düzenlediği, davalının davacının banka hesabına toplam 417.000,00-TL banka havalesi gönderdiği, davacının 2017 yılında toplam 189.267,67-TL tutarlı fatura düzenlediği, davalının davacının banka hesabına toplam 206.000,04-TL havale gönderdiği, ödemelerden sonra takip tarihi itibari ile davalıdan 25.949,00-TL alacaklı olduğu, davalının defter kayıtlarına göre,taraflar arasında 2016-2017 dönemlerinde ticari ilişki bulunduğu,davacı tarafından davalıya 31.05.2016 – 23.12.2016 tarihleri arasında düzenlenen 459.681,37-TL tutarlı faturaların defterlerine kaydedildiği, fatura borçlarına karşılık davalı tarafça davacıya 01.06.2016 – 30.12.2016 tarihleri arasında toplam 417.000,00-TL toplam ödeme yapıldığı, 2017 yılında davacı tarafından davalıya düzenlenen toplam 189.267,67-TL tutarlı faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça davacıya 22.02.2017 – 25.05.2017 tarihleri arasında 204.000,00-TL ödeme yapıldığı,takip tarihi itibari ile davalının davacıya 27.436,92-TL borçlu bulunduğu,taraf defteri arasındaki farkın,davalı tarafça davacıya yapılan 26.12.2016 tarihli 7.000,00-TL tutarlı ödemenin davalı defterlerinde 5.000,00-TL olarak kaydedilmiş olmasından ve davalı tarafça davacıya düzenlenen 549238 HİS 09.01.2017 tarihli 103705 numaralı 512,12-TL tutarlı faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığından kaynaklandığı görülerek, dosya kapsamından alınan taraf defterlerinin incelenmesine ilişkin bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olması nedeni ile, davalı tarafın rapora itirazları yerinde görülmeyerek, işlemiş faiz yönünden davacı davalıyı temerrüde düşürmediği takdirde takip öncesi işlemiş faiz talep edemeyeceği, icra takibinden önce temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığından faiz talebinin reddine , davalının Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2019/53934 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin toplam 25.949,00-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 25.949,00-TL’nin üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” gerekçeleriyle yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay içtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçelerinin yerinde ve davalının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.772,57-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 443,14-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1329,43-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/01/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*