Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/257 E. 2023/67 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/257
KARAR NO :2023/67

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :14/10/2021
NUMARASI :2020/60 Esas – 2021/538 Karar

DAVACI :GARANTİ FAKTORİNG HİZMETLERİ A.Ş.-…
VEKİLİ :Av. … -…
DAVALILAR :1- … – …
:2- … (T.C. NO: …) (MÜTEVEFFA)
VEKİLİ :Av. … -…
… MİRASÇILARI:
:1-… (T.C. NO: …) – …
:2-… (T.C. NO: …) – …
:3-… (T.C.: …) – …
:4-… (T.C.: …) – …

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :24/01/2020

KARAR TARİHİ :24/01/2023
KR. YAZIM TARİHİ :02/02/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı Özkar Konaklama Tesisleri A.Ş., davacı şirket ile 01.08.2017 tarih ve 60401 nolu faktoring sözleşmesi imzalayarak davacı şirketten iş bu sözleşmeye istinaden faktoringin finansman hizmetini aldığını, davalıların ise iş bu faktoring sözleşmesini müteselsil kefili olarak imzaladıklarını, anılan faktoring sözleşmesi ve bilcümle ekleri hükümleri ile ilgili olarak fatura konusu alacakların davacı şirkete devir ve temlik edildiğini, buna mukabil anılan firmaya finansman hizmeti verildiğini, finansman firmanın banka hesabına ödendiğini, ancak, davacı şirkete temlik edilen fatura borçluları ile temlike konu alacakların davacı şirkete ödemediğini, anılan faktoring sözleşmesi hükümleri gereğince davalıların ödenmeyen fatura konusu alacaklar ile ilgili olarak kendilerine kullandırılan finansmanı davacı şirkete iade etmekle yükümlü olduklarını, bu nedenle kendilerine Beyoğlu 41. Noterliği’nin 03.06.2019 tarih ve 24637 yevmiye sayılı ihtarnamesini gönderdiğini ve borçların ödenmesini ihtar ettiğini, taraflar arasında varılan sözleşmesel mutabakat çerçevesinde davacı şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, buna rağmen davalıların gerek sözleşmeden doğan borçlarını gerekse temlik edilmiş alacaklarını ödemeyince taraflarınca Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/118897 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde borcu ödememek maksadı ile itiraz ederek takibimizi durdurduklarını, davalıların faiz oranı ile ilgili olarak itirazlarının reddedilmesi gerektiğini, anılan faktoring sözleşmesi gereği, sözleşme tarafı şirket veya temlik borçlusu, davacı … şirketine ödeme yapmadığı ve borç muaccel olduğu takdirde, sözleşme tarafı şirketin, bu alacaklar için vade gününden veya muacceliyet tarihinden itibaren TCMB’nin mevzuatı gereğince tespit ettiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi ödemeyi kabul ve taahhüt edeceğini, bu oranın, müteselsil kefiller hakkında da aynen uygulanacağını, bu kapsamda alacak açısından iş bu itirazın iptali davasının açılmasının zorunlu hale geldiğini, davalıların söz konusu muaccel borçlarını bildiğinin açık olduğunu, ve kötü niyetin varlığının ortaya çıktığını, itirazın haksız ve kötü niyetle yapıldığını, tüm bu nedenlerle; davalı borçluların haksız olarak Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/118897 Esas sayılı icra dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli borçluların %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatını ödemeye hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı dışı Özkar Konaklama arasında imzalanan sözleşme mevcut olduğunu, sözleşmenin karşı tarafı ve asıl muhatabının Özkar Konaklama Tesisleri A.Ş. olduğunu, bütün sorumluluklar ve yükümlülüklerinde şirkete ait olduğunu, davalı … Özkar Konaklama Tesisleri A.Ş.’nin yetkilisi konumunda olduğunu, Özkar Konaklama Tesisleri A.Ş. hakkında Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/253 Esas sayılı dosyası ile 31/05/2019 günü konkordato kapsamında üç ay süreyle geçici mühlet verildiğini, 28/08/2019 günü bir yıl süreyle kesin mühlet kararı verildiğini, konkordato kapsamında mühlet içinde olan gerçek veya tüzel kişinin bu süreçte mali yapısının düzeltilmesi, ticari hayatına devam edebilme seviyesine ulaştırılmasının amaçlandığını, bu halde şirket hakkında çok kapsamlı bir koruma sağlandığını, geçici süreliğine birçok hukuki durumdan muaf tutulduğunu, davacının iddia ve talep ettiği gibi davalılardan borç miktarının kesinlikle iddia edilen kadar olmadığını, davalının, davacıya kısım kısım ödemeler yaptığını fakat davacı tarafından bu ödemelerin borçtan düşülmediğini eksik düşüldüğünü, davalının bu durumda daha fazla bir tutardan sorumlu tutulmakta olduklarını, bunun da hakkaniyete aykırı olduğunu ve geçerli bir itiraz nedeni olduğunu, ayrıca yine icra takibinde yer alan itirazlarımızla bağdaşır şekilde, icra takibinde yer alan faiz oranlarının oldukça fahiş olduğunu, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haklı ve hukuka uygun olduğunu, davacının talep ettiği icra inkar tazminatının kesinlikle hukuka uygun bir talep olmadığını, tüm bu nedenlerle; açılan iş bu itirazın iptali davasının öncelikle usul ve esas yönden reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak şartıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kısmen kabul kısmen reddine, Davalıların Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/118897 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 78.725,75 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek %15,75 oranındaki temerrüt faizi ile birlikte devamına, Alacak likit olduğundan İİK’nın 67/2. madde uyarınca 78.725,75 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatına davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, Fazlaya yönelik talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’e 25.11.2021 tarihinde işbu dosya üzerinden gerekçeli kararın tebliğ edilmiş olduğu ve davalı tarafın teşkili noktasındaki hatanın farkına varmış olduğunu, eldeki dosyada davacı tarafça alınan ve dosyaya ibraz edilen veraset ilamı mirasın reddi nedeniyle yerinde olmadığını, taraf teşkilinin doğru biçimde sağlanamamış olduğunu, bu gerekçelerle davalı hakkındaki kararın mutlak biçimde hukuka aykırı durumda olduğunu, davacı tarafından mahkemenizin verdiği takibin devamı kararı, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/118897 Esas sayılı dosyasına sunulmuş ve davalının anılan dosyaya da … mirasçısı olarak borçlu sıfatı ile eklenmiş, haciz tehdidi altında kalmış olduğunu, Anılan sebeplerle yerel mahkeme kararını ivedi olarak davalı … yönünden kaldırılmasını sayın mahkemenizden talep etme zaruretimiz hasıl olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarih, 2020/60 Esas – 2021/538 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda,”…6361 sayılı kanunun 39. maddesinde: “(1) Finansman sözleşmesi, her türlü mal veya hizmet alımının, malı veya hizmeti satın alan gerçek veya tüzel kişinin nam ve hesabına mal veya hizmetin teslim veya temini ile birlikte doğrudan satıcıya ödeme yapılması suretiyle kredilendirilmesini öngören sözleşmedir. Kredi geri ödemeleri, adına kredi açılanlar tarafından finansman şirketlerine yapılır. (2) Finansman şirketlerinin, kredilendirecekleri mal veya hizmetleri temin eden satıcılarla önceden yazılı şekilde genel bir sözleşme yapmaları zorunludur. (3) Finansman sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesi zorunludur.” düzenlemesi ile 9/2. Maddesinde: “Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile teşvik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde teşvik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Factoring işlemlerinde, üçüncü şahıs borçlunun müşteriye yaptığı sözleşme teklifinin, müşteri tarafından factore sunulmasıyla başlar. Factor, borçlunun kredi kabiliyetini araştırıp, bir kredi limitini belirlediğinde, müşteriye, bu limit çerçevesinde alacakların karşılığını avans olarak ödemeye hazır olduğunu yazılı bir sorumluluk vaadi şeklinde bildirir. Bunun üzerine müşteri, üçüncü şahıs borçlu ile sözleşme akdeder. Factor, bu sorumluluk vaadinden, müşterinin sözleşme konusu malı üçüncü şahıs borçluya teslim etmesi anına kadar dönebilir. Mal teslim edildiğinde, müşteri, borçlu karşısında bu teslimden doğan alacağını factor’e devreder ve ona faturanın suretini gönderir. Factor, faturadaki tutarı, kararlaştırılan masraflar, faizler, harçlar çıkarılmak üzere, müşterinin hesabına derhal veya vade gününde tasarruf edilmek üzere alacak kaydeder. (Arif B. Kocaman, Factoring işlemi, s.58- Ankara)
Bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı …Ş. ile dava dışı asıl borçlu davalı Özkar Konaklama Tesisleri AŞ. ve kefil davalılar … ile … arasında 01.08.2017 tarihinde 200.000,00 TL bedelli faktoring sözleşmesi imzalandığı, faktoring sözleşmesine dair kefalet sözleşmelerine göre takip miktarının 200.000,00 TL olan kefalet limitinin dahilinde olduğu, borca uygulanan faiz tür ve oranlarının sözleşmede usul ve yasalara uygun olarak belirlendiği, davacı tarafından 276789 ve 279621 işlem numaralı 2 adet faktoring işleminin davaya konu edildiği, buna göre … isimli alacaklıya faktoring sözleşmesi kapsamında davacı tarafından 78.725,75 TL ödeme yapıldığı, söz konusu işlemin davacının cari hesap kayıtlarında yer aldığı, ödeme aracı olarak alınan çek karşılığında ödemenin müşteriye gerçekleştirildiği, ancak çeklerin karşılıksız çıktığı, faktoring sözleşmesi kapsamında dava dışı müşteri olan Özkar Konaklama şirketinin karşılıksız çıkan çekler kadar davacıya borçlandığı anlaşılmış, icra takibi borçlu şirket ile kefiller aleyhine başlatılmış ise de davanın kefiller aleyhine ikame edildiği, dava dışı Özkar Şirketi’nin konkordato davası kefillerin sorumluluklarına etki etmeyeceğinden kefiller aleyhine yargılama yapılmasında beis bulunmadığı, alınan bilirkişi raporundan davacının alacağının 78.725,75 TL olarak belirlendiği, davacı tarafından takip öncesine dair faiz talebinin bulunmadığı, sayılan nedenlerle davalıların takibe itirazda haksız oldukları sabit görülerek, her ne kadar davalılar yönünden ihtarname keşide ve tebliğine dair dosyada belge bulunmasa da ödeme emrinin tebliğinin ihtarname yerine geçtiği değerlendirilerek davanın hesaplanan miktarlar bakımından kabulüne, fazlaya yönelik talebin reddine, davalıların haksız oldukları tespit edilen miktarın likit olması nedeniyle bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına mahkumiyetlerine (kısa kararda sorumluluk türü belirlenmediğinden gerekçede eksik husus giderilmiştir) dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir….” şeklindeki gerekçeyle, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, davalıların Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/118897 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 78.725,75 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek %15,75 oranındaki temerrüt faizi ile birlikte devamına, alacak likit olduğundan İİK 67/2. madde uyarınca 78.725,75 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatına davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmiş karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605. maddesinin 2. fıkrasında “ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.04.2008 tarih, 2008/332 Esas ve 2008/336 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesi “B.Ret; I.Ret beyanı; 1. Ret hakkı” başlığı ile düzenlenmiştir. Birinci fıkrası “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmünü içermektedir. Kayıtsız, şartsız red (hakiki red) olup, bu davada uygulama dışındadır. İkinci fıkrası “ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Bir çok yargı kararlarında ve ilmi görüşlerde bu red, hükmü red olarak isimlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu, “hakiki redde” süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu “hükmi reddin” sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması, ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK’nın m. 599) yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla, ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır.
Mirasın hükmen reddi davası neticesinde verilecek karar, yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere inşai nitelikte olmayıp, tespit hükmü mahiyetindedir. Mahkemenin kararıyla, mirasçının ölüm tarihi itibariyle mirası kanun gereği reddettiği tespit edilmektedir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olay irdelendiğinde; istinaf yoluna başvuran davalı- …’ün mirasın gerçek reddi kararından da görüleceği üzere yasal süresi içerisinde yani 06.05.2020 tarihinde Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/483 Esas sayılı dosyasından mirasın gerçek reddine ilişkin dava açtığı, davanın kabul edilerek davalının mirası hükmen reddettiğinin tespitine karar verildiği, sözkonusu kararın kesinleşmiş olduğu tartışma dışıdır. Adı geçen davalının, murisinin ölüm tarihi olan 03/03/2020 tarihi itibariyle mirası reddetmiş sayılmasına göre eldeki davanın açıldığı tarihte mirasçılık sıfatı ve dolayısıyla pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin mirasın hükmen reddinin tespitine ilişkin kararı, sadece mirasçının ölüm tarihi itibariyle mirası reddettiğinin tespiti mahiyetindedir.
Husumet ehliyeti, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce resen gözetilir. Bir davada taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden davanın husumet yokluğundan reddi gerekir.

Somut olayda da davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek bu yönden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın “dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 327 maddesine göre;”(1) Gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa bile, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. (2) Bir kişi davada sıfatı olmadığı hâlde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi hâlinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez. “
Davacı, eldeki itirazın iptali davasını açtığı tarihte murisin terekesinin borca batık olduğunu ve bu sebeple davalının mirası hükmen reddetmiş sayılması gerektiğini bilebilecek durumda değildir. Mirasın hükmen reddinin tespiti davası davalı tarafından yargılamanın ilerleyen aşamalarında açılmıştır. Hal böyleyken HMK’nın 327 maddesi hükmü de gözetilerek tarafların yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına ve davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalının yargılama giderinin davacıya yükletilerek davalı lehine vekalet ücreti takdiri isabetli görülmemiştir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/3011 E., 2013/3196 K. sayı,15/5/2013 tarih; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2015/3893 E., 2016/4040 K. sayı ve 16/3/2016 tarihli emsal içtihatlar)
Ancak mahkemenin kararındaki hukuka aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı … vekilinin istinaf talebinin yukarıda belirtilen yönlerden kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca duruşma açılmaksızın ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, davalı …. yönünden davacının davasının pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar yönünden ilk derece mahkemesi kararı hükümleri aynen korunmak suretiyle, düzelterek esas hakkında aşağıdaki şekilde yeniden karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı …’ün İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜNE;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarih, 2020/60 Esas – 2021/538 Karar Sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİNE,
a-Davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE,
b-Diğer davalılar yönünden davanın KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİNE, Davalılar … ile … mirasçıları …, … ve … yönünden Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/118897 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 78.725,75 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek %15,75 oranındaki temerrüt faizi ile birlikte devamına,
c-Alacak likit olduğundan İİK’nın 67/2. madde uyarınca 78.725,75 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatına davalılar … ile … Mirasçıları …, … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,
ç-Fazlaya yönelik talebin reddine,
d-Alınması gerekli 5.377,75 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 920,99 TL harcın mahsubu ile kalan 4.456,76 TL harcın Davalılar … ile … mirasçıları …, … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
e-6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13,14. maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden Bakırköy Arabuluculuk Bürosu 2019/6042 numaralı dosyasında ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde haksız çıkacak taraftan tahsil olunacağı düzenlendiğinden, davalılar … ile … Mirasçıları …, ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
f-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 11.034,35 TL nispi vekalet ücretinin Davalılar … ile … mirasçıları …, … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
g-Davalılar …, … Mirasçıları …, … ve … kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 274,25 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
ğ-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 920,99 TL peşin harç olmak üzere toplam 975,39 TL harcın davalılar … ile … Mirasçıları , …, … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
h-Davacı tarafından yapılan 1.584,83 TL müzekkere ve tebligat gideri, 750,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.334,83 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 2.326,72 TL nin davalılar davalılar … ile … Mirasçıları …, … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
ı-Davalı … yönünden tarafların yaptıkları yargılama giderinin davanın mahiyeti gereği taraflar üzerinde bırakılmasına, bu davalı lehine HMK’nın 327. maddesi uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
i-HMK 120. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından karar kesinleşene kadar yapılacak masraflar mahsup edilerek arta kalan miktar olduğu taktirde karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalı … iadesine,
c-Davalı … tarafından yapılan 162,10 TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 64,60 TL posta masrafı olmak üzere toplam 226,7‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile davalı … verilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davalı … yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalı … iadesine,
e-…, …, …, … ve … hakkında düzenlenen 10/01/2022 tarihli ve 5.776,76 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
f-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/01/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*