Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/256 E. 2022/393 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/256
KARAR NO : 2022/393

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :28/10/2021 (ara karar)
NUMARASI :2021/515 Esas – (derdest dosya)

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN
/DAVACI :… (T.C. No: …) –
VEKİLLERİ :Av. … –
KARŞI TARAF/
DAVALILAR :1-ALP ÇELİK KONSTRÜKSİYON İNŞAAT HAYVANCILIK TAAHHÜT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. –
:2-ÇELİKAS ÇELİK KONSTRÜKSİYON İNŞAAT SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ. –
:3-… (T.C. No: …) –
VEKİLİ :Av. …

DAVANIN KONUSU :Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
TALEP :İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ :27/10/2021

KARAR TARİHİ :21/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ :18/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı … arasında uzun yıllardır birlikte samimi arkadaşlık ve iş ortaklığı yaptığını, ortaklığın güven üzerine kurulduğunu, davacı müvekkili …’ın adına kayıtlı Özsağlam Endüstriyel Yapı Sistemleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi ile Alarata Endüstriyel Yapı Sistemleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi; davalı …’nın üzerine kayıtlı Alp Çelik Konstrüksiyon İnşaat Hayvancılık Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi ile Çelikas Çelik Konstrüksiyon İnşaat Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi ve Alarata İnşaat adında şirketleri olduğunu, her ne kadar davalı …’nın üzerine kayıtlı bahsedilen şirketler mevcut ise de; arada bulunan adi ortaklıktan dolayı davacı müvekkili …’ın genel vekâletnamelerinin mevcut olduğunu, fakat resmiyette ortaklık adına bir durum olmadığını, davacı müvekkili ve müvekkilinin eşi olan …’ın anılan şirketlerde sigortalı olarak göründüğünü, davacı müvekkili üzerine kayıtlı görünen Alarata Endüstriyel Yapı Sistemleri isimli firmanın, davalı …’nın eşi olan … (…) üzerine kayıtlı iken ölümlü bir iş kazası sonrası mahkemenin takibinin daha sağlıklı olması ve ortağının eşine gelebilecek bir zarardan korumak amacı ile … tarafından devir alındığını, davalının üzerine kayıtlı olan ve davalı Alp Çelik Konstrüksiyon İnşaat Hayvancılık Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi tarafından; … kayıtlı 8 dönüm arsa üzerine yapılacak olan ve inşaatına başlanan 29 adet villa projesine başlandığını, gerçekte projenin sahibinin dava dışı … olduğunu, kendisinin bu projeyi hayata geçirecek finansmanı olmadığından, …’e güven ve güvence sağlamak için kendisini Alp Çelik şirketine %50 hisseli ortak olarak aldıklarını, inşaatın başlamasının ardından davalı ve şirketin diğer %50 hisseli ortağı olan …’nın şirkette usulsüzlükler yapmaya başladığını, o sıralardaki inşaat maliyeti 9.000.000 TL civarında iken …’nın harcamaların 24.000.000 TL civarlarında olduğunu iddia ederek maliyeti fazla gösterip eski borçlarını projeye dahil göstererek diğer ortaklarını dolandırmak istediğini, işleri yürüten ve esasen ortak olan davacı müvekkilinin durumu fark edince de aralarında tartışma yaşandığını, tüm bu olaylar sonrasında müvekkilinin zor durumda kaldığını, davacı müvekkilinin işlerini yürüttüğü Kocaeli ili Gölcük ilçesi Yunus Emre Mahallesi 453 Ada 2 Parselde kayıtlı 8 dönüm arsa üzerine kayıtlı 29 adet villa projesinde inşaat devam etmekte ve villa satışları yapılmakta olduğunu, davalının, davalı şirket üzerinden satışları yapmakta ve uhdesine para geçirmekte olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin mağduriyetinin de arttığını, tüm bu nedenlerle; davalı Alp Çelik Konstrüksiyon İnşaat Hayvancılık Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketinin Kocaeli ili Gölcük ilçesi Yunus Emre Mahallesi 453 Ada 2 Parselde kayıtlı 8 dönüm arsa üzerine kayıtlı 29 adet villaya ve şirketin mal kaçırma amacı ile hisse devrini engellemek için hisselere tedbir konulmasına, yine diğer davalı şirket Çelikas Çelik Konstrüksiyon İnşaat Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketin malvarlığına ve hisselerine tedbir konulmasına, davalı …’nın malvarlığı üzerine tedbir konulmasına, Alp Çelik Konstrüksiyon Şirketi üzerine kayıtlı ve inşaatı devam eden 29 villalık projeden davadan mal kaçırmayı önlemek amacı ile kayyım atanmasına, davalılardan daha sonra davalı şirket ile davalı şahıs arasında adi ortaklık ve organik bağ bulunan davacı müvekkilinin zararlarının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek şimdilik 5.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 28/10/2021 TARİHLİ ARA KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … ihtiyati tedbir talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkil ile davalı … uzun yıllardır birlikte samimi arkadaşlık ve ortak iş yaptığı fakat taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığından iş ve ortaklık ilişkisi tamamen güven üzerine kurulduğunu, davacı müvekkil ve müvekkilin eşi şirketlerde sigortalı olarak göründüklerini aynı şekilde davalı … ve eşinin de müvekkilin sahibi olduğu şirkette sigortalı olarak gösterildiğini, davalı …’nın işlediğini iddia ettikleri tüm yolsuzlukları ortaya çıkaran davacıyı saf dışı bırakarak diğer ortaklarla anlaşma yolunu seçtiklerini, taraflar arasında anlaşma sağlanmış ve ekte yapılan protokole göre davalardan karşılıklı olarak feragat edilmesi karşılığında bedel ödemesi yapılması ve hisse devri gerçekleştirilmesi kararlaştırıldığını, daha sonra dava dışı … hisselerini protokoldeki bedel karşılığında davalı …’ya devrettiğini, bu anlaşma ile davacının saf dışı bırakıldığı ve zarara uğratıldığını, davacının Alp Çelik Konstrüksiyon İnş. Hayv. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. üzerinde hem de Çelikas Çelik Konstrüksiyon Şirketinde verdiği emek ve mesaisi büyük olup, bilirkişi marifetiyle yapılacak hesap sonrası davacı müvekkile ödenmesini talep ettiklerini, davalının türlü oyunları ile müvekkilin bütün malvarlığı ve emekleri davalıya geçirildiğini, davalının kullandığı bütün çeklerde davalının onayı ile müvekkil imzası bulunduğunu ve bu çeklerin ödendiğini, davalıların mal kaçırarak ve hisse devri gerçekleştirerek, davacı hakkını zarara uğrattığını dolayısıyla davalı şirketlerin mal varlıkları üzerine ve hisse devrini engellemek için hisselere, davalı …’nın da malvarlığı üzerine tedbir konulması talep ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/515 Esas 28/10/2021 tarihli ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticari şirkete kayyım atanması ile ortaklık pay bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Talep; kayyım atanması istenilen şirketin taşınır ve taşınmaz malları üzerine tedbir konulması istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, hüküm ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389-(2) maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390-(3) maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK’da bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.

Yukarıdaki açıklamalara göre somut olayda ilk derece mahkemesince; TTK’da yönetim kayyımı atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, talebin TTK’nın 1. maddesi yollamasıyla TMK’da yer alan kayyıma ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekmektedir. TMK’nın 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, maddede yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atayacağı, 427. maddesinde ise hangi hallerde yönetim kayyımı atananacağına ilişkin ilişkin düzenlemeler mevcut olup, TMK’nın 427/4 maddesinde bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa, yönetim kayyımı atanabileceği öngörülmüştür (İstanbul BAM 12. HD’nin E:2018/1617, K: 2018/1695 sayılı ilamı). Dosya kapsamından sunulan delillerde kayyım atanması talep edilen şirkette organ boşluğunun bulunmadığı, davacının kayyım atanması talep edilen şirkette hissedar olmadığı anlaşıldığından bu talep yönünden hukuki yararının bulunmadığı, davalı Çelikas Çelik Konstrüksiyon İnşaat Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketin malvarlığı, hisseleri ile davalı Alp Çelik Konstrüksiyon Ltd. Şti.’ne ait (29) adet villa ve şirkete ait hisseler ile davalı …’nın malvarlığı davanın konusunu oluşturmadığından şeklindeki gerekçelerle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, mevcut durumda ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.
Ara başlığında; davacı ile davalı …’nın T.C. numaraları ile davacı vekilinin adresinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; ihtiyati tedbir talep eden davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/02/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*