Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2524 E. 2023/73 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2524
KARAR NO : 2023/73

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2022
NUMARASI : 2022/474 Esas – 2022/1367 Karar

TALEP EDEN/
DAVACILAR : 1- … (T.C. NO:…) – …
2- VARMEK MEKANİK İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : Adi Konkordato
DAVA TARİHİ : 22/04/2022

KARAR TARİHİ : 25/01/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 25/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacıların Covid-19 salgını nedeniyle yasanan ekonomik olumsuzluklar ve dövizde yaşanan dalgalanmalar ile yapmış olduğu projelerdeki ödemelerin zamanında yapılmaması sebebiyle finansal açıdan sıkıntıya soktuğunu belirterek konkordatonun tasdikine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Talep eden borçlular … ve Varmek Mekanik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin konkordato taleplerinin REDDİNE, borçlular hakkında mahkememizce verilen geçici mühlet kararının ve bu kararla birlikte verilen tedbirlerin kaldırılmasına,
2-Komiserin görevinin sona erdirilmesine,
3-Borçluların konkordato talebinin reddedildiğinin ve geçici mühlet ile tedbirlerin kaldırıldığının İİK’nun 288. maddesi gereğince ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı talep eden davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu karar, sürpriz karar verme yasağına aykırı olduğunu; zira konkordato talebi kapsamında konkordato komiseri, projenin başlangıçta uygulanabilirlikten uzaklaşsa da revize yapılması halinde projenin uygulanabilir olabileceğini raporunda beyan ettiğini; mahkeme bir kısım stokların artık mevcut bulunmadığını, şirket aleyhine imiş gibi konkordato talebinin reddine gerekçe olarak gösterdiğini, ciddi bir yanılgıya düştüğünü; talep edenlerin üzerilerine düşen sorumluluğu geçici mühlet süresince eksiksiz yerine getirdiklerini, komiser raporlarına göre de olumlu bir tablo ortaya koyduklarını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2022 Tarih – 2022/474 Esas – 2022/1367 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; konkordato istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacıların konkordato talep ettiği, ilk derece mahkemesince 22/04/2022 tarihinden geçerli olmak üzere 3 ay geçici mühlet verildiği, geçici mühletin 19/07/2022 tarihinden geçerli olmak üzere 2 ay süre ile uzatıldığı, konkordato geçici komiserinin 18/07/2022, 20/08/2022 ve 16/09/2022 tarihli raporları sunduğu, raporlarda; şirketin rayiç değerler bilançosuna göre borca batık olmadığı, şirket tarafından sunulan bilançoda 43.814.264,72 TL stok bulunduğunun belirtildiği, verilen 16.918.476,40 TL sipariş avansları ile birlikte toplam stokların rayiç değerlerinin 34.251.610,55 TL olduğu buna göre fiili stoklarla kaydi stokların örtüşmediği, yine şirketin nakit ve hazır değerlerinin konkordato kaynaklarında 7.941.880,67 TL gösterilmesine karşın kaydi ve rayiç değerlere göre 3.315.969,01 TL olduğu, 16/09/2022 tarihli raporda; davacı şirketin projesini revize ettiği, sermaye arttırım taahhüdünde bulunduğu, stoklar, gayrimenkuller ve araçların değerlerinin artması göz önüne alındığında projenin uygulanabilirliğinin arttığı yönünde kanaatleri olduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı şirketin komiser raporu doğrultusunda 14/09/2022 tarihinde 200.000,00 TL sermaye arttırımı yaparak projesini revize ettiği ve revize projesini 15/09/2022 tarihinde mahkemeye sunduğu, ilk derece mahkemesince 19/09/2022 tarihli duruşmada, davacı şirketin projesini revize etmesine karşı stok değerleri ile konkordato kaynaklarının ön projeden aynen alındığı bu nedenle revize projenin de uygulanamayacağı kanaatiyle davacı şirketin yine davacı …’nun konkordato kaynaklarının yetersiz olduğu gerekçesiyle bu davacının kesin mühlet taleplerinin reddine karar verildiği, karara karşı talep eden davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
1-Davacı şirket yönünden kamu düzeni yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
İİK’nın 285. maddesi yollaması ile İİK’nın 154. maddesi uyarınca; konkordato taleplerinde yetkili ve görevli mahkeme, borçlunun muamale merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi olup bu yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin ve kesindir. Konkordato talebinde bulunan şirketin ticaret siciline kayıtlı olduğu yer, muamele merkezi yönünden karine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa davanın da bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir. Muamele merkezinden kasıt, borçlunun ticarethanesinin olduğu yer olmayıp; borçlunun, ticaret yaptığı kişilere yönelik olarak işlerini takip ettiği yerdir. Gerçek veya tüzel kişi tacir birden fazla yerde ticari faaliyetlerde bulunuyor; ancak, bu işletmelerden birinde yoğun şekilde ticari faaliyetler yürütüyor ve tüm ticari işletmesini buradan idare ediyor ise muamele merkezi, ticari faaliyetlerin idare edildiği yer olarak vasıflandırılmaktadır (Baki Kuru (1988), İflâs ve Konkordato Hukuku (İflâs ve Konkordato), Alfa Basım ve Dağıtım, Ankara, s. 53; Güneysu-Güngör, s. 129.).
İflası istenen kişinin ticaret siciline kayıtlı olduğu yer, muamele merkezi yönünden karine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa iflas davasının bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir (Yargıtay HGK’nın 2012/19-643 Esas, 2013/256 Karar sayılı kararı). Aynı kural konkordato davaları için de geçerli bulunmaktadır.
Eldeki uyuşmazlıkta; şirket merkezinin 15/04/2022 tarih ve 10560 sayılı TTSG’nde yayınlanan ilana göre İstanbul ilinden Sakarya iline taşındığı, davanın 22/04/2022 tarihinde açıldığı, komiser raporlarında davacı şirketin merkezinin Sakarya olduğu, 24/05/2022 tarihli raporda, şirketin merkez ofisinde çalışanlarının tamamının çıkış işleminin yapıldığı, şirket muhasebesinin İstanbul’da tutulduğu, şirket merkezinin yakın zamanda Sakarya’ya taşınacağının beyan edildiğinin belirtildiği, 24/06/2022 tarihli rapor tarihi itibariyle muhasebe işlemlerinin Sakarya’dan yapıldığı, rapor içeriğine göre şirketin İzmir’de 2 şantiyesi ve İstanbul’da 1 şantiyesinin bulunduğu, dosyadaki bilirkişi raporlarıyla tapu kayıtlarına göre davacının taşınmazlarının Sakarya ilinde bulunmadığı anlaşılmış olmakla şirketin muamele merkezinin Sakarya olup olmadığının tekrar değerlendirilerek şirket yönünden Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olup olmadığının belirlenip sonucuna göre karar verilmesi için kararın kaldırılması gerekmiştir.
2-Kabule göre de;
Komiser raporları doğrultusunda davacı şirketin 14/09/2022 tarihinde 200.000,00 TL sermaye arttırımı yaparak projesini revize ettiği ve revize projesini 15/09/2022 tarihinde mahkemeye sunduğu, ilk derece mahkemesince 19/09/2022 tarihli duruşmada davacıların kesin mühlet taleplerinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Konkordato; borçlu ile alacaklıları arasında mahkemenin gözetiminde yapılan ve borçlunun malvarlığının iflas usulüyle tasfiyesini önleyen veya durduran bir borç tasfiyesi sözleşmesidir. Yapılacak olan tasfiye sözleşmesi; yani konkordatonun tasdiki alacaklıların çoğunluğunun kabulüne ve İİK’nın 305-a)-b)-c)-d)-e) maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesine bağlıdır.
İİK’nın 285-(1) maddesinde; borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebileceği hüküm altına alınmıştır.
İİK’nın 286. maddesinde konkordato talebine eklenecek belgeler düzenlenmiştir. 19/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7155 sayılı Kanun’un 13. maddesi ile konkordato talebine eklenecek belgelerde bir kısım değişiklikler yapılmıştır (İİK’nın m. 286/1-e, 286/3).
İİK’nın 287. maddesinde; “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.”
İİK’nın Kesin mühleti düzenleyen 289. maddesine göre; “Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir.
Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır.
Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir”.
Davacıların anılan hükümler doğrultusunda dava dilekçesine eklenmesi gereken belgeleri ekledikleri ve dava şartlarının tam olduğu anlaşılmıştır.
Konkordatonun niteliği bir Yargıtay içtihadında; “Konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için başvurabileceği kendine özgü bir cebri icra kurumudur. Konkordatoda amaç, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır. Konkordato ile alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanırlar. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu, piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur.” şeklinde açıklanmıştır (Yargıtay 23. HD. 20/01/2021 tarih, 2020/1165 E., 2021/123 K.). Diğer yandan konkordatonun hem tasdik şartlarından hem de amaçlarından biri de alacaklıların eline olası bir iflasta geçecek bedelden daha fazlasının geçmesidir. Konkordatonun açıklanan bu nitelikleri dikkate alındığında; konkordato sürecinde borçlunun projesini gerçekleştirmek için yapacağı çalışmalar dikkatle takip edilmeli, komiser tarafından eksiklikler tespit edildiğinde özellikle dürüst borçlulara gerekirse projeyi revize imkanı tanınmalıdır.
Eldeki uyuşmazlıkta, davacı şirketlerin rayiç bilançolarına göre borca batık olmadıkları ve faaliyetlerine devam ettikleri görülmektedir. Her ne kadar komiser ara raporlarına göre ön projede belirtilen stok değerlerinin ve konkordato kaynaklarının yetersiz olduğu belirtilmiş ise de komiser heyetinin tavsiyesi doğrultusunda davacıların revize ön proje hazırladıkları, konkordato komiserinin 16/09/2022 tarihli raporunda projenin uygulanabilirliğinin arttığının belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda ilk derece mahkemesince; revize proje ekinde sundukları belgeler ve yeni ön projenin incelenmesi, kaynak aktarımı olup olmadığının ve aktarılan kaynakların ne şekilde kullanıldığının belirlenmesi için davacıya kesin mühlet verilmesi, revize ön projenin kesin mühlet içerisinde incelenmesi ve gerekirse alacaklılar ile alacaklılar toplantısı yapılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Bu nedenle davacıların istinaf istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemizce davacı şirketlere (1) yıllık kesin mühlet verilmesi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; talep eden davacılar vekilinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacıların istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davacıların sair istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; yukarıda açıklanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2022 Tarih – 2022/474 Esas – 2022/1367 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
a)… ile Varmek Mekanik İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ne İİK’nın 289-(2) fıkrası gereğince, dairemiz karar tarihi olan 25/01/2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1 YIL KESİN MÜHLET VERİLMESİNE;
b)İİK’nın 293-(2) fıkrası gereğince, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi ve gerekli tedbir kararlarının verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından kendilerine iadesine,
4-İstinaf eden davacılar tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacıların diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.25/01/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*