Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2523 E. 2022/2171 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2523
KARAR NO : 2022/2171

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2022 Tarihli İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararı
NUMARASI : 2022/571 Esas

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/DAVACI : … (T.C. NO: …) -…
VEKİLİ : Av. … – …
KARŞI TARAF/
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP : İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ : 30/05/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 12/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müdürünün şirketin içini tamamen boşaltmak istediğini; 09/05/2022 tarihi genel kurulda alınan 2 nolu karar faaliyet raporlarının okunması ve oylanması, 3 nolu karar bilanço ve hesapların okunması ve oylanması, 4 nolu karar kanun ve esas sözleşme gereğince ayrılması gereken miktarlardan arta kalan şirket karının sermayeye ilavesi, 5 nolu karar şirket müdürünün ibrası, 6 nolu karar şirket müdürü değişikliği ve 7 nolu karar ise şirket müdürüne ücret ödenmesi hakkındaki kararların hükümsüzlüğünün tespitine, genel kurulda alınan 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 no’lu kararların tatbik edilmeyerek yürütmesinin geri bırakılmasıa, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin şirketin yönetimini işlevsiz hale getirmek için talepler olduğunu beyan ile; davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince 15/09/2022 tarihli ara karar ile; ” … Davacı vekilinin dava konusu genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasına yönelik İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükümsüzlük iptal taleplerinin haklı olduğunu ve haklılığın çok sayıda maddi ve manevi hukuki dayanağın mevcut olduğunu; yaklaşık ispat şartının fazlasıyla temin edildiğini; yok hükmünde olan bir genel kurul kararına istinaden şirketten her ay 25.000,00 TL haksız olarak çıktığını ve şirketin her ay zarara uğradığını beyan ile; yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Karşı taraf davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; tedbir talebinin kabulü halinde şirketin yönetimsiz kalacağı büyük itibar ve gelir kaybına sebebiyet vereceği bu durumun şirketin tasfiyesine kadar gidecek bir süreci başlatacağı açık olduğunu; davacının, dava açma hakkını açıktan kötüye kullandığını beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/571 Esas sayılı 15/09/2022 Tarihli İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı, davalı şirketin 09/05/2022 tarihinde yapılan genel kurulda alınan yıllık faaliyet raporunun kabulüne ilişkin 2, bilanço kar ve zararlarının müzakeresine ilişkin 3, şirket karında kanun ve esas sözleşme gereği yapılması gereken miktarlar ayrıldıktan sonra kalan kısmının sermayeye eklenmesine ilişkin 4, şirket müdürünün ibrasına ilişkin 5, şirket müdürünün seçimine ilişkin 6 ve şirket müdürüne ödenecek huzur hakkının belirlenmesine ilişkin 7 . maddelerinin iptalini ve dava devam ederken yürütülmesinin durdurulmasını talep ettiği, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca şirket müdürünün yazılı görüşü alındıktan sonra tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, şirket genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması için ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Davacının, davalı şirketteki hissesinin iptali istenen genel kurul toplantı tutanağında da belirtildiği üzere 2.515.300 TL olduğu ve toplam sermaye içerisinde yaklaşık %12,5 oranına tekabül ettiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketin türü ise limited şirkettir.
Davacı, dava konusu genel kurul kararlarına oylama sırasında olumsuz oy kullanarak muhalefet gerekçelerini tutanağa yazdırmışlardır.
6102 sayılı TTK’nın 622. maddesinde, “Bu Kanunun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır.” hükmü, 617-(3) maddesinde ise; “Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. Her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389-(2) maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.

Aynı Kanun’un 390-(3) maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmü bulunmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK’da bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Limited şirketlerde genel kurul kararı alınması için gerekli nisaplar 6102 sayılı TTK’nın 620. ve 621. maddesinde belirlenmiştir. Bu hükümlere göre; kanun ve şirket sözleşmesinde aksine hüküm yoksa olağan karar alma nisabı toplantıda temsil edilen payların salt çoğunluğudur (m. 620). Önemli kararlar için gerekli oy nisapları ise karar türlerine göre farklı farklı düzenlenmiştir (m.621).
Diğer yandan yine limited şirketlerde de uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 420. maddesine göre; “Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır”.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için kanunun ön gördüğü yaklaşık ispat koşulu karar nisapları ile birlikte değerlendirildiğinde, bir genel kurul kararının kanun ve şirket sözleşmesinde belirlenen oy nisaplarına aykırı bir şekilde alınmış olmasının yaklaşık ispat koşulunu yerine getirdiği söylenebilir. Oy nisaplarına uygun alınan kararlar yönünden ise yaklaşık ispat koşulu ile kararların yürütmesinin geri bırakılmasındaki hukuki yararın her karar için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Tüm bu açıklamalara ve yasal hükümlere göre; genel kurulda alınan kararlardan, birbiri ile bütünlük arz eden ve birbirini etkileyen kararların birlikte, diğer kararların değerlendirmesinin ayrı ayrı yapılması gerekmiştir.
Buna göre;
Finansal tablolara ilişkin 2 ve 3 nolu karar ile buna bağlı 4, 5 ve 7 nolu kararlar yönünden ihtiyati tedbir talebinin birlikte değerlendirilmesi gerekmiştir.
Toplantının başında 1/10’dan fazla azlık hissesine sahip davacı vekilinin 6102 sayılı TTK’nın 420. maddesi uyarınca finansal tablolar ile buna bağlı konuların görüşülmesinin ertelenmesini istediği, bu talebin oy çokluğuyla reddedilerek genel kurulun yapıldığı anlaşılmaktır. Oysa anılan hüküm (m.420) emredici nitelikte olup 1/10 oranındaki azlık pay sahibinin talebi halinde finansal tablolara ilişkin 2 ve 3 nolu gündem maddesi ile buna bağlı 4, 5 ve 7 nolu gündem maddelerinin görüşülmesinin 1 ay ertelenmesi gerekirken azlığın talebi reddedilerek gündem maddelerin görüşülmesi nedeniyle bu maddelerde alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılması (m.449) için gerekli yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu anlaşılmakla tedbir talebinin kabulü gerektiğinden ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması gerekmiştir.
Şirket müdürünün seçimine ilişkin 6 nolu karar yönünden yapılan değerlendirmede, şirketin organsız kalmaması için bu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına yönelik yaklaşık ispat şartının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Karar başlığında; davacının T.C. Kimlik numarasının yazılmaması ile davacı vekillerinin adreslerinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)İhtiyati tedbir talep eden/davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KISMEN KABULÜNE;
2-)Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/571 Esas sayılı 15/09/2022 Tarihli İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararının KALDIRILMASINA, HMK.’nun 353. maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davacı vekilinin İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KISMEN KABULÜ İLE; davalı Megalit İnşaat ve Tarım Ürünleri Yapı Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin 09/05/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4, 5 ve 7 nolu kararlarının 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca dava sonuna kadar tedbiren YÜRÜTÜLMESİNİN GERİ BIRAKILMASINA,
b)Davacının, davalı Megalit İnşaat ve Tarım Ürünleri Yapı Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin 09/05/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 no’lu kararının tedbiren yürürlüğünün geri bırakılması talebinin ise şartları oluşmadığından REDDİNE,
c)Alınması gereken harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
ç)İhtiyati tedbir kararlarının infazı ve uygulanmasına yönelik işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
e-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*