Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2500 E. 2022/2147 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2500
KARAR NO : 2022/2147

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2022/252 D.İş – 2022/254 Karar

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN : … (T.C. No: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
İHTİYATİ HACZE
İTİRAZ EDEN/
KARŞI TARAF : … (T.C. No: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
TALEP KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
TALEP TARİHİ : 07/10/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; bahse konu senedin 90.000,00-TL tutarındaki kısmının vadesinde ödenmediğini, 28/09/2022 tarihinde Sakarya 4. İcra Müdürlüğünün 2022/12037 Esas sayılı dosyası ile 90.000,00-TL asıl alacağa yönelik kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun mal kaçırma ihtimali bulunduğundan borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkeme 28/09/2022 tarihli kararı ile ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
Karşı taraf vekili ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için şartların gerçekleşmediğini, talep eden tarafın ihtiyati haczi gerektirecek herhangi bir delili dosyaya sunmadığını, icra takibi yetkili olmayan icra müdürlüğünde başlatıldığını, icra takibine konu senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile Geyve Asliye Hukuk Mahkemelerinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) yetkili sayılmasını, diğer itirazlarının kabulünü, kanuna aykırı verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 24/10/2022 TARİHLİ EK KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… karşı taraf itiraz eden vekilinin mahkememizin 28/09/2022 Tarih 2022/252 Değişik İş 2022/254 Karar sayılı ihtiyati haciz kararına karşı yapmış olduğu itirazın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, karşı taraf ve katılma yoluyla talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya konu ihtiyati haciz kararı haksız ve hukuka aykırı ve somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için sebep ve gerekçe bulunmadığını, somut olayda İcra İflas Kanunu ihtiyati haciz kararı verilebilecek olan şartların hiçbiri gerçekleşmediğini, huzurdaki davaya konu icra takibi yetkili olmayan icra müdürlüğünde başlatıldığını, davaya konu icra takibine dayanak yapılan senet kambiyo vasfını haiz bulunmadığını, Kanunda aranan şartlar gerçekleşmeden verilmiş olan ihtiyati haciz kararı geri dönülemez ve tamiri mümkün olmayan zararlar doğurmakta olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İhtiyati haciz talep eden vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; karşı taraf-borçlu ihtiyati haciz kararı alındıktan 5 gün sonra maliki olduğu taşınmazı üçüncü kişiye satış yoluyla devir ettiğini, ihtiyati tedbir verilmesi için gerekli şartların oluştuğunu, huzurdaki davaya konu icra takibi yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığını, davaya konu icra takibine dayanak yapılan senet kambiyo vasfını haiz bulunduğunu, karşı tarafın itirazları geçerli mahiyette olmayıp verilen ihtiyati haciz kararı yerinde olduğunu beyan ederek, istinaf başvurusunun reddi ile verilen ihtiyati haciz kararının devamına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 24/10/2022 tarih, 2022/252 D.İş – 2022/254 Karar sayılı ek kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince itirazın reddine karar verilmiş karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; ihtiyati haciz talep eden tarafından, karşı taraf kendisine verilen senedin 90.000,00-TL tutarındaki kısmının vadesinde ödenmediği, 28/09/2022 tarihinde Sakarya 4. İcra Müdürlüğünün 2022/12037 Esas sayılı dosyası ile 90.000,00-TL asıl alacağa yönelik kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibi başlatıldığı belirtilerek; borçlunun mal kaçırma ihtimali bulunduğundan, borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince talebin kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı taraf tarafından itiraz edildiği, itirazın reddine karar verildiği, verilen karara karşı karşı taraf vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İİK’nın 257-(1) maddesi “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
İİK’nın 257-(2) maddesi “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK’nın 258-(1) maddesi” …Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmü düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için durumun gerektirdiği hallerde karşı taraf dinlenmeden (İİK m.258) ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görülerek de verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şartı olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak; kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde; tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda; bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte; “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Bu bağlamda; ihtiyati haciz kararı verebilmek için rehin ile temin edilmemiş ve muaccel bir alacağın yaklaşık olarak ispat edilmesi yeterli olup, İİK’nın 265. maddesine göre, ihtiyati haciz kararına karşı ancak mahkemenin yetkisine, teminat miktarına ve ihtiyati haczin sebebine itiraz edebileceği, mahkemece itirazın duruşmalı incelendiği, borçlunun itiraz nedeni olarak ileri sürdüğü itirazların İİK’nın 265. maddesinde sayılan itirazlardan olmadığı, bu gibi itirazların ancak bir menfi tespit davasında ileri sürülebileceği, aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ödemeye ilişkin bu aşamada bir delil sunmaması karşısında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğinden teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu sebeplerle itiraz edenin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Öte yandan; ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinafa cevap dilekçesini katılma yoluyla istinaf başvurusu olarak sunduğu ve istinaf harçlarını yatırdığı ancak beyan ve dilekçe içeriğinde istinafa dair herhangi bir talep olmadığı, cevap niteliğinde olduğu, haciz talep edenin taleplerinin ilk derece mahkemesince karşılandığı, katılma yoluyla istinafında hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati hacze itiraz eden/karşı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz talep edenin katılma yoluyla istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; ihtiyati hacze itiraz eden/karşı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,
4-Talep eden yönünden; istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince haciz talep edene iadesine,
5-İtiraz eden yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-İstinaf eden/itiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
10-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*