Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2467 E. 2022/2299 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2467
KARAR NO : 2022/2299

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2022
NUMARASI : 2017/799 Esas – 2022/292 Karar

DAVACI : … (T.C. NO: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : İFLAS NEDENİYLE TASFİYE HALİNDE ARK OTOMOTİV KUMANDA TELLERİ SAN VE TİCARET A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : İflas (İflasın Açılması)
DAVA TARİHİ : 11/08/2017
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 09/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı Ark Otomotiv Kumanda Telleri San. ve Tic. A.Ş. hakkında Kocaeli 3. İş Mahkemesi’nin 26/12/2013 tarih 2013/69 Esas 2013/539 karar sayılı dosyasıyla ilamına dayanak Kocaeli 7. İcra Müdürlüğü 2014/744 ESas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini ve borçluya 30/01/2014 tarihinde icra emri gönderildiğini, gönderilen icra emrine rağmen borçlunun bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 177/4 hükmü gereği borçlunun iflasına karar verilmesi için başvurma zorunluluğunun doğduğunu belirterek davacının ilamdan kaynaklanan alacağının karşılıksız kalmaması için borçlunun iflasına karar verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sermeyesinin belirli paylara bölündüğü ve borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan bir anonim şirket olduğunu, davalı adına kayıtlı taşınmaz ve araçların borcu karışamaya yetecek değere sahip olmadığını, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/90 Esas sayılı dava dosyası ile müvekkiline ait … bulunan taşınmazın üzerinde ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan taşınmazın satışının yapılamadığı ve borçların ödenemediğini, davacı tarafça Kocaeli 7. İcra Müdürlüğü’nün 2014/744 Esas sayılı icra dosyası ile davalı şirket adına kayıtlı taşınmaz ve araçlara haciz şerhi işlendiğini ancak taşınmazın satışa çıkartılamadığını, davacının davalı şirkete ait taşınmazı icra yolu ile satışa çıkartarak alacağını tahsil etme imkanı olduğunu, anonim şirketler hakkında doğrudan iflasına karar verilebilmesi için TTK’nın 324. maddesinde belirtildiği gibi şirketin aktiflerinin şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetip yetmediği, İİK’nın 179. maddesine göre şirketin borçlarının mevcut alacaklarından fazla olduğunun tespitinin gerektiğini, bu hususun tespiti ise ancak TTK’nın 324-(2) maddesi gereği aktiflerin satış değeri üzerinden düzenlenecek olan ve şirketin gerçek malvarlığı hakkında bilgi vermeyi amaçlayan bir malvarlığı tespiti bilançosu ile mümkün olduğunu, iflas şartlarının oluşmadığını, iflas avansını peşin olarak yatırılması gerektiğini, iflas avansının yatırılmamış olmasının dava şartı eksikliği olduğu dikkate alınarak bu konuda eksik olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek haksız davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tam olarak değerlendirilmediği ve bu sebeple taraflarına yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin yüklendiğini; her ne kadar davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden bahisle davacı lehine vekalet ücretine hükmolunmuşsa da, tam aksine davacı tarafın kusuruyla derdest olmuş olan bu dosyalarda iflas idaresi kendisini avukat ile temsil ettirmek zorunda kaldığını; iş bu sebeplerle haksız açılan ve konusuz kalan bu dosyalarda yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılarak taraflarına avukat vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2022 Tarih – 2017/799 Esas – 2022/292 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; iflas istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; ilk derece mahkemesince şirket hakkında aynı mahkemenin 2019/116 esas sayılı dosyasında verilen iflas kararının kesinleştiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, eldeki davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücretinin kime yükletilmesi gerektiği noktasındadır.
6100 sayılı HMK’nın 331. maddesine göre; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.”
Eldeki uyuşmazlıkta; davalı şirket hakkında iflas kararı verilen Kocaeli 2. ATM’nin 2019/116 esas sayılı dava dosyasının 26/07/2017 tarihinde açıldığı, eldeki davanın 11/08/2017 tarihinde açıldığı, her iki davanın davacılarının farklı olduğu, eldeki davanın açıldığı tarihte şirket hakkında verilmiş bir iflas kararı bulunmadığı ve davalınında ilama dayalı borcunu ödediğini savunmadığı görülmektedir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davalı hakkında birden çok doğrudan doğruya iflas davası açılmasının yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de, belirtildiği üzere farklı davacıların ilama dayalı alacaklarının ödenmediği, davaların bu nedenle açıldığı ve ilk açılan davanın diğer davalarda bekletici mesele yapıldığı, davanın açıldığı tarihte davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu ve borcun ödendiği savunulmadığına göre davacının davanın açıldığı tarihte haklı olduğu anlaşılmakla, istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren (10) gün içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.
29/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*