Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/245 E. 2023/70 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/245
KARAR NO :2023/70

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :07/09/2021
NUMARASI :2021/240 Esas – 2021/451
Karar

DAVACI :TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR :1- … (T.C. NO: …) – …
:2- … – …
VEKİLİ :Av. … – …

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :20/12/2018

KARAR TARİHİ :24/01/2023
KR. YAZIM TARİHİ :31/01/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı Karan Yapı Proje ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmesini, davalı …’ün müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalandığını, borçluların taahhütlerini yerine getirmemiş olmalarından dolayı davacı banka şubesi tarafından hesapların kat edildiğini, Kocaeli 3. Noterliğinin 17/08/2018 tarih ve 10569 yevmiye numaralı ihtarname ile borçlulara bildirildiğini, bunun üzerine davalı borçlular aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/53742 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Kredi sözleşmesini imzalayan davalı borçluların icra takibine itiraz ettiklerini, davalı borçlular tarafından yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın kabulü ile Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/53742 E. sayılı dosyasında başlatılan takibin 165.000,00-TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ve bu temerrüt faiz oranı üzerinden devamını, borçlular tarafından yapılan itirazın iptalini ve aleyhine itiraz edilen alacağın % 20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılar ile davacı banka arasında bir Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı iddiasıyla sözleşme hükümlerine göre alacak talebinde bulunulduğunu, TBK’nın 19 vd. maddelere göre imzalanmış geçerli bir sözleşmenin mevcut olmadığını, davalıların kredi talebi, kredi kullandırım şartları, faiz ve kredinin geri ödeme koşulları yönünden bilgi sahibi olmadığını, TBK’nın 21. madde kapsamında bilgilendirme yapılmadığını, sözleşme içeriğini öğrenme imkanı verilmediğini, bir bilgilendirme yapıldı ise bunun davacı Bankaca ibrazı gerektiğini, ancak dosyada bu yönde bir belgenin mevcut olmadığını, Bankacılık Kanunun 76. maddesinde onaylı kredi sözleşmenin bir örneğinin müşteriye teslim mecburiyeti gerektirdiğini, Davacı Banka tarafından hukuken geçerli bir sözleşmenin mevcudiyeti varmış gibi sözleşme hükümlerine göre alacak iddiasında bulunduğunu, bankaca belirlenen faiz oranının fahiş olduğu mutabık kılınan faiz oran olmadığı bu faiz oranına istinaden bankanın faiz talep edemeyeceğini, davacı tarafça tek taraflı fesih talebinde bulunulduğunu, davacı banka tarafından Genel Kredi Sözleşmesinin bir örneğinin ibraz edilmediğini, ayrıca kefaletin geçerli olabilmesi için sözleşmenin yazılı olması, kefalet limitinin azami miktarının sözleşmede belirtilmesi, sözleşme tarihinin sözleşmede yazılı olması gerektiğini, belirtilen tüm bu hususların kefilin kendi el yazısıyla yazılı olması ve imzalanması gerekmekte olduğunu, geçerli bir kefaletin tespiti için eş rızası TBK’nın 193 maddeye göre zorunlu olduğunu, bu nedenlerle Davacı Banka tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak açılmış iş bu itirazın iptali davasının reddini ve haksız olarak takip açılması nedeniyle %20 icra İnkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kısmen kabulü ile; Kocaeli 8. İcra Müd. 2018/53742 Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile 163.302,52-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren uygulanacak %74 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi üzerinden devamına, 163.302,52-TL’nin %20 si oranında hesap edilecek icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne kararı verilmesi ile söz konusu karar neticesinde banka aleyhine hükmedilen 1.697,48 TL karşı vekalet ücretin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, istinaf inceleme neticesinde kısmen kabul kararının kaldırılması ve davanın 165.000,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekmediğini, dosyada mübrez 20.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davalıların sorumlu olduğu tutar taleplerinden daha yüksek bir tutar olarak belirtildiği halde mahkemece kısmen kabul verilmesinin hatalı olduğunu, Bilirkişi Sn. Murat Kavaf’ın raporunda banka alacağını takip tarihi ve dava tarihi itibariyle ayrı ayrı hesaplamış olup; ilgili tutarların tamamı harca esas değer olarak belirtmiş oldukları 165.000,00 TL’den daha yüksek olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından kısmen kabul kararı verilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçeleri ile dosyadaki sair beyanlarının da harca esas değerin asıl alacak faiz olarak detaylandırılmadığı bu haliyle ise yerel mahkeme tarafından asıl alacak faiz hesabı yapılarak kısmen kabul kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalarının tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemede davalı Karan Yapı Proje İnş. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden iddianın genişletilmesine muvafakatı olmadığı hususunun dikkate alınmamış olduğunu ve davalı yönünden itirazın iptaline karar verilmiş olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, yerel mahkemece bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirmeye bile almamış olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin genel işlem şartları yönünden geçersizliğinin incelenmemiş olduğunu ve hukuken geçerli bir sözleşmenin mevcut olmadığından sözleşmedeki hükümlerinde dikkate alınamayacağını, ancak yerel mahkemece bu ayrıntının bile dikkate almamış olduğunu, dönem sonu cari hesap ekstrelerinin süresinde gönderilmemesi ve kesinleşen bir borç ve temerrüt olmadığının tespit edilememesinin yerinde olmadığını, kefil aleyhine takip açılması için bk. 586 madde şartları yönünden inceleme sözkonusu olmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin ilk kararına karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde kararın, bölge adliye mahkemesi tarafından gerekçeli ve denetlenebilir bir kararın bulunmaması sebebiyle kaldırılmış olup; verilen kararın esasa ilişkin olarak ayrıca incelenmesi ve kaldırılmasının mümkün olmadığını, yanı sıra bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 20.08.2019 tarihli bilirkişi raporunun hükme elverişli olmadığını, ayrıca karşı tarafın kefaletin geçersizliği, genel işlem koşulları gibi iddialarının tamamı mahkeme tarafından yapılacak değerlendirme sonucu karara bağlanacak hususlar olduğunu, 17.12.2018 tarihli dava dilekçeleri ve 28.01.2019 tarihli cevaba cevap dilekçelerinin incelendiğinde davalılar kısmında hem firmanın hem de kefil …’ün davalı olarak gösterildiği ve sonuç-istem kısmında her iki davalı yönünden itirazın iptalinin istendiği açık bir şekilde görüleceğini, takibe konu kredi sözleşmesi incelendiğinde davalıların kendi el yazıları ile sözleşme hükümlerine ve içeriğine ilişkin olarak banka yetkilileri tarafından bilgilendirildiklerini ve sözleşmenin bir örneğini teslim aldıklarının görüleceğini, karşı taraf vekillerinin iddia ettiğinin aksine takibe konu borcun Kocaeli 3. Noterliği’nin 17.08.2018 tarih ve 10569 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 27.08.2018 tarihinde daimi çalışan sıfatıyla . imzasına tebliğ edildiği ve fakat davalıların hesap kat ihtarına ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığının görüleceğini, davalı …’ün sözleşmeden kaynaklı kefalet sorumluluğu müteselsil kefalet olduğunu, müteselsil kefalet ise alacaklının doğrudan doğruya asıl borçluya başvurmaksızın kefil aleyhine takibe geçebilmesi anlamını taşımakta olduğunu, söz konusu kefalet ise geçerli bir kefaletin tüm şartlarını taşımakta olduğunu belirterek; davalıların haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2021 tarih, 2021/240 Esas – 2021/451 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince verilen davanın kısmen kabulü ile; Kocaeli 8. İcra Müd. 2018/53742 esas sayılı dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile 163.302,52-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren uygulanacak %74 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi üzerinden devamına, 163.302,52-TL nin %20 si oranında hesap edilecek icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine dair 2018/731 Esas, 2019/677 Karar sayılı karar Dairemizin 2020/997 Esas, 2021/614 Karar sayılı ilamı ile, kararda tarafların iddia ve savunmalarından hangisine, ne sebeple üstünlük tanındığı ve özellikle kabulün gerekçesinin ne olduğu yazılmadığı ayrıca, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi 6098 sayılı TBK yürürlük tarihinden sonra 09.06.2017 tarihinde imzalanmış olup, anılan Kanun hükümlerine tabidir. Yukarıda da açıklandığı üzere, TBK’nın 20-25. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Ancak mahkemece taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi başlıklı sözleşme içeriği genel işlem şartları yönünden her hangi bir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın ve gerekçeye yer verilmeksizin, davalı itirazlarının neden ve hangi gerekçelerle reddedildiği belirtilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle kaldırılmıştır.
İlk derece mahkemesince Kaldırma İlamından sonra yapılan yargılama sonrasında;
“….Taraf iddia ve savunmaları, icra dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporu ile TBK genel işlem koşullarına ilişkin maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, davanın taraflarının tacir olduğu, davalıların tüzel kişi tacir olan Karan Yapı Proje İnş. Ltd. Şti. ile müteselsil kefil olması nedeniyle şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan … olduğu, genel kredi sözleşmesinde 200.000,00-TL olarak belirlenen limitin müşterinin el yazısı ile sözleşmeye yazıldığı, tarafların şirket kaşeleri üzerine yetkili imzasının, şirket ortağı …’ün el yazısı ile 200.000,00- TL müşterek borçlu müteselsil kefil kefalet imzasının, şube yetkililerince sözleşme içeriği hakkında bilgi verildiği ve sözleşmenin bir nüshasını boş olarak teslim aldığı hakkında beyanda bulunduğu, davalı kefilin şirket yetkilisi ve ortağı olması nedeniyle kefilin eş rıza beyanının alınmasının gerekmediği, davalıların tacir olduğu ve TTK’nın 18/2 maddesi uyarınca basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğu taraflar arasında sözleşme serbestisi çerçevesinde kredi ilişkisi kurulduğu, davalılara hesabın kat edildiğine dair kat ihtarnamesinin tebliğ edildiği, davalıların kat ihtarnamesine itiraz etmedikleri anlaşılmış, bu nedenle sözleşmenin ve kefaletin geçersiz olduğu savunmasına itibar edilmemiş, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmuştur. ..”şeklindeki gerekçeyle, davanın kısmen kabulü ile; Kocaeli 8. İcra Müd. 2018/53742 Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile 163.302,52-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren uygulanacak %74 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi üzerinden devamına, 163.302,52-TL’nin %20’si oranında hesap edilecek icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, karara karlı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede,
6100 sayılı HMK’nın 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca; Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2021 yılı için HMK’nın 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL olmuştur.
Mahkemece; reddine karar verilen ve istinaf incelemesine konu edilen alacak miktarı 1.697,48-TL olup karar tarihi itibarı ile HMK’nın 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altındadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen karar davacı yönünden kesin nitelikte olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde,
Dosya kapsamına göre, davacı banka tarafından davalılar aleyhine Kocaeli 8. İcra Müd. 2018/53742 Esas sayılı dosyası ile asıl alacak 163.302,52 TL, İşlemiş faiz (% 74 ) 11.077,35-TL, gider vergisi 553,86-TL, + Masraf 241,97-TL, olmak üzere, toplam 175.175,70-TL hesaplanan alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davalı şirketin kredinin asıl borçlusu, diğer davalının ise müteselsil kefil olduğu anlaşılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında; davalı …’ün T.C. kimlik numarasının yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesince bankacı bilirkişiden alınan rapor ile davacı banka asıl alacağının 163.302,52-TL olduğunun belirlendiği, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, davalı gerçek kişinin kefaletinin geçerli olduğu anlaşıldığından, davalı tarafın istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
Davacı yönünden;
-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının mahkemesince istinaf edene iadesine,
Davalı yönünden
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 11.155,26 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 2.788,81 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.366,45 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptıkları masrafların, istinaf edenlerin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/01/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*