Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/244 E. 2023/66 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/244
KARAR NO :2023/66

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :02/11/2021
NUMARASI :2019/386 2021/621

DAVACI : …- …
VEKİLİ :Av. …- …
DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :23/08/2019

KARAR TARİHİ :24/01/2023
KR. YAZIM TARİHİ :31/01/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirketin Bolu şubesine gönderilmek üzere imalatı yapılıp teslim edilen 10 adet 58×200 sunta kaplı profil sedir ve 2 adet 58×250 sunta lam kaplı profil sedir için 02/02/2019 tarih seri A Sıra No:328899 nolu ve 11.446,00-TL bedelli faturanın kesildiğini, davalıya gönderildiğini, malların teslimine rağmen davalı şirketin fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/55183 Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, Arabuluculuğa başvurulduğunu ancak, bir anlaşmanın sağlanamadığını, takibin devamını, icra takibine yapılan itirazın iptalini, davalı borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yıllık %9 yasal faizi ile ödemesini, davalının takip konusu alacağın %20 sinde az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı şirket arasında ticari bir ilişkinin olduğunu, tarafların birbirlerinden borç ve alacağının bulunmadığını, taraflar arasında ticari ilişki sona erdikten sonra davacı tarafça takibe dayanak olan faturanın düzenlendiğini ve icra takibi yapıldığını, 02/02/2019 tarihli faturada yazılı malların müvekkili şirkete teslim edilmesi yönünde taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığını, icra takibine dayanak yapılan faturalarda yazılı malların davalı şirkete teslim edilmediğini, davacı tarafta faturaya konu malların davalı şirkete teslimine ilişkin bir belgenin bulunmadığını, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, tarafların ticari defterleri incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağını, davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/55183 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 11.446,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 11.446,00-TL’nin %20 si oranında hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın ilk celse belirtilen defter inceleme günü olan 07.01.2020 tarihinde defterlerini ibraz etmemiş olduğunu, dosyada bulunan bilirkişi …’e ait 09.01.2020 tarihli 3 sayfalık bilirkişi raporunun 2. sayfasında açıkça davacı tarafın sadece cari hesap dökümünü ibraz ettiğinin yazılı olduğunu, bilirkişi raporunun da davacı tarafın cari hesap dökümü baz alınarak hatalı şekilde alınmış olduğunu, defterlerini süresinde ve tam olarak ibraz etmeyen davacını davasının kabul edilmesinin, açık kanun hükümlerine aykırı olduğunu, TTK’nın aradığı envanter defterini tutma zorunluluğunun ortadan kalkmış olduğunu, ticari şirketlerin envanter defterinin olup olmamasının önemli olmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça dosyaya ibraz edilen istinaf dilekçesi 06.12.2021 tarihli olduğunu, davalı tarafça gerekçeli kararın tebliğ edilmeden istinaf dilekçesi verilmiş olduğunu, davalı tarafın dilekçesinin kanun yoluna başvuru süresinin başlamadan verilmiş olduğunu, tüm sürelere ilişkin hususların dosyaya UYAP üzerinden 29.12.2021 tarihli “talep evrakı” olarak gönderilen kesinleştirme taleplerinin belirtilmiş ancak yerel mahkemece dilekçelerinin göz ardı edilmiş olduğunu ve dosyaya kaydının yapılmamış olduğunu, dosyanın kesinleştirilmesi gerekirken dosyanın istinaf mahkemesine gönderilmiş olduğunu, usul itirazlarının yerinde görülmemesi ve dosyanın esasına geçilmesi halinde yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğundan ve davalı tarafın istinaf sebeplerinin yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2021 tarih, 2019/386 Esas – 2021/621 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda;”….Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ticari ilişkiden kaynaklanan alacağını tahsil etmek amacıyla davalı aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/55183 Esas sayılı icra dosyası ile 09/04/2019 tarihinde toplam 11.609,69-TL alacak için icra takibi başlattığı, davalı borçlu vekilinin 17/04/2019 tarihli dilekçesi ile borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği, eldeki davanın itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın takip dayanağı fatura konu malların davalı tarafa teslim edilip edilmediği, davalının itirazında haklı olup olmadığı, davacının talep edebileceği asıl alacak ve işlemiş faiz miktarının tespiti hususunda olduğu tespit edilmiş, Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişi aracılığı ile tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişiden rapor alınmış, irsaliye belgesinde imzası bulunan …’un SGK kaydı celbedilmiş, …’un irsaliye belgesindeki imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda beyanı alınmış, imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.
Faturaya konu malların davalının teslim tarihi itibariyle SGK’lı çalışanı tarafından teslim alındığı dikkate alınarak davacının faturaya konu malları davalı tarafa teslim etiği, davacının takip miktarınca alacaklı olduğu ancak davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosya kapsamında belge bulunmadığı anlaşılarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunmuştur…” şeklindeki gerekçeyle, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/55183 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 11.446,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 11.446,00-TL’nin %20’si oranında hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bilindiği üzere,satış sözleşmesi Türk Borçlar Kanununun 207 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan hükümlere göre satım, satıcının satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Satım sözleşmesinin geçerli olabilmesi için icap ve kabul iradelerinin birleşmesi gerekli ve yeterlidir. Sözleşmenin yazılı yapılması geçerlilik için şart değildir. Yazılı yapılması ispat bakımından önem taşımaktadır. Buna göre, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ve aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Karşılıklı edimlerin ifasında, satıcı malı teslim ettiğini önce kanıtlamalıdır. Bu ispatlandığında bedelin alıcı tarafından alıcı tarafından ödendiği ispatlanmalıdır. 6100 sayılı HMK’nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Yine aynı Yasa’nın 200/1 maddesi gereğince eldeki davanın değer ve miktar itibariyle yazılı belgeyle ispat edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı taraf icra takibine dayanak olarak yukarıda tarih ve numaraları belirtilen irsaliyeli faturaları göstermiştir.
Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (4721 sayılı TMK’nın m. 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (6100 sayılı HMK’nın m. 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat yükü kendisinde olmayan diğer taraf da ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (6100 sayılı HMK’nın m. 191). Eldeki davada ispat yükü cari hesaba konu faturalardaki ürünlerin davalıya teslim edildiğini iddia eden davacı üzerindedir.
Mahkemece tarafların defterleri üzerinden mali müşavir vasıtası ile inceleme yaptırılarak aldırtılan raporda davaya konu faturaların usulüne uygun bir şekilde davacı taraf defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve davacı tarafın 11.446,00-TL alacaklı göründüğü, dava ve takip dayanağı açık satış faturalarının, BA/BS formları ile ilgili Vergi Dairesine beyan edildiği, davalı firmanın, BA/BS formlarında aynı faturaya ilişkin bildirimde bulunulmadığı belirlenmiştir.
Tek başına davacı defterlerindeki faturaların kayıtlı bulunması, ticari satıma konu malın teslim edildiği olgusunun ispata yeterli değildir. Malın teslimi hususunun davalı tarafın imzasını taşıyan faturalar, teslim belgeleri, imza taşıyan irsaliye belgeleri, davalı kayıtları ya da vergi dairesine sunulan belgeler ile örtüşecek şekilde ayrıca ispatlanması gerekmekte olup,irsaliyeli faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin, irsaliye belgesinde imzası bulunan davalı SGK’lı çalışanı …’un, irsaliye belgesindeki imzanın kendisine ait olduğu yönündeki beyanı ile sabit olduğunun anlaşılmasına göre,ispat yükü üzerinde bulunan davacının cari hesaba konu faturalardaki ürünlerin davalıya teslim olgusunu ve davalının takibe konu fatura nedeniyle borçlu olduğunu ispat ettiğinin, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığının, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediğinin, açık satış faturasına dayalı alacağın likit nitelikte olduğunun, davalının takibe itirazının haksız çıkması nedeniyle İİK’nın 67 maddesi uyarınca inkar tazminatı koşullarının oluştuğunun anlaşılmasına göre, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 781,87 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 195,47 TL’nin mahsubu ile bakiye 586,40 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/01/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*