Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/240 E. 2022/401 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/240
KARAR NO : 2022/401

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :11/02/2021
NUMARASI :2021/86 Esas – 2021/97 Karar

DAVACI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVANIN KONUSU :Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ :20/10/2020

KARAR TARİHİ :21/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ :18/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından 101711705-272 nolu Nakliyat Emtea Blok Sigorta Poliçesi ile sigortalı Yıldız Cam San. ve Tic. A.Ş. tarafından Belçika da yerleşik AGC Glass Europe Sales NV/SA adlı firmadan 07/02/2020 tarihinde satın alınan 40 paket emtea 5 adet 20’lik open konteyner içerisinde 14/02/2020 tarihinde Belçika’dan deniz taşımasını yapan davalı Sealand Europe A/2’ye izafeten …. tarafın Maersk Kobe adlı gemi ile deniz taşıması yapıldığını, davalı Yılport Konteyner Terminali ve Liman İşletmeleri A.Ş.’nin Yılport Limanına tahliye edilerek limandan da davalı Enfa Ağır Nakliyat İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından tırlarla sigortalının Kartepe/Kocaeli fabrika deposuna 05/03/2020 tarihinde taşınmasının yapılması sırasında konteynerlerin tahliyesi esnasında SUDU283656/0 nolu konteynerlerdeki cam emteanın hasarlandığının tespit edildiğini, işbu nakliye sonunda davalı tarafların %100 kusuru ve sorumluluğu ile emteanın hasara uğradığını, yapılan inceleler ve eksper raporuna göre müvekkil sigorta şirketinde açılan 101711705 0272 hasar nolu dosya açılara işbu dosya üzerinden sigortalıya 01/04/2020 tarihinde 50.502,60-TL hasar ödemesinin yapıldığını, taraflar ile arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığını ancak bir anlaşmanın sağlanamadığını, davalarının kabulü ile, 50.502,60-TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 01/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankasının avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ikame edilen davanın merkezi Kopenhag – Danimarka’da bulunan ve taşımanın sadece denizyolu bacağını üstlenip ifa etmiş olan Sealand Europe A/S firmasının (eski ünvanı Seago Line A/S) 300360176 numaralı konişmentosu tahtında Belçika’nın Antwerp Limanından Gebze Yılport Limanında taşınan ve buradan da karayoluyla Kocaeli’nde bulunan sigortalı tesislerine kamyonlarla taşınan toplam 5 adet Open Top (Üstü Açık) konteyner muhteviyatı yükten sadece SUDU2836560 numaralı 1 adet konteyner içindeki bir kısım emteanın hasarlanması sebebiyle açılan alacak davası olduğunu, Belçika’nın Antwerp Limanına yapılan dava konusu denizyolu taşıması merkezi Kopenhag – Danimarka da bulunan Sealand Europe A/S’in 300360176 numaralı konişmentosu tahtında gerçekleştiğini, 300360176 numaralı konişmentoya göre sigortalı yan yük alıcısı ”Gönderilen” konumunda olduğunu, limandan limana deniz yolu taşımasını üstlenen ve bu deniz yolu taşıması için konişmentoyu düzenleyen Sealand Europe A/S firması da sigortalıya karşı deniz yolu taşıması bacağı için ”Taşıyan” sıfatına haiz olduğunu, konişmento tahtında yapılan taşımalarda yükleme – taşıma – boşaltma – teslim ve sair ameyelerin nasıl ve ne şekilde yapacağının taşıma tahtında çıkacak uyuşmazlıklar halinde uygulanacak hukuk ve uyuşmazlığın görüleceği yetkili mahkeme (yetki anlaşması) için de konişmento hükümlerinin uygulanması gerektiğini, kırkambar taşıması olan konteyner taşımalarında esas tutulması gereken navlun sözleşmesi hükümlerinin olduğunu, kırkambar taşımalarında navlun sözleşmesi, konişmento arkasında yer alan taşıma şartlarının olduğunu ve konşimento arkasındaki bu şartların konişmentonun tarafları için bağlayıcı olduğunu, davaya konu uyuşmazlığında sigortalı yan konişmentoya göre ”Gönderilen” sıfatına haiz olduğunu, bu sıfat ile taşamaya konu konişmentoya taraf ve hamil olması nedeniyle dava konusu yükler sigortalı tarafından fiilen teslim alındığını, dava konusu taşımaya ilişkin konişmentonun ön ve arka yüzlerinde milletlerarası yetki anlaşması ve hukuk seçimi olduğunun ifade edildiğini, konişmento tahtındaki taşımalardan kaynaklanacak tüm uyuşmazlıklarda uygulanması gereken yasaların İngiliz Yasaları olduğunu ve yetkili mahkemelerin ise Londra’daki İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesi’nin olduğunun taraflarca kabul edildiğini, tüm mahkemelerin yetkisinin ortadan kalktığını bu nedenle davacının davasının yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davalı vekilinin milletler arası yetki itirazının kabulüne ve mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tahliye limanının Türkiye sınırları içinde olmasına karşın Yerel Mahkeme usul yasaya aykırı şekilde gemi taşımasını yapan davalı yönünden ayırma kararı vermesi, akabinde davalının milletler arası yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesi ile istinaf konusu yapılan kararda mahkemenin yetkisizliği sebebiyle davanın reddine karar vermesi ve ilk dosya olan Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/482 E sayılı dosyasında yargılamaya diğer davalılar yönünden devam ederek aldırılmış olduğu bilirkişi raporunda dar inceleme ve değerlendirme yapılarak diğer davalıların da kusurlarının ve sorumluluklarının olmadığına dair verilen bilirkişi raporu esas alınarak diğer davalılar yönünden de davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, eksik inceleme ile verilen Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerekmektedir. Ayırma kararı akabinde yeni esas verilerek kaydı yapılan istinaf konusu yapmış olduğumuz işbu dosya olan Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/86 E sayılı dosyasında verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, istinaf itirazlarımızın kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına ve işbu dosyanın ayırma kararı verilen Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/482 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve ehil bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden yeniden rapor aldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının sigortalısı konşimentoya cirosunu koyup bu konşimentoya hamil olduğundan, TTK m.1237/1 uyarınca konişmento hamili davacı ile taşıyan müvekkille arasındaki ilişkilerde konişmento esas tutulacağı, davacı konşimentoya cirosunu koyduğundan, konşimentodaki milletlerarası yetki şartı da dahil tüm kayıt ve şartlarla bağlı olduğu, dava konusu ihtilafta Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi bulunduğunu çünkü taşıyan müvekkil dava dışı Türkiye acentesinin düzenlediği bir konişmento bulunmadığını, hal böyle olunca, yabancılık unsuru taşıyan işbu davada 5718 s. MÖHUK m.47/1 uygulama alanı bulunacağından yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2021 Tarih – 2021/86 Esas – 2021/97 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; sigortacının poliçe kapsamında sigortalısına ödemiş olduğu tazminatın zarar sorumlularından 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca kanuni halefiyete dayalı rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davalı vekilinin milletler arası yetki itirazının kabulüne ve mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine şeklinde karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Kamu Düzeni Yönünden Yapılan İncelemeye Göre;
Dosyanın incelemesinde; davacı … tarafından 101711705-272 nolu Nakliyat Emtea Blok Sigorta Poliçesi ile sigortalanan ve Yıldız Cam San. ve Tic. A.Ş. tarafından Belçika’da yerleşik AGC Glass Europe Sales NV/SA adlı firmadan 07/02/2020 tarihinde satın alınan 40 paket emtea 5 adet 20’lik open konteyner içerisinde 14/02/2020 tarihinde Belçika’dan deniz taşıması yapan davalı Sealand Europe A/2’ye izafeten …. tarafından Maersk Kobe adlı gemi ile deniz taşıması yoluyla Yılport Konteyner Terminali ve Liman İşletmeleri A.Ş.’nin Yılport Limanına getirildiği, emteanın buradan tahliye edilerek Enfa Ağır Nakliyat İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından tırlarla sigortalının Kartepe/Kocaeli fabrika deposuna 05/03/2020 tarihinde taşınmasının yapıldığı, konteynerlerin tahliyesi esnasında SUDU283656/0 nolu konteynerlerdeki cam emteanın hasarlandığının tespit edildiği, işbu nakliye sonunda emteanın hasara uğradığı, yapılan inceleler ve eksper raporuna göre davacı … şirketinde açılan 101711705 0272 hasar nolu dosyanın açılarak işbu dosya üzerinden sigortalıya 01/04/2020 tarihinde 50.502,60-TL hasar ödemesinin yapıldığı, yapılan bu ödemenin kusurlu olan davalılardan alınması için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davada milletler arası yetki sözleşmesi olduğundun bahisle davanın usulden reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile resen mahkeme, ilk önce görevli olup, olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
“6762 sayılı Türk Ticaret Yasası’nın 4. maddesine eklenen fıkrada, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığı’nca, bu Yasa’nın dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere denizcilik ihtisas mahkemeleri kurulacağı, bu mahkemelerin yargı çevresinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirleneceği düzenlenmiştir. 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Yasası’nın 5/2. maddesi de bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4’üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebileceği hüküm altına alınmış olup 6762 sayılı Yasa’nın 4. maddesine eklenen fıkra ile aynı mahiyettedir. Bu durumda 6762 sayılı Yasa zamanında anılan yasal düzenleme doğrultusunda alınan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı geçerli olup bu tür davalara denizcilik ihtisas mahkemesi bulunmayan yerlerde ticaret mahkemesi varsa 1 numaralı ticaret mahkemesi, ticaret mahkemesi yok ise 1 numaralı asliye hukuk mahkemesi’nin denizcilik ihtisas mahkemesi olarak görevlendirildiği bu kararda belirlenmiştir. Denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatlı ticaret mahkemesi ile diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Denizcilik ihtisas mahkemesinin görev alanın tayininde davanın değeri önemli olmayıp, uyuşmazlığın deniz ticaretinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı esas alınır.” (YARGITAY 11.Hukuk Dairesi20.04.2015 tarih, 2015/ 326 Esas-2015 / 5496 Karar)
TTK. 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet; yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca; sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir.
Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31/03/1954 gün ve 1953/18 Esas 1954/11 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17/01/1972 tarih ve 1970/2 Esas 1972/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl, sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve TBK. 52. maddesine dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli ve E:37 K:9 sayılı kararına göre de; “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”
Somut olayda; davacının talebinin TTK’nın 5. kitabında düzenlenen deniz ticaretine ilişkin hükümlerden kaynaklandığı, ilk derece mahkemesince de bu hükümler kapsamında değerlendirme yapıldığı, bu nedenle huzurdaki talep bakımından görevli mahkemenin Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğu açıktır. Yukarıda anılan Yargıtay içtihadı da göz önüne alınarak Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla karar verilmesi gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesi olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan kamu düzenine ilişkin nedenle kaldırılması gerektiği değerlendirilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 11/02/2021 tarih, 2021/86 Esas ve 2021/97 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacının diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 21/02/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*