Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2366 E. 2022/2167 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2366
KARAR NO : 2022/2167

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2022 Tarihli İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararı
NUMARASI : 2022/255 Esas

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/DAVACI : … (T.C. NO:…) – …
VEKİLİ : Av. … – …
KARŞI TARAF/
DAVALILAR : 1- … (T.C. NO: …) – …
2- … – …

DAVA TÜRÜ : Şirket Ortaklığından Çıkma
TALEP : İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ : 09/05/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 09/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının 24/09/2002 tarihinden bu yana davalı şirketin %50 oranında pay sahibi ortağı olduğunu, davacı şirketin iş ve işleyişiyle ilgili olarak diğer ortak abisinden bilgi alamadığını, kar dağıtımı yapılmadığını, şirket bilançolarının gösterilmediğini, ayrıca şirketin sicilde gösterilen adreste faaliyette bulunmadığını, davalının kendi adına kurduğu şahıs şirketinin ortağı olunan şirkete ait dükkanda faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığını, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, sürekli güvensizlik ortamı oluştuğunu, diğer ortak kendi kusurundan kaynaklı şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesindeki hukuki ve ekonomik imkansızlık meydana geldiğini, şirket yönetiminde yolsuzluklar yapıldığı kanaatinin güçlendiğini, şirket müdürü olan diğer ortağın şirketi iyi idare edemediğini, şirket sermayesi hesaplanırken şirket merkezi olarak görünen … adresindeki dükkanın tahsis hakkı değerinin de hesaba katılması gerektiği, şirketin kuruluşunda davacı ile davalının sermaye koyarak kurdukları şirkete sermaye olarak ve şirket faaliyetinde kullanılmak üzere, söz konusu taşınmazın tahsis hakkını belediyeden satın aldığını, ancak dükkanın tahsis hakkı sahibi olarak davalı tescil edildiğini, bunun nedeninin belediyenin ticari faaliyete izin verilmesi amacıyla dükkanın tüzel kişi değil gerçek kişi adına tescil edilmesi gerekmesine dayalı olduğunu beyan ederek davanın açılması ile davalının taşınmazdaki tahsis hakkını üçüncü şahsa devretme ihtimali kuvvetle muhtemel olduğundan ve davacının hak kaybına yaşama ihtimali olduğundan ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince 09/05/2022 tarihli ara karar ile; ” … Talebin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sulh olma, tazminatın ödenmesi vs. gibi durumlar nedeniyle hakkın elde edilmesinin zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesi ihtimali söz konusu olduğunu; yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin son derece hatalı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/255 Esas sayılı 09/05/2022 Tarihli İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının davalı şirketten haklı nedenle çıkma ve ayrılma akçesi ile kâr payı ödenmesi talepli eldeki davayı açtığı ve davalı şirketin sermayesine dahil olduğunu ileri sürdüğü, “…” adresinde bulunan taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince 09/05/2022 tarihli ara karar ile taşınmazın davalı şirkete ait olmadığı gerekçesi ile tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK’nın 389. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 Sayılı HMK’nın 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Eldeki uyuşmazlıkta, ihtiyati tedbir konulması istenilen taşınmazın tapu kayıtlarına göre davalı şirkete ait olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın konusu da olmadığı görülmektedir. Davacı, taşınmazın şirkete ait olmakla birlikte taşınmazın “Ovacık Mahallesi Sebze Halinde” olması nedeniyle kanun gereğince şirket adına tapuda kayıtlı olmadığını ileri sürmüş ise de ihtiyati tedbire karar verebilmek için yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Karar başlığında; davacı vekinin adresinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; İhtiyati tedbir talep eden davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*