Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2335 E. 2022/2253 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2335
KARAR NO : 2022/2253

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :29/07/2022
NUMARASI :2022/204 D. İş – 2022/203

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN :… (T.C. No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
KARŞI TARAF :1-… (T.C. No: …) – …
:2-EGEFE ÇELİK KONSTRÜKSİYON İNŞAAT MÜHENDİSLİK MİMARLIK TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ. – …İ
TALEP : İhtiyati Haciz
TALEP TARİHİ : 29/07/2022

KARAR TARİHİ :23/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ :23/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle; 40.000,00-TL bedelli olan senetten dolayı karşı taraftan 40.000,00-TL alacaklı olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… İhtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile; alacaklının alacak miktarının % 15’i oranında nakdi teminatın mahkeme veznesine depo edilmesi yada teminat mektubu ibraz edilmesi halinde sadece borçlu …’in taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslar üzerindeki hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının İcra ve İflas Kanunu’nun 257 maddesi gereğince ihtiyaten haczine,

Talebin, karşı taraf … yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı haciz talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince, borçlu … yönünden verilen ihtiyati haciz kararı hukuka ve usule uygun bir karar olduğu, borçlu Egefe Çelik Konstrüksiyon İnşaat Mühendislik Mimarlık Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi yönünden vermiş olduğu ihtiyati haciz kararının reddi ise hukuka aykırı olduğunu, senet üzerinde kaşesi bulunan şirketin de müvekkile karşı borçlu olduğunu, borçlu şirketin asıl borcun üstlenilmesi yönünden herhangi bir inceleme yapılmaksızın borçlu şirket yönünden direkt ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği ancak TTK madde 125’e göre ticaret şirketleri tüzel kişiliği haizdir, Ticaret şirketleri, Türk Medenî Kanununun 48 inci maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler, Yine TTK 629.madde de belirtildiği üzere limited şirketlerde; (1) ve atıfla TTK 371 maddelerinden de anlaşılacağı üzere borçlu …’i müvekkile ticari iş ilişkisinden kaynaklanan borcu olduğu, bu borcu bizzat yetkilisi olduğu şirket adına da üstlenmiş olduğu sabit olduğundan TTK hükümlerine aykırı olarak eksik ve hatalı inceleme sonucu yalnızca keşide eden, ciranta yahut avalist olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğu ayrıca talebin kısmen reddine dair hüküm kurulurken neden, nasıl, hangi yasal gerekçeleri ve hangi kanıtların değerlendirildiği de açık olmadığından eksik inceleme ve hatalı gerekçelerle ihtiyati haciz talebinin şirket yönünden reddine karar verildiğini beyan ederek, yalnızca bu kararın kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin borçlu şirket yönünden de kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurulmuştur.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 29/07/2022 tarih, 2022/204 D.İş – 2022/203 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep , kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince talebin kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; ihtiyati haciz talep eden, dilekçesinde, 40.000,00-TL bedelli olan senetten dolayı karşı taraftan 40.000,00-TL alacaklı olduğunu bu nedenle de karşı tarafın taşınır taşınmaz malları ile hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince talebin kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı ihtiyati haciz veren vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İİK’nın 257-(1) maddesi “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
İİK’nın 257-(2) maddesi “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK’nın 258-(1) maddesi” …Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmü düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için durumun gerektirdiği hallerde karşı taraf dinlenmeden (İİK m.258) ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görülerek de verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şartı olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak; kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde; tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda; bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte; “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince; ihtiyati haciz isteyen tarafça aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafların keşidecisi ve aval vereni oldukları bonodan dolayı ihtiyati haciz talep edildiği, ihtiyati haciz talep edenin kambiyo senedinin yasal hamili olduğu, borcun vadesinin geldiği, karşı taraf olan …’in müracaat borçlularından olduğu diğer karşı taraf …’nin keşideci, ciranta veya aval veren olmadığı anlaşıldığından talebin kısmen kabulü ile … yönünden talebin kabulüne, … yönünden ise talebin reddine karar verilmişse de … yönünden verilen karar doğru olmamıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta, talebe konu bono incelenmiş, bononun incelemesinde; talebe konu bononun keşidecisinin … olduğu, …’nin bonodaki kefil yazan kısımda kaşesinin ve şirket yetkilisinin imzasının bulunduğu, bu durumda eldeki bononun ödenmemesinden …’nin de sorumlu olduğu, bu durumda, ihtiyati haciz isteyen tarafça dosyaya sunulan delillerin alacağın varlığı hakkında yeterli kanaat oluşmasına yeterli görüldüğünden, İİK’nın 257/1. maddesi koşullarının bulunduğu gözetilerek, alacak miktarı kadar ihtiyati haciz talebinin her iki taraf yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken, değişik gerekçelerle bu kişi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın madde 353/1-b-2 uyarınca kararı düzelterek yeniden esas hakkında, davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü ile alacağın %15’i oranında teminatın yatırılması halinde, aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına borca yetecek miktar tutarında ihtiyati haciz konulmasına, karar vermek gerekmiştir.
Karar başlığında; haciz talep eden ile vekilinin adreslerinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle; ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz talep edenin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜ İLE;
2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 29/07/2022 tarih, 2022/204 D.İş – 2022/203 sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK.’nun 353. maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Talebin KABULÜ İLE; Alacaklının alacak miktarı 40.000,00 TL’nin % 15’i oranında (6.000,00 TL) nakdi teminatın mahkeme veznesine depo edilmesi ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edilmesi halinde borçlular/karşı taraf …. ve …’nin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslar üzerindeki hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının İcra ve İflas Kanunu’nun 257 maddesi gereğince İHTİYATEN HACZİNE,
b-Teminat yatırıldığında kararın infazı için Kocaeli Nöbetçi İcra Müdürlüğü’nün yetkili kılınmasına,
c-Alacaklının ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararın verildiği yer icra dairesine kararın infazı için başvurabileceğine, bu süre içinde kararın infazı talep edilmediği takdirde İcra ve İflas Kanunu’ nun 261. maddesi gereği kararın kendiliğinden kalkacağına,
d-Yargılama gideri olan 225,20-TL maktu harç ve karar tarihindeki AAÜT gereğince 2.400,00-TL vekalet ücretinin karşı taraf/borçlulardan alınarak, ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
e-Yeterli harç peşin alındığında başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
f-Artan gider avansının talep halinde ilgilisine iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talep edene iadesine,
c-İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 71,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 292,20 TL’nin karşı taraflardan tahsili ile ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-İhtiyati haciz talep edenin yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
f-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*