Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2263 E. 2022/2063 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2263
KARAR NO : 2022/2063

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2022 (ara karar)
NUMARASI : 2022/286 Esas

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN/DAVACI : ERLİDER DEMİR ÇELİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. …- …
İHTİYATİ HACZE
İTİRAZ EDEN/DAVALI : KALİBRE BORU SAN. VE TİC. A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/05/2022
TALEP : İhtiyati Haczin Kaldırılması
TALEP TARİHİ : 13/06/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 20/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden/Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişki sebebiyle davalının müvekkiline borcunu ödememesi üzerinde Karadeniz Ereğli 1. İcra Müdürlüğü 2018/1357 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanılmış olduğunu, itiraz sonrası açılan itirazın iptali davasında Kdz. Ereğli Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisizlik kararıvermiş olduğunu, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesince de dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiğini, akabinde Karadeniz Ereğli 1. İcra Müdürlüğünün dosyası yetkili Kocaeli İcra Müdürlüğüne gönderilmiş olduğunu, 2022/22109 Esas sayılı dosyadan gönderilen ödeme emrine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını, müvekkili şirketin nakliye hizmeti verdiğini ve sevk irsaliyelerinin her sevkiyatta davalı şirket tarafından imzalandığını, hizmet karşılığı faturaların davalı şirkete gönderildiğini ve her iki şirketin de ilgili vergi dairesine verdikleri BA-BS formları formları ile mutabakatlarını belirttiklerini, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesince talimat yolu ile yaptırılan bilirkişi incelemesinde; davacının takibe dayanak yaptığı faturaların form BS bildirimlerinin yapıldığını, davalının bu faturalara yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, davalının bu faturaların form BA bildirimlerini yaptığını, davalının daha sonra düzenlediği faturaların Form BS bildirimlerinin davalı tarafından da yapılmadığını ve davacının, davalıdan 27.219,44 TL alacaklı olduğunu beyan ederek öncelikle ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 10/06/2022 TARİHLİ ARA KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… İhtiyati Haciz talep eden davacı vekilinin ibraz ettiği belge ile deliller karşısında haciz isteği İ.İ.K.nun 257 nci maddesine uygun bulunmuş olduğundan, İhtiyati haciz talebinin kabulü ile; dava değerinin % 15’i oranında nakdi teminatın mahkeme veznesine depo edilmesi yada teminat mektubu ibraz edilmesi halinde davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslar üzerindeki hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının İcra ve İflas Kanunu’nun 257 maddesi gereğince Kocaeli İcra Müdürlüğünün 2022/22019 Esas sayılı dosyasında infaz için geçerli olmak üzere İHTİYATEN HACZİNE…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Davalı/ihtiyati hacze itiraz eden vekili 13/06/2022 tarihli itiraz dilekçesi ile 10/06/2022 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazda bulunmuş, yerel mahkeme 08/07/20222 tarihli ara kararı ile ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine, dair karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen 08/07/2022 tarihli ara karara karşı davalı/ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz eden/davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça dava dilekçesinde hiçbir haklı hukuki gerekçeye dayanılmaksızın ihtiyati haciz talep edilmiş, mahkemece “yalnızca davacının ticari defterlerinin incelendiği, talimat yoluyla alınan bilirkişi raporuna dayanılarak” dava konusu olan 27.219,44 TL yönünden verilen ihtiyati haciz kararı maksadı aşmış, bu hukuka aykırı karar ile günlük ticari hacmi milyonlarca TL ile ölçülen bir şirketin banka hesaplarının bloke edilmesinin, ticari işleyişinin aksamasının önü açılmış, davacı tarafa bir hakkın kötüye kullanılmasına varacak şekilde taşkın hacze imkan veren bir karar verildiğini, 06/03/2019 tarihinde davacı ve davalı defter kayıtlarını birlikte değerlendirir şekilde bir bilirkişi raporu alınmış ve raporun sonuç kısmında; taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki değerlendirmesi Mahkemeye ait olmak üzere; uyuşmazlık tutarı 27.219,44 TL’nin borç olup olmadığının ortaya çıkacağı yönünde görüş açıklandığını, buna göre uyuşmazlık konusunun çözümü “ticari defter kayıtlarına göre değil, mahkemenin sözleşmeyi hukuken değerlendirmesi neticesi” mümkün olabileceeğini, somut olayda, ihtiyati haciz kararı gerekçesinde “yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği” hususuna yer verilmiş ise de, davacı tarafça dosyaya sunulmaktan imtina edilen ve her iki taraf ticari defter kaydına dayanan bilirkişi raporuna göre böyle bir şartın gerçeklemiş olduğundan bahsedilemeyeceğini, davacı tarafın haklı çıkması halinde dahi dava konusu miktarın müvekkil şirket tarafından ödenmeme ya da davacının tahsilatta bir sorun yaşaması mümkün bulunmadığını beyan ederek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, itirazlarının kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/286 Esas – 08/07/2022 tarihli ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; İhtiyati haczin kaldırılması istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilmiş karara karşı davalı/ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; İhtiyati haciz talep eden davacının, davalı ile aralarında ki ticari ilişki sebebiyle, davalının davacıya borcunu ödememesi üzerine, Karadeniz Ereğli 1. İcra Müdürlüğü 2018/1357 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının itiraz etmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında Kdz. Ereğli Asliye Hukuk Mahkemesince yetkisizlik kararıverildiği, yetkisizlik kararı üzerine dosyanın Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, bu defa bu mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, bunun üzerine Karadeniz Ereğli 1. İcra Müdürlüğündeki takip dosyasının yetkili Kocaeli İcra Müdürlüğüne gönderildiği ve takibin 2022/22109 Esas sayılı dosya üzerinden devam ettiği, gönderilen ödeme emrine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacının davalıya nakliye hizmeti verdiği, verilen bu hizmetler karşılığında sevk irsaliyelerinin düzenlendiği, sevk irsaliyelirinin her sevkiyatta davalı şirket tarafından imzalandığı ve hizmet karşılığı faturaların davalı şirkete gönderildiği belirtilerek; davacının ,davalıdan 27.219,44 TL alacaklı olması nedeniyle öncelikle ihtiyati haciz kararı verilmesi sonrasında alacağın davalıdan tahsili için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edildiği, itirazın mahkemece reddine karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; ihtiyati haciz, HMK 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haczin şartları ve etkileri ise İİK 257. maddesinde:
“Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder” şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir. Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacze gerek yoktur.
Fakat rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı tahmin ediliyorsa, karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, ihtiyat haciz istenebilir. Yine alacağın rehin ile temin edilmiş olmasına rağmen, istisna olarak, ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde, alacaklı (rehinle temin edilmiş olan alacağı için) ihtiyati haciz isteyebilir.
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı başka bir şart aranmaksızın ihtiyati haciz isteme hakkına sahiptir.
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK’nın 257 maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi yaklaşık ispat yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir.
İhtiyati haciz, alacaklının para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için durumun gerektirdiği hallerde karşı taraf dinlenmeden (İİK’nın m. 258) ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görülerek de verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şartı olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir.
İstinafa konu olayda davacı dilekçesinde özetle; davacının, davalı ile ticari ilişkide alacaklı olduğu, bu alacağının davalıya verilen nakliye hizmetinden kaynaklandığı, verilen nakliye hizmetine dair davacı tarafından düzenlenen irsaliyeli faturaların bulunduğu ve buna istinaden davacının davalıdan alacaklı olduğu beyan edilmişse de; dosyanın bulunduğu aşama, taraflar arasında görülen ve aynı alacağa ilişkin Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/272 Esas sayılı dosyası içeriğinden taraflar arasında alacaklı ve borçluluk durumunun ancak yargılama sonunda belirlenebilecek olduğundan mahkemece bu aşamada ihtiyatı haciz kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Karar başlığında; taraf ve vekillerinin adreslerinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı/ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati hacze itiraz eden davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2022/286 Esas 08/07/2022 Tarihli ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine kararının ve 10/06/2022 tarihli İhtiyati Haciz ara kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-İhtiyati haciz talebinin REDDİNE,
b-Talep yargılama sırasında ileri sürüldüğünden harç alınmasına ve ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
c-Davalı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun yolu masrafının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Davalının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
f-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*