Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2209 E. 2022/1982 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2209
KARAR NO : 2022/1982

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/08/2022 Tarihli Kayyım Atanması Talebinin Reddi Kararı
NUMARASI : 2022/610 Esas

TALEP EDEN/
DAVACI : …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF/
DAVALI : TEKMOD OTOMOTİV METAL SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : …

DAVA TÜRÜ : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP : Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 03/08/2022

KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 29/11/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; TEKMOD Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret Anonim Şirket’inin 2022 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı 29.03.2022 ve 04/05/2022 tarihlerinde …İ adresinde icra edildiğini, toplantıda itiraz ettikleri kararların gerek Şirket’in menfaatlerine gerekse pay sahibi olarak davacı …’ın haklı menfaatlerine kasıtlı olarak zarar verecek nitelikte olmaları nedeniyle bahse konu kararların iptali talebiyle iş bu davanın ikamesi zaruri hale geldiğini, davacının hali hazırda şirkette %42 pay sahibi olduğunu, davacı ve … arasında imzalanan 21.01.2021 tarihli ve “Ortaklık ve Mutabakat Protokolü” başlıklı sözleşme ile …’ye bakiye borçların ödenmesi ile %8 (80 adet) daha pay devri yapılması ve davacının pay oranının %50’ye yükseltilmesine tekrar karar verildiğini, bu hususun 14.12.2021 tarihli “Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret Anonim Şirket’i Olağanüstü Toplantı Tutanağı” başlıklı belgenin 7. maddesi ile de vurgulandığını, davacının kuruluşundan itibaren Şirket’te fiilen Yönetim Kurulu Başkan vekili ve Genel Müdür sıfatıyla çalıştığını, 2021 yılı sonlarına gelindiğinde Şirket’in tüm borçlarını derhal ödeyecek kadar başarılı olması karşısında … Şirket’ten alacaklarını tahsil etmediğini ve banka borçlarının vadesinden önce kapatılmasını reddettiğini, sonuçta 14.12.2021 tarihinde davacının iradesini fesada uğratmak ve tuzağa düşürmek suretiyle bir genel kurul toplantısı düzenlendiğini, kanuna ve dürüstlük ilkesine aykırı olarak, önceden planlanmış bir senaryo dâhilinde davacının yönetimden ve şirketten uzaklaştırılmasına yönelik kararlar alınması süreci ve şirket içi fiili uygulamalar başlatıldığını, bu süreçte, …İ’nin genel kurulda sahip olduğu çoğunluk oyu sayesinde yönetim kuruluna kendi talimatlarıyla hareket eden bir kişiyi yerleştirmek suretiyle tüm kararların kendi istediği yönde oluşmasını sağlamak maksadıyla şirkette ön muhasebeci olarak çalışan …’u yönetim kurulu üyesi olarak seçtiğini, yönetim kurulu yapısında meydana getirilen bu değişiklikle; Kanuna, mevzuata ve dürüstlük ilkesine aykırı olarak alınan kötü niyetli kararlar ve fiili Şirket içi uygulamalarla Müvekkiline ağır ekonomik ve mobbing derecesinde psikolojik baskılar yapıldığını, sonuç olarak davacının bu baskılar karşısında 03.02.2022 tarihinde gerekçelerini de bildirmek suretiyle Şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmek zorunda kaldığını, bu kapsamda açtıkları davanın Mahkememizin 2022/184 E. Kayıtlı dosyasında derdest olduğunu, halen Şirket çoğunluk pay sahibi ve Şirket yönetim kurulu başkanı olan … Şirket’i tek başına ve münferit imzası ile ahzu kabz yetkisi de dahil olmak üzere temsil ettiğini, mezkûr genel kurul toplantısında kabul edilen finansal tablolar ve alınan kararların tamamının da şirkete ve davacıya zarar vermeye yönelik, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde, şirket kaynaklarını kendisine ve 3. Kişilere aktarılmasını amaçlayan ve dürüstlük kuralına aykırı işlemler olduğunu, Tarafı olduğu ve şirket hisselerinin davacıya devrini öngören sözleşmeye dayanarak şirketten tahsilat yapan ardından sözleşmeyi feshetmeye çalışan, şirketi kağıt üzerinde sürekli olarak kendisine borçlandıran ve bu borçlanmayı da sürekli arttırarak şirket mali kaynaklarına kendisine aktaran, şirketi kendisine borçlandıramadığı noktada şirket kaynaklarını borç adı altında ve faizsiz olarak kendisine aktaran, şirket kredi kartlarını şahsi harcamaları ve başka şirket veya şahıslar adına kayıtlı araçların yakıtları için kullanan şirket finansal tablolarını gerçeğin hilafına düzenleten …’nin dava süresince de Şirket yönetim kurulunda karar alma gücünü ve Şirket’i temsil ve ilzam yetkisini tek başına kullanmasının davacının hali hazırda gördüğü zararların daha da çok artmasına ve Şirketin de zarar görmesine yol açacağını , Gelinen noktada ise azınlık pay sahibi olan davacının haklarını korumak için 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinin 2. fıkrası gereğinden hareketle Şirket’e atanacak bir yönetim veya denetim ve onay kayyumu vasıtasıyla, Şirket yönetiminin faaliyetlerinin ana sözleşmeye ve ortaklar ile hak sahiplerinin hakkını korumaya dönük olup olmadığının denetlenmesi ve bu şekilde bir kontrol mekanizması kurulmak suretiyle Şirket yönetiminin, Şirketle ilgili her türlü karar ve tasarruf işlemlerinin (Şirket mal varlığı üzerinde tasarruf etme, Şirkete ait banka hesaplarından para çekme, kambiyo evrakı düzenleme ve Şirket adına harcama yapma dâhil her türlü tüm iş ve işlemlerin) geçerliliğinin dava süresince denetlenmesi gerektiğini beyanla ihtiyati tedbir niteliğinde olmak üzere, dava süresince davalı Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne yönetim kayyumu atanmasını, sayın mahkeme farklı kanaatte olursa denetim ve onay kayyumu atanmasını, 16 Mayıs 2022 tarihli ve 10578 sayılı Ticaret Sicil gazetesinde ilan edilen toplantı tutanağının; a. 5. maddesi ile kabul edilen yönetim kurulu faaliyet raporunun kabul edilmesi kararının iptaline karar verilmesini, b. 6. maddesi ile yönetim kurulu üyesi …’un ibra edilmesi ve davacı …’ın ibra edilmemesi kararlarının iptaline karar verilmesini, c. 7. maddesi ile alınan kar dağıtımı yapılmaması ve tüm geçmiş yıllar karlarının olağanüstü yedek akçe olarak tutulması kararının iptaline karar verilmesini, d. 8. maddesi ile alınan bilanço ve kar/zarar hesaplarının kabul ve tasdik edilmesi kararının iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince 09/08/2022 tarihli ara karar ile; ” … Davacı vekilinin, davalı şirkete kayyım atanması talebinin REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar sayın mahkemece şirketin kötü yönetildiği ve şirketin zarara uğratıldığı iddiasının yaklaşık olarak ispat edilemediği değerlendirilmişse de bu değerlendirme öncelikle eksik ve hatalı olduğunu; mahkemece böyle bir dava sürecinde tarafların hak ve sorumluluk dengesinin korunması zorunlu olmasına rağmen tüm delillerin göz ardı edildiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/610 Esas sayılı 09/08/2022 Tarihli Kayyım Atanması Talebinin Reddi Kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Talep; kayyım atanması istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, dava dışı … ile birlikte davalı şirketi kurdukları, davacının şirketin kuruluş aşamasında 350 pay karşılığı %35 pay sahibi olduğu, taraflar arasındaki ortaklı ve mutabakat protokolü gereğince payının %50’ye çıkarılmasının kararlaştırıldığı, bu kapsamda dava dışı …’nin %7 oranında pay devri yaparak payının %42’ye çıktığını, taraflar arasında daha sonra anlaşmazlıklar ortaya çıktığını, bu kapsamda 14/12/2021 tarihinde çağrısız genel kurul toplantısı yapıldığı, bu toplantıda şirket ortağı olmayan …’un yönetim kurulu üyesi seçildiğini, yeni yönetim kurulunun 21/12/2021 ve 01/02/2022 tarihinde toplantı yaparak kararlar aldığını, daha sonra eldeki davaya konu 29/03/2022 ve 04/05/2022 tarihli genel kurulun yapıldığını belirterek ortaklık haklarının sınırlandırıldığı ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle genel kurulun 5, 6, 7 ve 8. Maddelerinin yokluğunun tespiti veya iptalini dava devam ederken genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasını ve şirkete yönetim olmadığı takdirde denetim ve onay kayyımı atanmasını talep ettiği, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması ve şirkete kayyım tayini koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Davalı şirketin türü anonim şirkettir.
Anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali 6102 sayılı TTK’nın 445. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 449. maddesine göre; “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir”.
6100 sayılı HMK’nın 389-(2) maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü içermektedir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak, talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Bu hükümler uyarınca davacının, genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması talebi incelendiğinde;
Öncelikle kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilmek için yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir.
Dava konusu 29/03/20222 tarihli genel kurulun ile ertelenen maddelerin görüşülmesine ilişkin 04/05/2022 tarihli genel kurul toplantılarına, tüm pay sahiplerinin toplantıya katıldıkları, 5, 6, 7 ve 8 nolu kararların davacının muhalefeti ile ve oy çokluğu ile alındığı görülmektedir. Oy çokluğu ile alınan kararların ise 6102 sayılı TTK’nın 418. maddesinde belirtilen nisaplara aykırı alındığına dair delil olmadığı anlaşılmıştır. Bu belirlemelere göre, genel kurul toplantısının şeklen usul ve yasaya uygun olduğu, kararların gerekli nisaplara göre alındığı, davacının diğer iddialarının yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada davacının yaklaşık ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmakla bu aşamada bu kararların yürütülmesinin geri bırakılması koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Şirkete kayyım atanması talebinin incelenmesinde;
Eldeki uyuşmazlıkta; dava genel kurul kararları iptali istemine ilişkin olup, gerek iptali istenen maddeler gerekse davanın niteliği gereği yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin sınırlandırılması sonucunu doğuran kayyım atanması koşullarının oluşmadığı, şirkette organ boşluğu olmadığı, her iki tarafın da diğer tarafa yönelik iddiaları olduğu ve bu iddiaların ancak yargılama ile ortaya çıkabileceği görülmektedir. Diğer yandan, davacı, iptali istenen genel kurulda yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiş olmasına rağmen 07/02/2022 tarihli ihtarname ile 03/02/2022 tarihinden geçerli olmak üzere istifa ettiğini şirkete bildirmiştir. Yönetim kurulu üyesi olarak şirket yönetimine katılıp, kararların alınma sürecinde bulunma imkanı olan davacının bu görevden istifa edip kayyım tayini talep etmesinin de hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; talep eden davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*