Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2189 E. 2022/1980 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2189
KARAR NO : 2022/1980

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2022 Tarihli İhtiyati Tedbire İtirazın Reddi Kararı
NUMARASI : 2022/511 Esas

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/
DAVACI : …
VEKİLİ : …
İHTİYATİ TEDBİRE
İTİRAZ EDEN/
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA TÜRÜ : Ticari Şirket Ortaklığından Çıkma
TALEP : İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ : 09/05/2022
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 28/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili şirkete tedbiren onay ve denetim kayyımı atanmasını ve şirket adına kayıtlı araçların üzerine tedbir şerhi işlenmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince 20/05/2022 tarihli ara karar ile; ” … Davacı vekilinin talebinin kısmen kabul ve kısmen reddine, Davalı şirkete kayyım atanması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,
Davalı şirketin araçları üzerine tedbir konulmasına yönelik ihtiyati tedbir isteminin KABULÜNE,
Davalı şirket adına kayıtlı … plaka numaralı … plaka numaralı ve … plaka numaralı araçların üzerine her türlü tasarruf işlemini engeller nitelikte ihtiyati tedbir konulmasına, bu hususta Uyaptan işlem yapılmasına, davacının şirkette %20 ortak olması itibariyle teminat alınmasın taktiren yer olmadığına … ” karar verilmiştir.
Davalı tarafından ara karara karşı itiraz yoluna başvurulmuştur.
İlk derece mahkemesince 18/07/2022 tarihli ara karar ile; ” … Davalı vekilinin ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yalnızca uyuşmazlık konusu üzerinde tedbir konulmasının mümkün olması, menkul/gayrımenkul mallar ve alacaklar üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiş olsa da bu mal ve alacakların dava konusu olmaması nedenleriyle sayın mahkemece verilen iş bu ihityati tedbir kararı hukuka ve yasaya aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/511 Esas sayılı 18/07/2022 Tarihli İhtiyati Tedbire İtirazın Reddi Kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; limited şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesi ödenmesi istemine ilişkindir.
Talep; ortaklık hakkının teminat altına alınması ve şirkete kayyım tayinine ilişkin ihtiyati tedbir istemidir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, davalı şirketin %20 pay sahibi olduğu, %80 pay sahibi olan …’in 25/12/2021 tarihinde vefat etmesi üzerine payların külli halifiyet ilkesi gereğince yasal mirasçılarına geçtiği, davacının yeni pay sahipleriyle aralarında Sakarya 1. Aile Mahkemesi’nin 2019/700 esas sayılı dosyasında devam eden dava nedeniyle ve dilekçesinde belirttiği diğer sebeplerle husumet bulunduğunu belirterek şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi ve ayrılma akçesinin ödenmesini talep ettiği, dava devam ederken şirkete kayyım tayinini ve ortaklık hakkının teminat altına alınmasını istediği, ilk derece mahkemesince 20/05/2022 tarihli karar ile şirkete kayyım atanması talebinin reddine, davacının ortaklık haklarının teminat altına alınması için şirket adına kayıtlı (3) adet araç üzerine her türlü tasarrufu önler mahiyette ihtiyati tedbir konulduğu, tedbire itiraz üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda 18/07/2022 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verildiği, karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, ortaklıktan çıkmaya ilişkin eldeki davada şirkete tedbiren kayyım atanması gerekip gerekmediği noktasındadır.
6100 sayılı HMK’nın 389-(2) maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü içermektedir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri; ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken, haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 630-(2) maddesine göre; “her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.”
6102 sayılı TTK’nın 235-(1) maddesinde göre; “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde temsil yetkisi, bir ortağın başvurusu üzerine, mahkemece kaldırılabilir. Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde mahkeme temsil yetkisini ihtiyati tedbir olarak kaldırıp bu yetkiyi bir kayyıma verebilir. Kayyımın atanmasını, görevlerini, mahkemece verilen temsil yetkisini ve bunların sınırlarını, mahkeme resen tescil ve ilan ettirir.”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/01/2013 tarih 2012/17605 Esas 2013/49 sayılı kararında belirtildiği üzere, şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirket müdürünün azli davalarında verilecek tedbirlerin şirketin hayatını devam ettirebilmesinde sakınca doğuracak mahiyette olmaması gerekir.
Eldeki uyuşmazlık bu hükümler kapsamında değerlendirildiğinde; şirketin ortaklık yapısında meydana gelen değişiklikler ile yeni ortaklar arasındaki husumetler nedeni ile davacının şirket ortaklığından çıkmak ve ayrılma akçesinin tahsili için eldeki davayı açtığı ve ilk derece mahkemesince 20/05/2022 tarihli ara karar ile davacı ortağın haklarının korunması için tedbir karar verildiği, davacının ise şirkete kayyım atanmasını istediği görülmektedir. Dosya kapsamı itibariyle davalı şirket yöneticisinin kötü yönetiminden değil, davacıya karşı kötü tutumdan bahsedilmektedir. Davacının tedbir talebinin gerekçesi ortaklık haklarının korunması olup ilk derece mahkemesince az önce belirtilen ara kararlar ile gerekli tedbirlerin alındığı görülmektedir. Şirkette organ boşluğunun olmadığı ve kötü yönetimden bahsedilmediği ve bu konulara ilişkin yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği eldeki dosyada anılan Yargıtay kararı da dikkate alındığında bu aşamada şirkete kayyım atanması koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.
Karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması ile davacının T.C. Kimlik numarasının yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; İhtiyati tedbire itiraz eden Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*