Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2112 E. 2022/2213 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/2112
KARAR NO :2022/2213

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :26/05/2022
NUMARASI :2022/256 Esas – 2022/460 Karar

DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR :1- … BAŞKANLIĞI GEBZE TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜĞÜ- …
VEKİLİ :Av…- …
:2- … (T.C. NO: … ) – …
VEKİLİ :Av…. – …

DAVA :Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ :06/04/2022

KARAR TARİHİ :13/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ :23/12/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ödenmeyen alacağı için Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/710 Esas sayılı dosyasıyla Bronz Seramik Demir İnş. Yapı Turz. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine dava açtığını, işbu davada 25.10.2017 tarihinde karar çıktığını ve bu kararın taraflarınca istinaf edildiğini, işbu davada yargılama devam ederken davalı tarafların şirketi tasfiye ettiklerini, istinaf bozmasından sonra dosyanın aynı mahkemenin 2021/198 E. sayısına kaydedildiğini, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/710 Esas sayılı dosyasının 28.04.2016 tarihli duruşmasının 4 nolu ara kararında, “ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı aleyhine yürütülmekte olan tasfiye işlemlerinin bu davanın sonucuna kadar bekletebilmesine karar verilmiştir.” kararı gereği 17.05.2016 Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığını, müzekkerenin 24.05.2016 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğünce tebliğ alındığını, 24.05.2016 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğünce tebliğ alındıktan iki gün sonra şirket ortaklarınca 26.05.2016 tarihinde toplanarak “tasfiyenin sonuçlandırılmasına tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiye memuru …’in ibra edilmesine” karar verildiğini ve bu kararın Ticaret Sicil Müdürlüğünden 06.06.2016 tarihinde tescil edilerek, şirketin ticaret sicilinden silindiğini, ticaret sicil müdürlüğüne tasfiye işlemlerinin dava sonuna kadar durdurulma kararının 24.05.2016 tarihinde Ticaret Siciline tebliğ edilmesine rağmen ticaret sicil müdürlüğünde 06.06.2016 tarihinde tasfiye işlemlerinin tamamlanıp sicilden silinmesinin açık ve bariz olarak memurun ve ilgililerin ihmal ve mahkeme kararını yerine getirmeme suçunu işlediklerini de açıkça ortaya koyduğunu, davalı tarafın şirketi tasfiye ettiği İstinaf bozması sonrası mahkemenin 19.11.2021 tarihli celsesinde taraflarınca ifade edildiğini ve ticaret sicil müdürlüğüne yazılan yazı ile işbu hususun 01.12.2021 tarihli yazıyla ortaya çıktığını, davalı tarafın ve temsilcilerinin dava devam ederken şirketi tasfiye etmelerinin bariz bir kötü niyet ve suç olduğunu, bununla ilgili yasal dava haklarını saklı tuttuklarını, Mahkemenin 19.11.2021 tarihli celse sonrası 20.12.2021 tarihli tebliğ zarfı ile şirketin ihyası için dava açmak için taraflarına yetki verildiğini, işbu yetkiye dayalı olarak davayı açtıklarını beyanla, 06.06.2016 tarihinde sicilden terkin olunan Tasfiye Halinde Bronz Seramik Demir İnşaat Yapı Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; İhyası istenen Bronz Seramik Demir İnşaat Yapı Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 15385 sicilinde kayıtlı … adresinde yer alan şirket olduğunu, bu şirketin 05/05/2015 tarihinde tasfiyeye girerek “Tasfiye Halinde Bronz Seramik Demir İnşaat Yapı Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi” unvanını aldığını, 06/06/2016 tarihinde de tasfiye sürecini tamamlayarak ticaret sicilinden terkin edildiğini, davalı … sicil müdürlüğünün şirketin 26/05/2016 tarihli ortaklar kurul kararı üzerine terkin yaptığını, ihyası istenen Bronz Seramik Demir İnş. Yapı Turz. San. Tic. Ltd. Şti. 26/05/2016 tarihli ortaklar kurul kararı ile şirketin devam etmesinde fayda görülmediğinden tasfiye haline girmesine oy birliği ile karar verdiğini ve tasfiye işlemlerini yürütmek üzere …’in tasfiye memuru olarak atanmasının kararlaştırıldığını, bunun üzerine, şirketin tasfiyeye giriş kararı ve alacaklılara çağrı ile 3 defa yayınlanarak ilan edildiğini ve unvanına ‘tasfiye halinde’ ibaresi eklendiğini, nihayeten şirketin Gebze 1. Noterliği’nin 03/06/2016 tarih 06397 sayı ile tasdikli Ortak Kurul Kararı ile tasfiyenin sonuçlandırılarak kapatılmasına ve şirketin ticaret sicil kaydının silinmesine oy birliği ile karar verildiğini, davalı … sicil müdürlüğünce, işbu karara istinaden TTK’nın madde 545: “Tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait ticaret unvanının sicilden silinmesi tasfiye memurları tarafından sicil müdürlüğünden istenir. İstem üzerine silinme tescil ve ilan edilir.” hükmü uyarınca, usule ve kanuna uygun olarak diğer davalı şirketin ticaret sicil kaydının silindiğini, davalı … sicil müdürlüğünün görevinin ilgililerce alınan kararları “tescil” etmekten ibaret olduğunu, dolayısı ile davalı … sicil müdürlüğünün alınan kararların içeriği denetleme yetkisi olmadığını, TTK’nın 32. maddesinde “Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür” olarak belirlenen bu yetkinin sadece şekli inceleme içerdiğini, davalı … sicil müdürlüğünün alınan kararları denetleme yetkisinin sadece “tescil için arana şartların” denetimi ile ilgili olduğunu, bu nedenle davalı … sicil müdürlüğünün alınan “tasfiyenin kapatılması” kararını sadece şekli olarak incelemesi gerektiğini, bunun ise kararının doğru kişiler tarafından alınıp alınmadığı, kararda gerekli usullere uyulup uyulmadığı ve kararın tescil edilip edilmeyeceği ile sınırlı olduğunu, İhyası talep edilen şirketin tasfiyenin kapanmasına ilişkin belgeleri ve kararlarının şekli olarak doğru olduğunu, tüm bu nedenlerle davalı … sicil müdürlüğünün “tasfiyenin kapanmasına” ilişkin kararı tescil etmesinin doğru bir işlem olduğunu, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/05/2016 tarih ve 2015/710 sayılı yazısı ile tasfiye işlemlerinin dava sonuna kadar beklenmesinin istendiğini; ilgili yazının 23/05/2016 tarihinde 7022 sayı ile kayıtlarına girdiğini, gelen müzekkerelerin evrak yoğunluğundan dolayı sıra ile incelenip cevaplar verilerek dosyalarına kaldırıldığını, ilgili yazıda 02/06/2016 tarihinde cevap yazıldığını, evrakın dijital arşive 03/06/2016 tarihinde tarandığını 08/06/2016 tarihinde ise barkodlanarak ticaret sicili dosyasına kaldırıldığını, şirketin şirket ortaklar kurulu kararı ile tasfiye sonu terkin kararı alarak müdürlüklerine tescil işlemi için başvuruda bulunduğunu, gerekli tescil işlemlerinin yapılmasının ardından Ticaret Sicili Müdürü (… …)’den tescil evraklarına imza alınarak firmaya teslim edildiğini, davacı tarafın iddia ettiği hata işlemin belirttikleri işlem aşamaları gerçekleştirilirken sehven oluştuğunu, sehven gerçekleştirilen işlemin oluşmasında bir çok ihtimal bulunduğunu, zira ticaret sicile kayıtlı o dönemde 30.974 şirketin tümünün birer sicil dosyası bulunduğunu, gelen tedbirlerin sicil dosyasına işlendiğini, ancak gelen tedbir evrakının anında sicil çıkartılarak işlenmemekte olduğunu; günlük acil işler bitirildikten sonra dosyalarının çıkarıldığını, şikayetçinin mali müşavir olduğu da dikkate alındığında şirketin ihyasını yapmasının mümkün olduğunu, zira davalı … sicil müdürlüğünün görevinin tüm gelen işlemleri yasalara göre inceleyip tescil etmekten ibaret olduğunu, davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediğini beyanla; öncelikle usuli itirazlarının incelenerek davalı “Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü”ne temsile davalı …’nın yetkili olduğunun tespitine; davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalı … sicil müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmemesine, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, şirketin ihyasına karar verildiği takdirde son tasfiye memurunun ya da başka birisinin tasfiye memuru olarak atanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulüne, TTK’nın 547/1. maddesi gereğince Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünün 15385 sicil nolu üyesi olan Tasfiye Halinde Bronz Seramik Demir İnşaat Yapı Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/710 Esas sayılı dava dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına ve şirketin yeniden ticaret siciline tesciline, Şirketin ihya işlemlerinin gerçekleştirilmesi için bu işlemle sınırlı olarak mali müşavir …’ın atanmasına, Tasfiye işleminin mahiyeti ve muhtemel süreci gözetilerek tasfiye memuru için 2.000,00-TL ücret taktirine, taktir edilen ücretin davacı tarafından daha sonra şirketin mal varlığından tahsil edilmek üzere karşılanmasına, İhya işlemlerinden sonra şirketin tasfiye süreci tekrar başlayacağından, ek tasfiye işlemleri için önceki tasfiye memuru …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, Kararın tescil ve ilanına …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tasfiye memurunun yasa gereğince herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafından iddia edilen kusurun ispatının davacıya ait olduğunu, davalıya isnat edilebilecek herhangi bir kusurun bulunmamakta olduğunu, davacı tarafın derdest davasını ve bundan kaynaklı olarak iddia ettiği alacağı usul ve yasaya uygun gerçekleştirilen ilan üzerine davalıya bildirmesi gerektiğini, davacı, ilanlara rağmen alacağını davalıya bildirmemiş olduğunu, davalının tasfiye memuru olarak tasfiyesine karar verilen firmanın davalarını inceleme ve araştırma yükümlülüğünün bulunmamakta olduğunu, TTK’nın m. 541/1 hükmüne göre alacağını bildirmekle yükümlü olan davacı taraf olduğunu, davacının kusurundan dolayı davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi kabul edilemeyeceğini, davalı tasfiye memuru, davanın açılmasına sebebiyet vermediği ve kusura kabil bir durum olmadığı göz önünde bulundurulduğunda aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın usul ve yasaya aykırı istinaf talebini ve dilekçesini hiçbir şekilde kabul etmediğini, davalının istinaf talebinin tamamen kötüniyetli ve dava sürecini uzatmaya yönelik olup iş bu hususun istinaf dilekçelerinden bile rahatlıkla anlaşılacağını belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/05/2022 tarih, 2022/256 Esas – 2022/460 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava dosyasından kaynaklı dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda,”….Açılan dava ile TTK’nın 547/1.maddesine dayanılarak şirketin ihyası talep edilmektedir.
Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı içeriğinden 15385 sicil numarası ile kayıtlı olan Tasfiye Halinde Bronz Seramik Demir İnşaat Yapı Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin genel kurul kararı ile tasfiye kararı aldığı ve 06/06/2016 tarihinde tasfiyenin tamamlanarak sicilden terkin işlemlerinin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/710 Esas sayılı dosyasında terkin edilen şirketin davalı olarak taraf olduğu ve bu dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nın 547. maddesine göre ” Madde 547- (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ”
Dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde Tasfiye Halinde Bronz Seramik Demir İnşaat Yapı Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin tasfiye sonucu ticaret sicil kaydının silindiği ancak bu şirket aleyhine Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/710 Esas sayılı dosyasında açılmış dava bulunduğu ve davanın derdest olduğu sabittir.
Davalı … sicil müdürlüğünün pasif taraf ehliyetinin bulunduğu, şirket tasfiye edilerek terkin edilmiş olduğundan devam eden davada taraf teşkilinin sağlanması ve bu suretle davacının hak arama hürriyetinin temin edilmesinin engellenmiş olacağı, kaldı ki bu davanın varlığının şirketin tasfiye işlemlerinin tam olarak sona ermediğini, ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunu da gösterdiği, bu nedenlerle TTK’nın 547/1. maddesindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla; dava konusu olan şirketin ihyasına, ihya işlemlerinden sonra şirketin tasfiye süreci tekrar başlayacağından ihya işlemleri için mali müşavir Badegül Türk Yılmaz’ın atanmasına ve ek tasfiye işlemleri için önceki tasfiye memuru …’in atanmasına karar verilmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan, aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı tasfiye memurunun davaya konu alacak konusunda çekişme olmasına rağmen tasfiyeyi sonlandırdığı, tasfiye tamamlanmadan tasfiye işlemlerini tamamlayan davalı tasfiye memurunun davanın açılmasına sebebiyet verdiği, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu anlaşılmakla, ilgili davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. …” şeklindeki gerekçeyle; Davanın kabulüne, TTK’nın 547/1. maddesi gereğince Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünün 15385 sicil nolu üyesi olan tasfiye halinde bronz seramik demir inşaat yapı turizm sanayi ticaret limited şirketi’nin, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/710 Esas sayılı dava dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına ve şirketin yeniden ticaret siciline tesciline, Şirketin ihya işlemlerinin gerçekleştirilmesi için bu işlemle sınırlı olarak mali müşavir …’ın atanmasına, Tasfiye işleminin mahiyeti ve muhtemel süreci gözetilerek tasfiye memuru için 2.000,00-TL ücret taktirine, taktir edilen ücretin davacı tarafından daha sonra şirketin mal varlığından tahsil edilmek üzere karşılanmasına,İhya işlemlerinden sonra şirketin tasfiye süreci tekrar başlayacağından, ek tasfiye işlemleri için önceki tasfiye memuru …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, Kararın tescil ve ilanına karar verilmiş karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Ticaret sicil kayıtlarına göre, ihyası istenen Bronz Seramik Demir İnşaat Yapı Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin 05/05/2015 tarihinde tasfiyeye girerek “Tasfiye Halinde Bronz Seramik Demir İnşaat Yapı Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi” unvanını aldığı, 06/06/2016 tarihinde de tasfiye sürecini tamamlayarak ticaret sicilinden terkin edildiği Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünün şirketin 26/05/2016 tarihli ortaklar kurul kararı üzerine terkin işlemi yaptığı, ihyası istenen Bronz Seramik Demir İnş. Yapı Turz. San. Tic. Ltd. Şti. 26/05/2016 tarihli ortaklar kurul kararı ile şirketin devam etmesinde fayda görülmediğinden tasfiye haline girmesine oy birliği ile karar verdiği ve tasfiye işlemlerini yürütmek üzere …’in tasfiye memuru olarak atanmasının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü, 547. maddesinde ise tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu durumlarda son tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyasının mümkün olduğu düzenlenmiştir.
Eldeki dava, şirketin ihyası istemine ilişkin olup,ihya davalarında ticaret sicil müdürlükleri ile ihyası talep edilen şirketlerin son tasfiye memurları zorunlu dava arkadaşı olup, tasfiye memurları davada taraf sıfatının sağlanması suretiyle karar verilmesi gerekir.(Yargıtay 11. HDB’nın 11/09/2018 tarih ve 2018/2588 E. – 2018/5177 K. Sayılı ilamı) Bu nedenle davalı tasfiye memuru …’e karşı dava açılması usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Uyuşmazlığa konu olayda, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/710 Esas sayılı dosyasında açılan alacak davasında bu davayla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesine göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve tazminat davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması da gerekmez. (Yargıtay 11. HDB’nın 27.04.2022 tarih ve 2021/9203 E. 2022/3515 K. sayılı ilamı) Dolayısı ile Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/710 Esas sayılı dosyasındaki derdest davasının görülebilmesi için şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu ve şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesi tarafından yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde ve verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla davalı tasfiye memurunun istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince Davalı …’in istinaf başvurusunun esastan karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalı …’in İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
13/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*