Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2082 E. 2022/1765 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2082 – 2022/1765
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2082
KARAR NO : 2022/1765

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …..
ÜYE : …..
ÜYE : …..
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/08/2022 Tarihli Ek Karar
NUMARASI : 2022/147 Esas – 2022/181 Karar

DAVACI : BEKA PETROKİMYA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. ….
ASLİ MÜDAHİLLER : 1-KATOEN NATİE LOJİSTİKANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. ….
: 2-KUVEYT TÜRK KATILIM BANKASI ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. ….
: 3-HAKAN PETROL GIDA İNŞAAT TURİZM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. ….
: 4-MYHOME HALI SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av…..
: 5- T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI –
VEKİLİ : Av. ….
: 6-TURKLAND BANK ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. ….
: 7-TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI TÜRK ANONİM ORTAKLIĞI

VEKİLİ : Av. ….
: 8-ALBARAKATÜRK KATILIM BANKASI ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. ….

DAVA TÜRÜ : Konkordato
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 14/10/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ortaklık yapısının Ortaklardan…’nın %52,77 hisse oranı,63.330.000,00.-TL hisse tutarı, …’nın ise %47,23 hisse oranı, 56.670.000,00.-TL hisse tutarı olmak üzere 120.000.000,00.-TL şeklinde olduğunu, 1968 yılından bu yana petrokimya sektörü alanında faaliyet gösteren ailenin; 06.09.2007 tarihinde Beka Petrokimya A.Ş. ‘ni kurarak günümüze kadar, başta petrokimya ürünleri ithalatı, dağıtım ve finansmanı olmak üzere bu sektörde hızla büyümeye devam ettiğini, başka alanlarda da faaliyet gösteren şirketin, lokomotif sektörü olan petrokimya sektöründe 350 bin tonluk yıllık satış kapasitesiyle Türkiye’nin önde gelen hammadde tedarikçisi konumunda olduğunu, şirketin Rusya, ABD, Kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’dan petrokimya hammaddesi ithal edip Türk sanayicilerine sunduğunu, ülkemizde tüm sektörlerde ciddi bir yavaşlama söz konusu olup, zincirleme etkiyle nakit dolaşımı ve iş hacminin ciddi derecede azaldığını, davacı müvekkilinin de bu ortamdan, gelişmelerden olumsuz şekilde etkilendiğini, hali hazırda İİK. 285 ve devamı maddelerinde değişen haliyle tanımlanan “Borçlarım, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunma” durumununun gerçekleştiğini, kanundaki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere hem alacaklıların alacağına kavuşması hem de şirketin iflasının önlenip ticari hayatına devam edebilmesinin konkordato taleplerinin kabulüne bağlı olduğunu, müvekkili şirketin işletme yatırımlarını tamamlamış olduğunu, alacaklıların bir anda cebri icra ile haciz ve muhafazaya başlaması halinde müvekkilinin projesinde somut verileri ile izah edilen borçların ödenmesi imkânının kalmayacağını, bu durumun yapımı devam eden işlerin sözleşmelerinin feshine yol açacağını, olası bir iflas durumunda şirket borçlarının artacağını, bu durumun hem davacı müvekkili, hem alacaklılar hem de ülkemiz için olumsuz sonuçlar doğuracağını, borçların tasfiyesi ve şirketin ticari faaliyetlerine devamının sağlanması amacı ile müvekkili şirket tarafından ayrıntılı olarak izah edilen “Konkordato Ön Projesi” hazırlandığını, konkordato ön projesine göre; şirket adına kayıtlı taşınmazlar bulunmakta olup, her ne kadar ipotekli bulunsa da bu taşınmazlardan şirket faaliyetine özgülenmiş olanların satışı ve başta ipotek lehtarı bankalar, şirketler olmak üzere borç tasfiyesi sağlanması düşünülerek, özellikle banka ve finans kuruluşlarına olan borçların yüksek faizle artışının önüne geçerek, malı cebri satışa oranla daha yüksek bir bedelle satmak ve daha yüksek oranda borç tasfiyesini mümkün kılmak adına nakit girdisi planlandığını, konkordato tasdikinden sonra 6 ay ödemesiz geri kalan borçların 4 yıl ( 48 Ay) aylık eşit taksitlerle ödenmesinin öngörüldüğünü, projede 48 ayın üzerinde ödeme vadesi olan borçların tamamının taşınmazların satışı ile defaten ödenecek veya 48 ay ödeme şeklinde düzenleneceğini, rehinli alacaklılar ile görevlendirilecek konkordato komiseri nezaretinde İİK. M.308/h kapsamında görüşerek rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yapılandırılması sürecinin gerçekleştirileceğini, konkordato ön projesine göre; mühlet öncesi işlemiş fazilerin aynen ödeneceği fakat mühlet kararıyla İİK- md. 394/3 gereği faiz işlemesi duracağından bu dönem için finansman gideri oluşmayacağını, müvekkili şirketin borca batık olmaması sebebiyle işbu konkordato ön projelerinin vade teklifi içerdiğini, davacı müvekkilinin iş bu dilekçe tarihi itibariyle vadesi gelen borçlarını ödeyemeyeceğini ve takip eden dönemde vadesi gelecek borçlarını da ödeyememe tehlikesi altında olduğunu, davacı müvekkilinin, mevcut durum sebebiyle icra ve haciz tehdidi ile karşı karşıya geleceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, davacı müvekkilinin faaliyet ile ilgili ekipmanları, stoklarına ve diğer hak ve alacaklarına yönelik her an haciz ve ihtiyati haciz kararları alınıp, faaliyetine son verilebileceğini beyanla öncelikle davacı müvekkilinin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için tensip kararıyla birlikte İcra ve İflas Kanunu’ıran 287, 288., e 295. Maddeleri gereğince derhal, davacı müvekkilleri bakımından 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, İİK.’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 9183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü har., ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezalan dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, davacı müvekkili aleyhine takip yapılmamasını, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmamasını, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasını, yeni takip yapılmamasını, davacı müvekkili hakkında rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulmasını, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasını, davacı müvekkilinin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının davacılara ödenmesine, davacı müvekkilinin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesini, başta bankalar olmak üzere idare ve tüm alacakların takas mahsup ve blokaj haklarının kullanmasının önlenmesine mahkemece uygun görülecek diğer tedbirlerin alınmasına, davacı müvekkiline ait çeklerde karşılıksızdır işlemi yapılmamasına, mahkemece verilecek tedbirin dava tarihi itibariyle hüküm ve sonuçlarının doğurmasına karar verilmesini (talebimizin sebebi; muaccel ile müeccel alacaklılar arasındaki eşitliğin veya aynı kategoride olan bir kısım alacaklıların imtiyazlı hale gelmemesi dolayısıyla eşitlik kuralının bozulmaması, müvekkili şirket bakımından ise faaliyetin sekteye uğramaması, davanın açıldığının öğrenilmesi ile alacakların ihtiyati haciz yoluna başvurma ihtimalinin bulunmasıdır) teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesine, tahsil amacıyla bankalara teslim edilen müşteri çeklerinin şirkete iadesine, bankalarca tahsil edilmiş ise bedelinin şirkete ödenmesine, yasa kapsamında mahkemece re’sen verilecek tedbirlere ilişkin karar verilmesini, İİK 289’uncu maddesi uyarınca kesin mühlet verilmesini, davacı müvekkilinin konkordato talebinin kabulüne ve yasada belirtilen sair kararların alınmasına, sonuç olarak yapılacak yargılama neticesinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 12/08/2022 TARİHLİ EK KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin, taraflarına Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 24.06.2022 tarih E.2022/1254-K.2022/1363 sayılı istinaf kararını tebliğ etmediğini; istinaf kararı tarafımıza tebliğ edilmediğinden, (2) haftalık talep süremiz başlamadığını; böylece, dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep edemediklerini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/147 Esas – 2022/181 Karar sayılı 12/08/2022 Tarihli Ek Kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; konkordato istemine ilişkindir.
Mahkemece 12/08/2022 Tarihli Ek Karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; ilk derece mahkemesince 24/02/2022 tarih, 2022/147 E., 2022/181 K., sayılı karar ile davayı görmeye Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin kesin yetkili olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ve dosyanın talep halinde Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın istinafı üzerine dairemizce 24/06/022 tarih, 2022/1254 E., 2022/1363 K., sayılı ilamla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, ilk derece mahkemesince 12/08/2022 tarihinde kararın 24/06/2022 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi yazıldığı, 12/08/2022 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, karar karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

1-Yetkisizlik kararının kesinleşmesi sonrası işlemler yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
6100 sayılı HMK’nın 20-(1) maddesinde görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler; “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dairemizin 24/06/2022 tarih, 2022/1254 E., 2022/1363 K., sayılı ilamının davacı vekiline 17/08/2022 tarihinde, ilk derece mahkemesinin davanın açılmamış sayılmasına dair 12/08/2022 tarihli ek kararının ise 20/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu belirlemelere ve anılan hükme göre, ilk derece mahkemesince öncelikle dairemizin 24/06/022 tarih, 2022/1254 E., 2022/1363 K., sayılı ilamının davacı vekiline tebliğ edilmesi, davacı vekilince (2) hafta içinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmez ise bu kez davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, dairemiz kararı tebliğinden önce ve (2) haftalık süre başlamadan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmadığından kararın kaldırılması gerekmiştir.
Davacı vekili, dairemiz kararının tebliğinden itibaren (2) haftalık süre dolmadan (m.20/1) istinaf dilekçesi içerisinde dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiği görülmüştür. Bu durumda ilk derece mahkemesince yapılması gereken iş dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi olmalıdır.
2-Konkordato tedbirleri yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
Davacı vekili istinaf başvurusunda, ilk derece mahkemesince 24/02/2022 tarih, 2022/147 E., 2022/181 K., sayılı karar ile kaldırılan konkordato tedbirlerin devamına karar verilmesi talep etmiş ise de, tedbirlere kesin yetkili mahkeme tarafından karar verilmesi gerektiğinden ve kesin yetki nedeniyle davanın usulden reddi halinde tedbirlerin kaldırılması gerektiğinden bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir (“Kesin yetki nedeniyle davanın usulden reddi kararıyla birlikte alınan konkordato tedbirlerinin kaldırılması gerekir” Yargıtay 6. HD., 24/11/2021 tarih, 2021/4808 E., 2021/1790 K.).
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kısmen reddine, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesince kaldırılmasına, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/147 Esas – 2022/181 Karar sayılı 12/08/2022 Tarihli Ek Kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın 6100 sayılı HMK’nın 20-(1) maddesi uyarınca yetkili mahkemeye gönderilmesi işlemlerinin yapılması için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/10/2022

….
Başkan ….
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.
….
Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip ….
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*