Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2008 E. 2022/1633 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2008 – 2022/1633
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2008
KARAR NO : 2022/1633

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2022
NUMARASI : 2022/334 Esas – 2022/341 Karar

DAVACI :……
DAVALI :……
:……
VEKİLİ :……

DAVA TÜRÜ : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/01/2022

KARAR TARİHİ : 27/09/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 27/09/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; dava dışı işçi …’in çalıştığı işyerini de kapsayan ihale sonucu sözleşme yaptığı davalı şirketler aracılığı ile güvenlik hizmeti aldığı, dava dışı işçinin iş akdinin feshedildiği, işçinin Akçakoca İş Mahkemesi 2013/274 E sayılı dosyasında işçilik alacakları davası açtığı, Mahkemenin 2016/310 K sayılı kararı ile işçilik alacaklarının ödenmesine karar verdiği, Sakarya 1. İcra Müdürlüğü 2017/22396 E sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı, icra işlemine maruz kalmamak için dosya borcu olan 15.349,33-TL’nin 18.03.2021 tarihinde ödendiği, 15.349,33-TL’nin ödeme günü olan 18.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek sözleşme faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar Has güvenlik, Ulusoy Güvenlik, STK Güvenlik vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile aralarında imzalanan hizmet sözleşmesine göre taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu, yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmesi, İş Kanunu 2. maddesinde; “Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.”hükmünün bulunduğu,asıl işverenin alt işveren ile birlikte sorumlu olduğunun, davacının yaptığı ödemeden dava ile haberdar oldukları, herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunulmadığı, davacıdan ihale ile iş aldıkları, davacının, ihaleye çıktığı işçi sayısını zaman içerisinde düşürdüğü, ilk başta ihale ettikleri sayıyı depoları kapatarak azaltmaları sonucu, işçileri size iade ettik işten çıkartmadık, yönünde ki beyanlarının hakkın kötüye kullanılması olduğu, hiç bir ihtarda bulunmayan davacının davası dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, davacı arasında imzalanan sözleşmelerin yada teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle davacı şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı, ihale şartnamesinde yazmayan hiç bir kalemi işçilere ödemesinin mümkün olmadığı, davacının kıdem tazminatı yönünden herhangi bir ödeme yapmadığı, davacının şirketlerine ödemediği bir kalemi talep ederek sebepsiz zenginleştiği, davacının kusurundan kaynaklanan davalarda kendilerine rücu imkanı bulunmadığı, davacının, ihale ile işçi sayısını azaltarak depolarını kapattığı, bu durumdan herhangi bir kusurlarının olmadığı,bilirkişinin kusur değerlendirmesi yapması gerektiği, Sayıştay 5. Dairesinin 2015/228 sayılı kararı ile de kıdem tazminatından asıl işverenin sorumlu olacağı ve alt işverene rücu edemeyeceğinin belirtildiği, davacının ödediği vergileri de talep ettiği, ödediği verginin davalıyı ilgilendirmeyip, iş bu dava sonunda haklı çıkmaları şartıyla vergi dairesinden geri ödenmesi yada mahsubu için talepte bulunabileceği. ödenen verginin iadesinin talep edileceği görevli mahkemenin de huzurda ki mahkeme olmadığı, alacakların zamanaşımına uğradığı, davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Mahkememizin Yetkisizliği nedeni ile davanın usulden Reddine,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca mahkememizin yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde taraflardan birinin talebi halinde dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi GÖNDERİLMESİNE, süresi içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine ilişkin talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yetki itirazında bulunan davalılar yönünden dosyanın ayrılarak yetkisizlik kararı verilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını; davalı şirketlerin yerleşim yeri Uşak olduğuna göre; dosyanın ayrılarak bir kısmının Kocaeli mahkemelerinde görülmesi, diğer kısmının Ankara mahkemelerinde görülmesi hiçbir tarafın yararına olmayacağını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2022 Tarih – 2022/334 Esas – 2022/341 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının rücuen tazmini istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince yetkisizlik kararı verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalılar STK Güvenlik Sistemleri Özel Güv. Tic. Ltd. Şti, Ulusoy Özel Güvenlik Hizmetleri ve Has Özel Güv. Danış. Eğt. Alarm Cih. ve Sis. Ltd. Şti.’nce yasal süresinde yetki itirazında bulunulduğu dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01/10/2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Davacı Toprak Ofisi Genel Müdürlüğü ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, bu sözleşme ve eklerinden doğabilecek uyuşmazlıklar için Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür.
Taraflar tacir olup somut olayda kesin yetki kuralının bulunmaması, davalıların vekillerinin cevap dilekçesi ile süresinde yetki itirazlarında bulunması ve 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetkiye dair yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/09/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*