Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1813 E. 2023/1915 K. 20.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1813
KARAR NO : 2023/1915

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2022
NUMARASI : 2021/200 Esas – 2022/247 Karar

DAVACI : GAP SU MOTORLU ARAÇLAR İŞ MAKİNALARI İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : VEHER NAKLİYAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2021

KARAR TARİHİ : 20/11/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 08/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının oto galeri alım-satımı işini yaptığını, bu kapsamda tedarik ettiği araçları satarak faaliyet gösterdiğini, davacının bu amaçla davalı borçlu tarafından satılmakta olan 14 aracı satın almak için davalı ile iletişim kurduğunu ve tarafların araçların alınması hususunda mutabakata vardıklarını, taraflar arasında yapılan anlaşmaya istinaden söz konusu 14 araca ilişkin olarak davalı şirkete 600.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacı şirketin taraflar arasındaki mutabakat gereğince gerekli peşinatı ödediğini ancak davalının söz verdiği 14 aracın satışını yapmadığını, davalı taraftan kaynaklanan sebeplerle 14 araç yerine sadece 4 aracın satışının gerçekleştiğini, satışı gerçekleşen araçların sadece …, …, … V … plakalı araçlar olduğunu, mail olarak gelen ve sonrasında karşı tarafça whatsapp üzerinden gönderilen listeye göre bu araçların satış bedellerinin … plakalı aracın satış bedelinin 80.000,00 TL, … plakalı aracın satış bedelinin 90.000,00 TL, … plakalı aracın satış bedelinin 68.000,00 TL ve … plakalı aracın satış bedelinin 68.000,00 TL olduğunu yani satışı yapılan toplam bedelin 306.000,00 TL olduğunu, bu bedeller üzerinden de 09.11.2020 tarihinde Kartal 16. Noterliğinde satışının yapıldığını, davalının, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, bakiye ücreti iade etmediği gibi geriye kalan 10 adet aracın satışını da yapmadığını, araçların satışı yapılmadığı gibi en başta 14 araç için gönderilen peşinattan kalan bakiyenin ödenmediğini, davacının 14 araç için 600.000,00-TL ödediğini, satışı yapılan araçların satış bedelinin 306.000,00 TL olduğu dikkate alındığında iade edilmesi gereken 294.000,00 TL bakiye borç bulunduğunu, araçların satışı noterde resmi olarak yapıldıktan sonra davalının kendisinde kalan paraya denk gelecek şekilde 30.11.2020 tarihli ve 899 numaralı 85.000,00 TL bedelli, 900 numaralı 42.000,00 TL bedelli, 901 numaralı 42.000,00 TL bedelli ve 898 numaralı 75.000,00 TL bedelli fiyat farkı faturaları kestiğini, bu faturalara noter kanalıyla itiraz edildiğini, davalının müvekkiline ihtarname göndererek düzenlenen faturalara istinaden davacının herhangi bir alacağının kalmadığını bildirdiğini, davacının da davalıya ihtarname göndererek 600.000,00-TL peşinattan artakalan 294.000,00 TL’nin ödenmesini ihtar ettiğini ancak ihtarın sonuçsuz kaldığını ve davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borca itiraz ettiğini, davalı tarafça fiyat farkı faturası kesilmesinin resmi satış sözleşmeleri yapıldıktan sonra gerçekleştiğini, iddialarının resmi belge ile ispatlı olduğunu, satış sözleşmelerinde davalının satış bedelinin tamamını aldığını ve satış bedellerini belirtmiş olduğunu, sonrasında kesilen fiyat farkı faturalarının hiçbir hükmü bulunmadığını, ortada resmi belge bulunması nedeniyle aksinin yine yazılı bir belge ile ispat edilmesi gerektiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalının taşımacılıkta kullandığı 3 ve 7 yaşını geçen 14 aracını satarak yenilerini almaya karar verdiğini, 14 yeni araç alımı ve 14 adet 3 ve 7 yaşını aşkın aracını satmaya karar verdiğini, bu hususta davacı ile görüştüğünü, taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucu 14 aracın davacıya satılması, satış ve devir işlemlerinin ancak davalı şirketçe yeni satın alınan araçlar davalıya teslim edildikten sonra yapılması, davacı tarafından gelen talep üzerine satış bedellerinin noterde resmi satış düşük gösterilmesi konusunda mutabık kaldıklarını, davalı ile davacının 4 adet kamyonet vasfında araç 10 adet kamyon vasfındaki aracın satışı konusunda görüşmeler yaptığını, görüşmelerde davalının taşımacılık faaliyetlerini sürdürmesi için araçlara ihtiyacı olduğundan 14 aracın satış ve devir işlemlerinin ancak davalı şirkete yeni satın alınan araçlar teslim edildikten sonra yapılacağı konusunda mutabık kalındığını, davalının yeni aldığı küçük araçların teslim edildiğini, davalının elindeki 3 yaşından büyük 4 adet kamyonet vasfındaki küçük aracı satarak devredebilecek imkana sahip olunca taraflar arasında …,…, …,… plaka sayılı 4 adet küçük aracın 550.000 TL bedelle satımı konusunda satış sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre 4 adet aracın bedeli olan 550.000 TL’nin noter satışının yapıldığı gün davalının banka hesabına yatırılacağını, davacının davalıdan satış bedelinin daha düşük gösterilmesini talep ettiğini ve tarafların satış bedelinin daha düşük gösterilmesi konusunda anlaştıklarını, davacının davalıdan noter resmi satışında kullanılmak üzere düşük bedel üzerinden satış bedellerini gösterir liste göndermesini istediğini, davalının düşük bedel üzerinden mail yoluyla liste gönderdiğini, davacının liste halinde gönderilen bedellerin çok düşük kaldığını, yükselterek gönderilmesini talep ettiğini bunun üzerine davalının yeni bir liste gönderdiğini, …, …, …, … plaka sayılı 4 adet küçük aracın 550.000 TL bedelle satımı konusunda anlaşmaya müteakiben söz konusu araçların 09.11.2020 tarihinde noter aracılığıyla satış yapılmak suretiyle davacıya satıldığını, 4 adet aracın toplam satış bedeli olan 550.000,00 TL’nin davacı tarafça noter satışının yapıldığı gün “araç satış bedeli” açıklamasıyla EFT yapılarak davalının T.C. Ziraat Bankası hesabına gönderildiğini, davacı tarafından davalıya söz konusu …, …, …, … plaka sayılı 4 adet araç satın alınırken diğer büyük araçların kapora bedeli olarak 50.000 TL gönderdiğini, davacının iddiasının aksine kamyon vasıflı 10 aracı satın almaktan davacının vazgeçtiğini, davalının bu araçları satmaktan vazgeçmediğini, davalının satın almış olduğu kamyon vasfındaki yeni büyük araçların Covid 19 koşulları nedeniyle tedarik edilmesi noktasında sorunlar yaşanması nedeniyle teslimatların geciktiğini, bu hususun davacı tarafa açıklandığını, davacının araçları satacağı kişinin gecikmeyi kabul etmediğini belirterek 10 aracı almaktan caydığını, davacının 10 aracı satın almaktan caydığını davalıya bildirmesi üzerinde davalının 50.000 TL kapora bedelini – 08.12.2020 tarihinde davacıya iade ettiğini, davalının hesabına yatırılan 550.000,00 TL nin iddia edildiği gibi 14 aracın ön ödemesi olmadığını noterde satış, devir ve teslimi yapılan 4 aracın bedeli olduğunu, davalının davacının talebiyle …, …, …, … plaka sayılı 4 adet aracın satım bedelini noter satışında düşük gösterdiğini, gerçek satım bedelinin 550.000 TL olması nedeniyle eksik kalan fatura bedellerine ilişkin olarak 30/11/2020 tarih … numaralı 75.000,01 TL bedelli 30/11/2020 tarihinde … numaralı 85.000,00 TL bedelli, 30/11/2020 tarih … numaralı 42.000,00 TL bedelli, 30/11/2021 tarih … numaralı 42.000,00 TL bedelli faturaları düzenleyerek davacıya gönderdiğini, faturaların 09/11/2020 tarihinde …, …, …, … plakalı araçların satış bedeli olarak gönderilen 550.000,00 TL lik ödemeye istinaden kesilen faturalar olduğunu, davalının faturalara kötüniyetli olarak itiraz ederek icra takibi başlattığını, davacının 600.000,00 TL yi 14 adet aracı satın almak için ön ödeme olarak davalıya ödediği iddiasının maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, …,… , …, … plaka sayılı 4 adet aracın noterden satışının yapılarak araçların tesliminin davacıya yapıldığı gün yapılan ödeme satın alınan araçların ödemesi olduğunu, davacının yapmış olduğu ödeme açıklamasında ön ödeme yazmadığını, araç satış bedeli yazdığını, satıştaki gerçek bedelin banka kayıtları ve araçların rayiç bedelli ile sabit olduğunu, müvekkilinden satın alınan araçların gerçek bedellerinin noter satışında gösterilen bedel olmasının hayatın olağan akışına, ticari örf ve adetlere, piyasadaki rayiç bedellere tamamen aykırılık teşkil edeceğini, araç alım satışı işini meslek haline getirmiş basiretli her bir tacirin işbu araçların piyasa bedellerini bilebilecek bilgi ve deneyime sahip olduğunu, söz konusu araçların piyasadaki rayiç bedelinin araştırılarak alanında uzman bilirkişiden alınacak rapor ile de davacının iddialarının maddi gerçekliğe aykırı olduğu hususunun açıklığa kavuşacağını, vergi ve harç ödemekten imtina etmek amacıyla tarafların yapmış olduğu noterdeki muvazaalı işlemin idarece tespit edilmesi halinde yapılan satış sözleşmesindeki gerçek bedelin tespitinin yapılması gerektiğini, söz konusu noterde satış işlemindeki muvazaanın, nispi muvazaa olduğunu, davacının davalıdan satın aldığı 4 aracı toplam 592.000 TL bedel ile satışa çıkardığını, davacının internet sitesine koymuş olduğu fiyatlar dahi davacının muvazaalı işlem yaptığını tek başına ispatlar mahiyette olduğunu, davacının piyasaya satmak amacıyla belirlediği bedellerin neredeyse yarı fiyatına işbu araçları davalıdan satın almasının ticari örf ve teamüllere aykırı olduğunu, hiç kimsenin kendi tarafı olduğu muvazaayı ileri sürerek kazanç elde edemeyeceğini, davacının açıkça dürüstlük kuralına aykırı davranarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddine,, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın kısmen kabulü ile;
-Davalının Gölcük İcra Müdürlüğü’ nün 2021/115 Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 244.000,00 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
-Alacak likit olduğundan 244.000,00 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece yeterli ve gerekli inceleme yapmadan karar vermiş olduğunu; 13/01/2022 tarihli 2 nolu celsede tanıklar hazır olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından tanıklar dinlenmeden huzurdaki karar tesis edildiğini; dosya kapsamındaki araç satış sözleşmelerinde yer alan kasko bedelleri, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu iddilarını ispatlar nitelikte olmasına rağmen gerekli inceleme yapılmadan karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu; satıştaki gerçek bedel; banka kayıtları, araçların rayiç bedelleri ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuyla ile sabit olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf satışa konu araçların satış tutarının resmi senette yazan tutardan fazla olduğu iddiasını destekleyici herhangi bir delil de sunamadığını; davalı tarafın hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere aykırı bir şekilde haksız ve hukuka aykırı olarak zenginleşmek için sonradan fiyat farkı adı altında fatura kestiğini, bu yolla iade etmek zorunda olduğu bedeli iade etmemeye çalıştığı açıkça anlaşıldığını beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2022 Tarih – 2021/200 Esas – 2022/247 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; faturadan kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, faturadan kaynaklanan alacağının tahsili için Gölcük İcra Dairesi’nin 2021/115 Esas sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davacının, davalı tarafından 23/10/2020 tarihli mail ve ekindeki listeye göre 14 aracın satışı konusunda anlaştıklarını, kapora olarak 600.000,00 TL ön ödeme yaptığını, satımı kararlaştırılan araçlardan resmi noter sözleşmelerine göre … plaka sayılı aracın 68.000,00 TL, … plaka sayılı aracın 68.000,00 TL,… plaka sayılı aracın 90.000,00 TL, … plaka sayılı aracın 80.000,00 TL bedelle satın alındığı, araçların toplam satış bedelinin 306.000,00 TL olduğunu ileri sürdüğü, davalının araç satış faturalarının yanı sıra 30/11/2020 tarih … sayılı 85.000,00 TL bedelli, 30/11/2021 tarih … sayılı 42.000,00 TL bedelli, 30/11/2021 tarih … sayılı 42.000,00 TL bedelli ve 30/11/2020 tarih … sayılı 75.000,01 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlediği, davacının bu faturaları Kartal 23. Noterliği’nin 08/12/2022 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile itiraz ettiği ve Üsküdar 13. Noterliği’nin 18/12/2020 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile 294.000,00 TL’nin ödenmesini ihtar ettiği, davalının resmi satış sözleşmesindeki bedellerin davacının daha az vergi vermek için talebi üzerine belirlendiğini, araçların gerçek satış değerinin toplam 550.000,00 TL olduğunu savunduğu, ilk derece mahkemesince bilirkişiden 07/03/2022 tarihli rapor alındığı, raporda; satışa konu araçların kasko değerleri ile davacının araçları aldıktan sonra satış için ilana koyduğu bedellerin belirlendiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, satış sözleşmesine konu araçların satış bedellerinin ne kadar olduğu noktasındadır.
Davacı, davalı tarafından gönderilen adi yazılı araç bedel listesi ile resmi noter senedinde yazılı araç bedellerinin satış bedeli olduğunu ileri sürmekte, davalı ise bu durumun vergiden kaçınmak için muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davacının araç bedeli olarak gönderdiği banka havalesindeki açıklamanın geçerli olduğunu savunmaktadır.
Davalının savunması bedelde muvazaa yapıldığına ilişkindir.
Taşınır satışları 6098 sayılı TBK’nın 209 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK’nın 210.maddesi uyarınca taşınır satışlarında satıcının borcu malın mülkiyetini geçirmek, TBK’nın 232.maddesi uyarınca alıcının borcu ise taraflar arasında kararlaştırılmış satış bedelini ve satınalınanı devir almaktır. Alım satım sözleşmesinde “bedel” sözleşmenin bir unsuru değildir. Sözleşmede bedel kararlaştırılmamış ise veya sözleşmenin bedele ilişkin kısmı geçersiz hale gelmiş ise eşyanın bedeli TBK’nın 233.maddesinde yer alan “Alıcı, satış bedelini belirtmeksizin, malı alacağını kesin olarak bildirmişse satış, ifa yeri ve zamanındaki ortalama piyasa fiyatı üzerinden yapılmış sayılır. Satış bedeli, satılanın ağırlığına göre hesaplanıyorsa, darası indirilir. Bazı ticari malların satışında, daralı ağırlıktan miktar olarak ya da yüzde hesabıyla bir indirim yapılmasına veya bedelin, daralı ağırlık üzerinden belirlenmesine ilişkin ticari teamüller saklıdır” hükmü uyarınca belirlenmelidir.
Taraf muvazaasının kural olarak yazılı delille ispatı gerekiyor ise de, karşı tarafın ikrarı veya yemin delili yoluyla da ispatı mümkündür. Davalının sözleşilen bedelin, devir sözleşmesinde gösterilen bedelden daha yüksek olduğunu yazılı delil ile kanıtlaması gerekmektedir.
Eldeki uyuşmazlıkta, davacı ise 14 araç için 600.000,00 TL kapora olarak ön ödeme yaptığını, sadece dört aracın devredildiğini ileri sürmekte, davalı ise araç satış bedellerinin daha yüksek olduğunu ve davacının gönderdiği paranın devredilen dört aracın satış bedeli olduğunu savunmaktadır. Araç satış sözleşmeleri incelendiğinde dört aracın tamamının 09/11/2020 tarihinde noterde satılıp devredildiği, 600.000,00 TL bedelin de aynı gün yani 09/11/2020 tarihinde “araç satış bedeli” açıklaması ile gönderildiği görülmektedir. 07/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda, araçların kasko bedelleri ile davacının satın aldıktan sonra tekrar satmak için belirleyip ilana koyduğu bedellerin belirlendiği, bu bedellerin resmi satış sözleşmesinde belirlenen bedellerden yüksek olduğu ve davacının ilanda belirlediği bedellerin davalının savunduğu bedellerle uyumlu olduğu görülmektedir. Diğer yandan, uygulamada alıcı ve satıcının daha az vergi ödemek için noterde satış bedellerini düşük gösterdikleri de bilinen bir durumdur.
Tüm bu belirlemelere göre, davalının davacı ile bedelde muvazaa yaptıklarını savunduğu, davacının parayı ileri sürdüğünün aksine “araç satış bedeli” açıklaması ile gönderdiği, davacının dayandığı araç bedel listesinin muvazaa amacıyla düzenlendiği, bilirkişi raporunun araç bedellerine ilişkin davalı savunmalarını doğruladığı, banka dekontunun davacı tarafından oluşturulması nedeni ile bedelde muvazaa yönünden yazılı delil olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacının davalıdan istirdat edeceği bakiye alacağı bulunmadığından davanın reddinin gerektiği sonucuna varılmakla, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekilleri ile davalı şirketin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜNE; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2022 Tarih – 2021/200 Esas – 2022/247 Karar Sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın REDDİ ile,
b-Alınması gerekli maktu 269,85 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 3.550,79 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 3.280,94 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
ç-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 46.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-Dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecine yönelik, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanuna göre ve davalı aleyhine açılan davanın reddedilmesi nedeniyle davacıdan tahsili için hazineye müzekkere yazılmasına,
f-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
c-Davalı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 98,10 TL posta masrafı olmak üzere toplam 318,80 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davalının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
e-İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince Gölcük İcra Dairesi’nin 2021/115 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın (nakit/teminat mektubu) yatırana iadesine,
f-Kararın 6100 sayılı HMK’nın’nın 359-(4) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/11/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*