Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :2022/1812
KARAR NO :2023/1936
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :21/04/2022
NUMARASI :2021/317 Esas – 2022/259 Karar
DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. …- …
DAVALI : …(T.C. NO: …) -…
VEKİLİ :Av. …- …
DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :30/04/2019
KARAR TARİHİ :23/11/2023
KR. YAZIM TARİHİ :23/11/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça Yapı ve Kredi Bankası … Şubesine ait, 17/01/2019 keşide tarihli, … seri numaralı, 44.500,00 TL bedelli çeke istinaden müvekkili aleyhine Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/359 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, 13/03/2019 tarihli kapak hesabına göre dosya borcunun tamamının 58.896,64 TL olduğunu, davacının bu icra dosyasındaki borcu ödediğini, bu ödemelerin icra dosyasındaki alacaklı vekili Av….’nun hesabına 12.03.2019 tarihinde 49.000,00 TL, 12.03.2019 tarihinde 2.979,84 TL, Körfez İcra Müdürlüğünün kasa hesabına 13.03.2019 tarihinde 6.916,80 TL olarak yapıldığını, bu üç ödemenin toplamının son ödemelerin yapıldığı 13/03/2019 tarihinde yapılan dosya kapak hesabına karşılık gelen 58.596,64 TL olduğunu, ödemelerin tamamının QNB Finansbank aracılığıyla yapıldığını ve dekontlara 17/01/2019 tarih ve 44.500,00 TL bedelli çek ve 2019/359 dosya açıklaması yazılarak ödemenin neye istinaden yapıldığının açıkça belirtildiğini ve bu suretle takibe konu borcun tamamının ödendiğini ve davalının bu icra dosyasını kapatması gerektiğini, davalının cari hesap ilişkisi dolayısıyla başka alacaklarının da olduğunu iddia ederek bu alacaklar ödenmediği sürece icra dosyasındaki hacizleri kaldırmayacağını, davalının Körfez İcra Müdürlüğü’ nün 2019/359 Esas sayılı dosyasındaki alacağını tahsil etmesine rağmen 14.03.2019 tarihinde haciz talebinde bulunduğunu, alacaklı vekilinin aldığı ödemeleri icra dosyasına bildirmediğini, davacının hesaplarına haciz konduğunu, davacının uzun yıllardır çalıştığı Ziraat Bankasının icra dosyasına haciz ihbarnamesi üzerine ödeme yaptığını, iş bu dosya ikame edilmeden önce Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/177 D. iş sayılı dosyasında yine Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/359 Esas sayılı dosyasında icra veznesindeki paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacı adına 8.834,50-TL teminat ödendiğini beyanla davacının aynı icra dosyasındaki aynı paranın menfi tespit davası sonuçlanıncaya dek davalıya ödenmemesi için teminat yatırdığından aynı icra dosyasındaki aynı para için yatırılan teminatın Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/177 diş sayılı dosyasından teminat olarak iş bu dosyaya celbine, davacıdan mükerrer olarak teminat alınmamasına, anılan icra dosyasından dolayı davalıya davacının borçlu olmadığının tespitine, %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya Körfez İcra Müdürlüğü’nün 2019/359 E. sayılı dosyası ile ilgili olarak indirim taahhüdünde bulunulmadığını, davalı şirket yetkilisi … Hanım ile yapılan görüşmede çeke ilişkin yapılan takibin kesinleştiği, cari hesap için de ayrıca takip yapıldığı, cari hesaba ilişkin yapılan takip dosyasında borcun çeke ilişkin takipte olduğu gibi kabarmaması için cari hesap borcunun takip kesinleşmeden ödenmesi halinde 2019/480 Esas sayılı takibin işlemden kaldırılacağının bildirildiğini, davacının bilinen tek icra dosyasının çeke ilişkin takip dosyası olduğunu ileri sürdüğünü, yapılan görüşmede cari hesap alacaklarına ilişkin Körfez İcra Dairesinin 2019/480 Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarının bildirildiğini, davacı vekiline 51.979,84 TL ödenmesi halinde 2019/480 E. sayılı takip dosyasının işlemden kaldırılacağının bildirildiğini, davacı vekilinin talebi ile düzenlenip davacı vekiline mail yolu ile gönderilen belgede “Körfez İcra Müdürlüğü’nün 2019/480 E. sayılı icra takip dosyası ile alakalı olarak 51.979,84 TL 12.03.2019 tarihinde ödendiği takdirde, dosyanın haricen kapatılacağını ve icra ceza davasından feragat edileceğini beyan ederim” şeklinde açıklama olduğunu, dolayısı ile cari hesap alacağına ilişkin yeni bir takip yapıldığının hem davacı asil hem de vekillerine sözlü ve yazılı olarak bildirildiğini, ödeme yapılması üzerine de beyan ettikleri şekilde 2019/480 E. sayılı dosyanın 12.03.2019 tarihinde kapatıldığını, davacının kötü niyetli olarak dekontlara çek ödemesi yazdığını ve bu durumun davacının Kocaeli 6. Noterliği kanalıyla gönderdiği ihtarname ile öğrenildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği cari hesap ilişkisi bulunduğunu, cari hesaba ilişkin mutabakat formu bulunduğunu, 30.12.2018 tarihli cari hesap mutabakat formu ile davacı Göçmen Börek San. ve Tic. A.Ş.’nin davalıya 64.992,44 TL borçlu olduğunun sabit olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin mutabakat tarihinden sonra da devam ettiğini, davalı tarafından davacıya kesilen faturalara da itiraz edilmediğini, dolayısı ile takip tarihi itibari ile davalının davacıdan cari hesap alacağı olduğu hususunda herhangi bir ihtilaf olduğundan söz edilemeyeceğini bu durumun tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ile de ortaya çıkacağını, davanın kabul edilmesi halinde dahi davacının kötüniyet tazminatı talep edemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın KABULÜ ile; Davacının Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/359 esas sayılı dosyası ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, Koşullar oluşmadığından davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının banka dekontlarına 2019/359 ve çek yazmak sureti ile dürüstlük kuralına aykırı davrandığı yönündeki iddialarının değerlendirilmediğini, davacının dekontlara tahsil kabiliyeti olan başka bir dosya numarasına dair açıklama yazmasının, hukukun temel ilkelerinden olan dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil ettiğini, cevap dilekçelerinde ve delil dilekçelerinde belirtilen delillerin toplanmadığını ve gerekçeli kararda neden delillerin toplanmadığına ilişkin bir açıklamada bulunulmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; arabuluculuk ücretinin davalı yerine davacıya yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının arabuluculuğa başvurmuş ise, bunun müsebbibinin Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ve bu kararla uyumlu ve Yargıtay ihtisas dairesince de benimsenmiş yaygın istinaf uygulaması olduğunu, arabuluculuk ücretinin davalıya yükletilmeyecek ise, adil olan arabuluculuk masrafının hazine üzerinde bırakılmasını, Mahkeme kararının kötüniyet tazminat taleplerinin reddine dair hükmü yönünden kaldırılmasını ve davalının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; yargılamanın başından itibaren davalıya ve vekiline bu dosyanın kapak hesabı toplamının bu kadar etmediği ve HMK m.29 hükmü gereği dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğüne tabi olduklarının hatırlatıldığını ve defaatle sorulduğunu, daha önce gönderilen tutarları icra dosyasına bildirmeyen vekile tekrar ödeme yapmanın akıl dışı bir davranış olacağını, bakiye 6.916,80-TLnin mecburen icra dosyasına ödenmiş olduğunu bunun bir çelişki olmadığını, netice itibariyle dekontta işaret edilen borcu süküt ettiğini, Körfez İcra Müdürlüğü’nün 2019/359 E. sayılı dosya borcunun tamamen ödendiğini, kanun hükmü gereği davalının iddiasının huzurdaki davada tartışılmasının mümkün olmadığını, esasen davalının iddialarına cevap verme lüzumunun da olmadığını, maddi gerekçelerin davalının hukuken bir değeri olmayan iddialarının aynı zamanda mantıksız olduğunu ve davalının kötüniyetli olduğunu ispat ettiğini belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/04/2022 tarih, 2021/317 Esas – 2022/259 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK.’nun 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalı alacaklının keşidecisi Baker Teknik İnşaat Sanayi ve Ticaret A..Ş., lehtarı davacı borçlu, keşide tarihi 17/01/2019 olan, Yapı Kredi Bankası A.Ş. Körfez Şubesi’nden verilme, … seri numaralı, 44.500,00 TL bedelli çeke dayalı olarak Körfez İcra Müdürlüğü’nün 2019/359 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, davacının 12/03/2019 tarihinde alacaklı vekiline 49.000,00 TL ve 2.979,84 TL, 13/03/2019 tarihinde icra veznesine 6.916,80 TL ödeme yaptığı, Kocaeli 6. Noterliği’nin 14/03/2019 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tüm borcun ödendiği gerekçesi ile icra dosyasının kapatılmasını ihtar ettiği, takibin kapatılmaması üzerine eldeki davayı açtığı; davalı alacaklının, cari hesap alacağı için Körfez İcra Dairesi’nin 2019/480 esas sayılı dosyasında takip yapıldığını, davacının yaptığı ödemelerin bu dosya için yapıldığı ve 12/03/2019 tarihinde ödeme yapılması üzerine dosyanın kapatıldığını, taraflar arasındaki sözlü anlaşmaya aykırı olarak ödemelerin çek borcu için yapıldığını, İzmir 20. Noterliği’nin 19/04/2019 tarih … yevmiye sayılı ihtarname ile ödemelerin 2019/480 esas sayılı takibe ilişkin olduğunun davacı borçluya bildirildiğini belirterek davanın reddini talep ettiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurduğu, dairemizin 2020/1371 esas 2021/968 karar sayılı ilamı ile: “…Eldeki uyuşmazlıkta, taraflar ödemenin varlığı hususunda değil, ödeme yapıldığı belirtilen borcun hangisi olduğu noktasında anlaşamamaktadır. Mahkemece, ödemelerin Körfez İcra Müdürlüğü’nün 2019/359 Esas sayılı icra dosyası için yapıldığı kabul edilmiş ise de, yapılan araştırma yeterli değildir. Taraflar arasında birden fazla borç ilişkisi ve iki ayrı takip olduğu sabit olmakla birlikte Körfez İcra Dairesi’nin 2019/480 esas sayılı dosyanın getirtilmediği, bu takip dosyasının açılış ve kesinleşme tarihlerinin belirlenmediği, davalının aralarında anlaşma olduğuna dair iddiasına dair yazılı delili var ise sorulmadığı ve yukarıda anılan hükümlerin kararda tartışılmadığı görülmüştür. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; Körfez İcra Dairesi’nin 2019/480 esas sayılı dosyanın getirtilmesi, delil olarak sunulan USB, E-Mail, Mutakabat ve dosyadaki diğer delillerle birlikte icra takip dosyalarının açılış tarihleri ile 6098 sayılı TBK’nın 101. ve 102. maddeleri dikkate alınarak ödemelerin hangi dosya için yapıldığı değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.” Gerekçesiyle kaldırıldığı, mahkemece kaldırma sonrası yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı tarafların istinaf yasa yoluna başvurdukları anlaşılmıştır.
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin incelenmesinde;
Uyuşmazlık, davacı borçlu tarafından yapılan ödemelerin Körfez İcra Müdürlüğü’nün 2019/359 Esas sayılı icra dosyasına için mi yoksa Körfez İcra Dairesi’nin 2019/480 esas sayılı icra dosyası için mi yapıldığı noktasındadır.
6098 sayılı TBK’nın 101. maddesine göre; “Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir.
Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır.”
Aynı Kanun’un 102. maddesine göre de; “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.”
Somut olayda; dosyaya sunulan 12.03.2019 tarihli 49.000,00 TL bedelli ve 12.03.2019 tarihli 2.979,84 TL tutarlı ödemelerin davacı tarafından açıkça yazılmak suretiyle 2019/359 esas sayılı takip dosyası ve bu dosyadaki çek için olduğunun yazıldığı görülmektedir. 6098 sayılı yasanın 101/1.maddesine göre; birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Yapılan ödeme borçlunun bildirdiği borç için yapılmış sayılır. Davacı borçlu tarafından açıkça takip numarasının ve takip dayanağı çeke ilişkin olduğu dekont açıklamasında yazıldığından davacı tarafından yapılan 12.03.2019 tarihli 49.000,00 TL bedelli ve 12.03.2019 tarihli 2.979,84 TL tutarlı ödemelerin Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/359 esas sayılı takip dosyasına yapıldığı yönündeki mahkeme kararı yerindedir.
Yine davacı tarafından 13.02.2019 tarihinde Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/359 esas sayılı takip dosyasına 6.916,80 TL daha ödeme yaparak, dosyada bulunan ödeme ödeme tarihindeki kapak hesabına göre toplam borcun bu şekilde ödendiği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetlidir.
Davalı taraf davacı ile 12.03.2019 tarihli ödemeler için Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/480 esas sayılı takibi için anlaştıklarını savunmuş ise de; davalı tarafından dosyaya sunulan 11.03.2019 tarihli mailin 6098 sayılı yasanın 3. Vd. maddelerine göre öneri mahiyetinde olduğu, anılan önerinin davacı tarafından kabul edildiğine dair bir delilin de bulunmadığı gibi davacının az yukarıda detaylandırıldığı üzere ödemeleri davaya konu edilen Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/359 esas sayılı takip dosyasına yapması karşısında davalının anılan önerisinin davacı tarafından kabul edilmediği anlaşılmış, davacının anılan ödemelerinde kötü niyetli olduğuna dair bir delil de sunulmadığından davalının bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Yine davalı taraf yemin ve diğer delillerinin toplanmadığını beyan etmiş ise de, yapılan ödemelerin banka havalesi şeklinde yapılması, dekontlarda hangi borç için olduğuna dair detaylı açıklama bulunması, eldeki davanın miktar itibariyle 6102 sayılı yasanın 4/2.maddesine basit yargılama usulüne tabi olması, 6100 sayılı yasanın 318.maddesine göre delillerini cevap dilekçesinde bildirmesinin gerektiği, davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı, dolayısıyla anılan delile başvurulmamasının yerinde olduğu, mevcut deliller ile yargılama aydınlatıldığından ve çeklerin ticari defterlere kaydedilmesi zorunlu belgelerden olmadığı gibi 6100 sayılı yasanın 200 ve 201.maddeleri gereği de tanıkla ispat edilecek davalardan da olmadığı nazara alındığında davalının istinaf istemleri yerinde görülmemiştir.
2- Davacı vekilinin istinaf isteminin incelenmesinde; 2004 sayılı yasanın 72/5. Maddesine göre; menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Eldeki olayda davalı alacaklının takip başlatmada kötü niyetli olduğuna dair bir delil olmadığından mahkemece kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi yerindedir.
6100 sayılı yasanın 323.maddesinde yargılama giderlerinin neler olduğu maddede tek tek sayılmıştır. Buna göre yargılama giderleri; Başvurma, karar ve ilam harçları, dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlenmesine ilişkin giderler, keşif giderleri, tanık ile bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler, vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti ile yargılama sırasında yapılan diğer giderlerdir. Bundan ayrı olarak özel kanunlarında yargılama giderlerinden sayılacağı belirtilen diğer giderler de yargılama giderlerindendir.
6325 sayılı yasanın 18/A-13. maddesinde dava şartı olan ara buluculuk ücretinin 2 saate kadar olan kısmının Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği ve fazlasının taraflarca karşılanacağı, bu miktarların yargılama giderlerinden sayılacağı düzenlenmiştir. Buna paralel düzenleme Ara buluculuk Yönetmeliğinin 26.maddesinde de yapılmış, dava şartı olan ara buluculuk ücretinin yargılama giderlerinden sayılacağı düzenlenmiştir.
Ancak eldeki davanın açıldığı tarih olan 30.04.2019 tarihi itibariyle menfi tespit davaları arabuluculuğa tabi davalardan olmadığı (Benzer yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/4471 esas 2021/5774 karar sayılı ilamı, Dairemizin 2021/128 esas 2021/1839 karar sayılı ilamı) dolayısıyla dava açılmadan önce yapılan arabuluculuk faaliyetinin ihtiyari arabuluculuk faaliyeti olduğu anlaşılmıştır.
İhtiyari arabuluculukta, arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı yasanın 7/2.maddesi, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 9/3.maddesi ve Arabuluculuk Ücret Tarifesinin 3/1.maddelerine göre taraflarca eşit ödeneceğinin düzenlendiği görülmektedir. Yasa koyucu ihtiyari arabuluculuk için, dava şartı olan arabuluculukta olduğu gibi açıkça yargılama giderlerinden sayılacağı yönünde bir düzenleme yapmadığından, ihtiyari arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olmayıp, mahkemece yargılama giderlerinden olmayan bir gider hakkında karar verilmesi hatalı olmuştur.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince düzelterek yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KISMEN KABULÜNE;
Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE;
1-)Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/04/2022 tarih, 2021/317 Esas – 2022/259 Karar Sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın KABULÜ ile;
Davacının Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/359 esas sayılı dosyası ile davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Koşullar oluşmadığından davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.552,12 TL harçtan peşin alınan 888,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.664,09 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 17.900,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından peşin yatırılan 888,03-TL harç ve 103,50-TL posta tebligat gideri olan toplam 991,53-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
e-Dava açılırken peşin yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
Davacı yönünden:
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 111,85-TL posta masrafı olmak üzere toplam 332,55-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı yönünden:
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 3.552,12-TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 888,03-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.664,09-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
b-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
c-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Katip …
¸e-imzalıdır.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*