Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1740 E. 2023/1697 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1740
KARAR NO : 2023/1697

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2022
NUMARASI : 2020/462 Esas – 2022/429 Karar

DAVACI : SINIRLI SORUMLU SOYLUKENT KONUT YAPI KOOPERATİFİ-…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … (T.C. NO: …) – …

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2020

KARAR TARİHİ : 25/10/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 27/10/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı taraf aleyhinde Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2017/33078 Esas sayılı dosyası ile aidat ödemelerini yapmaması nedeni ile icra takibi başlatılmış olup, başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, dosyaya itiraz edildiğinin UYAP’tan yapılan kontrol neticesinde öğrenildiğini, ancak itiraz evrağı ve itiraz üzerine takibin durduğuna dair tensip tutanağı taraflarına tebliğ edilmediğini, yasa gereğince itirazın iptali davası açma süresinin işlemeye başlamadığını, davanın yasal süre içerisinde açıldığını, davalı taraf kooperatif üyesi olup, Kooperatif üyesi olmasından kaynaklanan ve genel kurullarda belirlenen aidat ödemelerini yapma yükümlülüğü bulunduğunu, bu hususun üye tarafından da açıkça bilindiği halde herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı taraf icra dairesine yapmış olduğu itirazda tüm ödemelerini yaptığını, başkaca herhangi bir borcu bulunmadığını iddia ettiğini, ancak yasal düzenlemeler karşısında bu itirazların yerinde olmadığını, davalı tarafın yapmış olduğu tüm ödemelerin muhasebe kayıtlarına işlendiğini ve kendisine de gönderildiğini, icra takibi başlattıktan sonra davalı tarafça 7.000,00 TL’lik ödemesinin muhasebe kayıtlarına girmediği belirtilmiş ve evrakları gösterilmiş olduğundan yeniden muhasebe kayıtlarının kontrol edildiğini, yapılan kontroller neticesinde 7.000,00 TL’lik ödemenin muhasebe kayıtlarına girmediğinin fark edildiğini ve yeniden kayıtlarda düzenleme yapıldığını, bu nedenle de icra takibinde yer alan fazla ödeme için takibin devamının talep edilmediğini, Kooperatifler Kanunu ve Kooperatif Ana Sözleşmesi uyarınca genel kurul tarafından kooperatif giderlerini karşılamak amacıyla üyelerin ek ödemeler yapması hususunda karar alınmasının mümkün olduğunu, bu yolla kooperatifin giderlerinin karşılanacağını, yasal düzenlemeler uyarınca her yıl genel kurulda kararlaştırılan aidat miktarları bakımından davalının ödeme yapmadığı aidat miktarlarının belirlendiğini ve icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin dayanağının genel kurullarda alınan kararlar olduğunu, kaldı ki davalının yapmış olduğu tüm ödemelerin de muhasebe kayıtlarına girdiğini, ancak Kooperatif tasfiye edilmediği gibi, henüz ferdileşmeye de geçilmediğini, bu nedenle aidat ödeme borcunun devam ettiğini, eşitlik ilkesi gereğince aidat ödemeleri her üyeden tahsil edildiğinden davalının borcunun bulunmadığı yönündeki itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, nitekim bu hususun yapılacak bilirkişi incelemesi ile de net bir şekilde ortaya çıkacağını, davalının aidat ödemelerinin devam ettiğini bildiği halde haksız olarak başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenle yapılan haksız itiraz nedeniyle İcra İflas Kanunu 67. Maddesi uyarınca %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etiklerini, yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşmaya varılamadığını, tüm bu sebeplerle; öncelikle Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2017/33078 Esas sayılı icra dosyasındaki 31.901,90 TL tutarındaki alacak kısmı bakımından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız yapılan itiraz nedeni ile %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatif tarafından, diğer üyeler ile beraber şahsı hakkında açılmış olan icra takipleri ve davalardan dolayı gerek diğer kooperatif üyeleri ve gerekse şahsının yorulduğunu, hukuka ve yasaya aykırı olarak kooperatifin basiretsiz yöneticileri tarafından açılan icra takipleri ve davaların, kendisini hem maddi olarak hem de psikolojik olarak ciddi derecede yıprattığını, davacı her ne kadar dilekçesinde davayı zamanında açmış olduğunu iddia etse de davanın açılış tarihi itibari ile zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin aşıldığını, 2018 ve 2019 yıllarına ait sözde ödenmeyen aidatlarla alakalı da aynı şekilde hakkında Gebze İcra Dairesinde 2019/42855 Esas nolu icra takibi başlatıldığını ve bu takibe karşı yapmış olduğu itirazı sonucunda mahkememizin 2019/1073 Esas nolu itirazın iptali davası açıldığını, davanın devam ettiğini, gerek kooperatifte olan her şeyden kooperatif yönetimi dahil tüm üyelerin anında haberdar olması ve gerekse huzurdaki davaya ve icra takibine konu 2007-2017 yılları arası aidat borcuna ait bu davanın, 2018-2019 yıllarına ait aidata dayalı sözde borç hakkında açılan icra takibi ve davadan sonra açılması da hakkaniyet gereği dava açma süresinin dolduğunu açıkça gösterdiğini, davacının dava açma süresini aşmış olması sebebiyle davanın reddi gerektiğini, Kooperatif üyeliği yapılırken anahtar teslim olarak alınan dairelerin sahiplerinden herhangi bir aidat ödemesi alınmayacağı bildirilmiş olmasına rağmen yıllarca haksız bir şekilde aidat ödemesi istendiğini, ödemelerin düşük olması ve huzursuzluk çıkmaması sebebiyle bazen toplu bazen ise aylık olarak ödemelerde bulunduğunu, yapmış olduğu bu ödemelerin makbuzlarını cevap dilekçesi ekinde sunduğunu, yapmış olduğu ödemelerin kayıtlarda gözükmemesinin kendisinin sorumluluğunda olmadığını, kooperatifin basiretsiz yetkililerinin kooperatif içinde bulunan hiçbir daireye veya ortak alandaki çevre düzenlemesine bir katkısı olmadığını, huzurdaki davaya konu icra takibindeki aidatları ödemiş olmasına rağmen şahsından haksız yere talep edilen aidat miktarlarının ne genel kurulda alınan kararda belirtilen miktarla aynı ne de hayatın olağan akışına uygun miktarlar olduğunu, bununla beraber yine 2013 yılı içerisinde 3 aylık her ay için 1.750.-TL olarak gösterilen aidat ödemesinin de fahiş ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, diğer talep edilen aidatlar açısından da durumun farksız olduğunu, genel kurul evraklarında belirtilen aidatların ve özellikle 2013 yılı genel kurulundaki aidatların ne için olduğu belli olmamakla beraber kooperatif yönetimince üyelere karşı hiçbir açıklama ve/veya dairelerde veya ortak alanlarda tadilat tamirat yapılmadığını, 07/12/2007 tarihli 7.000YTL bedelli kasa tahsil fişi, 03/01/2009 tarihli 12.500TL bedelli kasa tahsil fişi, 2014-2015-2016 yıllarına ait 21/02/2018 tarihli 5.599,81TL bedelli kooperatif muhasebecisi imzalı ödeme evrakı, 05/02/2016 tarihli alacaklı vekili Av. … imzalı 335TL bedelli ödeme evrakı, 2017 yılına ait bir aylık 100TL aidat ödemesi olan Halkbank dekontu olmak üzere toplamda 25.534,81 TL’lik aidat ödemesi yaptığını, bununla beraber daire bedeli olarak; 865 YTL bedelli 12 adet senede karşılık toplam 10.380YTL’lik kasa tahsil fişi, 27/11/2006 tarihli 37.000YTL bedelli kasa tahsil fişi, 29/11/2006 tarihli 3.000YTL bedelli kasa tahsil fişi, 15/03/2007 tarihli 10.000YTL bedelli kasa tahsil fişi ile ödeme yaptığını, kooperatife karşı gerek daire bedeli gerekse aidat borcu bulunmadığını, öyle ki söz konusu icra takibinde belirtilen ve talep edilen tüm aidat miktarları doğru dahi olsa bu miktarları topladığında kooperatifin sözde asıl alacakları toplamının 22.375.TL olduğunu, kendisinin bugüne kadar ödemiş olduğu miktarın 25.534,81 TL olduğunu, kooperatifin kendisinden fazla olarak 3.159,81 TL aldığını, kooperatifin üyelerinden aldığı ödemeleri kooperatif giderlerine harcamak yerine basiretsiz yöneticiler yüzünden bu aidat paralarını kendisine ve diğer üyelere açmış oldukları haksız ve kötü niyetli icra takibi ve davalar neticesinde mahkeme masrafları ve vekalet ücretleri ödeyerek tabiri caizse çarçur ettiğini, kooperatifte bulunan daireler açısından ve çevre düzenlemesi açısından hiçbir iyileştirme yapılmamakla beraber binaların hali hazırdaki şuan devam eden dış cephe giydirmelerinin de ücretlerini üyeler olarak kendi ceplerinden karşıladıklarını, toplanan aidatların nerelere ve kimlere harcandığının belli olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın REDDİNE,
2-Talep olmadığından, kötüniyet tazminatı hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar mahkeme gerekçesinde; düzeltme kaydının yapılmasından önceki kayıtlar ile davalının yapmış olduğu ödemelerin örtüştüğünden bahsetmekte ise de bu hususun gerçek olmadığını; bir an için davalının sunmuş olduğu dekontlara ilişkin tüm aidat ödemeleri kabul edilse dahi; 7.000 TL tutarlı, 100,00 TL tutarlı, 5.599,81 TL tutarlı ödeme, 03.01.2009 tarihli ve 12.500 TL turalı ödeme ve 03.02.2009 tarihli 7.500 TL tutarlı ödeme toplamı ile Kooperatif kayıtlarındaki rakamlar birbirleri ile örtüşmediğini; kaldı ki aidat ödemelerinin bir kısmı düzeltme kaydından sonra yapıldığını; bu husus mahkeme tarafından dikkate alınmamış olup, bu nedenle de hatalı karar verildiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/05/2022 Tarih – 2020/462 Esas – 2022/429 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; kooperatif aidat borcundan kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, kooperatif aidat borcundan kaynaklanan alacağının tahsili için Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2017/33078 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, davacının eldeki davaya dayanak icra takibi ile ödenmeyen aidat alacaklarının tahsilini talep ettiği, davalının borcunun olmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bilirkişiden 18/02/2021, 17/09/2021, 17/01/2022 ve 11/04/2022 tarihli bilirkişi raporları alındıktan sonra davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacı kooperatifin üyesi olan davalının, davacıya aidat borcu olup olmadığı noktasındadır.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, davalının üyelik bedeli olarak 60.000,00 TL ve üye olduğu tarihten icra takip tarihine kadar geçen süre içerisinde kooperatif genel kurulu kararlarına göre 28.075,00 TL aidat borcu olmak üzere kooperatife toplam 88.075,00 TL borcu olduğu, davalının ise toplam 93.079,81 TL ödeme yaptığının belirlendiği, davacının bu ödemelerden 03/01/2009 tarihli 12.500,00 TL bedelli ve 03/02/2009 tarihli 7.500,00 TL bedelli kasa tahsil fişi ile yapılan ödemeye itiraz ettiği, davacının 03/02/2009 tarihli 7.500,00 TL bedelli ödeme belgesinin delillerin sunulması aşamasından sonra sunulması nedeniyle dikkate alınmayacağına yönelik itirazının ödeme belgesinin borcu sona erdiren bir delil olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağından yerinde olmadığı anlaşılmış ise de davacı vekilinin itirazında kasa tahsil fişlerinin düzenlendiği tarihte davalının kooperatif yönetim kurulu üyesi olduğu ve ödeme belgelerinde tahsil eden kısmında davalının imzasının bulunduğu ve bu ödemenin geçerli olmadığını ileri sürdüğü, dosya arasına getirtilen Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi nüshalarına göre, davalının 11/02/2007 tarihli olağan genel kurul ile yönetim kurulu üyesi yine 07/06/2008 tarihli olağan genel kurul ile yönetim kurulu üyesi seçildiği, itiraz edilen ödemelere ilişkin kasa tahsil fişlerinin davalının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde düzenlendiği, ilk derece mahkemesince bu ödemelerin geçerli bir ödeme olup olmadığı, bu ödemelere ilişkin varsa kasa tahsil fişi dip koçanlarının araştırılmadığı, davalının tahsil eden imzasını kendisinin atmasına rağmen bu ödemelerin kooperatif kayıtlarına niçin işlenmediğinin araştırılmadığı anlaşılmakla kararın kaldırılması gerekmiştir.
Diğer yandan dava dilekçesinin davalıya 09/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 18/09/2020 tarihli cevap dilekçesiyle zamanaşımı def’i ve hak düşürücü süre itirazında bulunduğu, ilk derece mahkemesince 25/11/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında hak düşürücü süre itirazının reddine karar verildiği ancak zamanaşımı def’i hakkında bir karar verilmediği ve sonraki duruşmalarda zamanaşımı def’i hakkında karar verilmediği anlaşılmakla kararın kaldırılması gerekmiştir.
Bu durumda ilk derece mahkemesince yapılması gereken iş; davalının zamanaşımı itirazı hakkında bir karar vermek, davacının itiraz ettiği 03/01/2009 tarihli 12.500,00 TL bedelli ve 03/02/2009 tarihli 7.500,00 TL bedelli kasa tahsil fişi ile yapılan ödemelerin tarihi itibariyle davalının yönetim kurulu üyesi olması dikkate alınarak bu ödeme belgelerine ilişkin varsa dip koçanlarının araştırılarak bu ödemelerin kooperatif kayıtlarına işlenmemesi sebebini araştırmak, bu ödemelerin gerçek olup olmadığı üzerinde durularak alacak borç ilişkisinde dikkate alınıp alınmayacağı değerlendirilerek 6098 sayılı TBK’nın 100. maddesi ile 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonraki aidat borçları yönünden 6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddeleri de dikkate alınarak bilirkişiden varsa davacının asıl alacak ve faiz alacağı konusunda taraf ve mahkeme denetimine elverişli rapor almak ve oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/05/2022 Tarih – 2020/462 Esas – 2022/429 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*