Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1737 E. 2023/1696 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1737
KARAR NO : 2023/1696

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2021
NUMARASI : 2019/461 Esas – 2021/549 Karar

DAVACI : PETRO YAĞ VE KİMYASALLAR SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1-AKTAŞ KİMYA DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
2-MİL MADENİ YAĞ PETROL ÜRÜNLERİ KİMYA SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
3-ATLANTİK PETROL ÜRÜNLERİ TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ -…

DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 11/07/2019

KARAR TARİHİ : 25/10/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 10/11/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının Gebze ilinde faaliyet gösteren, fabrikalara ve davalı Atlantik Petrol Ürnl. Tic ve San A.Ş. gibi şirketlere yaptıkları üretimlerde kullanmak üzere hammadde, yağ ve türevleri sağlayan başarılı ve yaptığı işte sektörün önemli şirketlerinden biri olduğunu, davaya konu icra takibinin diğer borçlusu ve icra takibine konu çekin keşidecisi Atlantik Petrol Ürnl. Tic ve San A.Ş.’nin davacının yıllardır büyük miktarlarda mal almış müşterisi olduğunu, ancak son zamanlarda müvekkiline ödemelerini yapmadığını, davacıya yaklaşık olarak 1.000.000,00 USD civarında borcu bulunduğunu, bu borçlar ile ilgili olarak; Bakırköy 16. İcra Müdürlüğü’nün 2018/15312 E., Bakırköy 16 İcra Müdürlüğü’nün 2018/15314 E., Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/15584 E., İstanbul 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30246 E., İstanbul 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30247 E., İstanbul 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/31577 E., İstanbul 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/31578 E., İstanbul 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/34752 E., İstanbul 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/34753 E., İstanbul 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/38584 E., İstanbul 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/39950 E., sayılı icra dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, takiplerin devam ettiğini, davacı ile bu şirket arasında yirmi yılı aşkın bir süre gelen ticari ilişkiler neticesiyle taraflar arasında bir güven ilişkisi doğduğunu, Şirketin aldığı mallara karşılık davacı şirkete ileri vadeli çekler verdiğini, bu çekleri ödeyemediği zamanlarda çekleri davacıdan geri istediğini, davacının da bankaya tahsil için, tahsil cirosu ile verdiği çekleri iade alıp Atlantik’e geri verdiğini, Atlantik’in ise yerine yenilerini düzenleyip müvekkiline teslim ettiğini, bu ilişkinin Atlantik’in davacıya borçlarını ödemeyene kadar bu şekilde sürdüğünü, bu teslimlere ilişkin, şirket yetkililerinin imzalarını, çeklerin numaralarını ve miktarlarını taşıyan tutanakların mevcut olduğunu, davacının hiçbir zaman, hiçbir surette Atlantik’in borçlusu değil hep alacaklısı konumda oluğunu, davacı şirketin ticari defterlerinin incelendiği takdirde bu durumun daha net ortaya çıkacağını, yine Atlantik’e müvekkili şirket tarafından iade edilen bu çeklerden, bankaya tahsil için verilirken davacının attığı cironun iptal edilmesinin sehven unutulan birkaç çek kaldığının huzurda iptali talep edilen bu icra takibi ile anlaşıldığını, Atlantik isimli şirketin yetkililerinin bu beş adet çeki davacıdan yazdırılmadan, karşılıksız kaşesi vurulmadan geri aldığını, 22.06.2018, 26.06.2018, 12.06.2018 olan vade tarihleri üzerinde oynama yaparak bunları 26.09.2018, 04.10.2018, 12.10.2018, 17.10.2018 ve 26.10.2018 olarak değiştirdiklerini ve çekleri yeniden cirolayarak kendileriyle ilişkisi bulunan, davalı şirkete vererek yeniden tedavüle çıkardıklarını, çeklerin eski halinin fotokopisini dilekçe ekinde sunduklarını, çeklerin orijinallerinin incelendiği taktirde görüleceği üzere, çek vadeleri üzerindeki imzaların da Atlantik Petrol yetkilileri tarafından paraflandığını, davacının kendilerine borcu olmamasına rağmen, müvekkili aleyhine borç doğuran böyle bir işlem yapmış olmaları nedeniyle tüm ilgililere karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/184177 Sor. Sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, dosyanın yetkisizlik ile Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğini, 2018/24751 soruşturma numarası ile işlem gördüğünü, çekleri ciro yolu ile alan davalı şirketin de çekleri bankaya götürdüğünü ve karşılıksız kaşesi vurdurduğunu, daha sonra davalının, çekleri dayanak yaparak Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/49972 Esas sayılı icra takibini ikame ettiğini ve davacının da borçlu olarak yazıp, davacıya da ödeme emri gönderdiğini, ödeme emrinin davacı şirkete tebliğ edildikten sonra hemen taraflarınca Gebze 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/485Esas, 2018/537 karar no’lu dosyası ile müvekkili aleyhine ikame edilmiş olan Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/49972 Es sayılı icra takibinin İİK 170/a md’si uyarınca şikayeten iptali için dava ikamesi yoluna gidildiğini, mahkeme tarafından 27.11.2018 tarihli karar ile “şikayetin kabulü ile takibin iptaline” karar verildiğini, ancak davalı tarafından Sakarya Bölge Adliye 8. Hukuk Dairesinin 2019/68 Esas 2019/114 Karar sayılı dosyası ile istinaf yoluna başvurulduğunu ve “anılan hususlar yargılamayı gerektirdiğinden ‘Gebze 1.İcra Hukuk mahkemesinin 2018/485Esas, 2018/537 karar no’lu kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine” karar verildiğini, söz konusu karar aleyhine de taraflarından Yargıtay’a tehir-i icra talepli olarak temyiz yoluna başvurulduğunu, ve zikredilen icra dosyasına Vakıfbank Anadolu Adalet Sarayı Şubesine Ait 07.03.2019 Tarihli … Numaralı Teminat Mektubunun İcra Dosyasına sunulduğunu, ancak Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından 2019/6789 Esas -2019/20 karar numaralı karar ile tehir-i icra taleplerinin “İcra mahkemesi kararları ilam niteliğinde olmadığından İİK 36.maddesinin İcra Mahkemesi kararlarının temyizinde uygulanmayacağından” reddine karar verildiğni, bu nedenle mahkememize başvurma zorunluluğu doğduğunu, Davaya konu Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/49972 Es. sayılı icra takibinin dayanağı olan; Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 26.09.2018 keşide tarihli 8.000,00 USD bedelli çek, Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 26.10.2018 keşide tarihli 10.000,00 USD bedelli çek, Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 04.10.2018 keşide tarihli 16.000,00 USD bedelli çek, Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 17.10.2018 keşide tarihli 10.000,00 USD bedelli çek, Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 12.10.2018 keşide tarihli 12.000,00 USD bedelli çeklerin keşidecisinin … vergi numaralı Atlantik Petrol Ürünl. Tic. ve San AŞ olduğunu, çekin davacı lehine düzenlendiğini, davacının bankaya tahsil için verdiği cirodan sonra Vakıflar Bankası İzmit Ticari Şubesinin cirosu olduğunun görüleceğini, müvekkilinin bankadan çeki geri teslim alırken banka cirosunu iptal ettiğini, davacının icra takibine konu çeklerden dolayı çek keşidecisinden halen alacaklı olup; takip alacaklısına ya da diğer cirantalara hiçbir borcu bulunmadığını beyanla davacı aleyhine açılmış olan Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/49972 Es sayılı icra takibinin ve bu takibe konu beş adet çekin borçlusu bulunmadıklarının tespiti ile Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/49972 Es sayılı icra takibinin iptaline, davalının kötü niyeti açık ve tespit edilebilir olduğu için %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya San.ve Tic. A.Ş. vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında dava konusu çeklerle doğrudan bir ticari ilişkisi bulunmadığını, dolayısıyla davacının iyiniyetli hamil 3. Şahıs olan davalıya karşı dava açma hakkı bulunmadığını, davacı tarafın davalı şirket hakkında ifade ettiği hususların gerçeği yansıtmadığını, davalının Güzeller OSB içerisinde yaklaşık 10.000 m²’lik kapalı/açık alanda faaliyetine devam eden sektörün önde gelen firmalarından olduğunu, davalı şirketin izah edildiği gibi kapalı, iş yapmayan bir şirket olmadığını, İş bu hususta davacı vekilinin ileri sürdüğü iddiaların tamamen gerçek dışı ve hayal ürünü olup kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin iyi niyetli olup, davacı ile diğer davalı arasındaki ticari ilişkiyi ve kendi aralarındaki alacak/verecek ilişkilerini bilmesinin mümkün olmadığını, davacı ile diğer davalılar arasındaki ilişkilerin ve şahsi defilerin davalılara karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, TTK’nın 788/3 maddesinde: ”Ciro, düzenleyen veya çekten dolayı borçlu olanlardan herhangi biri lehine de yapılabilir. Bu kişiler çeki yeniden ciro edebilirler.” hükmü düzenlendiğini, iş bu haliyle dava konusu çeklerin şekil olarak kambiyo vasfında olup çekleri ciro yolu ile devralan müvekkili şirketin iyi niyetli hamil olduğunun kuşkusuz olduğunu, takip konusu evrakların kambiyo senedi özelliklerini taşıdığı ve alacaklının kambiyo hukuku gereğince takip hakkına sahip bulunduğunun anlaşıldığını, diğer taraftan 6762 Sayılı T.T.K.nun 599. maddesi uyarınca : ” Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez.” hükmü olduğunu, davalı şirketin iyi niyetli hamil olarak çekleri aldığını ve ciro yoluyla başka şirketlere devrettiğini, davalı şirketin kötü niyetli olduğu iddiasında olan davacının bu hususu varsayımlarla değil yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiğini, tacir olan ve basiretli davranma yükümlülüğü olan davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek kusurlu davranmış olması sebebiyle uğradığı/uğrayacağı zararlardan iyi niyetli üçüncü kişi davalı şirketin sorumlu tutmaya çalışmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, beyanla davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Aktaş Kimya Dış Tic. Ltd. Şti. vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalının, takibe konu çekin keşidecisi olan Atlantik Pertol Ürünleri Tic. ve San. A.Ş. ile yıllardır ticaret içinde olup kendilerine yüklü miktarlarda madeni yağ ve kimyevi madde satışı gerçekleştirdiğini, bu ticarete bağlı olarak geçmişte milyonlarca TL değerinde çekler tahsil olmasına rağmen son 6-7 aylık zaman süreci içinde verilmiş olan çeklerin karşılıksız çıkmaya başladığını, nitekim bu anlamda keşideci aleyhine, davalı şirket lehine yüklü miktarlardaki alacağın tahsili amacıyla İstanbul 22. İcra Müdürlüğünün 2018/27716 Es. (118.400,00 TL Asıl Alacak) ve 2018/27717 Es. (1.267.500,00 TL Asıl Alacak) sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlu keşideci şirketin menkul ve gayrımenkul malları ile hak ve alacaklarına haciz konulduğunu, taşınmaz mallarını satış aşamasına getirildiğini, ayrıca karşılıksız çek şikayetleri de yapılarak davaların derdest halde olduğunu, hal böyleyken yine borçlu Atlantik Petrol Ürünleri Tic. ve San. A.Ş. tarafından keşide edilerek tedavüle çıkarılan ve davacı Petro Yağ ve Kimyasalları San. ve Tic. A.Ş. ile Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya San. ve Tic. A.Ş.’nin cirosunun bulunduğu; 26.09.2018 Vade Tarihli 8.000,00 USD Bedelli, 04.10.2018 Vade Tarihli 16.000,00 USD Bedelli, 12.10.2018 Vade Tarihli 12.000,00 USD Bedelli,17.10.2018 Vade Tarihli 10.000,00 USD Bedelli, 26.10.2018 Vade Tarihli 10.000,00 USD Bedelli çeklerin davalıya ciro yoluyla intikal ettiğini, davalının söz konusu çekleri bankasına krediye/tahsile kulandığını, çeklerin vadesi geldiğinde karşılığının olmaması üzerine çeklerin arkasının yazıldığını, buna rağmen çek bedellerinin ödenmemesi üzerine keşideci dahil davacı ve diğer tüm cirantalar aleyhine Gebze 4.İcra Müdürlüğünün 2018/49972 Es. Sayılı dosyasıyla kambiyo takibi başlatıldığını, davacı tarafın her ne kadar aleyhlerine söz konusu davayı açmış ise de dava dilekçesinde dayanmış olduğu hususların hiçbirisini TTK.nun Kambiyo Hukukuna ilişkin maddeleri gereğince davalıya karşı ileri süremeyeceğini, davalı şirketin, dava konusu çekler incelendiğinde en son ciranta olup çekleri tahsil amacıyla bankaya ibraz eden yasal ve yetkili hamil konumunda olduğunu, davalı şirketin takip konusu çekte en son ciranta olup söz konusu çeki alacağına mahsuben kendisinden önceki cirantadan alacağına mahsuben ciro yoluyla devraldığını, alacağına mahsuben çeki alan davalının bu çeki kendi bankasına takasa bıraktığını, ilgili banka bu çek hakkında gerekli soruşturma ve araştırmaları yaparak söz konusu çekin herhangi bir sorununun olmadığını belirttiğini, bu sebeple çeki elinde bulunduran müvekkilinin ayrıca çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü olmadığını, Aksi halin kabulü kıymetli evrakın “Mücerretlik ilkesi”ni ortadan kaldıracağını, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.01.2002 tarih, 2002/360 Es. ve 2002/648 K. Sayılı kararı) davacı tarafça dava konusu takibin iptali için açmış olduğu ve dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde Gebze 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 27.11.2018 Tarih, 2018/485 Es. ve 2018/537 K. Sayılı kararıyla “Şikayetin Kabulüne” karar verildiğini, söz konusu kararın taraflarınca istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesinin 13.02.2019 Tarih, 2019/68 Es. ve 2019/114 K. Sayılı kararıyla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davacı borçlunun yapmış olduğu şikayetin reddine karar verildiğini, bu sebeple davacı taraf haksız ve mesnetsizce açmış olduğu davanın,Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesinin 13.02.2019 Tarih, 2019/68 Es. ve 2019/114 K. Sayılı kararı göz önünde bulundurularak, davalı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla öncelikle telafisi imkansız zararların ortaya çıkmaması için İhtiyati Tedbir Kararının kaldırılmasına, müvekkilleri açısından haksız ve mesnetsiz davanın reddine, takip hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmiş olduğu hususu da nazara alınarak davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE;
A) Davalı borçlunun, Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/48972 Esas sayılı dosyasına takip konusu edilen, Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 26.09.2018 keşide tarihli 8.000,00 USD bedelli çek, Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 26.10.2018 keşide tarihli 10.000,00 USD bedelli çek, Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 04.10.2018 keşide tarihli 16.000,00 USD bedelli çek,Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 17.10.2018 keşide tarihli 10.000,00 USD bedelli çek ve Halkbankası Güneşli Şubesi’ne ait, … seri numaralı, 12.10.2018 keşide tarihli 12.000,00 USD bedelli çeklerden dolayı, davalılara borçlu olmadığının tespitine,
B)Davalı takip alacaklısı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi’nin takip yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, davacının kötüniyet tazminat isteminin REDDİNE,
C) Davacının takip konusu edilen çeklerin iptali talebinin REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi vekili ile davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel Mahkeme huzurunda görülen Menfi Tespit davasına konu Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2018/49972 Es. Sayılı İcra takibi Gebze 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 27.11.2018 Tarih, 2018/485 Esas ve 2018/537 K. Sayılı kararıyla iptal edildiğinden Menfi Tespit davasının karar tarihi olan 28.06.2021 tarihi itibariyle yargılama konusu ortadan kalktığını; bu durumda mahkemece görülen menfi tespit davasına konu icra takibi karar tarihi öncesinde iptal edilerek buna ilişkin mahkeme kararı kesinleştiğinden, Menfi Tespit davasının görüldüğü yerel mahkemece “Yargılama konusuz kaldığından DAVANIN REDDİNE ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” dair karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece bu husus atlanarak işin esasına girilerek karar verilmiş olması somut olaya, usule, yasa ve yerleşik yargıtay kararlarına açıkca aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tacir olan ve basiretli davranma yükümlülüğü olan davacının bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek kusurlu davranmış olması sebebiyle uğradığı/uğrayacağı zararlardan iyi niyetli üçüncü kişi müvekkil şirketi sorumlu tutmaya çalışması hukuki dayanaktan yoksun olduğunu; Dosya kapsamında çeklerdeki imzaya itiraz edilmediği gibi rıza dışı olarak ellerinden çıktığı hususlarında da bir iddia bulunmadığını; Davacı davasında haksız ve kötü niyetli olduğundan kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/06/2021 Tarih – 2019/461 Esas – 2021/549 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalı alacaklı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi tarafından Gebze İcra Dairesinin 2018/49972 esas sayılı icra takibi ile keşidecisi, Atlantik Petrol Ürünleri Tic. ve San. A.Ş., lehtarı davacı Petro Yağ ve Kimyasallar San. ve Tic. A.Ş. olan 26/09/2018 keşide tarihli, 8.000 USD bedelli, 04/10/2018 keşide tarihli 18.000 USD bedelli, 12/10/2018 keşide tarihli 12.000 USD bedelli, 17/10/2018 keşide tarihli 10.000 USD bedelli ve 26/10/2018 keşide tarihli 10.000 USD bedelli çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus ödeme emriyle icra takibi başlatıldığı, davacının eldeki dava ile çekleri dava dışı bankaya ciro ettiği, daha sonra bankadan çekleri geri aldığı, bu aşamada bankanın cirosunu iptal ettiği, kendisinin de çekleri keşideci Atlantik Petrol Ürünleri Tic. ve San. A.Ş.’ye geri verdiği, çeklerin geri verilmesi konusunda bu şirketle aralarında tutanak tutulduğu ancak kendi cirosunu sehven silmeyi unuttuğu, keşideci Atlantik Petrol Ürünleri Tic. ve San. A.Ş.’nin de çekleri keşide tarihlerini değiştirerek çekleri yeniden ciro ederek tedavüle çıkardığı, çekler nedeniyle hamil ve diğer cirantalara borçlu olmadığını ileri sürerek çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı Atlantik Petrol Ürünleri Tic. ve San. A.Ş.’nin cevap vermediği, davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin iyi niyetli hamil olduğu gerekçesiyle davanın reddini istediği, yine diğer davalı alacaklı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi’nin iyi niyetli hamil olduğunu belirterek davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davacının çekler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine ve çeklerin iptali talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davalı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi vekili ile davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davalı Atlantik Petrol Ürnl. Tic ve San A.Ş.’nin düzenleyip lehtar davacıya verdiği dava konusu çeklerin davalıya iade edildiği ve davalının düzenleyen Atlantik Petrol Ürnl. Tic ve San A.Ş.’nin çeklerin düzenleme tarihleri değiştirip cirolayarak davalı davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne verdiği ve bu davalının da çekleri cirolayarak diğer davalıya verdiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kendi cirosundan sonraki hamillere karşı sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Davalı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi ile davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi çekte iyiniyetle hamil olduklarını 6102 sayılı TTK’nın 792. Maddesi uyarınca davanın reddini istemişlerdir.
6102 sayılı TTK’nın 790. maddesine göre; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” Aynı Kanunun 792. maddesinde; çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır.
Eldeki olayda davacı geriye ciro nedeniyle borçlu olmadığını ileri sürmektedir. Geriye ciro olgusu çeklerin arka yüzünden anlaşılmaktadır. Senet metninden anlaşılan def’iler herkese karşı ileri sürülebilir.
Davacının çeklerden sorumlu olup olmadığının bu belirlemelere göre incelendiğinde; Yargıtay 11. HD.’nin 23/06/2021 tarih, 2020/6296 esas 2021/5337 karar sayılı ilamı uyarınca, 6102 sayılı Kanun’un 788-(3) maddesi uyarınca, çeklerin geriye cirosunun mümkün olduğu, geriye ciro edilen çekin keşideci tarafından tekrar keşide edilmesi halinde lehtarın sorumluluk sınırı içerisinden çıkacağı ve bu hususun senet metninden anlaşılabilir olması ile eldeki davada da çeklerin keşide tarihleri keşideci tarafından değiştirildikten sonra tedavüle çıkarılması ve geriye cironun senet metninden anlaşılabilir olması nedeniyle davacının dava konusu çeklerden sorumlu olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu görülmüş olup davalılar vekillerinin istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Davalı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi vekili, icra takibinin iptal edildiği ve davacının bu davada hukuki yararı kalmadığını savunmuş ise de, kesinleşen İcra Hukuk Mahkemesi kararı takip hukukuna ilişkin olup maddi hukuka ilişkin olan eldeki davaya bir etkisi bulunmamaktadır. Davacının, çekler nedeni ile borçlu olmadığının tespitini istemesinde güncel hukuki yararı vardır. Bu nedenle bu istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi vekili ile davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi vekili ile davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi vekilinin İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 24.368,01 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 6.093,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 18.275,01 TL istinaf karar harcının davalı Mil Madeni Yağ Petrol Ürünleri Kimya Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’den alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 24.368,01 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 6.092,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 18.275,31 TL istinaf karar harcının davalı Aktaş Kimya Dış Ticaret Limited Şirketi’nden alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harçlarının hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*