Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1735 E. 2023/1695 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1735
KARAR NO : 2023/1695

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2022
NUMARASI : 2022/88 Esas – 2022/222 Karar

DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – Av. … – …
MÜTEVEFFA : … (T.C. NO: …)
MİRASÇI/
DAVALILAR : 1- … (T.C. NO: …) – …
2- … (T.C. NO: …) – …
3- … (T.C. NO: …) – …
4- … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – Av. … – …

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/01/2018

KARAR TARİHİ : 25/10/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 27/10/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı …’un aynı isimli torunu … ile dava dışı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası A.Ş. arasında 430 değişmez sayılı ve 21/06/2010 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, iş bu kredi sözleşmesi ile davalının torunu olan … ‘un bankadan çektiği 75.000,00 TL lik krediye davacı … …, davalı … ve dava dışı … ‘un müteselsil kefil olduklarını, davalının torunu olan … ‘un genel ticari kredi sözleşmesi gereğince dava dışı bankaya olan borcunu ödememesi üzerine dava dışı banka tarafından kredi borçlusu ve davacı da dahil olmak üzere kefillere Karamürsel Noterliği’nin 4929 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi gönderdiğini ve Karamürsel İcra Müdürlüğü ‘nün 2012/647 esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, başlatılan icra takibi sonrası davacıya ait Karamürsel Tapu Müdürlüğü ‘nde kayıtlı taşınmazlara haciz konulduğunu ve taşınmazların icra kanalıyla satışı için gerekli işlemlerin banka vekili tarafından başlatıldığını, gayrimenkullerin icra kanalıyla satış tehdidi altında kalan davacının dava dışı bankaya kefilliğinden dolayı kendi sorumluluk tutarını da aşan 50.000,00 TL tutarı zor şartlar altında ödediğini ve dava dışı kredi borçlusunun 430 değişmez sayılı ve 21/06/2010 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesi ‘nden kaynaklı bankaya olan borcunu kapatmak zorunda kaldığını, davalıy takibe ilişkin ödeme emrinin tebliğ edildiğini ve davalının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde borca itiraz ettiğini ve takibin şekli gereği 23/05/2017 tarihi itibari ile durduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile Kocaeli 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10644 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli ve hasız olarak yapılan itirazın nedeni ile davalı aleyhine %20 ‘den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … T.C kimlik numaralı … ile T.C Ziraat Bankası A.Ş. Karamürsel Şubesi arasında 15.000,00 TL limitli 21/06/2010 tarihli “Genel Ticaret Sözleşmesi” akdedildiğini, düzenlenen iş bu sözleşmeye davalı “müşterek borçlu kefil” olarak imza attığını, davalının kefil olduğu miktarın 20.000,00 TL olarak belirlendiğini, daha sonra 02/09/2010 tarihli “Kredi Sözleşmesi Limitinin Arttırılması” sözleşmesinde kredi limitinin 5.000,00 TL arttırılarak 25.000,00 TL ‘ye çıkartıldığını, bu limit artışı sözleşmesini davacı … Gökuş, müvekkili … ‘un imzaladığını, 02/11/20010 tarihli “Kredi Sözleşmesi Limitinin Arttırılması” sözleşmesi ile limitin arttırıldığını, bu sözleşmeyi “Müşterek borçlu ve müteselsil kefil” olarak 75.000,00 TL üst limitle …, müvekkilini … ‘un imzaladığını, müvekkilinin anılan sözleşmenin teminatı olmak üzere maliki bulunduğu … ili, … ilçesi … Mahallesinde kain tapunun cilt:… sayfa:… ada:…, parsel:… da yazımlı taşınmaz üzerinde inşaa edilen binanın … arsa paylı …. Katlı … nolu bağımsız bölümü T.C Ziraat Bankası A.Ş lehine FBK. Vadeli akti faizli olarak 200,000,00 TL bedelle Karamürsel Tapu Müdürlüğü ‘nün 02/11/2010 tarih 7027 yevmiye nolu işlemi ile 1. Dereceden istafadeli biçimde ipotek ettiğini, kredi borçlusu … T.C kimlik numaralı … ‘un kullandığı kredinin taksitlerini ödeme zamanlarında ödemediğinden alacaklı T.C Ziraat Bankası A.Ş tahsili sağlayabilmek amacı ile asıl borçlu ile kefilleri hakkında Karamürsel İcra Müdürlüğü ‘nün 2012/647 esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takiplere özgü yolla icra takibine giriştiğini, Karamürsel İcra Müdürlüğü ‘nün 2013/404 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçtiğini, Karamürsel Tapu Müdürlüğü ‘nün 29/05/2013 tarih 2727 yevmiye nolu işlei ile anılan taşınmazın kaydı üzerine İİK 150/c maddesi şerhi koyduğunu, yapılan takip sırasında davacının 05/12/2014 tarihinde 11.000,00 TL, 30/12/2014 tarihinde 14.000,00 TL, 20/02/2015 tarihinde 25.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL, müvekkilinin 09/12/2015 tarihinde 20.000,00 TL, 24/12/2015 tarihinde 4.000,00 TL, 29/12/2015 tarihinde 1.785,00 TL, 30/12/2015 tarihinde 7.765,99 TL olmak üzere toplam 33.550,95 TL ‘yi T.C Ziraat Bankası A.Ş Karamürsel Şubesi ‘ne yatırdıklarını, davacının kefil sıfatı ile yatırmış oldu iş bu bedelin 25.000,00 TL asıl alacak 3.729,45 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 28.729,45 TL sinin tahsili istemiyle Kocaeli 5. Icra Müdürlüğü ‘nün 2016/10644 esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçerek örnek 7 ödeme emrinin gönderildiğini, müvekkilinin anılan ödeme emrine 20/12/2016 tarihinde muttali olduğunu, 26/12/2016 günlü dilekçe ile borç ve fer’ilerine itiraz ettiğini, ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın şikayet yolu ile iptali istemi ile Kocaeli 1. İcra Hukuk Mahkemesi ‘nin 2017/27 esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığını, anılan bu davanın yapılan yargılaması sonunda Kocaeli 1. İcra Hukuk Mahkemesi ‘nin 11/05/2017 tarih 2017/27 esas 2017/365 karar sayılı ilamıyla davacının şikayetinin kabulü ile Kocaeli 5. İcra Müdürlüğü ‘nün 2016/10644 takip sayılı icra dosyasındaki davacı borçluya çıkartılan ödeme emrinin tebliğ tarihinin 20/12/2016 tarihli olarak tesbiti ile düzeltilmesine, mahkememizce kabul edilen tebliğ tarihine göre takip kesinleşmeden davacı hakkında yapılan haciz işlemlerinin kaldırılmasına karar verildiği, davacının Kocaeli 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10644 esas sayılı takip dosyasının 23/05/2017 tarihinde durdurulmasına ilişkin karara esas olan itirazın iptali istemi ile iş bu davayı açtığını, ancak açılan davanın yasal dayanaktan yoksun reddi gereken bir dava olduğunu, davacının 21/06/2010 tarihli sözleşme ile 15.000,00 TL sine, 02/09/2010 tarihli “limit arttırılması” sözleşmesi ile 5.000,00 TL arttırılarak 25.000,00 TL sine kefil olduğunu, başka bir anlatımla sözleşmeye göre davacının sorumlu olduğu miktarın 25.000,00 TL olduğunu, hal böyle olduğu halde kendi kusuru ile sorumlu olmadığı bir bedeli ödediğini, sorumlusunun da kendisi olduğunu, biran davacının hem kefil olduğu 25.000,00 TL hem de 02/10/2010 tarihli “Kredi Sözleşmesi limitinin arttırılması” sözleşmesini … ve müvekkilinin imzasını taşıyan sözleşmeyi esas almış olsa bile toplam borç miktarının ve ferilerinin toplamının 83.550,95 TL olduğuna göre her bir kefile düşen miktarın 28.516,98 TL olduğunu, müvekkilinin kendisine düşen 28.516,98 TL sini 33.550,95 TL olarak 5.033,97 TL fazla oralar ödediğini, davacının ancak fazladan ödemiş olduğu 21.483,02 TL sini diğer kefil … ‘dan talep etme hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin davacı gibi kefil olduğunu ve payına düşeni fazlası ile ödemiş olduğundan davacının müvekkiline rücu etmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, davacının icra takibinde 3.729,45 faiz talebinde bulunmuş ise de ne asıl borçlu ne de müvekkiline ihtar çekilerek temerrüde düşürülmüş olmadığından faiz ödeme yükümlülüğünde olmadığını, bu nedenle icra müdürlüğüne yapılan itiraz haklı bir itiraz olduğundan davacının itirazının iptali isteminin reddine talep ettiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddine, dava haksız ve dayanaksız bir biçimde olarak açıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca talep edilen asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın Dava Şartı Yokluğundan usulden reddine,
2- Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki dava, davacı tarafça yetkili mahkemede ikame edilmekle itirazın iptali davasının, yetkili icra dairesinin bulunduğu yerde açılmasına yönelik menfaat bu şekilde sağlandığını; Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkisine yönelik gerek karşı tarafın itirazının olmadığı gerek mahkemece yetkisizlik kararı verilmediği dikkate alındığında yetkiye ilişkin kuraldan beklenen menfaatin zaten karşılanmış olduğu her türlü izâhtan vareste olduğunu; yerel mahkeme, gerekçeli kararının dayanağını oluşturduğu yetki sözleşmesinin geçerliliği konusunda hiçbir değerlendirme yapmaksızın hatalı ve eksik tespitler ile hukuka aykırı bir şekilde yargılamayı sonlandırdığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2022 Tarih – 2022/88 Esas – 2022/222 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; genel ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, genel ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için Kocaeli 5. İcra Dairesi’nin 2016/10644 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalı …’un aynı isimli torunu … ile dava dışı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası A.Ş. arasında 430 değişmez sayılı ve 21/06/2010 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesi akdedildiği, iş bu kredi sözleşmesi ile davalının torunu olan …’un bankadan çektiği 75.000,00 TL’lik krediye davacı …, davalı … ve dava dışı …’un müteselsil kefil oldukları, davalının torunu olan …’un genel ticari kredi sözleşmesi gereğince dava dışı bankaya olan borcunu ödememesi üzerine dava dışı banka tarafından kredi borçlusu ve davacı da dahil olmak üzere kefillere Karamürsel Noterliği’nin 4929 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi gönderdiği ve Karamürsel İcra Müdürlüğü’nün 2012/647 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı, davacının dava dışı bankaya kefilliğinden dolayı kendi sorumluluk tutarını da aşan 50.000,00 TL tutarında ödeme yaptığı, davacının, kefilliğini aşan miktar için yaptığı ödemenin davalıdan tahsili için davalıya karşı icra takibi başlattığı, başlatılan takibe davalının itiraz ettiği, itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu, dairemizin 23/11/2021 tarih 2021/563 esas 2021/2253 karar sayılı ilamı ile, takipte icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve yetkili icra dairesinde takip yapmanın dava şartı olduğu, ilk derece mahkemesince icra dairesinin yetkisine itiraz hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılamada, yetkili icra dairesinin Karamürsel İcra Dairesi olduğu ve takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. İtirazın iptali davalarında; icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi durumunda; İİK’nın 50. maddesi uyarınca; öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK’nın 164. maddesi hükmü uyarınca; ön sorun olarak incelenmesi gerekir. İcra Dairesi’nin bu konuda re’sen inceleme yetkisi bulunmamaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 114-(2) maddesi uyarınca, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklı tutulmuş olup, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması, itirazın iptali davasının, dava şartlarından biridir. HMK’nın 115-(2) maddesi; “Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir ancak dava şartı noksanlığı giderilmesi mümkün ise bunun giderilmesi için kesin süre verilir. Bu süre içerisinde dava şartı noksanlığı giderilmemiş ise davayı dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddeder” düzenlemesi karşısında hem icra dairesinin, hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece, İİK’nın 50. maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek karar verilmesi gerekmektedir.
İcra Dairesi’nin yetkisine yönelik itirazının incelemesi neticesi; mahkeme, icra dairesinin yetkili olduğuna karar verirse; borçlunun, icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazı hakkında; Anayasa’nın 141/3 ve HMK’nın 27. maddesi uyarınca gerekçeli olarak icra dairesinin yetkisine vaki itirazın kaldırılmasına karar verilecektir ve bu kararını da taraflara tefhim veya tebliğ edecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesi; takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise, yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilecektir (YHGK. 27/11/2013 Tarih ve E:2013/13-372 Esas – K:2013/1606 sayılı kararı).
İlamsız icra takibinde yetkili icra daireleri İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK’nın yetkiye ilişkin 6. vd. maddelerine göre belirlenir. Yine 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre para alacaklarına ilişkin icra takibi alacaklının yerleşim yeri icra dairesinde de yapılabilir. Taraflar arasında bir ticari ilişkinin varlığı ispat edilemediğinde alacak bir para alacağına dönüşmeyeceğinden yetkili icra dairesi İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca borçlunun takip tarihindeki yerleşim yeri icra daireleridir.
Kocaeli 5. İcra Dairesi’nin 2016/10644 esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı ile davalı borçlunun her ikisinin yerleşim yerlerinin Karamürsel olduğu, yine dava dilekçesinde de her iki tarafın adreslerinin Karamürsel olduğunun belirtildiği, davanın kefalet sözleşmesindeki kefilin kefile rücundan kaynaklandığı, İİK’nın 50 ve 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca yetkili icra dairesinin Karamürsel İcra Dairesi olduğu anlaşılmakla istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,

2-Bakiye 189,85 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*