Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1732 E. 2023/1694 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1732
KARAR NO : 2023/1694

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2022
NUMARASI : 2021/410 Esas – 2022/391 Karar

DAVACI : KARBOLİNE ÇATI İNŞAAT VE MALZEMELERİ PLASTİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : POLDE PLASTİK SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021

KARAR TARİHİ : 25/10/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 27/10/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari alım-satımdan kaynaklanan alacak-borç ilişkisi mevcut olduğunu, davacı şirketin, davalıya 2015 yılından başlayarak farklı tarihlerde sanayi ürünü satışları yaptığını, bu satıştan kaynaklanan toplam 618.625,34.-TL bakiye alacağı bulunduğunu, bugüne kadar yapılan tüm ihtarlarına rağmen ödeme yapılmadığını, davalı/borçlunun takip miktarı kadar borcu bulunmasına rağmen, haksız ve kötü niyetli olarak borcun tamamına itiraz ettiğini, itiraz üzerine duran icra takibinin devamı için huzurdaki davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, takip konusu alacağın, likit fatura alacağı olduğunu, bu durumda likit alacağa haksız şekilde itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceğinin Yargıtay Kararlarıyla da sabit oluğunu beyanla; fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile davalı-borçlunun Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2021/842 E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazınıniptaline ve takibin devamına karar verilmesini, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiziyle birlikte tahsiline ve takibin devamına karar verilmesini, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere lehlerine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada mahkemenin yetkili olmadığını, genel yetkili asliye ticaret mahkemesi davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi olduğunu, bu nedenle dosyanın hiçbir yetki kuralı gereğince Gebze Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde görülme imkanı bulunmadığını, bu sebeple mahkemenin yetkisizlik kararı vererek dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davacının mesnetsiz, hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, davacının sattığını iddia ettiği malların ayıplı ve kusurlu olduğunu, bu durumda ifanın gereği gibi yapılmadığı için davalı olan müvekkillerinin söz konusu borcu ödememe imkanı bulunmadığını, bu nedenle davacının söz konusu alacağının sanki taraflarının temerrüde düşmüş gibi talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, söz konusu ticari ilişkide kusurlu olanın satıcı olduğunu, ortada ayıplı bir malın olduğunu, bu nedenle TBK m.223 hükmünce davalının davacının iddia ettiği borcu tazmin etmekle yükümlü olmadığını beyanla; Mahkemenin yetkisizliğine, davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KABULÜNE, Davalı borçlunun Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2021/842 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si olan 123.725,07.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu ticari ilişkide kusurlu olanın satıcı olduğunu; ortada ayıplı bir mal söz konusu olduğunu; bu nedenle TBK m. 223 hükmünce davalının davacının iddia ettiği borcu tazmin etmekle yükümlü olduğunu; icra inkar tazminatına hükmedilmesi hukuka ve kanuna aykırı olduğunu; alacak, likit fatura alacağı olmadığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf dosyaya buna ilişkin hiçbir delil sunamadığı gibi son olarak yemin deliline dayanmış ve bu delille de iddiasını ispat edemediğini; yıp iddiasında bulunan ve bu nedenle sözleşmeden döndüğünü iddia ederek ödeme yapma zorunluluğunun ortadan kalktığını iddia eden davalının bu savunması da TTK hükümlerine aykırı olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2022 Tarih – 2021/410 Esas – 2022/391 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; ticari alım satımdan kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, ticari alım satımdan kaynaklanan alacağının tahsili için Gebze İcra Dairesi’nin 2021/842 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davacının, davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle faturalardan kaynaklı alacağı için icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davalının davacı tarafından gönderilen malların ayıplı olduğu gerekçesiyle borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bilirkişiden alınan 12/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda, her iki tarafın ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, faturaların her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının kendi defterlerine göre 618.625,39 TL davalıdan alacaklı, davalının kendi defterlerine göre 618.626,01 TL davacıya borçlu olduğunun belirlendiği, davalının davacıya sözlü olarak ayıp ihbarında bulunulduğuna dair yemin teklif ettiği, davacı şirket yetkilisinin 28/04/2022 tarihli duruşmada davalı tarafından sözlü olarak veya herhangi bir şekilde ayıp ihbarında bulunulmadığına dair yemin ettiği, ilk derece mahkemesince davalının süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı ve ticari defterlere göre davalının borçlu olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında satım sözleşmesi olduğu ve davacının mal satarak teslim ettiği, davalının borcunu ödemediği gerekçesi ile ilk önce icra takibi yapıldığı, ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Davalı, malları ödeme savunması yapmayıp malların ayıplı olduğunu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığını ileri sürmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; alım-satıma konu malın satım işlemi sırasında gizli ayıplı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava ticari satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Ticari satımda davacı/satıcının ticari ilişkinin varlığını ve malın teslimini, davalı/alıcının borcu ödediğini ispat etmesi gerekir. 6762 sayılı TTK’nın 25/3 [6102 sayılı TTK’nın 23-(1)-c)] maddesinde malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (2) gün içinde, açıkça belli değil ise alıcı malın teslim aldıktan sonra (8) gün içinde incelemek veya incelettirip mal ayıplı çıkar ise bu süre içinde ayıbı ihbar etmelidir.
Olağan muayene ile tespit edilemeyen gizli ayıp bulunduğu hallerde de, mülga 818 sayılı BK’nın 198/3 [6098 sayılı TBK’nın 223-(1)] maddesine göre, alıcı devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Eldeki uyuşmazlıkta, davalı malların gizli ayıplı olduğunu ve süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ileri sürmüş ise de, ayıp ihbarını yaptığına dair yazılı delil sunamadığı, ayıp ihbarının sözlü yapıldığını belirttiği ve bu konuda davacıya yemin teklif ettiği, davacının yazılı ve sözlü olarak ayıp ihbar edilmediğine dair yemin ettiği görülmekle, davalının ayıba ilişkin istinaf istemlerinin yerinde olmadığı ve davalının ödeme savunmasında da bulunmadığı görülmekle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden yapılan istinaf incelemesinde, takip dayanağının fatura olduğu, faturaların davalı defterlerine kaydedildiği, alacağın borçlu yönünden belirlenebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla icra inkar tazminatı koşulları oluştuğundan davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 42.258,30 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 10.565,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 31.693,30-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*