Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1677 E. 2022/1540 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1677 – 2022/1540
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1677
KARAR NO : 2022/1540

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2022
NUMARASI : 2021/197 Esas – 2022/480 Karar

DAVACI : CİHAN METAL ENDÜSTRİ VE TİCARET A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
ASLİ MÜDAHİLLER : 1-RTP (LLC) LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
: 2-A & T FİNANSAL KİRALAMA A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
: 3-GELECEK VARLIK YÖNETİMİ A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
: 4-HALKALI KAĞIT KARTON SANAYİ VE TİCARET A.Ş. –
VEKİLİ : Av.
: 5-SAKARYA ELEKTRİK PERAKENDE SATIŞ A.Ş. –
VEKİLİ : Av. ..
: 6-T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI –
VEKİLİ : Av.
: 7-T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
: 8-TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM A.Ş. (TEİAŞ) –
VEKİLİ : Av. ….
: 9-TÜRKİYE HALK BANKASI A.Ş. -…
VEKİLİ : Av. ….
: 10-TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI T.A.O. -.
VEKİLİ : Av…..
: 11-….

DAVA TÜRÜ : Konkordato
DAVA TARİHİ : 22/03/2021

KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 19/09/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Düzce Gümüşova’da yatırım teşvik belgesi kapsamında yeni bir fabrika yatırımı projesinin gerçekleştiğini, yatırımın inşaatı, makinelerin satın alınması esnasında, yatırım sürecinin uzadığını, ek maliyetlerin yüklendiğini, bu nedenle fabrikanın planlanan süreden daha geç devreye girdiğini, gelir artışının sağlanamadığını, kurların ve faiz oranlarının yükselmesi, alacakların tahsilinde vade uzaması, yeni müşterilere maliyetine ya da zarar edilerek satış yapılması, olumsuzlukların üst üste gelmesi, eksik kapasiteyle üretim yapılmasının şirketin iflas erteleme sürecine girmesine neden olduğunu, bunun üzerine taraflarınca davacı şirket hakkında 14.03.2016 tarihinde Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/567 Esas sayılı dosyasından iflasın ertelenmesi talebinde bulunulduğunu, Mahkemece 23.03.2016 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilerek yargılama yapıldığını ve 17.10.2019 tarihinde şirketin iflasının (1) yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini, BAM tarafından yapılan inceleme ile işbu kararın kaldırıldığını ve yine Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2020/817 Esas sayılı dosyasından yargılamanın devam ettiğini, bu süreçte müvekkili şirketin kayyım ve Mahkeme denetiminde faaliyetine devam ettiğini, yaklaşık 160-170 alacaklısı ile anlaşma sağlayarak ödemelerini yaptığını / yapmaya devam ettiğini, bünyesinde 73 işçi çalıştığını, tedbirler uygulanarak dava sürecinde gelişme kaydedildiğini, şirketin faaliyetlerini yüksek kar oranları ile devam ettirdiğini, müvekkili şirketin müşterilerinin % 70 yurt dışında Avrupa Birliği ülkelerinden olup, (Euro bölgesi) bu müşterilerin de kendi ülkelerinin mevzuatları ve alüminyum borsasından dolayı peşin alım yaptığını, müvekkili şirket hakkındaki iflasın ertelenmesi yargılamasının devam ettiği 2020/817 Esas sayılı dosyasından verilen 21.01.2021 tarihli ara kararında, “.. Davacı şirket hakkında iflas erteleme tedbir kararının 23.03.2016 tarihinde verildiği, fevkalade mühlet süresinin 23.03.2021 tarihinde dolacağı …” şeklinde karar verildiğini, tedbirin sona ereceği Mahkemece tespit edilen bu tarihle tüm yargılamanın berhava olacağı, tedbirlerin kalkmasından sonra yargılamaya devam edilmesinin de yargılamadan beklenen sonucu veremeyeceğinin açık olduğunu, oysa ki müvekkili şirketin yüzlerce borcunu kapattığını, neredeyse tüm alacaklıları ile anlaşma sağladığını, işçi alacağının da kalmadığını, büyük meblağlı ipotekli alacaklıları ile de anlaşma sağlandığını, ülkemizde ve dünyanın genelinde yaşanan küresel ekonomik kriz ve yarattığı çevresel faktörlerin müvekkilini zora soktuğunu, gerek ülkemizin ve tüm dünyanın içinde bulunduğu ekonomik istikrarsızlık ve enflasyonist ortam, gerekse dövizdeki önlenemez artış ve yarattığı ödeme gecikmeleri, gerekse de davacının yurt dışı işlerinde muhatap ülkelerde yaşanan ekonomik ve siyasi sorunlar ve salgın nedeniyle müvekkilinin mali durumunun ağır yara aldığını, tüm alacaklıların aynı anda harekete geçme ihtimali göz önünde bulundurulduğunda işlerin içinden çıkılamaz bir hal alarak, müvekkilinin nakit akışı ve ödeme dengesinin tamamen çökeceğini, davacı şirketin, konkordato talebi ile muhtemel bir iflasa sürüklenmesi ihtimalini en aza indirmeye çalıştığını, böyle bir durumda alacaklıların alacağını tahsil edemeyerek zor durumda kalacaklarını, davacı şirketin, maddi sıkıntı içerisinde bulunduğu bir gerçek olmakla, müvekkilinin karı ve cirosu, iflas erteleme sürecindeki başarısı gözetildiğinde, mevcut işlerinin devamının sağlanıp ek kaynak yaratma ve ek tasarruf tedbirleri alma yoluyla, ayrıca malvarlığından yapılacak satışlardan elde edilecek gelir yoluyla nakit sıkıntısını giderilebileceğini, şirkette devam eden borç yapılandırma çalışmaları, konkordato ve ödeme projesi ile gerekli diğer tedbirlerin öngörüldüğü gibi alınması halinde şirketin tüm borçlarının kapatılacağını, şirketin iflasa düşmekten kurtulacağını, davacı şirketin borçlarından %40 oranında indirim/ tenzilat talep edileceğini, kalan ana para tutarının ise konkordato projesinin tasdiki kararının kesinleşmesinden sonra 6 ay ödemesiz dönem sonrası ana para borç tutarları 60 ay vadelerde, yılda 4 taksit olmak üzere 20 taksit halinde ödeneceğini, borçlar için faiz ödenmeyeceğini, Kocaeli ili, Çayırova ilçesindeki taşınmazın varlık borç takası yoluyla, ipotek hakkı bulunan alacaklılara borca karşılık devredilmesi yoluyla borcun ödeneceğini, atıl durumda bulunan bir kısım makinelerin satılacağını, şirketin içinde bulunduğu nakit dar boğazının işletme sermayesi düşüklüğünden kaynaklandığını, konkordatonun tasdiki halinde, şirketin icra ve haciz baskısı altında kalmadan alacaklarını tahsil edeceğini ve vadelere yayılmış barçlarını da çok rahat bir şekilde ödeyeceğini, şirkete süre verilmesi halinde; zaman içinde alacak tahsilleri ve bir kısım stokların paraya dönüştürülmesi, atıl varlıkların – Çayırova adresindeki taşınınazın varlık borç takası/vefa hakkıyla borca karşılık devir vb satışından sağlanacak kaynaklar ile şirket tarafından sağlanacak fonlarla tüm borçlarını ödeyebileceğini beyanla; konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesine kadar tedbir taleplerinin kabulüne, bu bağlamda; şirket mallarının muhafazası için gerekli tedbirler zımnında, şirket malvarlığının korunması amacı ile konkordato mühletinin sonuna kadar 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere şirketlere karşı icra ve iflas yoluyla takip başlatılmasının engellenmesine, konkordato talebinden önce şirkete karşı 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, başlatılmış bulunan tüm icra takiplerinin durdurulmasına, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde (üçüncü kişiler tarafından firmaların borçları lehine verilen rehinler dahil) malların muhafaza altına alınması ve satış işlemlerinin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına, şirketin keşide ettiği çeklere karşılıksız şerhi vurulmasının önlenmesine, alacaklı bankalardaki şirket hesaplarında kanuni dayanağı olmayan mevcut blokajların kaldırılmasına, geçici mühlet kararı ile birlikte, mühlet içinde alacaklılar (bankalar) tarafından yapılabilecek takas ve mahsup işlemlerinin engellenmesine, bankalar nezdinde bulunan teminat (müşteri) çeklerinin takas ve mahsup işlemlerinde kullanılmasının yasaklanmasına ve bu çeklerin şirkete iadesine, mühlet boyunca şirket tarafından üçüncü kişilere verilen ve üçüncü kişiler tarafından firmalar lehine verilen teminat mektuplarının nakde dönüştürülmesinin engellenmesine, Mahkemece gerekli görülecek tüm tedbirlerin alınmasına, geçici mühlet kararı verilmesine, geçici komiser atanmasına, geçici mühlet dahilinde yapılacak inceleme ile birlikte kesin mühlet tayinine ve konkordato projesinin tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davacının konkordato talebinin kabulü ile; İİK’nun 305, 306. maddeleri gereğince konkordato tasdik koşulları oluştuğundan, Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 2697 nolu sicilinde kayıtlı davacı CİHAN METAL ENDÜSTRİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ (İlyasbey Vd.2090379219)’nin konkordato teklifinin; alacaklıların talebi, komiserlerin görüşü nazara alınarak ADİ ALACAKLAR yönünden tasdiki ile; davacının konkordato kapsamındaki tüm borçlarının ilk ödeme 2022 yılının 30 Kasım günü başlamak üzere 3 aylık taksitler halinde her ayın son gününde olmak üzere toplam 20 eşit taksitte ödenmesine,
2-Rehinli alacaklılar yönünden konkordato talebinin REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı müdahil T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Müdahil T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından konkordato tasdik koşulları oluşmadan davacı tarafından ikame edilen konkordato davasının kabulüne ilişkin hüküm kurulmuş olup, işbu hüküm kanunlara ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa açıkça aykırı olduğunu; müdahil kurum alacağının güvence altına alınması için mahkeme tarafından teminat şartı aranması gerekirken; teminat koşulu aranmaksızın davacı şirket hakkında verilen tedbirlerin aynen devamına ilişkin verilen karar hukuka aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; konkordatodan etkilenmemesine ve 6183 sayılı kanuna göre takip ve tahsil yetkisi bulunmasına rağmen yerel mahkemenin kararını istinaf eden SGK Başkanlığının istinaf kanun yoluna başvurmakta hukuki yararı olmadığını beyan ile; müdahil tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2022 Tarih – 2021/197 Esas – 2022/480 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; konkordato istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı şirketin konkordato talep ettiği, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda konkordato talebinin adi alacaklar yönünden kabulüne, projenin tasdikine, rehinli alacaklar yönünden reddine karar verildiği, karara karşı müdahil T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
05/09/2019 tarihli dava dilekçesine ve eklerine göre;
Davacı şirketin Gebze TSM’nün 2697 sırasında kayıtlı olduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinde konkordato teklif etmek için özel yetki bulunduğu, yönetim kurulunun 17/03/2021 tarihi 2021/1 K. sayılı kararı ile konkordato talep edilmesi kararının alındığı, şirketin ön proje sunarak, İİK’nın 286. maddesinde sayılı belgeleri dava dilekçesine eklediği,
Şirketin Özvarlığının 28/02/2021 itibari ile kaydi değerler üzerinden -22.112.273,75 TL, rayiç değerler üzerinden -6.240.159,75 TL borca batık olduğu, şirketin iflası halinde adi borçların ödenemeyebileceğinin öngörüldüğü,
Şirketin konkordato kaynaklarının, şirket faaliyeti, alacakların tahsili, olarak belirlendiği,
Şirketin, %40 tenzilatla konkordatonun kesinleşmesinden itibaren 6 ay ödemesiz, yılda 4 taksit olmak üzere 5 yılda ödeme yapılması şeklinde vade konkordatosu talep ettiği, Bağımsız denetçi Kocaeli Bağımsız Denetim A.Ş.’nin 18/03/2021 tarihli makul güvence raporu verdiği, anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince;
24/03/2021 Tarihinde (3) aylık geçici mühlet kararı verildiği, 24/06/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere (1) yıl kesin mühlet verildiği, 30/05/2022 tarihli duruşmada konkordatonun adi alacaklar yönünden tasdikine kararı verildiği, görülmüştür.
Alacaklılara, alacaklarını bildirmeleri için yapılan ilan’nın TTSG’nin 01/10/2021 tarihli sayısında ve 05/10/2021 tarihinde Basın İlan Kurumu’nun internet sitesinde yayınlandığı, toplantı tarihlerinin 28/04/2022 olarak belirlendiği ve toplantı çağrısının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 14/04/2022 tarihli sayısında ve Basın İlan Kurumu’nun internet sitesinde 13/04/2022 tarihinde yayınlandığı anlaşılmıştır.
12/05/2022 tarihli komiser raporu ile ekindeki belgelere göre; yapılan oylama ile iltihak süresi içerisinde kullanılan oylara göre (24) alacaklının (14) tanesinin, toplam 39.758.219,25 TL alacağın 37.057.190,23 TL’sinin kabul oyu verdiği, kabul oyu veren alacaklı oranının 1/4’ten fazla olduğu, kabul eden alacak sayısının ise %70,01 olduğu, İİK’nın 302-(2) maddesinde belirlenen en az 1/4 alacaklı ve 2/3 alacak nisabının sağlandığı anlaşılmıştır.
Kokordatonun tasdiki İİK’nın 302. maddesi uyarınca, alacaklılar ile yapılan toplantıda konkordato projesinin belirtilen nisaplarda kabul edilmesi halinin yanında, İİK’nın 305. a-b-c-d-e maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Gerek konkordato komiserinin nihai raporu, gerekse dosya içerisindeki belgelere göre; tasdik nisaplarının sağlandığı, davacının mal varlığının borcu karşılamaya yeterli olduğu, şirket faaliyetlerinin devam ettiği, konkordato kaynaklarının borçları ile orantılı olduğu görülmekle, konkodarto tasdik şartlarının oluştuğu ve kamu düzeni yönünden kararın kaldırılmasını gerektirir bir neden olmadığı görülmüştür.
T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin istinaf isteminin incelenmesinde;
İİK’nın 308-(c) maddesinde; “Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hale gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hale geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar devam eder.
Bağlayıcı hale gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.
206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflasta masa borcu sayılır. Aynı kural karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerlidir” hükmü bulunmaktadır.
Bu yasa hükmü uyarınca; SGK Başkanlığı’nın alacakları İcra ve İflas Kanunu’na göre değil 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre takip ve tahsil edilmektedir. Bu Kanuna tâbi alacaklar konkordato hükmünün dışında kaldığından SGK alacaklarının konkordatodan etkilenmediği sonucuna varılmaktadır. Konkordatodan etkilenmeyen alacakların itirazlarının dikkate alınması gerekmediği gibi bunların alacaklılarının toplantıya çağrılmasına da gerek bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile SGK Başkanlığı’nın konkordatonun tasdikine ilişkin olarak istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olduğu gibi istinaf yasa yoluna başvurulması için de aranan bir şarttır.
Açıklanan nedenlerle müdahil T.C. SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunda bulunmakta hukuki yararı bulunmadığından ve hükümde kamu düzenine aykırı bir neden de bulunmadığından istinaf istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Müdahil T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,
2-Müdahil kurum harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren (10) gün içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.15/09/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.
….
Üye…
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Katip ..
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*