Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1605 E. 2023/1627 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1605
KARAR NO : 2023/1627

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2022
NUMARASI : 2020/484 Esas – 2022/217 Karar

DAVACI : … – (TC NO: …)- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2017

KARAR TARİHİ : 13/10/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 20/10/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; keşidecisi olduğu TEB Bankası A.Ş. Körfez Şubesi’ne ait,… çek numaralı, 05/07/2017 vade tarihli 8.400,00 TL bedelli bir adet çekin davalı aracılığıyla bankaya ibraz etmesi üzerine bankanın bilgilendirmesi ile haberdar olduğunu, davaya konu anılan çekin altındaki imza ve yazıların tarafına ait olmadığını, imza sirkülerinin incelenmesine bu hususun tespit edileceğini, davalıuya herhangi bir borcunun olmadığını, dava konusu olayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağını, anılan çekin davalı tarafça takibe konması hakkında endişelerinin olduğunu, hakkında herhangi bir takip açılmadan önce bu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, dava konusu çek bedelinin % 15’inin teminat gösterilmesi karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, çekin 3 kişiler tarafından ibrazı halinde ve karşılığı bulunduğu taktirde ödenmesinin önlenmesini, dava kınusu çekteki imzanın kendisine ait olmaması ve borcunun da bulunmaması sebebiyle bedelsiz kaldığının tespiti ile davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davacı ve eşine ait firma ile 16/01/2014 tarihinden Ceylin İş Güvenliğine mal sattığını, borca karşılık çek ve banka havalesi ile alacaklarını tahsil ettiğini, davaya konu çekin de Ceylin İş Güvenliğine 27/03/2017 tarihinde yapılan mal satımına karşılık, Ceylin İnşaat tarafından 27/03/2017 tarihinde müvekkil şirkete verildiğini, bu mal satımına ait fatura, irsaliye, tahsilat makbuzunu dosyaya sunduğunu, ticari defterlerinde de bütün mal alım satım ve gelen paranın ve çeklerin belli olduğunu, davacı yana daha önce ticari ilişkide hiç sıkıntı yaşanmadığı için çeki icraya koymak yerine Üsküdar 7. Noterliği 10/07/2017 tarih, … yevmiye nolu ihtarı ile çeki ödemesi ihtarname gönderildiğini, davaya konu çek üzerindeki imzaya davacı tarafından itiraz edildiğini, daha önce benzer imza ile daha önce müvekkil şirkete çekler verildiğini, bu çeklerin de tahsil edildiğini, müvekkil şirket tarafından mal satımının gerçekleştiğini, çekin alınarak borçlunun cari hesabından düşüldüğünü, davacı tarafın eşi olan …’a dava sebebinin sorulduğunu, kendisinin şirket içinde yaşanan sıkıntıdan kaynaklanan bir durum olduğunu belirttiğini, durumu çözeceği yönünde beyanda bulunduğunu, müvekkil şirketin bir kusuru olmadığı halde mağdur edildiğini, davacı tarafın büyük ihtimal eğer imzası sahte ise sahte imzalı çeki bilerek verdiğini, müvekkil şirkete karşı bankaları alet etmek sureti ile nitelikli dolandırıcılık yapıldığını belirterek, haksız davanın reddini, davacı yan açıkça kötü niyetli olduğundan %20 icra inkâr tazminatı ile cezalandırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “… Davanın KABULÜ ile Davacının TEB Körfez Şubesi’ne ait … çek nolu 05/07/2017 keşide tarihli, 8.400,00-TL bedelli çekten borçlu olmadığının tespitine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “İşbu dosyada sayın mahkemece yapılması gereken tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak taraflar arasında dava öncesinde ticari alışveriş yapılıp yapılmadığının tespit edilmesidir. Nitekim yargılamanın en başından itibaren sadece imza incelemesi yapılmış ancak taraflar arasındaki ticari ilişki hiç değerlendirilmemiştir. Her ne kadar davacı taraf gerçek kişi tacir olsa da Ticari Defterlere İlişkin Tebliğin 5. maddesi uyarınca “Gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına bakılmaksızın her tacir yevmiye defteri, envanter defteri ve defteri kebiri tutmakla yükümlüdür. Şahıs şirketleri birinci fıkrada sayılan defterlere ek olarak genel kurul toplantı ve müzakere defterini de tutarlar” düzenlemesiyle gerçek kişi tacirlere de defter tutma yükümlülüğü getirilmiştir. Böylece iki taraf defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda taraflar arasında bir cari ilişki olup olmadığı tespit edilebilecek ve daha önceki istinaf bozma kararındaki “daha önce ödenen çekler dolayısıyla oluşan güven kriteri ve dürüstlük kuralı gereği keşidecinin sorumluluğu” yönünden de gerekli inceleme yapılmış olacaktır. Talebimiz olmasına rağmen Yerel mahkeme gerek müvekkil şirket ve gerekse davacı yanın ticari defterlerinde hiçbir incele yapmamıştır. Eğer tarafların ticari defterleri üzerinde gerekli inceleme yapılsa, gerçek ortaya çıkardı. Mahkeme sadece çek üzerindeki imzayı incelemiştir. Çekin üzerindeki yazıları dahi inceletmemiştir. Oysa imza incelemesinin yaptırıldığı ve davanın kabulüne gerekçe yapılan Adli Tıp bilirkişi raporuna karşı itirazlarımız değerlendirmeye alınmamış daha önceden istinafın bozma sebeplerini belirttiği hususlar raporda değerlendirilmemiştir. Müvekkil ve davacının ticari defter kayıtları incelenmemiştir” beyanı ile yerel mahkeme kararının kaldırılması, davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; “yerel mahkeme önceki ilamı yapılan istinaf incelemesinde zaten davalı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmemişken davalı tarafın yine aynı sebeplerle istinafa bavurmuş olması davayı uzatmak amaçlıdır ve reddedilen istinaf sebepleri ile tekrar istinaf başvurusu yapılamayacağından işbu istinaf başvurusunun reddi gerekmektedir. Kaldı ki istinaf sebepleri haksızdır. Gerek dava dosyası içerisindeki dilekçelerimiz ve beyanlarımıza gerekse de iş bu istinaf cevap dilekçemize bakıldığında ve mahkemenizin re’sen göz önünde bulunduracağı hususlar değerlendirildiğinde karşı tarafın hukuka aykırı gerçekten uzak iddia ve taleplerinin reddi gerekmektedir” beyanı ile yerel mahkeme kararının onanmasına, davalı yanın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/04/2022 tarih, 2020/484 Esas – 2022/217 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK’nın 72. maddesine dayalı takipten önce açılan imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının keşidecisi olduğu TEB Bankası A.Ş. Körfez Şubesi’ne ait, … çek numaralı, 05/07/2017 vade tarihli 8.400,00 TL bedelli bir adet çekin, davalı aracılığıyla bankaya ibraz edildiği, davacının davaya konu çekten bankanın bilgilendirmesi ile haberdar olduğu, ayrıca, davaya konu çekin altındaki imza ve yazıların da davacıya ait olmadığı belirtilerek, davaya konu çek bedeli kadar borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesince hazırlanan 08/03/2022 tarihli raporda; … Ceylin İnşaat adına atılı keşideci imzası ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Eldeki davada; davaya konu çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti amacıyla dosyanın kül halinde İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği, ATK tarafından hazırlanan raporda; dosya arasına getirtilen 4.500,00 TL bedelli çek ve 11.000 TL bedelli çeklerdeki keşideci imzaları ile TEB Körfez şubesinin 8.400,00 TL bedelli (dava konusu) çek aslının ön yüzünde bulunan … Ceylin İnşaat adına atılı imza arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin belirtildiği görülmüş, yine, aynı mahiyetteki başka çeklerin herhangi bir şekilde ödenmiş olmasının, davacının işbu dava konusu çeklerde ki imzalara itiraz etmesine engel teşkil etmeyeceği anlaşılmakla, açıklanan tüm bu neden ve gerekçelerle ilk derece mahkemesince; dava konusu çekteki imzanın davacıya ait olmadığı kanaatiyle ve daha önce dairemizce verilen karar kaldırma kararında belirtildiği üzere taraflar arasındaki ticari ilişkinin olup olmadığının eldeki davaya bir etkisinin olmayacağı şeklindeki görüş doğrultusunda mahkemece bu yönde bir inceleme yapılmaksızın davanın kabulüne şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçesinin davalının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 573,80 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 143,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 430,30 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/10/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*