Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :2022/1513
KARAR NO :2023/1483
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :28/01/2021
NUMARASI :2018/544 Esas – 2021/65 Karar
DAVACI :AYMİRA NAKLİYE İNŞAAT PETROL MADENCİLİK TEKSTİL OTOMOTİV EMLAK GIDA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :BEKER TURİZM VE İNŞAAT ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :24/10/2018
KARAR TARİHİ :28/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :28/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/52807 E. sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen ilamsız icra takibinde borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasını istediğini, borçlunun itirazlarının haksız ve itirazında kötü niyetli olduğunu, davacı firma tarafından 30/04/2018 tarihli 43678 sıra numarası ile davalıya kesilen toplam 69.077,20-TL’lik faturadan 53.077,20-TL’lik fatura bedeline ait kalan ödemenin yapılmadığının tespit edildiğini, Kocaeli 5. Noterliğince bu durumun davalıya bildirildiğini, davalının ihtarnameye cevap vermediğini, ödemeyi de yapmadığını, faturaların borçlu şirketin muhasebe defterinde kayıtlı bulunduğunu, taraflar arasında kararlaştırılan işlerin tamamın bitirildiğini, davalı tarafça verilen fişlerde mevcut olduğunu, bu nedenlerden dolayı davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve dayanaksız olarak yapılmış itiraz sebebiyle %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kuzey Marmara Otoyolu Projesi yapım işinde yüklenici olan Cengiz İnşaat San. Tic. A.Ş. İlgili projede, alt yüklenici olarak anlaşma yaptığını, taraflar arasındaki anlaşmaya göre, davalı şirket Cengiz inşaatın almış olduğu ihalede, saha içi hafriyat hizmetini vermeyi taahhüt ettiğini, bunun üzerine … isimli şahsın davalı şirket yetkilisi … ile tanışması ve kendisine bu hizmetin ifası için kamyon tedariki yapabileceğini beyan etmesi üzerine taraflar, davacı şirket yetkilisinin babası … ile davalı şirket yetkilisi …’ın …
… vasıtası ile tanıştırıldığını, bunun üzerine ilgili hafriyat taşıma işi için davalı şirket yetkilisi ile …’nin anlaşmaya vardıklarını, yapılan anlaşmaya göre araç tedariki gerçekleşecek, yapılan işin karşılığı olarak anlaşılan rakamdan ay sonu itibari ile sarf edilen mazot araçlara ait bakım onarım giderleri ve ortaya çıkması muhtemel zarar ziyan sair masraf ve giderlerin davalı şirket tarafından karşılanacağını, hak edilen bedelden düşülmek sureti ile kalan bedelin karşı tarafa ödeneceğini, nihayetinde … ve … plakalı araçlar ile taşıma işleminin gerçekleştirilmeye başlandığını, davalı şirket yetkilisi ile davacı şirket arasında şifai dahi olsa yapılan bir anlaşmanın mevcut olmadığını, anlaşmanın … ile sağlandığını, araç tedarikinin nasıl ve ne şekilde olduğunu, kimden hangi araçların tedarik edildiğini, taraflarınca malum olmayıp, fatura tanzimleri ve ödeme süreçlerinin …’nin talimat ve yönlendirmeleri ile gerçekleştirildiğini, davalı firmanın söz konusu 30/04/2018 tarih 43678 nolu faturaya itiraz etmediğini, taraflar arasında yazılı ya da sözlü bir sözleşmenin bulunmaması halinde faturadan da söz etmek olasılığı bulunmadığını, süreden de bahis edilmesinin olanağının olmadığını, dava ve takibe konu faturanın usulüne uygun şekilde davalı şirkete tebliğ edilmediğini, … tarafından tesis edilen ve sonradan öğrenilen, davacı şirkete ait araçların talimat dışı hareket etmesi, işi gereği gibi yapmaması, talimat yerleri dışına döküm yapması, hatta köylülere ait yerlere, kendisine haksız kazanç elde etme amaçlı döküm yapması, davacı tarafça sefer başına normal piyasa bedelinin yaklaşık 2 katı ücret talep etmesi, araçların sürekli sorun çıkarması, maliyetlerinin artması ve nihayetinde kaza yapması sonucunda sanayide müvekkilinin davalının haberi olmaksızın sanayi esnafına davalı adına borçlanması gibi hadiselerin taraflar arasındaki ilişkilerde sıkıntı yaşanmaya başlanmasına sebebiyet verdiğini, davalının ilgili araçlar için sarf etmek zorunda kaldığı 102.703,19-TL’lik bedelin, yansıtma faturası ile karşı taraftan talep edilmesine müteakip, iplerin kopma noktasına geldiğini, davacı yanın davalı şirketten alacağının olmadığı gibi davalı şirkete borçlu olduğunu, açıklanan nedenler ile itirazların kabulüne davanın reddine, %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİNE, Davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/52807 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 47.098,61 TL asıl alacak, 505,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 47.604,02 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek yasal faizi ile birlikte devamına, Alacak likit olduğundan İİK 67/2. Madde uyarınca 47.604,02 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, Fazlaya yönelik talebin reddine, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin varlığının reddedilmiş olduğunu, bu durumda ticari ilişkinin varlığını ispat yükünün davacı tarafta olacağının açık olduğunu, talep konusu alacağın miktarı bakımından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. maddesi uyarınca söz konusu ispatın yazılı delil ile ispatının mümkün olduğunu, tanık anlatımları ilgili kanun hükmü mucibince ticari ilişkinin varlığını ispata yarar olmadığı gibi, “sunulan fişler” davalı şirkete ait kaşe ve imzayı içermediğini, bu davada, davalı şirketin takibe dayanak teşkil eden faturadan değil; takibe ve dolayısı ile davaya konu edilmeyen 2 adet faturadan (faturalardan biri hiç yok, diğeri için de alacak davası açılmış ve derdesttir) borçlu olduğuna yönelik tespitlerde bulunularak hükmün tesis edildiğini, taraflarınca faturanın iadesine ilişkin gönderilen ihtarname kapsamında, istinaf konusu ettikleri kararda belirtilen 30.06.2018 tarih 43679 numaralı 39.558,41-TL bedelli ve 03.07.2018 tarih 43680 numaralı ve 7.540,20-TL bedelli faturalar yer almasına ve söz konusu faturalardan kaynaklı alacağa ilişkin tesis edilmiş ilam olmasına karşın, davalı şirketin belirtilen faturalardan borçlu olduğunun tespitinin hatalı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçeli kararında da görüldüğü üzere dosya tanıklarının beyanlarının incelendiğini, tanıkların davacının hiç hizmet vermediğine yönelik beyanlarının birbirleri arasında çelişkili ve kendi içinde de tutarsız olduğunu, ayrıca dosyaya sunulan fişlerin dikkate alındığını davacının hizmet vermiş olduğunun da tespit edildiğini, davalı taraf 43678 nolu faturanın olmadığını iddia etse de, yargılama sürecinde bu hususta hiçbir itirazda bulunmadığını, fatura, tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine delil olabileceğini, dolayısıyla bu faturanın gerçekte de mevcut olduğunu davalı tarafın aleyhine bir delil konumunda olduğunu, davalı tarafın istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu derdestlik itirazının da yerinde olmadığını, çünkü derdest davanın, aynı davanın daha önceden açılmış olması ve halihazırda görülüyor olması olduğunu, ancak taraflar arasındaki davaların konularının farklı olduğunu, 2018/761 E. sayılı davanın konusunun alacak olduğunu, işbu 2018/544 E. sayılı davanın konusunun ise itirazın iptali olduğunu belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2021 tarih, 2018/544 Esas – 2021/65 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davacının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/52807 sayılı takip dosyası ile 30.04.2018 tarihli, 43678 nolu 69.077,20-TL’lik faturadan kaynaklanan alacağın ödenmeyen bakiyesi için takip öncesi işlemiş faiz dahil 54.967,00 TL alacak için ilamsız takip başlattığı, davalının itirazı üzerine itirazın iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında, itirazın iptali davasının hukuki niteliği üzerinde de durulması gerekmektedir.
İtirazın iptali davası müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Madde metninde de açıkça belirtildiği üzere takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı genel mahkemede açılır ve genel hükümlere göre görülür. Alacaklı bu davada genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava etmektedir.
İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı taraf isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28/a, 29/I, III).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır.
Diğer taraftan, İİK’nın 67. maddesinin son fıkrasında alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açmamışsa umumi hükümler dairesinde alacağını dava etme hakkının saklı olduğu ifade edilmiştir. Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira süresi içinde açılan dava itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması hâlinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğunda ve itirazın iptali davası için bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
Genel hükümlere göre her türlü ispat olanağının varlığı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k. Sayılı ilamı)
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2018/52807 E. sayılı takip dosyasında; davacı tarafından davalı borçlu aleyhine 30.04.2018 tarihli, 43678 nolu 69.077,20-TL’lik 1 adet faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatılmış, icra takibine dayanak fatura örneği de takip talebi ekinde sunulmuştur.
İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli fatura gösterilmiş, mahkemece dosyaya kazandırılan bilirkişi kök ve ek raporlarında bu fatura dışında tüm açık hesap ilişkisinin değerlendirildiği gibi hükme esas alınan 22.10.2020 tarihli ek raporda ise bilirkişi tarafından alacak miktarı hesaplanırken, takibe ve davaya konu edilmeyen 30.06.2018 tarihli 43679 numaralı fatura ile 03.07.2018 tarihli faturaların değerlendirildiği, bu şekilde takip talebine konu edilmeyen faturalar yönünden hüküm kurulduğu anlaşılmış, anılan hükmün bu şekilde usul ve yasaya aykırı olduğu görülmüştür.
Mahkemece, takip ve dava konusu edilen fatura ile ilgili araştırma ve inceleme yapılarak, anılan fatura ile ilgili taraflar arasında bir ilişki olup olmadığı, var ise alacak miktarının ödenip ödenmediği, hususunda bu faturaya bağlı olarak tarafların ticari defterleri de incelenmek suretiyle takibe konu faturadan sonra yapılan ödemeler var ise bu ödemeler de değerlendirilerek, ödemelerde faturaya yönünden açık bir atıf olmaması ve gerekmesi halinde 6098 sayılı yasanın 102. maddesinin göz önüne alınarak taraf iddia ve savunmalarını da karşılayacak şekilde rapor alınması ve sonucuna göre karar vermek gerekmektedir.
Belirtilen nedenlerle davalı vekilinin istinaf istemlerinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı yasanın 353/1-a-6 maddesi gereği kaldırılmasına, gerekçe bölümünde belirtilen şekilde eksiklikler giderilerek yargılama yapıldıktan sonra yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerek
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2021 tarih, 2018/544 Esas ve 2021/65 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalı hakkında düzenlenen 09/06/2022 tarihli ve 2.587,96-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.28/09/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Katip …
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*