Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1503
KARAR NO : 2023/1504
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2022
NUMARASI : 2022/23 Esas – 2022/281 Karar
DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 06/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı yan tarafından İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/18844 Esas sayılı dosyası ile icra takibi işlemlerine girişildiğini, müvekkiline gönderilen işbu haksız ödeme emrine süresi içerisinde İstanbul Anadolu 23. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde 2021/577 Esas sayılı dosyası ile itiraz edilmiş olup, mahkeme nezdinde yetki itirazlarının kabulüne karar verildiğini, bu kapsamda davalı yanca yetkili icra dairesi olan Gebze İcra Dairesi’ne gönderildiğini, Uyap üzerinden işbu takibi öğrenmiş olmakla ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, takip dayanağı senette yer alan tarih imkansız bir tarih olup bu sebeple senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını, takip talebinde geçen senedin tanzim tarihi olarak 05.07.2021 tarihli senet alacağının bahsi geçtiğini, ancak senette imkansız bir tarih olan 05.17.2021 tarihi yer aldığını, bu tarihin imkansız olmasının yanı sıra davalı yanca 05.07.2021 olarak belirlenmesi ve buna uygun olarak takip başlatmasının hukuki bir dayanağı bulunmadığını, tediye tarihi olarak 21.05.2020 tarihi düzenlendiğini, ancak ödeme tarihinin imkansız bir tarih olması davalı yanın ise bu imkansız tarihe nazaran kambiyo vasfına haiz olmayan bir senetle takip başlatmasının hukuka, kanuna açıkça aykırılık teşkil ettiğini, takip dayanağı senette keşideci ve lehtarın aynı kişi olması halinde senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını, kambiyo vasfına haiz olmayan senede ilişkin açılan bu takibin iptali gerektiğini, takip talebinde yer alan işbu senette senedin alt kısmında yer alan ve senedi düzenleyen (keşideci) olarak …’nun yer alması bir üst kısmında ise BAY … (lehtar) veya emrühavale kısmının yer aldığını, takip dayanağı senette kendi emrine bono tanzim edildiğini, bonoyu tanzim eden ile lehtarın sıfatlarının birleşemeyeceğini, bu şekilde tanzim edilen bonun kambiyo vasfını taşımamakla birlikte takibin iptali gerektiğini, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki söz konusu olmadığını, müvekkilinin davalıdan adi borç ilişkisi neticesinde para borcu aldığını, bu para borcunun ise davalı yanın QNB Finansbank nezdinde bulunan … iban no.lu hesabından havale işlemleri ile gerçekleştiğini, müvekkilinin bu para borcunu banka aracılığıyla ödediğini, bononun ödenmiş olmasına rağmen müvekkiline iade edilmediğini, borcu olmadığı halde müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili ile davalı yan arasında kambiyo vasfına haiz olmayan 30.000,00 TL değerinde olan senedin tanzim edilmesinin ardından müvekkili tarafından davalı yanın banka hesabına gönderilmiş olup aralarında herhangi bir borç ilişkisi kalmadığını, davalı yanın banka hesabına gönderilen havalelerin yegane amacının para borcu olduğunu, bonoda yazılı olan 05.17.2021 tarihinin sehven yazıldığı varsayımında davalı yanın müvekkilinin banka hesabına havale gönderdiği tarihlerin ayrıntılı bir şekilde incelenmesini talep ettiklerini, her ne kadar davalı yanın icra takibine dayanak olarak sürdüğü tarih 05.07.2021 tarihi olarak gösterilmiş olsa da bu tarihlerde müvekkili ile davalı yanın herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, bu durumda davalı yanca vade tarihinin 05.07.2021 olarak belirlenmesinin tamamen kötü niyetli olduğunu, bahsi geçen senette belirtilen tarih olarak 05.17.2021 tarihinin yer alması ve vadenin imkansız bir tarih olması karşısında davalı yanın müvekkilinin hesabına 17.05.2021 tarihinde 20.000,00 TL göndermesinin tesadüfi bir işlem olmadığını, müvekkilinin de bu borca istinaden davalı yanın hesabına 17.05.2021 tarihinden sonra 30.000,00 TL’yi aşan havaleler yaptığını, bu tarihlerin bağlantılı olduğunu, borç kaynağı olan senedin aslında bir para borcuna ilişkin olarak düzenlendiğini, kural olarak vadeden sonra yapılan ödemenin mevcut borcun ifası amacıyla yapıldığının kabulü gerektiğini, müvekkil ile davalı arasında tanzim edilen bu bono üzerine müvekkilinin havale göndermek suretiyle borcunu ödediğini, İstanbul Anadolu 1. İcra Dairesi 2021/18844 Esas sayılı yetkisiz dosyada başlatılan icra takibine ilişkin olarak 02.12.2021 tarihinde davalı yan tarafından müvekkilin ikamet ettiği konutuna haciz işlemleri başlatıldığını, talimat yazılması ile birlikte Gebze İcra Dairesi’nin 2021/5107 E. Sayılı dosyası ile haciz işlemlerine girişildiğini, bu haciz işlemleri sırasında müvekkili büyük bir mağduriyet yaşamakla birlikte bu işlemin son bulması için müvekkilinin babası olan … hesabından davalının vekili olan Av. …’in banka hesabına 15.000,00 TL gönderdiğini, gönderilen bu havalenin ise tamamen haciz tehdidi altında yapıldığını, müvekkilinin borcu olmayan bir bedeli icra tehdidi altında ödemesi sonucunda işbu menfi tespit davası ile istirdat talepli davayı açma zorunluluğu doğduğunu, Mahkeme tarafından esas hakkında karar verilinceye kadar, mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmesini önlemeye yönelik İ.İ.K. md 72 çerçevesinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı şekilde borç doğmasına sebebiyet veren davalı/alacaklı aleyhine, haksızlığı anlaşılacak takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle müvekkilinin, davalı yana, davalı tarafından başlatılan Gebze İcra Dairesi’nin 2021/34602 E. numaralı dosyası kapsamında 22.548,00 -TL miktar çerçevesinde borçlu olmadığının tespitine, davacı aleyhine haksız ve hukuka aykırı şekilde borç doğmasına sebebiyet veren davalı/alacaklı aleyhine, haksızlığı anlaşılacak takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, haksız ve mesnetsiz olarak başlatılan icra takibi kapsamında haciz baskısı altında tahsil olunan şimdilik 15.000,00 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile fiili ödeme tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte davalı yandan istirdatı/tahsili yoluyla taraflarına ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerine karşı zamanaşımı defiinde bulunduklarını, davacı yanın davalı ile aralarında borç para alış verişi olduğunu ikrarettiğini, ancak davalıdan aldığı borçlardan yalnızca bankadan yapılan ödemeleri kabul ettiğini, davalı ile karşı tarafın banka hesapları incelendiğinde davalının banka üzerinden yapmış olduğu ödemeden daha fazla davalıya ödeme yaptığının anlaşılacağını, hal böyle iken davalıdan alacağı olduğu iddiasında bulunmayan davalı yanın fazla ödemeleri elden aldığı borçlar nedeniyle yaptığını tevil yoluyla ikrar ettiğini, öte yandan davalının QNB Finans Bankası’ndaki hesap hareketlerinin celp edilmesi ile davalının ona gönderdiğinden daha fazla miktarda para gönderdiğinin anlaşılacağını, davacı yanın davalıdan elden borç olarak aldığı paraları ödediğini ve bu sebeple davalının hesabına senet bedelinden fazla ödeme yaptığını tevil yoluyla ikrar ettiğinden davada tanık dinlenmesi gerektiğini, zira müvekkili davalı yana parça parça elden veya bankadan göndermek sureti ile borç para vermiş olup bu borcun bir kısmı ödenmişse de ödenmeyen kısmı için davalı tarafça senet düzenlendiğini, neticeten haksız ve mesnetsiz davanın reddine, İİK’nun 72. maddesinin 4. fıkrası uyarınca; ihtiyati tedbir kararı verilen huzurdaki davanın lehimize sonuçlanması halinde zararlarının alacağın %20’sinden aşağı olmayacak şekilde işbu davada belirlenmesine ve bu zararın davacının teminatından mahsup edilerek taraflarına ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KABULÜNE,
-Gebze İcra Müdürlüğünün 2021/34602 Esas sayılı (yetkisizlikle gelen İst. Anadolu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/18844 sy.) takip dosyasında 22.548,00.-TL miktar yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
-Gebze İcra Müdürlüğünün 2021/34602 Esas sayılı (yetkisizlikle gelen İst. Anadolu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/18844 sy.) takip dosyası için davalı tarafa ödenen 15.000,00.-TL’nin 01/12/2021 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının bu talebine dayanak olan iddiaları arasında takip dayanağı senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı iddiaları bulunduğunu; Ancak huzurdaki dava genel mahkemelerde açılmış olan menfi tespit ve istirdat davası olduğundan takibe dayanak olan senedin yasal vasıflara sahip olup olmadığı ile birlikte vakıanın esasının ele alınması gerektiğini; zira yerel mahkeme; taraflar arasındaki alacak ilişkisi hakkında gerekli araştırmaları yapmadığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağı senette yer alan tarih imkansız bir tarih olup bu sebeple senet kambiyo vasfına haiz olmadığını; davacı yanın başvurusunun kötü niyetli olarak ikame edildiği açıkça ortada olup, sayın mahkeme huzurunda olumsuz bir algı yaratmaya yönelik somut dayanaktan yoksun bir iddia olduğunu beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2022 Tarih – 2022/23 Esas – 2022/281 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalının, düzenleyeni ve lehtarı …, tediye tarihi 21/05/2020, vade tarihi 05/17/2021 olan 30.000,00 TL bedelli ve … cirosunu taşıyan bonoya dayalı olarak Gebze İcra Dairesi’nin 2021/34602 esas sayılı icra dosyasında takip başlattığı, davacının eldeki dava ile bononun geçerli olmadığı, davalıya borcu bulunmadığı, haciz baskısı altında 15.000,00 TL ödeme yaptığını belirterek borçlu olmadığının tespitine ve ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini talep ettiği, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince takip dayanağı bononun bono vasfında olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, takip konusu senedin bono vasfında olup olmadığı noktasındadır.
Takip konusu, tediye tarihi 21/05/2020, vade tarihi 05/17/2021 olan 30.000,00 TL bedelli senedin düzenleyeni ve lehtarının davacı … olduğu görülmektedir.
İlk derece mahkemesince; 6100 sayılı TTK.nın 673. maddesine göre, poliçenin keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi bizzat keşideci üzerine veya bir üçüncü şahıs hesabına da keşide edilebileceği, ancak TTK.nın 778. maddesi, aynı yasanın 673. maddesine yollama yapmadığından anılan maddenin bonolarda uygulanamayacağı, kendi emrine bono tanzim edilemeyeceği, keşideci ile lehtarın aynı kişi olması nedeniyle takip dayanağı belgenin bono niteliğine haiz olmadığı, alacaklı olduğu iddiasında olan davalının, bonodaki imza davacı tarafça inkar edilmediğinden genel haciz yoluyla takip yapabileceği, bu halde davacı tarafça borcun tamamının ödendiği iddia edildiğinden ilamsız icra takibinde ispat yükü alacaklıda olup uyuşmazlığın buna göre çözüme kavuşturulması gerektiği, eldeki davanın ise kambiyo senetlerine mahsus icra takibinden ötürü menfi tespit ve istirdat istemini içerdiği, alacaklının anılan senede dayanarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapamayacağı, takip konusu bonodaki ilk cironun davacı lehtar tarafından yapılmamış olması nedeniyle takip alacaklısı durumundaki davalının yetkili hamil olduğundan da söz edilemeyeceği, ayrıca alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmekle borcun sona erdiğinin kabulü gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne, Gebze İcra Müdürlüğünün 2021/34602 Esas sayılı (yetkisizlikle gelen İst. Anadolu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/18844 sy.) takip dosyasında 22.548,00.-TL miktar yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, Gebze İcra Müdürlüğünün 2021/34602 Esas sayılı (yetkisizlikle gelen İst. Anadolu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/18844 sy.) takip dosyası için davalı tarafa ödenen 15.000,00.-TL’nin 01/12/2021 ödeme tarihinden itibaren -işleyecek taraflar işletme hesabına göre defter tutmakla 1. sınıf tacir olmadıklarından- yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine, davalının icra takibi başlatmasında kötüniyetli olduğu iddiası davacı tarafça ispatlanamadığından, tazminat isteminin koşulları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulduğu (Emsal Yargıtay 19. HD’nin 10/11/2015 tarih, 2015/3766 E. 2015/14413 K., 26/11/2015 tarih, 2015/1932 E., 2015/15647 K. Sayılı ilamları) gerekçesi ile davanın kabulüne ve icra takibinde ödenen paranın yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verildiği görülmektedir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.564,90 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 641,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.923,20 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/09/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Katip …
¸e-imzalıdır.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*