Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1499 E. 2023/1486 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/1499
KARAR NO :2023/1486

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :08/12/2021
NUMARASI :2021/122 Esas – 2021/991 Karar

DAVACI :KEREM PLASTİK ELEKTRİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :YİĞİT METAL KAROSER ALÜMİNYUM MAMÜLLERİ PLASTİK VE OTOMOTİV EKİPMANLARI SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :18/02/2021
KARAR TARİHİ :28/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :28/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı şirket arasında ticari alışverişten kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bu cari ilişki kapsamında davacı şirket, davalı şirkete yüklü miktarlarda mal satışı yaptığını, davalı şirket tarafından davacıya ödenmesi gereken bedeller ödenmediğinden taraflarınca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 156.692,85-TL asıl alacak ve 10.185,04-TL takip öncesi faiz olmak üzere 166.877,89-TL’nin ödenmesi için Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/2762 E. sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak borca, faize ve ferilerine itiraz edilerek takip durdurulduğunu, bunun üzerine ticari satımdan kaynaklanan zorunlu arabuluculuğa, 2020/112 başvuru numarasıyla 19.02.2020 tarihinde tarafımızca başvurulmuş olup 28.02.2020 tarihli görüşme sonrasında davalı/borçlu tarafça anlaşılamadığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptali için huzurdaki davayı açma gereği doğduğunu, şöyle ki; Davalı/borçlunun davacıya icra dosyasında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik istenen bedelin çok üzerinde borcu olup yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olduğunu, takip tarihinden sonra dahi kesilen faturalar nedeniyle davalı şirketin borç miktarı artmaya devam ettiğini, davalı/borçlu şirket icra takibine itiraz dilekçesinde davacıya ödeme yapıldığını iddia etmişse de yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir delil sunmadığını, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiği takdirde davalı/borçlunun davacıya yüklü miktarda borçlu olduğu ve söz konusu borcu ödemediği, bu nedenle icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu görüleceğini, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/77 talimat sayılı dosyasından yapılan bilirkişi incelemesinde davalının davacıya 13.05.2019 tarihi itibariyle 214.481,88 TL borçlu olduğu tespit edildiğini, dosyaya sunulacak olan cari hesap ekstreleri ile faturalar incelendiğinde davasının haklılığı ortaya çıkmış olacağını, yerleşik yargıtay içtihatları uyarınca ticari alım satıma ilişkin faturaların içerdiği bedeller likit ve muayyen alacaklar olup haksız şekilde takibe itiraz edilmesi durumunda icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenle icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, Davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/2762 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 156.692,85.-TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında 31.338,57.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki dava ile ilgili olarak davalı şirkete ve taraflarına yapılmış bir tebligatın bulunmadığını, icra dosyasına vekaleten itiraz etmiş olmalarına rağmen Mahkemenin taraflarını vekil olarak eklemediği gibi, dava ile ilgili olarak usulünce yapılmış bir tebligatın bulunmadığını, Mahkeme kararının gerekçesini bilirkişi raporuna dayandırmış ise de davalı şirketin ticari defterleri incelenmeden rapor hazırlandığını, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiş olsaydı davacı şirkete iddia edildiği gibi bir borcunun olmadığının açıkça ortaya çıkacağını, ayrıca davacı tarafından açıkça haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi yapılmış olduğunu, ihtilaf yargılamayı gerektirdiğini, talep edilen alacak likit bir alacak olmadığından Mahkeme tarafından davacı taraf lehine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin açıkça yasaya aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça istinaf başvurusunun yasal süresi geçtikten sonra yapıldığını, davanın taraflarına ilk derece mahkemesince usulüne uygun tebligatın yapılmış olduğunu, davalı tarafça süresi içerisinde usul işlemlerinin yerine getirilmediğini, bilirkişi raporunun hukuka uygun tanzim edildiğini, davalının dosyanın esasına ilişkin istinaf sebeplerinin hukuken bir geçerliliğinin olmadığını belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2021 tarih, 2021/122 Esas – 2021/991 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava açık hesap ilişkisi ve faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı taraf, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisi ve faturalardan kaynaklı olarak ödenmeyen bakiye alacak için Gebze 4.İcra Müdürlüğü’nün 2020/2762 sayılı takip dosyası takip başlattığı, gönderilen ödeme emrine davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir. (Tebligat Kanununun 12.maddesi) Dava dosyasındaki dava dilekçesinin, davalı vekili tarafından sunulan vekaletnamede davalı şirket yetkilisi olduğu anlaşılan …’e 03.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, yine tahkikat duruşma tarihinin ve ön inceleme duruşma zaptının aynı kişiye 16.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği, anılan kişinin şirket yetkilisi olması nazara alındığında tebligatların Tebligat Kanunun 12.maddesine uygun olduğu anlaşılmıştır. Yine diğer tebligatların da Tebligat Kanunun 21/1.maddesine uygun bir şekilde yapıldıkları görülmüştür, davalı vekilinin dava ile ilgili davalı şirkete tebligat yapılmadığı yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir.
Dairemizin 2021/1665 esas 2022/1248 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; vekilin umumî vekâletname ile yetkilendirilmiş olması, müvekkilin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve zorunluluğunu ona yüklemez. Örneğin, hakkında icra takibi yapılan borçlu, vekili aracılığıyla takibe itiraz etmiş olsa dahi, alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” bakımından, borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin, bu davada da yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belirli olmadığından, dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliği gerekir. (Yargıtay 3. HD. 08/02/2012 tarih, 2011/21679 E.2012/2707 K, Yargıtay 7. HD. 27/12/2016 tarih, 2016/36084 E. 2016/21866 K, Yargıtay 11. HD. 12/04/2010 tarih, 2010/3509 E. 2010/4053 K, Yargıtay 19. HD. 02/04/2013 tarih, 2013/1857 E.2013/5691 K.). Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu itirazın iptali davasında dava dilekçesinin davalı asile tebliği gerektiğini kabul etmektedir (YHGK 11/03/2015 tarih, 2013/19-1679 E.2015/1014 K.). Bu nedenlerle takip dosyasında vekaleti bulunan, istinafa konu dava dosyasına karar verilinceye kadar vekaletnamesini sunmayan davalı vekili yerine davalı asile tebligat yapılması yerindedir.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Somut olayda; davalı tarafa ticari defterlerini mahkemeye sunması veya yerini bildirmesi için iki hafta kesin süre verildiği, aksi takdirde ticari defterlere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, anılan ihtaratı içeren duruşma zaptının davalı şirket yetkilisine 16.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği, ihtara rağmen davalının defterlerini sunmayarak HKM’nın 222/3. maddesi gereği defter ibrazından kaçınmış sayıldığı anlaşıldığından davalının defterlerinin incelenmediği yönündeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun 6100 sayılı yasanın 353/b-1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.0703,69-TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 2.676,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 8.027,69-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*