Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1493 E. 2023/1487 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/1493
KARAR NO :2023/1487

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :24/03/2022
NUMARASI :2021/141 Esas – 2022/202 Karar

DAVACI :… (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …

DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :08/03/2021
KARAR TARİHİ :28/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :28/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 04.11.2020 tarihinde, “162285 STL G410 LA4X2HNA CGI9H Kabinli OPC Damperli Yarı Römork Çekicisi (162285)/2016 (CO Beyaz) /315704 km Plaka; … Marka; Scania markalı araç için satış işlemi gerçekleştiğini, aracın satışından birkaç gün sonra davacı tarafından satışa konu aracın ayıplı olduğunun öğrenildiğini, satış sözleşmesinden önce herhangi bir ayıbı fark edilemeyen ve edilmesine de imkan bulunmayan aracın satıştan hemen sonra volan dişlisinde sorunlar olduğunun ortaya çıktığını, aracın bu sebeple sürekli olarak yağ akıttığını, daha büyük ve daha masraflı sorunlara zemin hazırladığını, davacı aracın söz konusu durumunu öğrendiğinde kendi imkânlarıyla tamir edilmesi hususunda farklı ustalarla görüştüğünü fakat tamir için çıkanları maliyetin ortalama 30.000,00-TL olduğunu, davacının tır şoförü olup hayatını ve geçimini bu meslekten kazandığı para ile idame ettirdiğini, satıştan önce durumdan habersiz olan davacının, durumu bilseydi aracı almayacağını, işlerinin sekteye uğramasını istemeyeceğini, araçta, satış sözleşmesi sırasında mevcut olan gizli ayıbın taraflarınca derhal önce sözlü olarak iletilmeye çalışıldığını ancak herhangi bir geri dönüş alamadıklarını, bunun üzerine davalıya Samsun 6. Noterliğinin 23.11.2020 tarih ve 037911 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını, davaya konu araçta bulunan gizli ayıptan davalının sorumlu olduğunu, müvekkilinin aracı satın almadan önce gerekli incelemeleri yaptığını, gözden geçirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, fakat ayıbı fark edemediğini, müvekkilinin diğer seçimlik hakları saklı kalmak kaydıyla satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim istediğini, söz konusu ayıbın giderilmesi için gerekli olan net indirim miktarının bilirkişi incelemesinden sonra ortaya çıkacağını, bu sebeple fazlaya ilişkin kısım saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00-TL (beş yüz) bedelin iade edilmesini talep ettiklerini, seçimlik hak ile birlikte tazminat talep etme zaruriyetinin de doğduğunu, davacının uğradığı zararın da ödenmesi gerektiğini, davacının satın aldığı araçta ayıp çıkması ve akabinde aracı kullanamaması ve iş alamaması, mevcut sorunu nasıl gidereceğinin çözümlerini ararken farklı tamircilere/servise yaptığı masrafların davacının zarara soktuğunu ve olası kazancından mahrum kaldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL maddi zararın davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ettiklerini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00-TL ayıp oranında indirim bedelinin ve 500,00-TL maddi tazminat tutarının işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde “aracın satışından birkaç gün sonra ayıbı” öğrendiğini beyan ettiğini, davaya konu satışın taraflarının tacir olduğunu, taraflar arasındaki satışın ise ticari iş olduğunu, davacının aracı ticari kullanım amacı ile aldığını beyan ettiğini, tarafların alım satımdan kaynaklı uyuşmazlıkları için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacının, kendi beyanına göre satıştan birkaç gün sonra öğrendiği ayıbı 23/11/2020 tarihinde düzenlediği ihtar ile bildirmesinin açıkça usulüne uygun süre ve şekilde ihbar yükümlülüğüne aykırı olduğunu, ayıbın süresinde bildirilmediğini ve ayıbı kabul etmiş sayılması gerektiğini, davacının kendi beyanına göre 04/11/2020 tarihindeki satıştan birkaç gün sonra ayıbı öğrenmesi ve 20 gün sonra davalıya noter aracılığı ile ihbar etmesinin yasa hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, davacının ayıp oranında indirim ve tazminat gibi talep haklarının bulunmadığını, aracın satın alındığı gün davacının aracın ekspertizini yaptırmak üzere Scania Yetkili Bayi olan Tuzla/İstanbul’da bulunan Doğuş Otomotiv’e gittiğini, ekspertiz raporundan açıkça anlaşılacağı üzere, davalının sattığı aracın, görünür bir ayıp olarak değerlendirilebilecek yahut gizli bir ayıba sebebiyet verecek bir kusuru bulunmadığını, davacının yetkili servisteki ekspertiz raporuna istinaden aracı satın aldığını, davacının satın aldığı araç ile ilk önce davalı şirket merkezindeki adresten ekspertiz yaptırmak için İstanbul’daki bir ilçeye, oradan da Samsun’a kadar aracı kullandığını, dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden, satış anında 315.704 km’de olan aracın Erçal isimli firmada 317.980 km’de kontrol edildiğinin görüldüğünü, sunulan belge üzerinde yazan bilgilerden araç kilometresinin doğru olduğunun varsayımında aracın satın alındığı tarihten itibaren iki bin kilometre yol yapıldığının anlaşıldığını, bu mesafenin kullanıma göre araç üzerinde ayıp harici herhangi bir arızanın çıkması için yeterli bir kullanım miktarı olduğunu, satış anında yapılan ekspertizde de sorun çıkan motor elemanı ile ilgili bir arıza tespit edilmediğini, davacının iddia ettiği ayıbın, satıştan sonra kullanım ile ortaya çıkan bir “arıza” niteliğinde olduğunu, davalının ve ekspertizin dahi kanundan kaynaklı yükümlülüklerini tamamen yerine getirdiğinin açık olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın reddine, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararında ekspertiz raporu ile bilirkişi raporu göz önüne alınarak yapılan değerlendirme sonucunda usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, Mahkemece , itirazları doğrultusunda yeniden rapor alınması ve sorunun kaynağına inilmesi gerekir iken eksik inceleme sonucunda hukuka aykırı karar verildiğini, raporun , yanlış bir biçimde hukuki değerlendirme içermesi bir yana, arıza masrafları dahi oldukça düşük olarak belirlendiğini, servis kayıtlarından görüleceği üzere 1 buçuk sene önce yaklaşık 30.000,00-TL ‘ye mal olan onarım bedelinin , ülkemizde artan parça ve işçilik masrafları göz önüne alınmaksızın raporda yerinde saydığını, böyle bir şeyin matematik olarak da mümkün olmadığını, tüm bunlarla birlikte açılan davada yer alan tazminat taleplerinin değinilmediğini, davacının tır şoförü olduğu, hayatını davaya konu araç ile idame ettirdiğini, söz konusu arıza ve dava sürecinde aracı kullanamamaktan/yeterli derecede kullanamamaktan dolayı girdiği zararlara ilişkin ne yargılama ne de bir hesaplama yapılmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarih, 2021/141 Esas – 2022/202 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıp nedeniyle bedelden indirim ve tazminat davasıdır.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Taraflar tacir olup, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya 6098 sayılı Borçlar Kanunu (TBK) ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu 23’üncü maddesinde; “Ticari satış ve mal değişimi” düzenlenmiş, tacirler arasında yapılan ticari satışlarda esas itibariyle Türk Borçlar Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra bu tür satışlar hakkında özel bazı hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin uygulanabilmesi için somut olayda ticari satışın mevcut olması gerekir. Ticari satış, sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan satıştır. Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır. (Prof. Dr. Ömer Adil ATASOY, Av. Hanife ÖZDİL Hukuk Fakültesi Dergisi Yıl 3 Sayı 1 – Haziran 2017 (1-19) 3)
6098 sayılı TBK 223/2 madde hükmü incelendiğinde; Alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacının davalıdan Başiskele 1. Noterliğinin 04.11.2020 tarih, 22108 yevmiye sayılı satış sözleşmesi ile … plakalı (plaka değişikliği ile 55 ADM 334) “162285 STL G410 LA4X2HNA CGI9H Kabinli OPC Damperli Yarı Römork Çekicisi (162285)/2016 (CO Beyaz) Scania markalı aracı satın aldığı görülmüştür. Davacının aracı satın almadan önce Doğuş Otomotivde ekspertiz incelemesine soktuğu, ekspertiz incelemesinin 63 numaralı başlığında dava konusu araçta orta derecede yağ kaçağı olduğunun tespit edildiği, davacının buna rağmen davaya konu aracı satın aldığı görülmüştür. Davacının daha sonra, 09.11.2020 tarihinde yağ kaçağı nedeniyle aracını Erçal Fındık Otomotiv A.Ş.de servise bıraktığı, servis formunda aracın volan muhafazasının değişmesinin gerektiği bildirilmiş, bu şekilde davacı yağ kaçağının nereden kaynaklandığını öğrenmiştir. Tarafların tacir olduğu, aracın satın alınması sırasında mevcut olan yağ kaçağının nedeninin 09.11.2020 tarihinde davacı tarafından öğrenildiği, davacının ayıp ihbarını 6102 sayılı yasanın 23/1-c maddesindeki 8 günlük süre olan 12.11.2020 tarihinden sonra, 23.11.2020 tarihinde davalıya ihbar ettiği, dolayısıyla süresinde yapılmış bir ihbardan bahsedilemeyeceği dolayısıyla davacının aracı bu haliyle kabul etmiş sayıldığı, dosyadaki raporun teknik kısmında da bu hususların doğrulandığı nazara alındığında ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki gerekçesi isabetlidir.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun 6100 sayılı yasanın 353/b-1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile kalan 189,15-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*