Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :2022/1477
KARAR NO :2023/1455
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :08/11/2021
NUMARASI :2019/976 Esas – 2021/889 Karar
DAVACI :… (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR :1- … – …
VEKİLİ :Av. … – …
:2- ANADOLU BANK AŞ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İpotek
DAVA TARİHİ :08/10/2019
KARAR TARİHİ :28/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :28/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kadıoğlu İnşaat Elek. Turizm San. Tic. Ltd. Şti. davalı banka müşterisi olduğunu, davalı bankadan 21/04/2009 tarihinde almış olduğu kredi karşılığında, davacıya ait 2 adet gayrimenkul üzerine ipotek konulduğunu, bu gayrimenkullerim … ili, … İlçesi, … Mahallesi … pafta no, … ada no, … parsel no, kat …, bbno: … ve … ili, … İlçesi, … Mahallesi … pafta no, … ada no, … parsel no, kat …, bbno:…’de bulunduğunu, davacı … ili, … İlçesi, … Mahallesi … cilt ve 6884 sayfa, … sıra no’da kayıtlı … ada, … parselde ve yine … İli, … İlçesi, … Mahallesi … cilt ve … sayfa, … sıra no’da kayıtlı … ada, … parselde bulunan taşınmazın maliki olduğunu, kullanılan kredinin ve faizin tamamı Kadıoğlu İnşaat Elek. Turizm. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından ödendiğini ve taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin fek edilmesi konusunda davalı bankaya başvuruda bulunduğunu ve davalı bu talebi yerine getirmediğini, davalı Anadolubank A.Ş. ilgili fek talebine, “Kredi borcunuz Habaş Sınai Ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.ş. tarafından şirketinizden olan alacaklarımızın temlik edilmesi karşılığında, 15.11.2012 tarihli temlik sözleşmesine göre ödendiğini, bu nedenle talebiniz bankamız tarafından yerine getirilmeyecek olup, konu hakkında Habaş Sınai Ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.ş. ile irtibata geçmeniz gerekmektedir.” denildiğini, bunun üzerine Habaş Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.Ş. ile iletişime geçildiğini ve yapılan görüşmeler neticesinde bir sonuç elde edilemediğini, 05/07/2019 tarihinde Bakırköy Arabuluculuk Bürosuna 2019/3454 başvuru, 2019/72292 arabuluculuk numarası ile başvurulduğunu, 22/07/2019 tarihinde Gebze Adliyesi Arabuluculuk Bürosu’nda yapılan toplantıda anlaşmaya varılamadığını ve 22/07/2019 tarihinde Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı düzenlendiğini, davacı akit tablosunda gösterilen borcun tamamını ödediğini, bu sebeple davacının başka borçları olduğu ve doğacağı gerekçesi ile ipoteğin fekki talebinin reddedilmesi hukuka aykırılık oluşturduğunu, yine ipoteğin sona ermesi, Medeni Kanunun 883. maddesinde düzenlendiğini bu nedenlerle, … İli, … İlçesi, … Ada, … Parselde kayıtlı mesken nitelikli taşınmazlar üzerinde 27/01/2009 tarihli, 1431 ve 1432 yevmiye no. ile koyulan ipotek kayıtlarının silinmesi ve bu hususun Gebze Tapu Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının beyanı gerçeğe aykırı olup herhangi bir ödeme yapmadığı halde, haksız ve hukuka aykırı olarak bu davayı ikame ettiğini, dava dışı Kadıoğlu İnşaat Elek. Turizm San. Tic. Ltd. Şti. müvekkil bankadan kredi kullandığını ve teminat olarak davacı …’un … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … katta bulunan … nolu bağımsız bölüm ile … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … katta bulunan … nolu bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis edildiğini, bu ipotek akit tablosunun 1. maddesi incelenirse “… Açılmış ve açılacak her türlü kredilerden, … ,orta veya uzun vadeli her türlü nakdi veya gayrınakdi kredi işlemlerinden doğmuş ve doğacak borçların…, fekki bildirilinceye kadar müvekkil Bankaya ipotek edildiği” görüleceğini, kredi borçlarının 2 taksidi temerrüte düşünce, davalı banka dava dışı kredi borçlusu şirketin 297.200.00-TL tutarındaki borcunu diğer Davalı Habaş Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal End. A.Ş.’e 15/11/2012 tarihli temlik sözleşmesi ile devir ve temlik ettiğini, bu temlik karşılığında davalı banka da kredinin teminatında bulunan taşınmazların ipotek tescil hakkını diğer davalı Habaş’a devrettiğini, bu devirle birlikte, dava dışı şirketin borçlarının, borçları temerrüt edenin ödemesi halinde ipoteklerin fek edileceğine dair bir beyan, yazı ya da taahhüt verilmediğini, davalının iddiasının aksine dava dışı şirket ya da davacı herhangi bir ödeme yapmadığını, 15/11/2012 tarihli temlik sözleşmesine istinaden diğer davalı Habaş’tan gelen ödeme ile 16/11/2012 tarihinde gecikmeleri ve kredisi kapatıldığını, bu ödemenin kimin tarafından yapıldığının anlaşılması için dekontun celbini Mahkemeden talep ettiklerini, davacı vekili TMK’nın 883. maddesini bildirerek “Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteğin terkin ettirmesini isteyebilir.” dediğini, dava konusu olayda alacak sona ermediğini, dava dışı şirketin kredi borcuna istinaden yapması gereken ödemeler 3. şahıs tarafından yapıldığını, alacak hakkı davalı bankadan diğer davalıya devredildiğini, dava dışı şirketin borcu diğer davalı nezdinde devam ettiğini, bu nedenle borç sona ermediğinden ipoteklerin fek edilmesi de söz konusu olamayacağını, davacı vekili aynı şekilde TBK. 186. maddesini de örnek gösterdiğini, bu maddeden yararlanılabilmesi için yine ödeme yapmak zorunda olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dışı şirkete bu konuda bildirim yapılmaması, borçluyu borcundan kurtarmayacağını, bu madde ödemenin kime yapılacağını bildirdiğini, yani borcun ödemesinin yapılması zorunlu olduğunu, gerekçeler ile haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın REDDİNE, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, akit tablosunda gösterilen borcun tamamını ödediğini, davacının kefil olduğu sözleşme geçersiz dahi olsa bu çekilen kredi işleminden kaynaklı bir borcun kalmadığının, bilirkişilerce de tespit edildiğini, davacının dava dışı şirketin 2009 senesinde çekmiş olduğu krediye istinaden kefil olarak kanuna aykırı, şekil unsurlarını barındırmayan bir şekilde düzenlenen kefalet sözleşmesine imza attığı ve bu kefilliğe istinaden iki adet gayrimenkule ipotek koydurttuğunun sabit olduğunu, davacının kefil olduğu kredi borcunun bittiğinin açık olduğunu, ikinci kredi sözleşmesinde davacının bir kefilliği olmadığı gibi her hangi bir rızasının da bulunmadığını, bunun yanında el yazısı ile kefilliği gösterir bir belgede mevcut olmadığı gibi davacının eşinin de rızasının bulunmadığını, bu rızanın alınmamasının, kefalet sözleşmesinin kesin hükümsüzlüğü (butlanı) sonucunu doğurduğunu, bu nedenle eşin rızasının bulunup bulunmadığı hususunun, hâkim tarafından re’sen dikkate alındığını, amir hükmünce iş bu borcun devam edip etmediği, mahsup edilip edilmediği hususu araştırılması için davalı Habaş Aş.’nin o dönemlere ait ticari defterlerinin istenilerek ve dilekçelerinde izah ettikleri hususlar irdelenerek tekrar bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmesinin talep olunduğunu ancak yerel mahkemece bu taleplerinin reddedildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı Habaş Sınai …. vekili cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı bankaya ödemelerin davalı şirket tarafından yapılmış olduğunu, bu husus raporun son kısmında “Kadıoğlu İnşaat firma hesap hareketleri incelendiğinde ise; aynı gün Kredi tahsilatının geçici hesaptan yapıldığı, Habaş A.Ş. temlik bedelleri ile Kredi risklerinin kapatıldığı, dolayısıyla riskin BORÇLU KADIOĞLU TARAFINDAN ÖDENMEDİĞİ,” belirtilmiş olduğunu, ayrıca raporun yine son kısmında, depo edilmesi gereken risk olduğu, bu riskin halen devam ettiği şeklinde tespitin de mevcut olduğunu, keza yapılan ödeme gerek davalı şirket kayıtları, gerekse banka kayıtları incelendiği zaman görüleceğini, yapılan ödemeler neticesinde de dava dışı şirket, davalı şirkete karşı yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve ödemelerini eksiksiz bir şekilde gerçekleştirmediğini, davacının herhangi bir ödeme yapmadığını, 15/11/2012 tarihli temlik sözleşmesine istinaden davalı şirketten yapılan ödeme ile 16/11/2012 tarihinde gecikmeleri ve kredisinin kapatıldığını, hükme esas olan bilirkişi raporunda riskin Kadıoğlu İnşaat Tarafından ödenmediğini, depo edilmesi gereken risk miktarının olduğunu, GKS, Resmi Senet ve Temliknameler gereğince teminat olarak verilen 2 adet dairenin ipoteğinin devam ettiğini, bu halde de riskin Davacı veya Kadıoğlu İnş. Tarafından ödenmesi halinde ipoteklerin fekk edilebileceğini belirtildiğini, bu nedenle borç sona ermediğinden ipoteklerin fekk edilmesinin de söz konusu olamayacağını belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2021 tarih, 2019/976 Esas – 2021/889 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Hâlen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir. İpoteğe konu olacak taşınmazın, borçlunun mülkiyetinde bulunması gerekmez. (4721 sayılı yasanın 881.maddesi) Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerinde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması hâlinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir. (4721 sayılı yasanın 883.maddesi)
Rehinli alacağın temliğinde, ipoteğin alacağa bağlı hak olmasının bir takım sonuçları bulunmaktadır. Medeni Kanun’un 891. maddesine göre, ipotekle teminat altına alınmış alacağın geçerli olarak temliki için tapu kütüğüne tescil söz konusu değildir. Rehinli alacağın temliki, Borçlar Kanunu’nun alacağın temlikini düzenleyen (TBK m. 183 vd.) hükümlerine tabidir. Alacağın temlik edilmesi ile alacağa bağlı olarak ipotek de yeni alacaklıya kendiliğinden geçer. (TBK m. 189-190) Tapu kütüğü sahifesinde tescil edilmiş bulunan rehinli alacaklının adının silinmesi ve yeni alacaklının adının yazılması söz konusu olmaz (MK. m 891). TST m. 31/2’ye göre Türk Borçlar Kanunu’nun 183. maddesi uyarınca yapılacak alacağın temliki sözleşmeleri ve benzeri düşünceler sütununda belirtilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/381 esas 2022/4548 karar sayılı ilamı)
İpoteğe ilişkin olarak; Türk Medeni Kanunu’nun 875 inci maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi hâlinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğü’nün 31/2 nci maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir
Somut olayda; davacı taraf, dava dışı Kadıoğlu İnşaat Elek. Turizm San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı Anadolubank A.Ş. arasında, asıl borçlunun 21/04/2009 tarihinde almış olduğu kredi karşılığında, davacıya ait iki adet gayrimenkul üzerine ipotek konulduğunu, bu taşınmazların
… ili, … İlçesi, … Mahallesi … Ada No, … Parsel No, Kat …, BBNo: … ve … ili, … İlçesi, … Mahallesi … Ada No, … Parsel No, Kat …, BBNo:…’de bulunduğunu, borcun ödenmesine rağmen ipoteklerin kaldırılmadığını, davalı bankanın diğer davalıya ipoteği temlik ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Öncelikle dosyaya gelen tapu kayıtları ve davalılar arasındaki 15.11.2012 tarihli yazılı temlik sözleşmesi incelendiğinde; davalı Anadolubank A.Ş.’nin davaya konu taşınmazlardaki ipotek hakkını 297.200 TL karşılığında diğer davalıya temlik ettiği, ipotek bedellerinin toplam 270.000 TL olduğu nazara alındığında davalı Anadolubank AŞ’nin taşınmazlar üzerinde ipotek hakkının kalmadığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece davalı Anadolubank A.Ş.’nin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek anılan davalı hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken (benzer yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2015/11905 esas 2016/5302 karar sayılı ilamı) esastan red verilmesi yerinde görülmemiştir.
Habaş Sınai Ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.Ş. yönünden ise; anılan davalının davaya konu taşınmazlardaki ipotek haklarını 15.11.2012 tarihinde temlik aldığı, anılan temlik sözleşmesinin 4721 sayılı yasanın 891.maddesi ile 6098 sayılı yasanın 183 vd. maddelerine uygun olduğu, aynı zamanda tapuda da temlik sözleşmesinin tescil edilerek ipotek alacaklısı olarak Habaş Sınai Ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.Ş.’nin göründüğü anlaşılmıştır.
Dosyaya gelen ipotek akit tabloları, banka kayıtları ve 23.03.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davaya konu taşınmazlardaki ipoteklerin üst sınır ipoteği olup, dava dışı asıl borçlu Kadıoğlu İnşaat Elek. Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’nin açılmış ve açılacak tüm borçları için davacı tarafından verildiği, ipotekte belirli bir süre ön görülmediği, bu durumda ancak borcun ödenmesi ile kaldırılabileceği, dosyaya sunulan rapora göre asıl borçlu Kadıoğlu İnşaat Elek. Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’nin temlik edilen 297.200 TL yönünden bir ödemesinin olmadığı, dolayısıyla borcun halen ödenmediği, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanmasının gerektiği, ancak davacının bu iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği nazara alındığında mahkemenin Habaş Sınai Ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.Ş. yönünden davanın reddine karar vermesi yerindedir.
Her ne kadar davacı vekili kefalet şartlarının oluşmadığı yönünde beyanda bulunmuş ise de, anılan iddianın dava dilekçesinde yer almadığı, istinaf aşamasında ileri sürülmesinin 6100 sayılı yasanın 357/1.maddesine aykırı olduğu anlaşılarak bu iddialar yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır.
Bu nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kamu düzenin yönünden kısmen kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmesi gerek
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KISMEN KABULÜNE;
B)Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2021 tarih, 2019/976 Esas – 2021/889 Karar Sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın Anadolubank AŞ yönünden 6100 sayılı yasanın 114/1-d ve 115/2 gereği pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Diğer davalı Habaş Sınai Ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.Ş. yönünden ESASTAN REDDİNE,
3-Alınması gereken 269,85.-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 4.610,93.-TL harçtan mahsubu ile 4.341,08-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında harcanan posta, müzekkere ve bilirkişi giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı Habaş Sınai Ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 17.900,00.-TL vekâlet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davalı Anadolubank AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 3/2.maddesi gereği 17.900,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Anadolubank A.Ş.’ye ödenmesine
6-Yargılama sonucunda ve resen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse resen yapılacak gider de mahsup edilmek suretiyle, 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının ayrı ayrı yatıranlara iadesine
C)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
1-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
2-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 166,60-TL posta masrafı olmak üzere toplam 387,30-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın’nın 359-(4) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
28/09/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Katip …
¸e-imzalıdır.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*