Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1469 E. 2022/1607 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/1469
KARAR NO :2022/1607

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :28/04/2022
NUMARASI :2022/484 Esas (Ara Karar)

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/DAVACI :… (T.C. NO: …) –
VEKİLİ :Av. … –
KARŞI TARAF
DAVALI :…

DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :26/04/2022

KARAR TARİHİ :19/09/2022
KR. YAZIM TARİHİ :26/09/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yapı Kredi Bankası Serdivan Şubesi 31/04/2022 Keşide tarihli 2446394 nolu 30.000,00-TL bedelli,
Yapı Kredi Bankası Serdivan Şubesi 31/05/2022 Keşide tarihli 2446395 -nolu 30.000,00-TL bedelli, Yapı Kredi Bankası Serdivan Şubesi 31/07/2022 Keşide tarihli 2446396 nolu 33.000,00-TL bedelli, Yapı Kredi Bankası Serdivan Şubesi 31/06/2022 Keşide tarihli 2446397 nolu 35.000,00-TL bedelli ve Akbank Karasu Şubesi 30/06/2022 Keşide tarihli Z0792170 nolu 27.000,00-TL bedelli çeklerin taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde verildiğini, davalının yükümlülüğünü yerine getirilmediğini, bu sebeple çekler üzerine İcra ve İflas Kanunun 72/2 maddesi gereğince teminatlı veya teminatsız olarak tensiben ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı yanın ihtiyati tedbir talep eden davacının karşı taraf davalıya vermiş olduğu çekler ile ödeme baskısı altında kalmakta olduğunu, çekler ile ödeme baskısı altında kalmakta olduğunu, anılan çeklerin bankaya ibrazı halinde ihtiyati tedbir talep eden davacının ekonomik anlamda ciddi zarar görecek olup günümüz şartları düşünüldüğünde ticari hayatı telafi edilemez şekilde sekteye uğrayacağını, bu nedenle İİK’nın madde 72 gereğince öncelikli olarak lehtara ödenmesini önleme hususunda ve bu çeklere dayanılarak icra takip yapılmamasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Karşı taraf davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/484 Esas 28/04/2022 tarihli Ara Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (“İİK”) madde 72 hükmü uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı davaya konu çeklerin taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde verildiğini, davalının yükümlülüğünü yerine getirilmediğini beyan ederek, çekler üzerine İcra ve İflas Kanunun 72./2. maddesi gereğince teminatlı veya teminatsız olarak tensiben ihtiyati tedbir konulmasını, talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince;dosyaya sunulan çek fotokopileri, sipariş formu ve mesajlaşma içerikleri nazara alındığında; şipariş formundaki ödeme şekli ve sipariş miktarı ile avans verildiği iddia edilen çek bedellerinin uyumlu olmadığı, sipariş formunda davaya konu çeklere açık bir atıf olmadığı, yazışma içeriklerinde de buna ilişkin bir kayıt olmadığı anlaşılarak, davacının tedbir talebinin bu aşamada yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, avans çeki olarak verildiği iddia edilen çeklerin karşılığı malların teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz kaldığı iddia edilen çekler nedeniyle açılan menfî tespit davasında, çeklerin bankaya ibrazı halinde ödenmemesi yönünde ihtiyatî tedbir kararı verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, İstanbul 2013, s. 346).
Menfi tespit davası 2004 sayılı İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfî tespit davasında amaç, bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
Keşideci temel ilişkide borçlu olmadığını, örneğin satılan malın teslim edilmediğini ya da aldatıldığını öne sürerek muhatap bankanın lehtara çek bedelini ödemesini engelleyemez. Muhatap banka keşideci ile lehtar arasındaki temel borç ilişkisini araştırmak zorunda olmadığı gibi, çekin bedelsiz olduğunu bilse bile kendiliğinden ödemeyi durdurma yetkisini haiz değildir. Keşideci de çekle işleyen hesabındaki parasını çekerek hukuken kendisini koruma olanağına sahip bulunmamaktadır. Çünkü, bu durumda kendisi karşılıksız çek çekmenin bütün sonuçlarına maruz kalır. Keşidecinin yapacağı yegane şey, çekin bankaya ibrazından önce mahkemeye başvurarak muhatap banka tarafından çek bedelinin lehtara ödenmesini önleme hususunda ihtiyatî tedbir kararı verilmesini istemek ve bu taleple birlikte, ya da tedbir kararından sonra ihtiyatî tedbiri tamamlayan merasime ilişkin süre içinde menfî tespit davası açmaktır (Bkz. Türk, Ahmet: Kambiyo Senedi Borçlusu Tarafından Açılan Bedelsizliğe ve Hükümsüzlüğe Dayalı Menfi Tespit Davalarının Gösterdiği Özellikler, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 7 Özel Sayı, 2005, s. 327). Aksi takdirde bedelsiz olduğu iddia edilen çek banka tarafından lehtara ödenecek ve keşideci bundan zarar görecektir. Başka bir koruma yolu da bulunmadığına göre, bu hususta ihtiyatî tedbir kararı verilebileceği kuşkusuzdur (Reisoğlu, Seza: Türk Hukukunda ve Bankacılık Uygulamasında Çek, 2. Bası, Ankara 1998, s. 97).
Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın m. 389 vd. hükümlerinde geçici hukukî himayenin bir türü olan ihtiyatî tedbirlere ilişkin düzenleme genel nitelikte olup; 2004 sayılı İİK’nın m. 72 hükmünde menfî tespit davaları hakkındaki tedbirlerin özel olarak düzenlenmiş olması, bu davada, 6100 sayılı HMK’nın m. 389 vd. hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.
Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri, ispat ölçüsüdür. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü hâkim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Oysa, 6100 sayılı HMK’nın madde 390(3) hükmünde, ihtiyati tedbire karar verebilmek için yaklaşık ispat gerekli ve yeterli görülmüştür. Madde gerekçesinde ise, HMK’nın madde 390(3) hükmündeki düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir.
Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava dilekçesi ekinde sunulan 200.000,00-TL tutarlı sipariş formunun 21.01.2022 olduğu,siparişe konu malların” muhtelif miktar ve ebatlarda rottan takım, salıncak,çay seti vs.” olduğu, sipariş formunda, 5000,00-TL’nın kapora olarak verildiğinin, 30.000,00-TL’nin kredi kartından çekilmek suretiyle ödeneceğinin, 20.000,00-TL’nin ise vakit ödeneceğinin yazılı olduğu, sipariş formunun atında davalının kaşe ve imzasının bulunduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan çeklerden ilkinin keşide tarihinin 31.03.2022 olduğu, çeklerin toplam bedeli ile,sipariş formunda gösterilen ödemelerden sonra kalan bakiye 155.000,00-TL’nin uyumlu olduğu görülmüş olup, yukarıda detaylı olarak ifade edildiği üzere; keşidecinin temel ilişkide borçlu olmadığını, örneğin satılan malın teslim edilmediğini öne sürerek muhatap bankanın lehtara çek bedelini ödemesini engelleyemeyeceği, bu konuda yapabileceği yegane şeyin, çekin bankaya ibrazından önce mahkemeye başvurarak muhatap banka tarafından çek bedelinin lehtara ödenmesini önleme hususunda ihtiyatî tedbir kararı verilmesini istemek olduğu, aksi takdirde bedelsiz olduğu iddia edilen çekin banka tarafından lehtara ödeneceği ve keşidecinin bundan zarar göreceği, başka bir koruma yolu da bulunmadığına göre, bu hususta yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmesi halinde ihtiyatî tedbir kararı verilebileceği, dava konusu çeklerin avans çeki olduğuna dair yazılı bir sözleşme ibraz edildiği, davacı tarafça sunulan sözleşme ve çek fotokopilerinin bu aşamada yaklaşık ispata elverişli olduğu, davalı tarafça davaya cevap verilmediği anlaşılmakla, mevcut delil durumuna göre eldeki davanın menfî tespit davası olması nedeniyle bu davaya özgü ispat kuralları da nazara alınarak, telafisi imkansız zararlara yol açılmaması bakımından davalı lehtar tarafından başlatılması muhtemel icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Öte yandan, davanın sadece lehtara karşı açıldığı, geçici hukukî koruma tedbiri niteliğinde olan ihtiyati tedbir kararlarının davanın tarafı olmayan üçüncü kişiler hakkında uygulanabilmesinin mümkün olmadığı gibi, dava konusu çeklerin kambiyo senedi niteliğinde olması, ticari hayattaki tedavül kabiliyeti ve ticari senetlere güven ilkesi çerçevesinde iyi niyetli üçüncü kişilerin hak kaybına sebebiyet vermemek maksadıyla, dava konusu çeklerin iyi niyetli üçüncü kişilere ciro edilmesi sonucu bu kişilerin senette mündemiç hak sahipliğinin korunması bakımından çeklerin davalı lehtar dışında üçüncü kişiler tarafından icra takibine konu edilmesinin önlenmesinin usul ve yasaya uygun olmayacağı anlaşıldığından, icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir kararı münhasıran davalı lehtar yönünden verilmiştir.
Karar başlığında; davacının T.C. İbaresinin ve davacı vekilinin adresinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.

Bu nedenlerle, istinaf eden davacı vekilinin istinaf sebepleri kısmen yerinde görüldüğünden, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin ara kararının 6100 sayılı HMK m. 353(1)-b-2 hükmü uyarınca kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)İhtiyati tedbir talep eden davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜNE; Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/484 Esas sayılı 28/04/2022 tarihli ara Kararının KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK m. 353(1)-b-2 hükmü gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davacı vekilinin ihtiyatî tedbir talebinin KABULÜNE; Keşidecisi … olan, Yapı Kredi Bankası Serdivan Şubesi 31/04/2022 Keşide Tarihli 2446394 nolu 30.000,00 TL Bedelli,
-Yapı Kredi Bankası Serdivan Şubesi 31/05/2022 Keşide Tarihli 2446395 nolu 30.000,00 TL Bedelli,
-Yapı Kredi Bankası Serdivan Şubesi 31/07/2022 Keşide Tarihli 2446396 nolu 33.000,00 TL Bedelli,
-Yapı Kredi Bankası Serdivan Şubesi 31/06/2022 Keşide Tarihli 2446397 nolu 35.000,00 TL Bedelli ve Akbank Karasu Şubesi 30/06/2022 Keşide Tarihli Z0792170 nolu 27.000,00 TL Bedelli çeklere dayalı olarak sadece davalı … Şirketi tarafından açılması muhtemel icra takiplerinin 2004 sayılı İİK m. 72/2 hükmü uyarınca TEDBİREN DURDURULMASINA, çeklerin davalı lehtar dışında üçüncü kişiler tarafından icra takibine konulması hâlinde tedbir kararının UYGULANMAMASINA,
b-6100 sayılı HMK m. 392(1) ve m. 87 hükümleri uyarınca ihtiyatî tedbir kararı verilen çek tutarının (155.000,00-TL) takdiren %15’i (yüzde onbeş) oranında (23.250,00-TL) teminat ALINMASINA,
c-6100 sayılı HMK m. 392(1) hükmü uyarınca teminat İlk Derece Mahkemesi veznesine yatırıldığında kararın infazı için gerekli işlemlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
d)HMK’nın 393-(1) maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının uygulanması, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmediği takdirde, tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının İHTARINA,
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
e-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/09/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*