Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1451 E. 2023/1462 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1451
KARAR NO : 2023/1462

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :29/03/2022
NUMARASI :2021/327 Esas – 2022/161 Karar

DAVACI :… (T.C.No:…) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :SOMPO SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :07/07/2021

KARAR TARİHİ :28/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :03/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plaka sayılı araç için davalı sigorta şirketinde 19.10.2017 – 19.10.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ticari genişletilmiş kasko sigorta poliçesi yaptırdığını, 03.07.2018 tarihinde araç sürücüsü …’in aracın kontrolünü kaybetmesi sonucunda yol kenarındaki ağaçlara çarptığı ve devrilerek ağır hasarlandığı kaza sebebi ile Gebze 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/93 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davalı sigorta şirketine kazanın bildirildiğini, davalıya başvuruda bulunduğunu, davalının ağır hasara uğramış aracı pert olarak değerlendirmeyerek aracın davacıda bu hali ile kalmasını ve aracın değerinden az olarak 41.000,00-TL ödemeyi teklif ettiğini, davacının kabul ettiğini ancak davalının sonrasında aracın hurdasını vermeyeceğini beyan ettiğini, poliçe uyarınca araç değerinin kendisine ödenmesi için Gebze 5. Noterliği’nin 14.12.2018 tarihli 29577 numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, aracın 2 yılı aşkın süredir serviste bulunduğunu, araçla ilgili hiçbir tamirat yapılmadığını, fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’nin davacıya ait araçta meydana gelen zararın ve şimdilik 1.000,00-TL aracın kullanılmaması nedeniyle uğranılan zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya ilişkin kazanın daha önce Sigorta Tahkim Komisyonu 2020. E.23827 sayılı dosyası ile çözümlendiği ve kesin hükme bağlandığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, hasar miktarının uzman sigorta eksperi tarafından belirlenmesi gerektiğini, sovtaj bedelinin belirlenmesi ve hesaplanacak olan tazminat tutarı üzerinden tenzil edilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren ancak yasal faiz ile sorumlu olduklarını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “…1-Davacının Araç Zararına İlişkin Tazminat Talebinin Usulden Reddine,
2-Davacının Aracın Kullanılmaması Nedeniyle Uğranılan Zarara İlişkin Talebinin Reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu kazanın sigorta poliçesi kapsamında olduğu ve davacının uğradığı zararların sigorta sözleşmesi uyarınca karşılanmasının gerektiğini, davacının davalı şirketin kazanın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hiçbir ödeme yapmaması sonucu yeni bir araç alamadığını ve davaya konu aracın 2 yıl boyunda Ford Nazer servisinde bulunmasından dolayı aracı kullanamamış olup 2 yılı aşkın süre aracından mahrum kalarak da zarara uğratıldığını, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilmiş bulunan usulden red kararı göz önünde bulundurularak, söz konusu dava ile ilgili usulden red kararı verilerek esastan inceleme yapılmadığını, Sigorta Tahkim Komisyonu kararının bağlayıcı olmadığını, bu durumun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, esastan inceleme yapıldığı takdirde davacının haklı olduğunun anlaşılacağını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesinin hukuka uygun olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte istinaf başvurusunun haklı bulunması halinde ise; davacının aracında meydana gelen hasar miktarının uzman sigorta eksperi tarafından belirlenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere kasko sigortası genel şartları ve poliçe özel şartları uyarınca hasar tarihinde aracın piyasa rayiç değerinin uzman sigorta eksperince belirlenmesinin zaruri olduğunu, davacı şirket aleyhine hesaplama yapılacak olması halinde hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere sovtaj bedeli belirlenmesi gerektiğini ve hesaplanacak olan tazminat tutarı üzerinden tenzil edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile davalı şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2022 tarih, 2021/327 Esas – 2022/161 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda; “…Mahkememizce yapılan açık yargılama sonucunda, taraf beyanları, getirtilen belgeler ile tüm dosya kapsamından, davacı, kendisine ait … plaka sayılı araç için davalı sigorta şirketinde 19.10.2017-19.10.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ticari genişletilmiş kasko sigorta poliçesi yaptırdığını, 03.07.2018 tarihinde araç sürücüsü …’in aracın kontrolünü kaybetmesi sonucunda yol kenarındaki ağaçlara çarptığını ve devrilerek ağır hasarlandığını, kaza sebebi ile Gebze 9. Asliye Ceza Mahkemesi 2020/93 E sayılı dosyasında dava açıldığını, davalı sigorta şirketine kazanın bildirildiğini, davalıya başvuruda bulunduğunu, davalının ağır hasara uğramış aracı pert olarak değerlendirmeyerek aracın davacıda bu hali ile kalmasını ve aracın değerinden az olarak 41.000,00-TL ödemeyi teklif ettiğini, kabul ettiği ancak davalının sonrasında aracın hurdasını vermeyeceğini beyan ettiğini, poliçe uyarınca araç değerinin kendisine ödenmesi için Gebze 5. Noterliğinin 14.12.2018 tarihli 29577 numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, aracın iki yılı aşkın süredir serviste bulunduğunu, araçla ilgili hiçbir tamirat yapılmadığını, fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL davacıya ait araçta meydana gelen zararın ve şimdilik 1.000,00-TL aracın kullanılmaması nedeniyle uğranılan zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, davalının, davaya ilişkin kazanın daha önce Sigorta Tahkim Komisyonu 2020. E.23827 sayılı dosyası ile çözümlendiği ve kesin hükme bağlandığından davanın dava şartı yokluğundan reddini, hasar miktarının uzman sigorta eksperi tarafından belirlenmesi gerektiğini, sovtaj bedelinin belirlenmesi ve hesaplanacak olan tazminat tutarı üzerinden tenzil edilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren ancak yasal faiz ile sorumlu olduklarını, davanın reddini talep ettiği görülerek, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinde, davacı tarafından davalıya karşı 02.03.2020 tarihinde 2020.E.23827 numaralı dosyasında yapılan başvuruda, davacının 03.07.2018 tarihli kaza sonucu hasara uğrayan aracın pert edilmek istendiğini, 41.000,00-TL önerdiklerini, aracın tamir edilmediğini ve ödeme yapılmadığını, ilk görüşmelerde 41.000,00-TL + araç hurdasını vermek istediklerini, daha sonra ise yalnız 41.000,00-TL vermek istediklerini, aracın tamirini yada 65.000,00-TL ödenmesini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 65.000,00-TL tamirat masrafı zararının işletilecek faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsilini talep ettiği, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 14.07.2020 tarihli K. 2020/59785 kararında bilirkişi ön raporunda belirtilen eksik belgelerin sunulmasının zorunlu bulunmasına karşın başvuru sahibi tarafından söz konusu belgeler sunulmamış olduğundan başvuru sahibine ait araçta ne miktarda bir tamirat masrafı zararı oluştuğu hususunun belirsiz kalmış bulunması sebebi ile sübut bulmayan tazminat talebinin reddine karar verildiği, davacının itirazı üzerine, İtiraz Hakem Heyetinin 25.10.2020 tarihli 2020/İHK-19670 numaralı kararı ile, itirazın kesin olarak reddine karar verildiği, davacı vekilinin 14.02.2022 tarihli dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 2.000,00-TL araçta meydana gelen zararı, 1.000,00-TL aracın kullanılmaması nedeniyle uğranılan zararı talep ettiklerini beyan etmiş olduğu görülerek, 6100 sayılı HMK’nın 114/i maddesi uyarınca ise aynı davanın daha önce de kesin hükme bağlanmış olmasının bir dava şartı olduğu, aynı yasanın 115. maddesi uyarınca ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17.06.2020 tarihli 2019/6127E, 2020/3616 Ksayılı ilamı ), HMK.’nın 114/i maddesindeki yasal düzenleme gereğince dava konusu araç hasarına ilişkin talep hakkında 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30. Maddesi kapsamında sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti kararı ve itiraz hakem heyeti kararı gereğince kesinleşmiş olduğu, uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunduğu anlaşıldığından HMK’114/i ve 115. maddeleri gereğince davacının araç hasarına ilişkin talebinin kesin hüküm nedeni ile usulden reddine, davacının, aracın kullanılmaması nedeniyle uğranılan zarara ilişkin talebinin, davalı sigorta şirketinin, davacının maliki/işleteni olduğu aracın kasko sigortacısı olduğu, gelir kaybı, kazanç kaybı zararının, kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığı (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 13.05.2015 tarihli 2014/24826 E, 2015/7366 K sayılı ilamı), taraflar arasındaki poliçenin incelenmesinde de aracın kullanılmaması nedeniye uğranılan zarara ilişkin poliçede herhangi bir teminat olmadığı görülerek, davacının aracın kullanılmaması nedeniyle uğranılan zarara ilişkin talebinin de reddi gerektiği kanaatine varılarak davanın reddine, her ne kadar kısa kararda sehven istinaf yolu açık olarak yazılmışsa da, dava değerine göre kararın miktar itibari ile kesin olması nedeni ile sehven yapılan hata gerekçede belirtilerek düzeltilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir….” şeklindeki gerekçeyle davacının araç zararına ilişkin tazminat talebinin usulden reddine, davacının aracın kullanılmaması nedeniyle uğranılan zarara ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartı olarak düzenlenmiş olup dava şartı yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gereken bir husustur.
Tahkim Komisyonunun verdiği kararlar, mahkeme kararları gibi ilam niteliğinde olup; ilama konu alacak yeniden bir davaya konu edilemez. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/5567 E -2022/11707 K; 2021/17082 E – 2021/3724 K; 2021/2969 E – 2021/3503 K sayılı kararları;11. Hukuk Dairesi 2013/16717 esas ve 2013/21322 karar sayılı ilamı)
Somut dosyada; Sigorta Tahkim Komisyonun Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 14.07.2020 tarihli 2020/59785 Karar sayılı kararıyla taraflar yönünden davaya konu uyuşmazlık konusunda karar verildiği bu karara başvuran tarafın itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine 25.10.2020 tarihli 2020/İHK-19670. sayılı kararı ile kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.Tahkim Komisyonunun verdiği kararlar, mahkeme kararları gibi ilam niteliğinde olup; ilama konu alacak yeniden bir davaya konu edilemez.
Bu nedenle HMK’nın 114/1-i ve 115 maddeleri gereğince kesin hüküm gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi yerindedir. Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Diğer yönden; davacı vekilinin reddedilen araç mahrumiyeti talebine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Kasko Poliçelerinde, “İkame Araç Klozu ” bulunduğu takdirde , kasko sigortacısı ikame araç temin etmediğinde araç mahrumiyet giderini ödemekle sorumlu olup, davaya konu poliçede bu klozun bulunmadığı tespit edilmekle, mahkemece, talebin reddine karar verilmesi doğru olup, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
Diğer yönden, davacı STK dosyasında zararın ispatına yarayan ekspertiz raporu, fatura, kaza sonrası araç fotoları gibi belgeleri sunmamıştır. Sigorta şirketi de bu yönde bir belge sunmamış olup,
Sigorta poliçesinde, onarım süresi boyunca,kiralık araç hizmeti hasarlı aracın servisteki onarım süresinin 24 saati geçtiği durumlarda ve eksperin kararı ile geçerli olacağı düzenlendiğinden ayrıca; Genişletilmiş Kasko Poliçesi incelendiğinde ikame araç klozunun sadece tamiri mümkün olan araçlar için düzenlendiği, pert-total araçlar için böyle bir ek kloz bulunmadığı anlaşılmakla davacı yanın ikame araç kira bedeli yönünden yaptığı istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile kalan 189,15-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*