Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1421 E. 2023/1442 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1421
KARAR NO : 2023/1442

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :30/03/2022
NUMARASI :2021/578 Esas – 2022/303 Karar

DAVACI :GÜRÇELİK MAKİNE ENDÜSTRİYEL OTOMASYON SİSTEMLERİ SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :TPM ENDÜSTRİYEL OTOMASYON ELEKTRONİK MÜHENDİSLİK NAKLİYE MAKİNE SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :04/08/2021

KARAR TARİHİ :28/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :02/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı borçludan 4 adet makine satın aldığını, bu alım satıma ilişkin davalı borçlunun 15.06.2021 tarihinde 2.258.052,72-TL bedelli … nolu faturanın düzenlediğini, davacı şirket ile davalı arasında başkaca bir alım satım ilişkisi veya ticari ilişkinin bulunmadığını, fatura bedelinin 2.258.052,72-TL olmasına rağmen davalı tarafın yaptığı tahsilatların 2.378.052,72-TL olduğunu, şöyle ki; faturanın düzenlendiği tarihte davalı tarafından düzenlenen tahsilat makbuzundan anlaşılacağı üzerine 31.07.2020 tarihli, Ziraat Bankası A.Ş. … seri numaralı 120.000,00-TL bedelli çekin davalı adına cirolandığını, davalının aldığı çeki en erken 31.07.2021 tarihinde bankaya ibraz edebileceğini, paraya ihtiyacı olduğunu, aksi takdirde makineyi yetiştiremeyeceğini ifade ederek çek bedelinin kendisine Eft ile ödenmesini talep ettiğini, karşılığında çeki davacıya iade edeceğini bildirdiğini, davacının işlerinin aksamaması adına davalının bu talebini olumlu karşılayarak 17.06.2020 tarihinde Eft ile çek bedeli olan 120.000,00-TL’yi davalıya ödediğini, buna rağmen davalı tarafın ilgili çeki müvekkiline vermekten imtina ettiğini, ilgili çeki bankaya ibraz ederek 04.08.2020 tarihinde tahsil ederek 120.000,00-TL’lik sebepsiz zenginleştiğini, davacı şirketin davalı borçludan 4 adet makine satın aldığını, bu alım satıma ilişkin davalı borçlunun 15.06.2021 tarihinde 2.258.052,72-TL bedelli … nolu faturanın düzenlediğini, davacı şirket ile davalı arasında başkaca bir alım satım ilişkisi veya ticari ilişkinin bulunmadığını, fatura bedelinin 2.258.052,72-TL olmasına rağmen davalı tarafın yaptığı tahsilatların 2.378.052,72-TL olduğunu, şöyle ki; faturanın düzenlendiği tarihte davalı tarafından düzenlenen tahsilat makbuzundan anlaşılacağı üzerine 31.07.2020 tarihli, Ziraat Bankası A.Ş. … seri numaralı 120.000,00-TL bedelli çekin davalı adına cirolandığını, davalının aldığı çeki en erken 31.07.2021 tarihinde bankaya ibraz edebileceğini, paraya ihtiyacı olduğunu, aksi takdirde makineyi yetiştiremeyeceğini ifade ederek çek bedelinin kendisine Eft ile ödenmesini talep ettiğini, karşılığında çeki müvekkiline iade edeceğini bildirdiğini, davacının işlerinin aksamaması adına davalının bu talebini olumlu karşılayarak 17.06.2020 tarihinde Eft ile çek bedeli olan 120.000,00-TL’yi davalıya ödediğini, buna rağmen, davalı tarafın ilgili çeki davacıya vermekten imtina ettiğini, ilgili çeki bankaya ibraz ederek 04.08.2020 tarihinde tahsil ederek 120.000,00-TL’lik sebepsiz zenginleştiğini, alınan mal karşılığı ödenmesi gereken toplam bedeli 2.258.052,72-TL olduğunu, ödemelerden sonra davacı şirketin bakiye alacağının 120.000,00-TL olduğunu, davalı tarafın bugüne kadar ödeme yapmadığını, bu nedenle davalı aleyhine Gebze İcra Dairesi’nin 2021/12980 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun borca haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini, davacının alacağının temini bakımından davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle; davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak alacaklarına teminat mukabilinde ihtiyaten haczine, davalarının kabul edilerek davalı borçlunun Gebze İcra Dairesi’nin 2021/12980 Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle takibin devamına, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine dava miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere lehimize icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava ve iddialarına itiraz ettiklerini, bu iddia ve beyanlarının hukuki dayanağı olmadığından davanın reddini talep ettiklerini, davacının iddiaları değerlendirildiğinde bahsettiği ödemelerin neye ilişkin olduğunun ispat yükünün davacıya ait olduğunu, davacının tacir olup tacir olmaktan dolayı basiretli şekilde davranmakla mükellef olduğunu, dolayısıyla da davacının bahsettiği “ödeme mutabakatını” ispat etmesi gerektiği gibi gerek “sebepten mücerret olan çeke yönelik iddiasına” gerekse de “açıklaması bulunmayan banka dekontuna” yönelik iddiasını kanıtlaması gerektiğini, dosyada mevcut delillere ve duruma göre tacir olan davacının ödeme iddiası değerlendirildiğinde; davalının 31.07.2020 keşide tarihli ve … nolu çekin faturaya istinaden verdiğini iddia etmesine rağmen mücerret çeke ilişkin iddiasının dayanıksız olup ispat edilemediğini, iddia ettiği üzere banka yoluyla gönderdiği paranın iş bu çek bedeline mahsuben ödendiğine ilişkin iddiasının dayanıksız olduğunu ispat edilemediğini, 17.06.2020 tarihli banka ödeme dekontundaki ödemenin 31.07.2020 tarihli … nolu çek bedeline istinaden veya faturaya istinaden ödeme yapıldığına dair hiçbir açıklamanın mevcut olmadığını, davacı tarafın “Davalı müvekkille istişare ederek mücerret çekin EFT yoluyla ödendiğini, bu şekilde ödeme yaptığını” iddia etmesine rağmen bu yönde de dosyaya yazılı bir delil sunmadığını davacının tüm iddialarının afaki olup dayanıksız olduğunu, davacı dosyada mevcut delillere göre ne davalı müvekkile verdiği çekin faturaya istinaden verdiğini, ne de iddia ettiği üzere banka yoluyla gönderdiği paranın iş bu çek bedeline ilişkin olduğuna dair ispat yükünü yerine getiremediği, bu durumda sadece davacının afaki iddia ve beyanlarına dayanarak hem çekin hem de banka ödemesinin fatura ile irtibatlandırılarak sebepsiz zenginleşme sayılmasının mümkün olmadığını bu nedenlerle davanın reddine, haksız ve kötü niyetli icra takibine girişen davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın KABULÜNE,
Gebze İcra Müdürlüğünün 2021/12980 Takip sayılı dosyasında davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, herhangi bir icra tazminatı ödenmesine yer olmadığına …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin usule yasaya ve maddi vakıaya aykırı kararında hiçbir yasal gerekçe oluşturmaksızın karar verdiğini, gerek mevzuat gerekse alıntılanan Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre davacının iddiaları değerlendirildiğinde bahsettiği ödemelerin neye ilişkin olduğunun ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı taraf ispat bakımından ticari defterlerine dayandığını ancak davacının defterlerinin kendi lehine delil olmasının mümkün olmadığını, tarafların ticari defterlerinin birbirine uygun olmadığını, ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için defterlerin birbirini teyit etmesinin gerektiğini, aksi halde defterlerine dayanan ve ispat yükü kendisine ait olan davacının ticari defterlerinin kendi lehine delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla bilirkişinin kanun hükmüne aykırı olarak birbirine uygun olmayan ticari defterlerden davacının tutuğu ticari deftere dayanarak davacının kayıtlarında bulunan çekin faturaya istinaden verildiği yönündeki tespitinin yasanın açık hükmüne aykırı olduğunu, bilirkişi raporundaki tespitlerin de hatalı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü ile İİK’nın 67. maddesi gereğince kabul edilen alacak talebi yönünden davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 15.06.2020 tarihli faturadan başka bir borç ilişkisi olmadığı ve davacı tarafından 120.000,00-TL fazla ödeme yapıldığının sabit olduğunu, davalının asılsız beyanlar ile yargılamayı uzattığını, tarafların ticari defterleri birbirini teyit ettiğini belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2022 tarih, 2021/578 Esas – 2022/303 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda;”…Dava itirazın iptali davasıdır.
Gebze İcra Müdürlüğünün 2021/12980 takip sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir. Alacaklı şirketin borçluya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, takibe süresinde itiraz edildiği ve itirazın iptali davası süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
17/01/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle ; davacının 2020 yılı yasal tiçcari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, 2021 yılı yasal ticari defterlerinin açılı tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, 2021 yılı yasal ticari defter kapanış tasdik süresinin henüz gelmediğini, davalının 2020 yılı asal tıcarı defterlerının açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde bedelinin davacı tarafından ödendiğini, davacının davalıdan satın almış olduğu mal /hizmet faturasını ilgili dönemde ilgili vergi dairesine alışların beyanı (BA) formu ile, davalının davacıya satmış olduğu mal/hizmet faturasını ilgili dönem ilgili vergi dairesine Şatışların Beyanı (BS) formu ile beyan ettiğini, tarafların beyanlarının birbirini teyit ettiğini, bahsi geçen 31.07.2020 tarih 0013766 seri numaralı çekin bu fatura karşılığında düzenlendiğini ve davalının mükerrer tahsilat yaptığını, davacı firmanın yasal ticari defterlerde davalı firmadan 120.000,00.-TL alacaklı olduğunu, davalı firmanın yasal ticari defterlerinde ise davacı firmaya borç/alacak bakiye tutarının 0,00.-TL olduğunu, taraf defterleri arasındaki bakiye fark tutarının 120.000,00.-TL olduğu, bu bakiye fark tutarının 31.07.2020 tarihli 0017366 seri numaralı davacı tarafından davalı firmaya verilen çekin davalının yasal ticari defterlerinde kayda alınmamasından kaynaklandığını, davacının davalıdan 120.000,00.-TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini rapor etmiştir.
Mahkememiz icra dosyası, tarafların defterleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davacının davalıdan 120.000,00.-TL alacaklı olduğu kabul etmiş, davalının mücerret çekin ödeme belgesi olduğu, bunun dışında bu çekin ve ödemenin mahkememizce denetlenemeyeceği yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir…” şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne, Gebze İcra Dairesi’nin 2021/12980 Takip sayılı dosyasında davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, herhangi bir icra tazminatı ödenmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, taraflar arasında cari hesap ilişkisine dayalı bir adet ticari ilişkinin bulunduğunun, davacının davalıdan KDV dahil 2.258.052,72TL tutarlı “makine” satın aldığının, davacının ticari defterlerine göre davalının bu miktar üzerinden alacaklandırıldığının,davacının davalıdan satın almış olduğu mal /hizmet faturasını ilgili dönemde ilgili vergi dairesine alışların beyanı (BA) formu ile, davalının davacıya satmış olduğu mal/hizmet faturasını ilgili dönem ilgili vergi dairesine “Satışların Beyanı” (BS) formu ile beyan ettiğini, tarafların beyanlarının birbirini teyit ettiğinin, davalı firma tarafından, davacının keşide ettiği 15.06.2020 tarihli ve … numaralı tahsilat makbuzu ile davalı firmaya verilen … seri nolu 120.000,00- TL tutarındaki çekin, 03.08.2021 tarihli Ziraat Bankası dekont aslında … nolu çek bedeli hs ödenen” açıklaması ile ilgili çekin tahsil edildiğinin, davacının ayrıca; 17.06.2020 tarihinde davacının Denizbank hesabından davalının Yapı Kredi Bankası hesabına 120.000,00-TL Eft gönderildiğinin dolayısıyla, davacı firma davalı firmaya, cari hesap borcuna istinaden toplam 2.378.052,72.-TL tutarlı ödeme yapılmak suretiyle, 120.000,00.-TL mükerrer ödeme yapılarak davacı firma davalı firmadan 120.000,00.-TL alacaklı duruma geçtiğinin anlaşılmasına, hükme esas alınan 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, taraf ve mahkeme denetimine elverişli olduğunun görülmesine, davacının mükerrer ödeme olgusunu belgeler ispat ettiğinin, davalının aksini ispat edemediğinin, anlaşılması ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın dosya kapsamına uygun ve usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının istinaf itirazlarının incelenmesinde ise,
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, taraflar arasında bir adet ticari ilişki tespit edilmiş olup,tacir olan borçlu şirketin, söz konusu ticari satım nedeniyle davacıdan yapmış olduğu belgeye dayalı tahsilatları ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydetmek ve mükerrer tahsilat yapıldığını tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının davacı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davalının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2022 tarih, 2021/578 Esas ve 2022/303 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın KABULÜNE,
-Gebze İcra Dairesi’nin 2021/12980 Takip sayılı dosyasında davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin bulunduğu hal üzerinden aynen devamına,
-Alacak likit olduğundan asıl alacağın (120.000,00-TL) %20’si oranında 24.000-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Alınması gerekli 9.151,89-TL harçtan peşin alınan 1.618,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.533,79-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 1.618,10-TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
c)Davacı tarafından tebligat, posta, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen 1.131,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 16.677,71-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
d)Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
e)Arabulucu gideri olarak sarf edilen 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harçlarının hazineye irad kaydına,
b)İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 9.151,89-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 2.288,00-TL’nin mahsubu ile kalan 6.863,89-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
ç)Davacı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma harcı ile 19,50-TL istinaf kanun yolu masrafı olmak üzere toplam 240,20-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d)Davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
e)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
f)Tarafların yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince yatıran tarafa iadesine,
g)Davalı hakkında düzenlenen 25/05/2022 tarihli ve 8.853,79-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
h)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*